9. Bölüm: Alışveriş

271 16 15
                                    

Bugünün ilk bölümüüü

İyi okumalarr

—————-

"Anne ben çıkıyorum!" Ayakkabılarımı giydim ve doğruldum. Annem kapıda belirdi. "Nereye?" Dedi beni süzerek. "Dedim ya kızlarla dolaşacağız." Şüpheyle baktı. "Dikkatli ol. Çok güvenme o kızlara."

He anne he demek vardı. Ama diyemiyordum. Yaşadığım şeylerden sonra. Götüme giren eşşek gibi kazıklardan sonra ne yazık ki sadece başımı sallayabildim.

Merdivenlerden inmeye başladım. Dün Miraçın attığı linke bakmamıştım. Cevap vermemiştim. Çünkü ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Neden ne yapacağım hakkında bir fikrim olmadığınıda bilmiyordum. Neden ne ya-

Tamam Güneş. Cıvıma kızım.

Merdivenlerin sonuna ulaştığımda apartmanın kapısını açtım. Açar açmaz kapıda bekleyen üç kızı beklemiyordum. Kocaman gülümsedim. "Selam." Dedim ve yanlarına ilerledim.

"Hoşgeldin Güneş." Dedi Gülce. "Hoşbuldum da nereye gideceğiz?" Ekim atladı. "Tabii ki kumsala!" Efla yine ve yine sessizdi. "E ama ben kumsala göre giyinmedim." Dedim üstüme bakarak. "E bizde giyinmedik." Dedi Ekim

Anlamadığım bariz yüzümden belliydi. Efla anlamadığımı görmüş olacak ki derin bir nefes aldı. "Alışverişe gidecekmişiz. Kumsallık bir şeyler alacakmışız. Bir iki bir şeyler. Ki ben onların bir iki bir şey alacağına hiç inanmıyorum. Neyse işte, oradan gidecekmişiz kumsala." Yanındaki kızlara sinirli bir bakış attı. "Ve beni bu kadar uzun konuşturduğunuz için döveceğim hepinizi." Ekim tatlıca güldü.

"Dövemezsin ki sen bizi." Gülcede ona katıldı. Efla gülümsedi. "Dövemez miyim?" Ekim başını salladı. "Tabi ki de. Bir kere sen bize kıyamazsın." Eflanın hafif gülümsemesi soldu. Gözlerini kaçırdı ve bir noktaya daldı. Dikkatlice baktım ona. Sonra gözlerimi Kızlara çevirdim.

Gülce ekimin koluna vurdu hafifçe. "Salak." Ekim suçlulukla baktı. "Ne oluyor ya?" Dedim bende hiç bir şey anlamayarak. Efla kendini toparlamış gibi bana baktı ve gülümsedi. Bana ilerledi ve koluma girdi beni şaşırtarak. "Onlar arkadan gelsin. Biz önden seninle gidelim mi?" Bu kibar teklifine karşı gülümsedim ve başımı salladım.

Yürümeye başladığımızda konuştum. "İyi misin? Gülümsedi. "İyi olacağım. Sen?" Gülümsemesine karşılık verdim. "Bende iyiyim."

"Güzel. Hep iyi ol." Bu iyi hislerine karşı gülümsedim. Çok iyi bir kızdı. "Eee nasıl bir şey alacaksın. Elbise mi? Yoksa tulum gibi şeyler mi?" Düşündüm. "Sanırım tulum." Kafasını salladı. "Bencede."

Sokağın sonunda durdu Efla. "Neden durduk?" Kolumu bıraktı ve cebinden bir araba anahtarı çıkardı. Hangi arabayı açacak diye beklerken arkasındaki üstü açık beyaz arabadan ses geldi. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. "O araba senin mi? Ve senin nasıl ehliyetin var?"

"Evet araba benim. Ve ben on dokuz yaşındayım. Ehliyetimi on sekizimde almıştım." Gözlerim şokla dahada aralandı. "O-on dokuz yaşında mısın?" Bu saflığıma kahkaha attı ve ön koktuğun kapısını açtı. Oturduğunda bana baktı. "Öne binmek ister misin?" Hevesle başımı salladım ama şaşkınlık hala üzerimdeydi. Arabanın etrafından dolaşıp ön kapıyı açtım ve oturdum. Karşıdan gelen Ekim ve Gülceyi gördüm.

Arabaya ulaştıklarında ikiside düşmanca Eflaya baktı. "Hain kadın." Ekim arkaya oturdu ve Gülcede onu takip etti. Sanırım öne binmedikleri için kızdılar.

Rüzgar Gülü (Yarı texting)Where stories live. Discover now