Melez Prenses

De Mathilldaa

449K 13.5K 1.3K

Sita:" Şivayı ve kızımı terk ettikten sonra benim için sadece yakşa vardı, Şeytanımı seviyordum sevmesine ama... Mai multe

-Melez Prenses-
2- MP
3- MP
4- MP
5- MP
6- MP
hikayedeki oyuncular
7- MP
8- MP
9- MP
10- MP
11- MP
12- MP
13- MP
14- MP
15- MP
16- MP
17- MP
18- MP
19- MP
Duyuru!!!
20- MP
21- MP
22- MP
23- MP
24- MP
Duyuruuuuuu
25- MP
26- MP
Yeni bölümden önce duyuru.
28- MP
MP-29

27- MP

4.4K 176 56
De Mathilldaa

Arabayı okulun otoparkına park edip araçtan indiğimizde ders zilinin çalmasına sadece bir kaç dakika vardı, hepimiz çantalarımızı alıp otoparktan okula doğru ilerledik, anlaşılan buradaki öğrenciler pek de ders zilini takmıyordu, herkes kendi aleminde güneşli havanın tadını çıkartıyordu:

Dean:" Güneş cidden çok güzel parlıyor. Bidaha güneşi hissedemeyeceğimi düşünüyordum."

Koluna girip başımı omzuna yasladım, hatta koluna yasladım dıyebılırım boyu ciddi anlamda benden uzundu, hemen beni kolunun altına alıp sarıldı.Okulun içine girdiğimizde Taylor ve Chuck kendi sınıflarına gittiler, Dean ve bende kendi sınıfımıza yönelip içeri girdik. Bizim içeri girmemizle Josep, Norman , Jasper bize dönmüşlerdi, Zilin çalmasıyla herkes sıralarına oturmaya başladığında Dean ve bende kendi yerimizi bulmuştuk bu ders tarih olmalıydı.

Tahmin ettiğim gibi ders tarihti erkek olan hoca sınıfa girdiğinde çantasını masasının üzerine bırakıp ders tahtasının önüne geçti ve kendini tanıttı " Ben Alaric Snape" Tarih derslerimize girecek olan öğretmen kendini tanıttıktan hemen sonra derse başamıştı ingiltere tarihini anlatıyordu fakat benim dinlememe gerek yoktu, o tarihlerde bizzat yaşamış VIII. Henry 'i bizzat görmüş hatta Anne Boleyn'in idamına bile şahit olmuştum.

Daha fazla bildiğim şeyleri dinleyemeyeceğim çantamdaki defteri çıkartıp resim çizmeye karar verdim , Dean yanımda oturmuş elini çenesinin altına koymuş bir şekilde sabit bir noktaya bakıyordu. Deanın gözlerini takip edip baktığı noktayı buldugumda cidden şaşırmıştım, Dean ilk defa bir kızı bu şekilde süzüyordu, o genelde istediğini anında alır ve becerip karnını doyurduktan sonra bi yere atardı bu şekilde süzmesine ilk defa şahit oluyordum.

Dean'ı dürtüklediğimde kafasını ağır çekimde bana döndürmüştü, dersi hala anlatmaya devam eden hocaya aldırmayarak Dean'a doğrı fısıldamaya başladım :

Elena:" Nereye bakıyorsun öyle?"

Dean:" Hiç, dalmışım öyle.

Elena:" Nereye daldığını gördüm, şu duvar kenarında ilk sırada oturan sarışın kıza. Baya düzgün birine benziyor."

Dean:" Ona bakmadım Elena.!"

Elena:" Tabi, eminim öyledir."

Ona yandan sırıttıktan sonra telefonumu çıkarıp saate baktım henüz 15 dakika vardı ve hoca hala dersi anlatmaya devam ediyordu. Sıranın üzerinde duran kalemlerden birini alıp defterin ilk sayfasına aklımdaki yüzü çizmeye başladım, tabii 15 dakika da bitecek bi yüz değildi.

Zil çaldığında Dean yerinden kalkıp ,
Dean:" Ben biraz ciksam iyi olur bu sınıf da bunalıma girdim iyice. Geliyor musun ?"
Basımı Hayır anlamında salladigimda ellerini pantolonunun ceplerine sokup yanımdan uzaklaştı.
Kafamı deftere cevirdigimde yanıma gelen Josep ve diger çocuklar gelmişti, hemen yanımda ayakta duruyordu kafamı ona cevirdigimde diğer çocuklara gitmeleri için işaret verip yanıma oturdu,

Josep:" Resim yeteneğin de var demek ."

Göz ucuyla defterime bakınca defteri kapatıp sıranın altına koydum.

Elena:" Yanıma oturmak için benden izin aldığını sanmıyorum. "

Josep : " Ben kimseden izin almam prenses. Sana böyle diyorlar değil mi? Prenses! . Soylesene bu ismi sana veren salak kim. "

Elena : " Salak demeye pişman olacağın biri olduğundan emin olabilirsin. "

Josep : " Beni pişman edebilecek biri olduğunu sanmıyorum, siz kızlar bazen çok abartabiliyorsunuz. "

Elena : " Sana burda oturup kim kimi pişman eder diye polemiklere girmicem. Aynı zaman da bu kız senden yaşlı, dikkatini çekerim. Hava alsam iyi olur. Sende kendine dikkat et, yarın dolunay var. "

Diyip yanından kalktım sırayı biraz itip önünden geçtim. Bu çocuğun benimle derdi neydi anlamış değildim açıkçası, yakında anlardim nasıl olsa.

Okulun bahçesine çıktığımda çardakta oturan Dean'ı görüp yanına doğru ilerledim, pür dikkat bi noktaya bakıyordu, bugün bi tuhaf di zaten, bakışlarını takip ettiğimde öndeki çardakta arkadaşlarıyla birlikte oturan aynı kızı gördüm.
Dean kesinlikle bu kızdan etkilenmisti. Dean ın yanına oturup bacaklarimi uzattım kollarımı çapraz bağlayarak,

Elena:" Güzel bi kız. "
Dean kafasını bana çevirip ,
Dean:" Kimden bahsediyorsun anlamadım?"

Elena : " Hadi ama , o kıza baktığını gördüm. Ne sanıyorsun salak mıyım ben Dean. Hoslanmak utanılacak birsey değil. "

Dean : " Çok mu belli ediyorum. Tanrım sapık gibi kızın peşinden geziniyorum. Çok aptalca, daha kızı bugün fark ettim ."

Elena : " Hey sacmalama, olabilecek şeyler bunlar Dean, senin de mutlu olmaya hakkın var ama sapık gibi davranmasan iyi olur , bu cidden çok korkutucu. "

Elena : " Hey sacmalama, olabilecek şeyler bunlar Dean, senin de mutlu olmaya hakkın var ama sapık gibi davranmasan iyi olur , bu cidden çok korkutucu. "

Hafifçe omzuna vurup gülümsedim , kafasını bana çevirip gülümsedi, Dean iyi biriydi vampir olduğundan beri yaptığı kötü şeyler için onu kimse suçlayamazdı onun yaptığı herşeyin sorumlusu sadece bendim.

Arkamıza yaslanıp güzel havanın keyfini çıkartmaya karar verdiğimizde aklıma dün gece Chuck'ın telefon konuşması geldi, eğer arkamdan iş çevirecek birşey yapıyorsa ona acımayacaktım. Ben bu düşüncelere dalmışken yanıma gelen Chuck ve Taylor'ı farketmemiştim Taylor'ın yalancı öksürüğüne kadar :

Taylor:" Öhö öhö! Nereye daldınız böyle ikiniz birden?" diyerek yanıma oturup arkasına yaslandı, Chuck ise Taylor'ın diğer yanına oturup telefonunu çıkartıp kurcalamaya başladı, bu sırada Dean keyifle gülüp:

Dean:" Senin yokluğunda kafamızı dinliyorduk."

Taylor:" Oysaki ben senin hasretine dayanamayıp buralara gelmiştim çok yazık." Diyip yapmacık bi şekilde dudaklarını büzdü. Ben onların dialoglarına kıkırdarken Josep ve grubu bizim olduğumuz çardağa doğru yürüyorlardı .

Taylor ve Dean benim baktğım yöne baktıklarında ikisi birden aynı anda ayaklandılar , onların ayaklandıklarını gören Chuck kafasını telefonundan kaldırıp gelenlere baktı, bu grubu görünce sinirlenmemek elde değildi.

Josep:" Selam, oturabilirmiyiz?"

Dean:" Pek sanmıyorum ."

Josep:" Pek nazik değilsin Dean, ayrıca sana değil Elena ya sordum, anladığım kadarıyla burada onun sözü geçiyor." Dedikden sonra kendinden emin bi şekilde sırıttı

Elena:" Ne istiyorsun?"

Josep:" Gerçekten bilmek istemezsin Elena, ama sizi akşam gideceğimiz bar'a davet etmek istemiştim , kaynaşırız ha ne dersin?" alay edercesine üstü kapalı tehtit etmesi ne kadar sinirlerimi daha çok bozsada bunu ona belli etmeye niyetim yoktu , oturduğum yerden doğrulup :

Elena:" Pekala akşam gideceğiniz bar'ı Chuck'a mesaj olarak atabilirsiniz. Nasıl olsa siz çoktan kaynaşmışsınızdır." Chuck'a yaptığım ima 'yı Josep anlamıştı:

Josep:" Evet, senden daha sevecen olduğu kesin." Diyerek grubuyla birlikte uzaklaştığında chuck beni kolumdan tutup kulağıma egilerek 'konuşabilir miyiz?' Diye fisildadiginda başıma onu onaylayarak Taylor ve Dean'a dönüp ' bundan sonra ki derslere girmeyecegiz siz okul bitince eve geçersiniz yada ne yapmak isterseniz yapın araba siz de kalsın. ' diyerek okul çıkışına doğru yürümeye basladığında chuck ın hemen arkamda olduğundan adım kadar emindim.

Okul dan çıkmıştık, Ben önde o arkamda öylece yürümeye basladigimizda ormanın girişine kadar baya bi zaman öyle ce yürüdüğümüzü fark ettim ikimizde tek kelime etmeden aramıza mesafe koyarak buraya kadar gelmiştik.
Ormanın içerisine girdiğimizde hala konuşmamıştık biraz daha ilerlediğimizde benim durmam la oda olduğu yerde durdu, ona doğru döndüğümde:

Chuck : " Elena , bu şekilde konusman ne demek oluyor. "

Elena : " Ne demek olduğunu gayet iyi biliyorsun , onlar dost değil dünya sandığın gibi bir yer değil ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum onlarla aran bu şekilde iyi olamaz. "

Chuck : " Peki ne yapmamı istersin? Ben Dean veya Taylor değilim tamam mı her istediğini yapamam . Ama dur bi dakika aramızda efendisi bağı var değil mi belki de efendisi bağını beni elinde tutmak için kullaniyorsundur, belki de sana aşık değilimdir ha ! Ne dersin? Artık seni sevdigimden bile emin değilim bu bağ mi aşk mi ayırt edemiyorum da. "

Söylediği sözler beynim de şok dalgaları yayiyor ve tek bir hareket dahi edemiyordum, öyle ce dönüp kalmıştım. Aramızda ki bu şeyi bağ olarak adlandırmisti kendince ben bile emin değil dim artık tek emin olduğum şey kalbimin paramparça olduğu ve onu görmek istemediğimdi. Elimin tersiyle gözlerimde ki yaşı silip gözlerinin içine bakarak

Elena : " Peki demek öyle . O zaman chuck ' Efendin olarak seni serbest bırakıyorum artık bana bağlı değilsin hür ve serbestsin. ' artık bağlı olmadığımızı hissediyorsun serbestsin , seni görmek istemiyorum. "

Onu özgür bıraktığımda aramızda görünmez bi zincirin parcalandigini hissedebilmistim içimde , o ise tek kelime etmemiş gözlerini açarak ağzımdan çıkan kelimeleri dinlemiş tepki dahi verememisti.
Gözlerine bakarak geriye doğru adımlarımi atıp arkami dönmem le vampir hızımı kullanarak oradan uzaklaştım , ormanın havası yakaladığım hızla ormanın içerisinde hızlıca ilerliyordum, bir yandan da chuck ın söylediklerini düşünüyordum. Bana karşı baya dolmuş ve okulda olanlardan sonra taşmıştı. Aramızda olanların efendilik bagindan ibaret olduğunu düşünüyordu, gerçi ben bile sevgi olduğundan artık emin değildim, belki de bu tek taraflı birşeydi. Hızlıca ormanın diğer çıkışlarından birine doğru yol alıp Ormandan kendimi dışarı attım, normal bi insan gibi eve doğru yürümeye başladığımda ağlamam geçmek bilmiyordu kesik kesik nefesler alarak ağlamaya devam ediyordum.
Sonunda eve vardığında kapıyı açan babam olmuştu,

Eric:" Elena! Ne oldu böyle? ."

kollarımı babamın boynuna dolamamla bana sıkı sıkı sarilmasi bir oldu. Kapıyı kapatıp beni içeri aldığında beni kucağına aldığı gibi başımı gogsune yasladım.

Babam Beni odama çıkardığında sırtını yatak başlığına yasladi bense başımı onun bacaklarına koyduğum da büyük bir şevkatle saçlarımı oksamaya başladı , ağlamam yavaş yavaş durmuş kesik kesik nefeslere bırakmıştı yerini

Eric:" Tatlım , ne olduğunu bilmiyorum ama sormayacagimda kendini hazır hissettiginde anlat olur mu? "

Elena : " Şimdi anlatacağım nasıl olsa öğreneceksiniz. "

Dediğimde chuck la aramızda geçen herşeyi bi çırpıda anlatmıştım aynı zamanda rahatlamistim, konuşmak iyi gelmişti.

Eric:" Sanırım baban olarak ona bi kaç yumruk atmaliyim. "

Dediğinde gülmeye basladim, keyfimi yerine getirmek için suratına muzır bi ifade takınarak bu öneriyi sunmuştu.

Elena:" Hayır , kimse kimseye yumruk falan atmayacak. Sadece bu sözleri duyduğum da kendimi paramparça hissettim."

Yüzümdeki gülümseme soldugunda babam tekrar kollarıni bana dolamis başımı gogsune yaslamisti. Bu huzur tarif edilemez birsey di.
Aşağı dan sesler geldiğinde Taylor ve Dean ın geldiğini anlamam uzun surmemisti.

Eric:" aşağı inmek istermisin tatlım, hem bu olanları onlarla da konusman gerekecek biliyorsun. "

Kafamı sallagimda başımdan öpüp odadan çıktı babamın çıkmasıyla kıyafet odama yönelip üzerime kot pantolon giyinip polo yaka siyah bir tişört giyindim altına siyah coverslerimi giyinip saçlarımı tepeden at kuyrugu yapıp odadan çıktım.

Aşağı indigimde babam mutfakta yemek hazirliyordu Taylor ise buz dolabını karistirmakla mesguldu Dean ise muhtemelen aşağıdan kan torbası almak için inmişti. Mutfak masasına oturduğumda onlara yemek konusunda yardimci olamayacak kadar kafamin dolu olduğunu fark ettim bunun yerine onları izlemeye başladığımda Taylor yemek konusunda babama yardimci oluyor du arada sohbet ediyorlar ve beni de dahil etmeye calissalar bile tebessüm edip gecistiriyordum.
Dean mutfağa girdiğinde mikrodalga fırına 2 paket kan torbası koyup zaman ayarını halledip bana doğru döndü :

Dean : " ağzında ki baklayı çıkar kızım. Okuldan çıkıp gittiniz chuck pisligi ortalarda yok ve sen oldukça sessiz gorunuyorsun. Durum ne ? "

Babam ocakta pişen yemeğin altını kapattığında mikro dalganın zamanlayicisi da öpmeye başlamıştı , Dean kan torbalatini açıp koca bi sürahinin içine boslatip 2 bardak kaparak mutfak masasına tam karşıma oturdu Taylor ise diğer yanıma otururken babam tezgaha yaslanmıs kollarıni göğsünde baglamisti. Dean bardaktan doldurduğu dumanı tüten kanın birini bana doğru itip ' hadi bakalım başla. ' dediğinde derin bi nefes alıp olan biteni anlatmaya başladım.
Konuşmamı bitirdigimde:

Dean : " O pic kurusundan nefret ettiğimi soylemismiydim?"

Elena : " Defalarca kez bunu söyledin Dean. "

Taylor : " Hayalarina tekme atmak istersen seve seve onu tutarım. "

Elena : " Bunu yapmayacağım tabi ki. Sadece o artık yok efendilik bağı da yok tamamen serbest bağ olmadan ne isterse yapabilir okul da da bizimle değil buna hepimiz alışsak iyi olur. "

Dean : " Emin ol şimdiden alıştım bebeğim. "
Taylor : " Kesinlikle. "

Eric : " Tamam bu kadar yeter. "

Dediğinde hepimiz toparlanmistik Dean boş bardaktan ve boş Sürahi yi alıp lavaboya yıkayıp yerlerine koyarken babam ve Taylor ise akşam yemekleri için hazırladıkları sofraya kurulup yemeye başlamışlar di Dean ve ben ise yanlarında oturmuştuk.

Dean:" Bu aksam bar'a davet etmişti Josep gidecekmiyiz. "

Taylor : " Hangi bar olduğunu bilmiyoruz hem Elena gitmek ister mi emin değilim. "

Elena : " bilemiyorum evde sıkıldım aslında ama onlarla da olmak istemiyorum bence birlikte birseyler yapsak? "

Taylor : " Kesinlikle , ben bu kadar durgun olmaya alışık biri değilim sayenizde kendimi 50 lerine buna gibi hissediyorum. "
Dediğinde babam yalancı öksürüğünü uyarıcı bi şekilde Taylor a duyurmuştu.

Taylor : " Baba sen 50 bile değilsin kaç bin yaşında olduğunu bile bilmiyorum. "

Eric : " Seni evlatliktan reddetmek için ne yapmam gerektiğini avukatımla konusşam iyi olur. "

Diyerek ayağa kalktığında bana göz kırpıp bulasiklarini makine ye yerleştirip mutfaktan çıktı.

Taylor : " Ne? Ne dedim ki ben? "

Elena : " Ona gelmiş geçmiş en büyük buna olduğunu ima ettin . Sayende aile mirası tek bana kalacak tek çocuk olacağım için. "

Dediğimde Dean ve ben gülmeye başlamıştık Dean ın kaldırdığı eline bi beşlik çaktigimda Taylor masadan kalkıp bulasiklarini makineye yerleştirmiş bize orta parmağını göstererek mutfaktan çıkmıştı.

Dean:" Elena, Chuck güvenilir biri değil , üzüldüğünün farkındayım seni o kadar tanıyorum. Kaç yüz yıldır yaşıyoruz hersey ama hersey bi şekilde gelip geçiyor ama artık biz yanındayız baban kardeşin ve ben. Seni seviyoruz. "

Dean duygularını pek belli eden biri değildi hiç bir zaman son zamanlarda duygularını gizleme gereği duymuyordu, ona sıkıca sarildigimda bana aynı şekilde karşılık vermekten geri kalmamıştı. Ta ki aramızda bi çift el girip ayıran kadar,

Taylor:" Tamam yeter bu kadar. Dean kardeşime sarılmaktan vazgeç. Ben üzerimi değiştirdim sizde giyininde çıkalım ."

Dean Taylor la itişip şakalasirken ben yanlarından ayrılıp odama çıktım üzerime bordo kalın askılı mini dar bi elbise giyinip altına topuklu siyah bilekte biten botumu giyinmiştim bordo rujumu sürüp gözlerime Siyah eyeliner çekip siyah deri ceketi mi üzerime geçirmiştim. Tam odadan cikacakken kıyafet odasına yönelip üst raflarda bulunan büyük valizi alıp chuck ın kıyafetlerini içine doldurmaya başladım diğer valizi çekip aldığımda kalan kıyafetleri ayakkabıları içine rast gele doldurmaya başladım isim bittiğinde hemen hemen koca 3 valiz dolusu kıyafet ayakkabı aksesuar hersey toplanmıştı valizleri teker teker odanın kapısına çıkardığımda aynı anda Dean da kendi odasından çıkmıştı.

Elena:" Bunlar chuck ın kıyafetleri yarın ona verin okuldan sonra gerçi gelir mi artık bilmiyorum ama."

Dean : " Emin ol o yüzsuz herif gelir . Hadi bakalım birlikte indirelim. "

2 valizi o aldığında diğerini de ben indiriyordum doğa üstü bi yaratık olmanın verdiği avantajlardan biri de olağanüstü güçlü olmaktı.

Aşağı indigimizde Taylor salondan çıkıp bize baktı ve kapıyı açtı arabaya yonelip valizleri bagaja yerlestirdigimizde arabaya binmeden
Elena : " Babam? Onu da cagirsaydin. "

Taylor : " çağırdım ama laptopu alıp bahçede oturmak istediğini söyledi daha yeni iyileşti yorgun sanırım. "

Dean : " O yaşlı kurt emin ol bizlere taş çıkarır sadece bizi yalnız bırakmak istedi hepsi o ."

Dean haklıydı , babam normal insanlara kıyasla yaşını göstermeyen yakışıklı aynı zamanda tişört giyindiginde bile kasları belli olan bi adamdı , kesinlikle bi baba gibi durmuyordu .
Arabaya bindigimizde sacim daki tokadan kurtulup elimle dağıttım toka izi çıkma misi ve oldukça gür ve iyi duruyordu .
Ben arka koltukta otururken sürücü koltuğunda Dean onun yanında da Taylor oturuyordu.

Gece Klubüne geldiğimizde ki kesinlikle sıradan bi bar değildi, arabayi park edip indik bi kolunda Taylor diğer kolumda ise Dean vardı ve bu gece burası oldukça hareketliydi.

İçeri girdiğimizde Dean yanimizdan kısa bi süreliğine ayrılıp tekrar gelmişti. Büyük localardan birini ayarlanmıştı yani parasini konusturmustu.
Locaya kuruldugumuzda garson ellerindeki alkolleri meyve tabaklarini çeşit çeşit çerezleri olduğumuz masaya bırakmış uzaklasmislardi.

-------------- Yaksa'dan ------------

Gece Klubüne geldiğimizde Elenanin da buraya geleceğini tahmin edememistim büyük localardan birine oturmuştuk ne Dean ne Taylor ne de Elenanin görüş açısında kesinlikle değildim ama o buraya adım attığı an kokusunu almış ve onu göz hapsime almıştım bile , istesem suan onu buradan alıp yanindakileri de etkisiz hale getirip buradan götürebilir dim, ama istediğim onun bana kendi iradesiyle gelmesiydi.
Yanında şu chuck denen zavallı yoktu olmuş olsaydı kendimi tutamayabilirdim.
Marcus yanımda kızlardan biriyle işi pişirirken diğer iki kız ise boynumu öpüp yalamaya hatta biri penisimi oksamaya başlamıştı adamlarimdan diğerleri ise aynı şekilde kendi alemlerindeydi hepimizin amacı hem bu kızları düzmek hemde bu aksam ki yemegimizdi hepimiz susamistik insan dilinde açtık.

Elena yanindakilerle konuşurken aynı zamanda aşırı alkol tüketmeye devam ediyordu diğerleri de aynı şekilde içip gülmeye devam ederken Elena hareketli müziğe daha fazla karşı koymadan loca dan inip dans edenlerin arasına karistmisti bile.

Kendinden geçmiş bir şekilde dans ederken arkasında bulunan çocuklardan biri arkasından kollarıni ona dolayıp eşlik etmeye başladı birbirlerine ayak uydururlarken yanımda olan kızlardan birini elimin tersiyle itmemle diğeri de korkup geri çekilmişti. Elena hala o pic le dans ederken sinir den tüm bedenim kasilmisti bile, tam yerimden kalkıp oraya gidecekken Dean onun yanında gitmiş ikisini ayırmış hatta çocuğun boğazına yapisip onun kulağına birseyler söylemişti tekrar yerime oturduğumda kızlardan biri benimle sevişmek istediğini kulağıma fisildayip kulak meme mi dudaklarinin arasina almıştı bile , muhtemelen bu gece öleceğini bilse değil teklif etmek yanıma dahi yaklasamazdi.

2 kızı birden kollarından tuttugum gibi kulübün alt katında kalan odalardan birine sokmustum, iyi ücret ödediğin takdirde istediğin her yerde istediğin herseyi yapabilirsin doğanın kanunlarindan biri bu.

Odaya girdiğimizde kızlar ilk önce birbirleriyle opusup aynı zamanda birbirlerini soymaya başlamışlardı bile ben orada bulunan koltuklarda birine oturup bacaklarimi açtığımda ikiside hala birbirlerini soymaya öpüşme ye hatta birbirinin kalcakarını sıkmaya devam ediyordu. Iç çamaşırlarını çıkarttıklarinda bana doğru yönelip ellerini uzattilar ikisinin birden elini tuttugumda beni öpmeye boynumu yalamaya hatta erkekligimi sıkmaya başlamış beni zevke getirmek için uğraşıyorlardi.
Iki si birden üzerimdekileri çıkartmaya basladiklarinda opulmedik hiç bi nokta kalmadığına emindim.

Odanın ortasında ki yatağa uzandigimda aklımda ki tek düşünce işimi çabuk bitirip yukarı da bulunan Elena yı biraz daha izlemekti.

Ben uzandigim an kızlardan biri aşağı doğru yönelip erkekligimi ağzına almış diğerini ise hem dudaklarımdan öpüyorum hemde boynumu yaliyordu.

Elena yukaridayken daha fazla dayanamayagimi anladigim dudaklarima kapanan kızın saclarindan tutup dislerimi cikarttigim gibi boynunu ısırıp sıcak kanının damarlarimdan akmasini hissettim. Kanının son damlasina kadar emerken inleyen sesler çıkaran kızın sesi kesilmisti bile, muhtemelen ölmüş olmalıydı çünkü tüm kanını cektigime emindim.

Diğer kız anlamamis hala yaptığı şeye odakliydi. Elimin tersiyle ağzındaki kanı silip ölen kızı yatağın diğer yanına cektigimde diğer kızı kaldırıp altıma almam bir oldu . Hızlı bi şekilde içine girdiğimde acıyla çığlık atıp gitler cogaldiginda ise zevkle inlemeye başlamıştı, kafasını yana çevirip ölen kızın beyaz suratı yla karşılaştığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı tam çığlık atacağı sırada içinden çıkıp dislerimi çıkarak boynuna gömülüp sıcak kanının içime akmasina izin verdim. Insanlar la seks yapma taraftarı değildim.

Yerdeki kıyafetleri mi üzerime geçirdiğim de odadan ayrılıp yukarı çıkmıştım bile, Elena nin bulunduğu locanin boş olduğunu gormemle aşağı da çok oyalandigimin farkına varmistim.

------------ Chuck'dan----------

Elena nin efendilik bağını koparıp benden uzaklasmasının ardından dizlerimin üzerine çöküp olayın şokunu üzerinden atmaya çalışıyordum. Aramızdaki efendilik bağı nedeniyle onu sevdiğimi düşünüyordum hala kafam karışık dı , bu olanlar son zamanlarda yaşadıklarım oldukça fazla gelmeye başlamıştı yaşadığım hayat birden değişmişti.

Elenanin kalbini kırarken bunu önemsememiştim bile, ama şimdi ne dusunecegimi nereye gidecegimi bile bilmiyordum.

Ormandan çıkıp okula doğru yürümeye başladığımda aklıma Stella gelmişti , belki bi süre onlarla birlikte kalabilir bu arada kendime bi ev bakabilirdim. Telefonumu çıkarıp Stella nin numarasini rehberden bularak onu aradım,

Stella : " Selam, beni aramani beklemiyordum açıkçası gideceğimiz barı mesaj olarak gonderecektim. "

Chuck : " aa şey , aslında durum biraz karışık ormanın girişindeyim buraya gelebilirmisin telefondan kendimi ifade edemiyorum sanırım. "

Stella : " Tabi , geliyorum hemen bekle. "

Telefonu kapattıktan 15 dakika sonra Stella görüş alanına girmişti. Stella gerçekten her erkeğin istediği tarz da bi kız di aksi inkar edilemezdi.
Yanıma geldiğinde sarılıp yanağıma öpücük kondurup geri çekilmişti.

Stella : " Ayak Üstü konuşmayalım istersen araba az ileri de buraya yakın bi cafe var oraya gidelim. "

Chuck : " Daha iyi olur. Geldiğinde için teşekkür etmem gerek. "

Arabaya doğru ilerlemeye basladigimizda bana bakıp gulumsemisti. Arabaya binip ana caddeye çıkınca 10 dakikalık bi mesafe den sonra küçük bi cafe ye gelmiştik , Stella arabayi park edip indigimizde direk cafeye girip rast gele bi yere oturmuştuk. Gelen garson a 2 kahve siparis edip kahvelerimizi beklerken konuta direk giriş yapmıştım,

Chuck : " Evden ayrıldım , Elena ile ayrıldık, siz zaten kardes veya kuzen olmadığımızı anlamissinizdir. "

Stella : " Evet, anladık aslında. Dışarı dan gören biri belki anlamzdi ama biliyorsun ki hemen hemen aynı türdeniz ve seni az da olsa tanıyorum. "

Chuck : " Benim yaraticim Elena ve bugün efendilik bağını kopardı biraz tuhaf hissettim, eksik birseyler var gibi. Bu oldukça tuhaf. "

Kahvelerimizi geldiğinde Stella garsona teşekkür edip tekrar bana dönmüştü,

Stella : " ilk başlarda böyle hissetmen normal ama zamanla alisacaksin biliyorum. Bak ne dicem bi süre bizimle kal hem yarın dolunay var tek başına baş edebilecegin birsey değil bu senin için bi ilk. "

Chuck : " Aslında gideceğim bi yer yok şimdilik kendime bi ev tutabilirim ama istediğim gibi bi yer bulabilmem için biraz zaman gerekli, ama Sizinkiler bu durumu kabul edebilirlermi emin değilim. "

Stella : " Emin ol problem olmaz seni sevdiler hem. "

Chuck : " Gerçekten teşekkür ederim. "

Diyip ona gulumsedigimde aynı şekilde karşılık vermişti. Kahvelerimizi içip cafe den ayrildigimizda arabaya binmistik bi süre radyo da çalan müzik hakkında eleştiri yapıp havadan sudan konuşa konuşa onların evine gitmiştik. Stella kapıyı açıp eve girdiğimizde bütün ses mutfaktan geliyor du , Stella bana göz kırpıp elimi tutup beni mutfağa yonlendirdiginde içeri girer girmez tüm gözler üzerime çevrilmişti.

Josep : " Aksam Bar'da bulusacagimizi sanıyordum ."

Stella : " Aksam toplu buluşma olacağını sanmıyorum Josep. "

Mutfak da masaya oturduğumuzda Stella ona anlattıklarımı bi çırpıda anlatmıştı.

Josep : " Oldukça boş odamız var. Istedigin kadar tabii ki kalabilirsin. Bence Stella iyi düşünmüş. "

Norman : " Kesinlikle, seni sevdik dostum burda olmana sevindik, sen hariç o grup da ki diğer çocuklardan çok fazla hoslanmiyorduk. "

Jasper : " Evet, iticiler. "

Mila : " O zaman artık bizim grupla birliktesin. Çok sevindim. "

Stella gülümseyip " ben sana demiştim" diyerek bana göz kırpınca bende gulumsemistim.

Chuck:" Sadece bi süre kendi evimi tutan kadar. "

Josep : " Dedigim gibi sen ne kadar istersen. "

Mutfakta Stella ve ben de yemeklerimizi yedikten sonra Josep üzerime giyinebilmem için eşofman altı ve siyah bi tişört vermişti. Üzerimi giyinip aşağı indigim zaman dışarı da ki çardakta oturdukları nı gördüm.

Yanlarına gittiğimde Hemen bana yer acmislar di iki şişe şarap vardı masada ve herkesin keyfi gayet yerinde gibiydi.

Josep : " Elena ve sen. Sevgili olduğunuzu tahmin ediyorduk aslında. "

Chuck : " Öyleydi. Elena ve Taylor kardeşler aslında Dean ve benim kan bağımız yok diğerleriyle. "

Dean'ın vampir olup olmadığını söyleme konusunda kararsizdim , Dean dan nefret ediyordum bu yüzden gizleme gereği duymayacaktim da.

Chuck:" Dean bi vampir aslında Elena nin sayesinde gün ışığına çıkabiliyor. "

Herkesin gözleri açılmış ve şok olmuş bi ifadeyle bana bayiyorlardi, ilk konuşan ise Norman olmuştu,

Norman:" na nasıl yani ? Anlayamadım? "

Jasper : " Bir vampir gün ışığına çıkamaz bu yüz yıllardır olan birsey değil ."

Chuck : " Gün ışığına çıkan başka bi vampir daha tanıyorum, Yakşa. "

Josep : " Onun adını biliyorum fakat tanımıyorum. Bu olağan birsey değil türümüz için tehlikeli soğuk benizli bi pic kurusu gün ışığında gezemez. "

Chuck : " Gozlerinizle gördünüz, Elena onun gün ışığında gezebilmesi için bi çeşit büyü yaptırdı. Elena ona çok bağlı. "

Josep : " Bu resmen savaş demek , kabul edilemez. "

Stella : " Herkes sakin olsun lütfen eminim diğer kurt adamlar bunu ogrendiklerinde peslerini birakmayacaklardir. "

Josep : " Ben uyuyacağım sanırım. Sinirlerim iyice bozuldu. "

Josep masadan ayrıldığını diğerleri de tek tek ayrılıp odalarına gitmişti geriye Stella ve ben kalmıştık, Stella bana kalacağım odayı göstermek için beni eve yönlendirip ikinci katta bulunan Josep in odasının olduğunu söylediği odanın yan tarafın da ki odayı bana verdiğinde kapıda yanağıma ufak bi öpücük kondurup ayrılırken kolunu hızla tutup kendime çevirdim, kolunu beline dolayıp dudaklarimi dudaklarına kapayip onu öpmeye başladığımda karşılık vermesi uzun surmemisti.

Ondan ayrılıp geri cekildigimde ellerimi yanakların da gezdirip,

Chuck : " iyi geceler öpücüğü böyle verilir güzelim. Hadi bakalım iyi geceler. "

Dediğimde dudaklarını dişlerinin arasına alıp davetler bi bakış atarak iyi geceler diye fısıldayıp kendi odası na doğru yöneldi.
Bende bana verdikleri odaya girip üzerindeki tişörtü ve esofmani çıkarıp kendi yatağıma uzanıp bu günü düşünmeye başlayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

----------- Stella'dan-----------

Chuck ın verdiği öpücük içimde birseylerin kıpırdanmasına sebep olmuştu, ciddi anlamda çok fazla tahrik olmuştum ve bunun devamı geleceğine emindim fakat acelemde yoktu.
Nasıl olsa chuck artık burdaydi bu çatının altında benim yanimdaydi. O sürtükle aralarını bozmama gerek kalmadan kendi bana gelmişti ve uzun zamandan beri olmadığım kadar keyifli hissediyordum.
Ancak Elena her zaman bi tehtit di benim için çok fazla yaşamıştı ve artık bunun son bulması gerekiyordu.

Telefonumun aniden çalması ile ekrana bakıp kimin aradığını gördüm. Benim le aynı şeyleri isteyen biri 'Miranda' beni arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm,

Stella : " Şu an tam da aklımdan den geciyordun. "

Miranda : " Güzel o zaman beni görmek sana iyi gelecektir. Ormanda seni bekliyorum acele et. "

Diyerek telefonu kapatmasiyla yatağımdan kalkıp odadan sakin adımlar la çıktım. Miranda ile aramda olanları kimse bilmiyordu ve kimsenin bilmesine de gerek yoktu.

Evden dışarı çıktığımda ormana doğru yürümeye başladım, ormanın girişine geldiğimde tam anlamıyla bi kurt'a dönüşerek ormanın içine dalıp dört ayagimin üzerinde koşmaya başladım , bu beden benim 2. Bedenimdi ve her zaman doğal ortamimda kendim olabilmek inanılmaz hissettiriyordu.

Miranda nin kokusunu almaya başlamıştım bile bi vampirin kokusunu her zaman alırdık çünkü, gecenin karanlığında onu gördüğümde tam önünde durup insan bedenime geri döndüm. Dönüştüğüm için üzerimdeki kıyafetler haliyle parçalanmış ve bende çırılçıplak kalmıştım , ama bu pek de önemli değildi bu bizim doğamizda olan normal bi durumdu.

Miranda her zaman ki güzelliği ile karşımda durmuş vücudumu tepeden tırnağa süzmeye başlamış ve gözlerini gözlerime dikmisti,

Miranda : " Çıplak ken gerçekten seksi görünüyor sun. Şimdi bana Elena yı anlat. "

Stella : " Anlaticam fakat bu iş bittiginde gerçekten ölü olmasını istiyorum. "

Miranda : " Emin ol tatlım bunu benden çok isteyemezsin. "

Chuck'ın bize anlattıklarını elenayla olan durumları ve Deanın gün ışığına çıkabildigini tamamiyle ona anlatmıştım.

Miranda : " Benim sevdiğim adam onu istiyor ve senin ki de henüz ondan yeni ayrılmış durumda. Bak tatlım efendilik bağı güçlü bi duygudur bunu hafife alma sakin . Yaratıcısı onu azat ettiği için bile güç olarak bi eksiklik olacak çünkü efendisi yok çünkü efendisi onu terk ederek bi yanını eksik bırakmış yani anlayacagın dilde söyleyeyim o bir alfaların alfasi olabilir ama bi parça gücünü kaybetmiş durumda hiç bi zaman da tam olarak o yani kapanmayacak. Şuan yeni bi ayrılık olduğu için kafası karışık ama eğer onu gerçekten sevmiş se o zaman durum ne olur bi düşün. "

Stella : " işte bu yüzden Elena dan kurtulacagiz , sen ve ben. Önce den olsa sana borçlu olduğum için yardım ederdim fakat şimdi chuck'ı kaybetmemek için bu işi seve seve yapıyorum. "

Miranda : " Güzel o zaman savaş başlasın ha ne dersin? Eminim hem kızgın vampirler le hemde Kurtadam larla birlikte başa çıkamaz hem o hemde ailesi ölür. "

Stella : " Kesinlikle. "

Miranda ile birbirimize bakıp gülümsedikten sonra ne yapacağımız belli olmuştu , gün ışığında dolaşan bi vampir yaratan Elena nin üzerine kurt adamlardı salacaktik , doğanın dengesini bozduğu için eminim çılgına doneceklerdi, Miranda ise vampir cephesini salacakti oda emin bir şekilde tüm vampirlerin gün ışığına hasret kaldığını kalıbını bile basabilecegini ifade etmişti.
Elena tarih olacaktı.

------------

Continuă lectura

O să-ți placă și

199K 13.7K 63
(Küfür bulunur!) (Acemi bir dille yazılmıştır!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişile...
501K 26.1K 39
Çisil, ailesine bu kadar fazla değer verirken, ona zıt karakterlere sahip yeni ailesine alışabilecek miydi? Onları içinde oldukları o acınası durumda...
237K 18.1K 33
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
131K 7.7K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...