Aşiretin Hanımağası

By beyzaninkaleminden

2M 65.6K 10.3K

"Sen dün gece çok değiştin Zeynep." Dedi Kerem. Zeynep, Kerem'in cümlelerinden hiçbirşey anlamıyordu. "Ne dem... More

1ஜ "Kahveyi kimden içeceğime karar verdim."
2ஜ "Bacakların meydanda, bir daha giyme."
3ஜ "Ama benim beğenmem lazım, sonuçta ben göreceğim."
4ஜ "Sana dokunmayacağım."
5ஜ "Benim kadınım oldun."
6ஜ "Benim kocama kur mu yapıyorsun sen!"
7ஜ "Niye beni kendinle sarhoş ediyorsun."
8ஜ "Önünde eğilmen gereken kadın!"
9ஜ "Yalnız kalabileceğimiz bir yer."
10ஜ "Sen yanımda olunca sinir falan kalmıyor."
11ஜ "Ben Zeynep'e köpek gibi aşığım."
12ஜ "Sen de benimsin Kerem Sayer."
13ஜ "O eteğin boyu ne!"
14ஜ "Ne işin var burada Seda?"
15ஜ "Çocuklarımın torunlarını görmeden ölmeyeceğim."
16ஜ "Zeynep, sana ihtiyacım var!"
18ஜ "Ben bu aşiretin hanımağasıyım."
19ஜ "Bir öpücük versem?"
20ஜ "Zeynep Hanım, testlerde bir yanlışlık oldu."
21ஜ "Diz çök ve hanımından af dile."
22ஜ "Zeynep! Beni istemeye gelen kişi.."
23ஜ "Bekle bizi Ağva, biz geliyoruz."
24ஜ "Hani yırtmaya çalıştığın gömleğim..."
25ஜ "Her şey sende gizli."
26ஜ "P-pusat yaralanmış! Bir şey yapın!"
27ஜ "Bunu yapanın kim olduğunu biliyorum."
28ஜ "Benim olmanı seviyorum."
29ஜ "Ben senin kocan için yanıp, tutuşuyorum."
Röportaj - Alıntı
30ஜ "Sen benim kardeşim olamazsın."
31ஜ "Ondan daha eğlenceli şeyler biliyorum aslında."
32ஜ "Bizimle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın?"
33ஜ "Ben kadınımı istiyorum."
34ஜ "O benim... Üvey kardeşim."
35ஜ "İşkence dolu anlara hazır mısın, Berzan?"
36ஜ "Seninle gurur duyuyorum oğlum."
37ஜ"Sensiz iki dakika bile bana haram bana."
38ஜ "Bu... Mucizenin ta kendisi."
39ஜ "Seni çok özledim abla!"
40ஜ"Güneş bu elbisenin sırtı ne böyle!"
41ஜ "Hayatımı değiştiren kadın; Zeynep Sayer!"
42ஜ "Kokun tam bir aşk çiçeği..."
43ஜ"Mirza suratına işiyor!"
44ஜ "Park da salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni..."
45ஜ "Benim gözümde nasıl bir güzelliğin olduğunu anlayamazsın."
BİR BUÇUK SENE SONRA

17ஜ "Seni istiyorum."

89K 2.2K 316
By beyzaninkaleminden

**Arkadaşlar, size sınavlarım olduğunu belirtmiştim ve yeni bölüm ekleyemeyeceğimi söylemiştim.Lütfen, açıklamaları okuyun ona göre yorum yapın.Kar Tatilinden ben de nasibimi aldım *gülmekten ağlayan emoji* Ama çok kötü grip oldum.Onun için bölüm yazamadım. * ağlayan emoji*

Multi ; Zeynep'in geceliği.

*Herkese desteği için çok çok teşekkür ederim! Keyifli Okumalar.*Hepicinizi çok seviyorum ^_^

-

Zeynep, kapının açılması ile Kerem'in dudaklarını dudaklarından ayırmış, üzerinden hızla itmişti.Kerem, kendine yeni gelmiş, kapının açılmasını yeni idrak etmişti. Zeynep, kapının önünde duran her an ağlayacak kıvam da olan kardeşine dudaklarını ısırıp, utançla bakıp, yerinden kalktı.

"Merve," dedi Zeynep büyük utançla.Merve, ağlamamak için kendisi ile mücadele içindeyken sesinin titremesini bile önemsemeden konuştu, "Rahatsız ettim, kusura bakmayın. Sizi yemek için bekliyorlar." Deyip, merdivenlerden hızla inip, lavaboya girdi. Gözlerini artık yakmaya başlayan gözyaşları, sicim sicim akmaya başladı. Elini sızlayan kalbine götürüp, derin nefesler almaya başladı. Bu nasıl acıdır böyle? Aşık olduğu adamı ve ablasını o şekilde görmek, onu sanki cehennem ateşinde yakmaktan daha kötüydü. Etine iğneler tek tek batmaya başlarken, hıçkırıkları duyulmasın diye, elini kalbinden çekip, ağzına götürerek, kapattı.Yere çöktü, ağlamaya devam etti.. Kalbinde ki derin acıyla.

Zeynep, şu an yer yarılsa da içine girsem diye düşünürken, Kerem umursamaz bir haldeydi.

"Zeynep, güzelim utanmana ne gerek var? Biz evliyiz ve evli bir çiftin odasına o şekilde girilmeyeceğini bilmesi gerekirdi. Senin de utanmana gerek yok," dedi Kerem ayağa kalkıp, karısının yanına gelip, iki elini yanaklarına getirip, usulca okşarken.

Kerem'in dokunuşuyla, bedenini alev alırken, tebessüm etti."Haklısın ama yinede bizi o şekilde görmesi hiç hoş olmadı." Dedi Zeynep sıkıntıyla solurken.

"Bir şey olmaz, hadi aşağıya inelim de bizimkileri bekletmeyelim daha fazla," dedi Kerem."Aa bak aklıma ne geldi," dedi Kerem aklına gelen şeyle, gülümserken.

"Ne geldi?"

"Bağ evine tekrardan gidelim mi? Biraz yalnız kalmış oluruz," dedi Kerem.(Dağ evi Bağ evi olarak değiştirildi.)

"Ne zaman gideceğiz ki?" Diye sordu Zeynep.

"Yarın okuldan seni aldıktan sonra hemen oraya geçeriz, olur mu?"

"Olur," deyip gülümsedi Zeynep.

Merve, ağlamasını son verip, aşağıya inmişti. Kerem ve Zeynep'in masada, görünce, tekrardan gözünün önüne yatak odasında ki halleri geliyor, gözyaşları gözlerini zorluyordu. Titrek adımlarla, masaya yerleşti. Zeynep, Merve'ye utanç ile gülümsedi. Merve, bir harekette bulunmayarak, önüne döndü. Zeynep, Merve'nin hareketini, utançlığına vererek, hareketini görmezden geldi. Kendisi bile şuan çok utanıyorken, onun utanması çok doğaldı.

Sessiz geçen yemekten sonra, Yılmazlar bir süre daha oturduktan sonra, konaklarına geri döndüler. Merve, direkt odasına çıktığın da, ne kadar süredir tuttuğu gözyaşları bir bir akmaya başladı. Usulca yattı yatağına, cenin pozisyonunu alıp, ağlamaya başladı. Başka bir şey yapamayacağı gibi.

-

"Güneş," dedi Zeynep, ellerini gözünün önünde sallayarak."Güneş, iyi misin? Dondun kaldın," diye de devam etti.

Güneş bir an da kendine geldi, "Duyduklarım doğru mu?" Diye sordu tekrardan emin olmak için. Zeynep kıkırdayarak başını olumlu anlamda salladı. "Evet."

"Ve şimdi bunları bana şimdi mi söylüyorsun?" Diye sordu Güneş, inanamıyormuş gibi bakarak.

Zeynep, dudaklarını büzdü."Fırsat olmadı ki," dedi masum bir şekilde.

"Git kendini şu balkondan at, beni uğraştırma," diye tısladı." Kerem sana aşkını itiraf etti, sonra sen ona aşkını itiraf ettin, sonra siz öpüştünüz, oynaştınız, sonra Merve sizi yatakta gördü, bana bunları sen nasıl söylemezsin!" Diye hiddetli konuştu Güneş.

"Ya Güneş, işte bir türlü zamanım olmadı sana anlatmaya, şimdi anlattım ya işte." Dedi Zeynep, masumca bakarken.

"Sen gerçekten Kerem'i seviyor musun?" Diye sordu Güneş yumuşayarak.

Zeynep, hafif bir utançla, "Evet." Dedi.

"Peki nasıl bir anda anladın?"

"O Seda olacak kazuleti, Kerem'le görünce anladım, onu bu kadar çok sevdiğimi, ama ona bunu nasıl diyeceğimi bilemedim, Kerem bana oyun oynadı ve ben o an onu kaybetme korkusundan onu nasıl sevdiğimi anlattım işte, hala ona kızgınım! Bana nasıl böyle bir oyun oynayabilir ki!" Dedi Zeynep, üzüntüyle.

Güneş, aklına gelen fikirle sırıttı."Ben senin yerinde olsam bunun intikamını alırdım," dedi.

Zeynep, kaşlarını çattı."Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?" Dedi anlamayarak.

"Bence onu biraz süründür," dedi Güneş aklına gelen hain planları düşünürken.

"Nasıl bir süründürme bu?" Diye sordu.

"Kadınlık güçlerini göster bebeğim," dedi Güneş, kantinde kimsenin olmamasının verdiği cesaretle, yüksek sesle bir kahkaha attı. "Kadınlığınla intikamını al."

"Yok, yok yok." Dedi Zeynep itiraz ederek. O kadarını yapamazdı. Zaten hala öpüşürken bile utanırken, kadınlığını kullanmak mı? Ah, hayır.

Bu sefer kaşlarını çatan Güneş oldu." Ne demek yok? Sen onun karısısın. Yatak olayının büyük bir bölümünü aşmışsınız, azıcık kadınlığını göster Zeynep ve öcünü al." Dedi Güneş.

Zeynep, titrekçe nefes aldı. "Yatak olayının büyük bir bölümünü aşmadık ki, sadece öpüşmenin ilerisini yaşadık o kadar," dedi utançla kızarırken.

"Zeynep, bana bak üstüne kuma falan gelirse hiç şaşırma, bu ne böyle kızım? Artık olsun da sen de rahat et Kerem de rahat etsin ben de edeyim," dedi Güneş, bıkkınlıkla."Artık teyze olmak istiyorum," diye de devam etti.

"Güneş! Ne kuması ya? Yok öyle bir şey! Beni sinir etme!" Dedi kızgınlıkla. Güneş, teslim olmuş bir şekilde ellerini kaldırdı."Tamam, bir şey demedim."

"Sen benim dediğimi bir düşün canım, öcünü al, sonra da belki benim sayemde duvarlarını yıkarsın," deyip kahkaha attı. Zeynep, sinirle soludu. "İnşallah seni utançtan yerin dibine sokan bir kocan olur!" Diye tısladı.

Güneş, omuz silkti. Zeynep, Pusat aklına gelince, sırıtıp, imayla bakmaya başladı, Güneş'e. Güneş, Zeynep'in bakışlarına anlam veremeyerek, kafasını 'ne?' anlamında salladı."Ne öyle bakıyorsun be?" Diye çemkirdi.

Zeynep, Güneş'in çemkirmesinin ardından, gözlerini devirdi. "Seninki ne yapıyor?"

Güneş, anlamayarak baktı." Benimki kim?"

"Ay kim olacak, tabiki Pusat!" Dedi Zeynep.

"Ay ne benimki olacak o turşu suratlı, şeytan görsün yüzünü," dedi Güneş, dişlerinin arasından tıslayarak.

Zeynep, kahkaha attı." Hadi be oradan, Pusat'dan etkilenmediğini söyleme bana,"

Güneş, şaşkın bir şekilde baktı."Ha? Ben mi? Yok artık." Dedi eliyle kendini gösterip, 'hayır' anlamında salladıktan sonra.

Zeynep, inanmayarak arkadaşına baktı."İyi öyle olsun," dedi, üzerine fazla gitmeyerek.

Güneş, Pusat konusunu geçiştirmek için, Zeynep'e soran gözlerle bakmaya başladı ve merak dolu sesiyle konuştu. "Merve sizi görünce ne tepki verdi?" Diye sordu.

Zeynep, dudaklarını büzdü."Ne bileyim bir garipti. Sanki ağlayacak gibiydi. Ama ben yanlış anladım galiba. Utancından galiba hiç konuşmadı. Ben de konuşamadım haliyle, çok utandım ya!" Dedi elleri ile yüzünü kapattıktan sonra.

"Ya o da 'dan' diye niye odaya giriyorsa? Merve'de de hata var şimdi Zeynep." Dedi Güneş. Zeynep ellerini yüzünden çekti."Ya o nereden bilsin öyle birden bizi öyle göreceğini," dedi Zeynep.

Güneş, gözlerini devirdi." Aman, kardeşine toz kondurma." Dedi." Bak sana dediklerimi unutma, onu uygula!" Dedi tekrardan.

"Öf, tamam be," dedi Zeynep bıkkınlıkla. Nasıl kadınlık cazibesini kullanacağını bilse, bir şeyler yapacaktı, ama bilmiyordu işte. Dudaklarını dişleyip, kızaran yanaklarına aldırmayarak, konuştu."Şey, kadınlık cazibemi nasıl gösterebilirim?"

Güneş, genişçe sırıttı."Şimdi, ilk öncelikle, bugün bağ evine gideceksiniz ya, işte eve git ve sana aldığımız gecelikleri çantana sıkıştır, tamam? Sonra, bağ evine gittiğiniz de, imalı imalı konuş, böyle hafif hafif dokun ona, sonra seni öpmek için hareketlendiğin de izin verme, nefesini falan yüzüne üfle ki bunda erkekler çok tahrik oluyormuş, gece ise o sana aldığımız kısa, dekolteli olan geceliklerden birini giy ama Kerem'in sana dokunmasına izin verme, böylece daha da kudurur, ev de dekolteli kıyafetlerle gez işte, gerisini de sen hallet işte." Deyip, uzun konuşmanın ardından nefes aldı.

Zeynep irice açılan gözlerini, kırpıştırdı."Güneş," dedi."Ben bunları nasıl yapayım? Yok yok, ben yapamam bunları." Dedi Zeynep, itiraz ederek. O kısa geceliklerle Kerem'in karşısına nasıl geçecek ve Güneş'in dediklerini yapabilirdi ki?

Güneş, bıkkınca nefes aldı."Ay Zeynep, yeter! Yok yapamam falan, sen de konağı yakabilecek bir cesaret varken, şunu da yap işte." Dedi Güneş.

"Of, Güneş."

Zeynep, Kerem'i biraz da olsa süründürmek istiyordu! Ve galiba Güneş'in dediklerini uygulayacaktı. Ama bunu düşünmek bile her yanının kızarmasını sağlıyordu.

-

"Hafta sonunu orada geçireceğiz," dedi Kerem.

"Hıhı, tamam." Dedi Zeynep, çantasını sıkıca tutarak. İçindekileri Kerem'in görmesini hiç istemiyordu! Ah, o gecelikleri eline alırken bile utançtan ölebilirdi!

"Zeynep, güzelim, sen iyi misin?" Diye sordu Kerem, yoldan bakışlarını bir iki saniye çekip, Zeynep'e çevirerek. Bakışlarını tekrardan yola çevirdi. Zeynep, Kerem'e dönüp. "İyiyim. Ne oldu ki?"

Kerem, boşta duran elini, Zeynep'in elini kavrayıp, dudaklarına götürüp, öptü."Hiç gergin gözüküyorsun da,"

"Yok sana öyle gelmiş," dedi Zeynep. Kerem'in öptüğü yer şu an adeta karıncalanıyordu. Bu adam ne yapıyordu böyle?

*Bölüm başında ve sonunda yaptığım açıklamalar okunmadığı için bölümün ortasına yazmak zorunda kaldım, Yeni bölüm ne zaman bilemiyorum ama galiba Perşembe günü gelir. Ayrıca bölüm uzun oluyor, kısa demeyin, lütfen, hadi devam edin :D Öbüyom.*

"Yağmur'un hamile olmasına çok sevindim," dedi Kerem. Zeynep, Kerem'e tekrardan dönüp, sıcak bir şekilde gülümsedi. "Benim de, Yağmur'a annelik çok yakışacak."

"Sana da çok yakışacaktır, eminim." Dedi Kerem, aklındakini bir anda söylerken. Zeynep, yanaklarının içini dişleyip, önüne döndü.

'Sana da babalık çok yakışır, eminim.' Diye de içinden geçirdi.

-

"Eveeet, kocanıza bir yemek yaparsınız inşallah," dedi Kerem, keyifli bir şekilde, koltuğa yaslanırken.

"Tabii," deyip, genişçe sırıttı. Aklını kemiriyordu, Güneş'in söyledikleri, nasıl yapacaktı ki o şeyleri? Ah, bunu düşünmek bile işkencenin binbir türlü haliydi!

"Ama ilk önce yanıma gel, seni çok özledim."

Zeynep, tüm bedeninin alev alev yandığını hissetti. Ah, bu adam bir gün Zeynep'i yakıp, kül edecekti.

Zeynep, titrek adımlarıyla, Kerem'in yanına oturdu. Kerem, hiç vakit kaybetmeden, karısını kendine çekip, burnunu saçlarına sürttü. "Kokun çok güzel."

Zeynep, usulca daha da sokuldu. Onun kollarında mayıştığını hissediyordu. Tüm dünyadan soyutlanmış, sadece Kerem vardı.

"Kerem," diye konuştu Zeynep fısıltıyı andıran sesiyle."Ne yapıyorsun bana böyle?"

Kerem kaşlarını çatıp, elini Zeynep'in çenesine getirip, başını hafifçe kaldırdı."Ne yapıyormuşum ben?"

"Beni günden güne kendine bağlıyorsun, aramızda görünmeyen ipler var sanki beni her seferin de sana çekiyor, kopamıyorum senden. Hoş, kopmak istemiyorum ya," dedikten sonra Kerem yoğun bakışlarını, Zeynep'in kusursuz yüzünde geçirdi. Sıra dudaklarına geldiğinde, yavaşça yaklaşmaya başladığında, Zeynep, Güneş'in söyledikleri aklına gelince geri çekilip, ayağa kalktı."Çok acıktım, ben mutfağa gitsem iyi olacak,"

Kerem, Zeynep'i öpememenin sinirli ile kaşlarını çatıp, başını olumlu anlamda salladı."Peki."

Zeynep, hızlı adımlarla mutfağa ilerledi. Kerem'i bir az süründürmek istiyor muydu? Evet. Peki bu şekilde bir öc alacak mıydı? Ee, haliyle. Ama kadınlığını nasıl göstereceği hakkında hiç bir deneyimi olmadığı için Güneş'in dediklerini uyacaktı.

*Bir de ben reklam yapayim :D İnstagram; @bursiindelisii takip edebilirsiniz, hikaye ile ilgili paylaşımlar olacaktır :D Tamam sövmeyin, devam edin :D*

Yemekler hazır olduktan sonra, Zeynep Kerem'e doğru seslendi, "Kerem! Yemekler hazır! Hadi."

Kerem, oturduğu yerden kalkıp, nefis kokular gelen mutfağa yöneldi."Benim güzel karım, bakalım neler yapmış."

Zeynep, kaşlarını çattı."Kerem? Sen ne ara bu kadar kibar bir erkek oldun? Yani koca aşiretin ağasından beklenmeyecek hareketler,"

Kerem, kahkaha attı."Alışma güzelim, her zaman böyle olmam."

Zeynep, genişçe sırıttı."Hadi geç açlıktan öleceğim birazdan." Dedi. Kerem yerine yerleştikten sonra, Zeynep servisi yapıp, yerine yerleşti.

"Evet bakalım Zeynep Hanım, nasıl olmuş bu yemekler," deyip çatalını domates soslu makarnaya dolayıp, ağzına götürdü.

"Nasıl olmuş?" Diye merakla sordu Zeynep.

Kerem, ağzında çiğnerken, beğendiği tadın keyfini çıkartıyordu. Zeynep, gerçekten çok güzel yemek yapıyordu.

"Benim kadar olmasa da güzel." Dedi Kerem sırıtırken. Zeynep gözlerini kısıp, Kerem'e bakmaya başladı.

"Hah, öyle mi Kerem Bey?"

"Şaka yapıyorum güzelim, çok güzel olmuş! Sonuçta benim karım yapıyor değil mi?" Deyip, sandalyesinden tutup, kendine doğru çekti. Zeynep, hafif bir şekilde kahkaha attı. Kerem, Zeynep'e yaklaşırken, Zeynep aniden kendini çekti. Kerem sinirle gözlerini kapattı.

Zeynep, tekrardan yerine yerleşti. "Çok açım ben," deyip makarnasını yemeye başladı.

Kerem, bir şey demeyip yemeğine geri döndü.

Yemekler bitince, Zeynep aklına gelen şeyle, şu  an kendini camdan aşağıya atmak istiyordu. Ama bunu yapacaktı. Yoksa Kerem'e işkence çektiremezdi. Ona daha da yakın olmalıydı. Zeynep, ayağa kalkıp, yanlışlıkla ayağı düşmüş gibi yapıp, soluğu Kerem'in kucağında aldı. Şu an türlü türlü kendine işkenceler düşünüyordu. Kerem birden bedeninin kasıldığını hissetti. Ellerini Zeynep'in beline getirip, kendini daha da çekti."Zeynep," dedi boğuk sesiyle.

Zeynep, ellerini omuzlarına getirip, hafif bir şekilde dokunmaya başladı. Kerem sertçe yutkundu. Zeynep, dudaklarını dişleyip, Kerem'in kucağından hızla kalktı. Kerem, ani gelen hareketle kaşlarını olabildiğince kaldırdı."Şey, ayağım takıldı da," dedi.

Kerem, bir şey demeyip, kalktı. Sinirle nefes aldı."Zeynep, bu kaçmalarında neyin nesi? Bugünden beri sana yaklaşmaya çalışıyorum ama sürekli bir neden bulup uzaklaşıyorsun benden, beni istemediğini bu kadar belli etme, aa dur sen benimle de uyamak istemezsin şimdi, ben yan odada yatarım," deyip hızlı bir şekilde merdivenlerden yukarı çıktı. Zeynep, şaşkın bir şekilde bakakaldı. Kerem'in dedikleri de neydi öyle? Nasıl onu istemediğini söylerdi? Ah Güneş! Hepsi senin yüzünden oldu! Şimdi ne yapacaktı? Nasıl Kerem'i istediğini belirtecekti?

Zeynep, gözlerinin dolduğunu hissetti. Kerem'e böyle mi hissettirmişti? Ama o öyle yapmak istememişti ki.

Ama artık ne yapacağını biliyordu, bu gece Kerem'i istediğini belirtecekti, onu delicesine istediğini gösterecek, bu gece onun olacaktı, tamamiyle.

*Normalde bölüm burada bitecekti ama sizin bu muhteşem(!) yazarınız sizin o güzel voteleriniz ve yorumlarınız için bölümün o beklenen sahnesini de yazıyor. Hani nerede alkışım? BU BÖLÜM REKOR İSTİYORUM!*

Yukarı çıkıp, ses yapmadan yatak odasına gidip, çantanın içinden en seksi olan geceliği alıp, odanın içinde ki banyoya geçti. Kerem yan odadaydı. Üstünde ki kıyafetlerden kurtulduktan sonra, geceliği üzerine geçirdi. Kısa olan gecelik, göğüs dekoltesi ile daha da seksi durmuştu Zeynep'te.

Zeynep, makyaj çantasından, rimeli eline alıp, kirpiklerini kıvırdı. Şuan çok güzel olmalıydı! Bu gece kocasına hazırlanıyordu. Sadece onun olmak için hazırlanıyordu.

Yanaklarına allık sürüp, biraz daha renklendirdikten sonra fazla makyaja ihtiyaç olmadığını düşünerek, fazla yapmamaya karar verdi. Saçlarını eliyle karıştırarak, daha da kabarttı. Aynada ki haline bakınca derin bir iç geçirdi. 'Ben neymişim be' diye geçirdi içinden. Ama önemli olan burada bu gecelikle Kerem'in karşısına çıkacaktı! Ah, şuan heyecandan ölebilirdi! Dakikalar sonra Kerem'in kollarında olacaktı.

Titrek adımlarla banyodan çıktı. Kalbi göğüs kafesini zorluyordu. İlk defa bu kadar hızlı atıyordu. Heyecandan. Odadan çıktıktan sonra, Kerem'in odasının önüne geldiğinde ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini dışarıya verdi.

*Bundan sonrası cenabet yer, heyecanlandınız mı? Ben heyecanlandım :D O sahneyi okumak istemeyenler bundan sonrası ağır sahneler içermektedir. Tamam, hadi devaaam.*

Zeynep, kapını kulpunu tutup, yavaşça açtı. İçeride gözleri kapalı, boylu boyunca uzanan Kerem, Zeynep'in geldiğini fark etmemişti. Zeynep, Kerem'in yanına ulaşıp, birden kucağına çıkıp, karın kaslarının üzerine oturdu.

Kerem aniden gözlerini açıp, şaşkınca bakmaya başladı."Zeynep?" Deyip doğrulmaya çalıştı.

Zeynep, ellerini Kerem'in omuzlarına yerleştirip, doğrulmasına izin vermedi."Şşh," deyip elini dudaklarına götürüp, bir şey demesine izin vermedi."Seni istemediğimi nasıl düşünüyorsun, seni çok istiyorum Kerem! Delicesine sevdiğim adamın olmak istiyorum!"

Kerem, şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı resmen."Zeynep, sen ne dediğinin farkında mısın?" Diye sordu tekrardan emin olmak istercesine.

"Farkındayım, Kerem bu gece ikimizde birbirimize karışacağız," deyip, ani gelen cesaretle Kerem'e doğru eğilip, dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Kerem hala Zeynep'in dediklerini idrak etmeye çalışıyordu. Deli gibi arzuladığı kadın, ona gelmişti. Onun olmak için gelmişti. Tamami ile onun olmak için gelmişti.

Kerem, iri ellerini Zeynep'in beline yerleştirdi."Emin misin? Eğer başlarsak duramam,"

Zeynep, derin bir nefes aldı."Kerem ben seni seviyorum! Ve seni istiyorum! Ve bu gece hiç durmayacağız," deyip tekrardan dudaklarını, Kerem'in dudaklarına bastırdı. Kerem, artık dayanma gücü burada sonlanmıştı. Yanıp, tutuşan bedenini biraz doğrultarak, öpüşüne açlıkla karşılık vermeye başladı. Kerem, bir an da Zeynep'i altına aldı.

Üzerine ağırlığını vermeden, yerine yerleşti. Kerem, Zeynep'in dudaklarında hayat bulmuş gibi öpüyordu. Zeynep, heyecandan titreyen ellerini, Kerem'in omuzlarına çıkartıp, hafif okşamaya başladı. Kerem öpücüklerini yanağından boynuna sürdürüp, boynuna burnunu sürttü."Seni çok istiyorum, deli gibi!" Kerem'in arzudan boğuk gelen sesi, Zeynep'i darma duman etmiş, bedeninde ki alev daha da artmıştı. Kerem boynuna ıslak öpücükler kondurmaya başlarken, Zeynep başını geriye atıp, anın zevkine bıraktı kendini. Şuan yaşadığı şeylerin tarifi yoktu. Kerem'in nazik başlayan öpücükleri hoyratlaşmaya başlarken, Zeynep, ellerini sırtına getirip, tırnaklarını bastırdı. Kerem aniden üzerinden doğrulup, gömleğini yırtarcasına çıkarttı. Tekrardan dudaklarını, Zeynep'in boynuyla buluşturup, bu sefer emmeye başladı. Zeynep, inlememek için dudaklarını dişlemeye başladı. Kerem, öpücüklerini bu sefer, Zeynep'in omuzları ile buluşturdu. Dişlerini arasına askılıklarına alıp, göğüslerinin bir kısmını gösterecek şekilde bıraktı. Zeynep, şuan tamami anlamdı Kerem'in etkisindeydi. Bu tarifi edilemez duygu, onu delirtmişti. Bedeni alev alev yanıyordu. Ama bu seferki arzudan..

Kerem, askılıyı biraz daha çekiştirip, muazzam göğüslerini gün yüzüne çıkardı Zeynep'in. Zeynep, şu an utançtan ölebilirdi! Resmen göğüsleri Kerem'in karşısındaydı. Ah.

Kerem, aç bir aslan gibi bakıyordu. Zeynep'in yuvarlak, dolgun göğüsleri onun için sunulmuş bir ziyafet gibiydi. Hiç vakit kaybetmeden, dudaklarını dolgun göğüslerle buluşturmuştu. Zeynep, bedeni titremeye başladı. Kerem, ıslak öpücük kondurmaya devam edip, Zeynep'i göklere çıkartıyordu. Kerem, zevkten sivrileşmiş olan göğüs uçlarını tek tek ısırınca, Zeynep inlemesini bu sefer durduramayıp, acı ve zevkle birlikte inledi.

"Ah, Kerem!"

Kerem, sinsice sırıttıktan sonra, bir süre daha göğüsleri ile ilgilendikten sonra, üzerindeki pantolonunu çıkarttı. Zeynep'in üzerindeki gecelikte yeri boylayınca, Zeynep yarı çıplaktan fazla olmanın verdiği utançla yüzünü yastığa gömdü.

Kerem, kısık bir kahkaha attı. Şu an Kerem'in bedeni yanıyordu. Şu an altında olan beden, onun karısıydı, aşık olduğu kadındı. Bu düşünce genişçe sırıtmasını sağladı. Dakikalar sonra tamami anlamda onun olacaktı. Bugünden beri Zeynep'in kaçamaklarını onu istemediğine yormuş ve kafayı yiyecek gibi olmuştu. Zeynep'i bir an da kucağın da o şekilde görmek hem şaşırtmış hem de bedeninde ki ateşi körüklemişti. Zeynep'in kullandığı kelimeler ise Kerem'i daha da çıldırtmış, dayanma gücünün son kırıntıları o an sonlanmıştı. Kerem, dudaklarını Zeynep'in karnına bastırıp, derin bir öpücük kondurdu. Zeynep, artık utançlığı kenara bırakıp, sadece Kerem'in olmayı düşünmeye başladı. O kalbini hiç olmadığı kadar çarptıran adamdı, ondan neden utanıyordu ki? Hem bu kadar her şey ileri boyuta gitmişken.

Zeynep, tekrardan toplanan cesareti ile Kerem'in savunmasız anından yararlanarak, onu altına alıp, üstüne çıktı. Kerem, şaşırmış bir şekilde baktı. Zeynep, Kerem'e doğru eğilip, onu öpmeye başladı. Kerem dudaklarına doğru sırıtıp, aç kurtlar gibi öpmeye başladı, birazdan tamami anlamda onun olacak kadını.

Kerem, ellerini Zeynep'in göğüslerine getirip, okşamaya başladı. Elinin altında ki dolgun göğüsler kasıklarında ki ağrıyı daha da beter hale getiriyordu. Zeynep, zar zor dudaklarını ayırıp, aynı onun yaptığı gibi dudaklarını boynu ile buluşturdu. İlk önce ıslak öpücükler bıraktıktan sonra, kendine belli bir yer seçip, emmeye basladı. Kerem'in kasılan bedeni ve bacağına değen sertlik, Zeynep'i ürkütmüyor da değildi.

"Siktir," diye fısıldadı Kerem arzudan boğuk gelen sesiyle. Bu kadın neler yapıyordu böyle? Kerem delirmek üzereydi!

Zeynep, dudaklarını bir süre sonra boynundan çekip, göğüsüne getirip, ıslak öpücüklerini bu sefer oraya bahşetti. Kerem gözlerini kapatıp, derin nefesler almaya başladı. Eğer Zeynep, dudaklarını hemen oradan çekmezse onu altına alıp, sert davranmaya başlayacaktı. Ve bu şuan en çok istediği şeydi. Zeynep'i en derinliklerine kadar hissetmek.. Ama Zeynep'i incltmekten korkuyordu.

"Zeynep.." dedi inlemeden farksız olan sesiyle. Zeynep, bu sefer karın kaslarını öpmeye başlayınca, Kerem, Zeynep'i altına alıp, şehvetten koyulaşmış gözleri ile Zeynep'e bakmaya başladı.

"Daha ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum, ama şu an seni hissetmek istiyorum, Zeynep."

Zeynep, artık Kerem'i istiyordu! Aslında her zaman istiyordu ama bunu anlamak onun için geç olmuştu!

Emin sesiyle konuştu."Kerem, seni seviyorum!" Sesinde ne kadar istediğini belli etmiş ve bunu Kerem çok iyi anlamıştı.

Kerem, genişçe sırıtıp, Zeynep'in alt çamaşırını çıkarttı. Zeynep, bacaklarının arasını kapatmaya çalışsa da Kerem buna izin vermemiş, bacaklarını aralamıştı.

"Düşündüğümden daha da güzelsin, Zeynep!" Dedi oraya bakmaya devam ederken. Zeynep, büyük utançla elini kaldırıp, çenesini kavradıktan sonra kendisine bakmasını sağladı.

"Sen onu mu düşündün Kerem?!"

Kerem muhteşem kahkahasını attı."Daha neler düşünüyor bir bilsen,"

Kerem, daha fazla Zeynep'i utandırmamak için, üzerinde ki son parçayı yerle buluşturmuştu. Zeynep, ne kadar oraya bakıp, yerin dibine geçmek istemese de görüp göreceğini görmüş ve hızla gözlerini kapatmıştı. O çok büyüktü!

"Gözlerini aç, güzelim." Dedi Kerem. Zeynep yavaşça açtı gözlerini. "Hı?"

"Canını yakmamaya çalışacağım, dur dersen dururum," dedi.

"Durur musun?" Diye sordu tereddütle Zeynep.

"Benim için ne kadar zor da olsa, dururum. Ama dur demezsen çok mesut olurum," diyip kahkaha attı.

Zeynep, başını hafifçe salladı ve gözlerini sıkıca kapattı. Kerem kendini içine ittiğin de Zeynep, acı bir çığlık kopardı. Canı çok yanıyordu! Ah, bu neydi böyle?

Kerem'in hissettiği darlık, onu sert davranmaya teşvik ediyordu ama Zeynep'in canı bu şekilde yanarken, sert davranmak ona bir hafta dokunanamak artı canının çok acıması demekti ve Zeynep'in canının yanmaması için her şeyi yapardı.

"Ah!"

Kerem, kendini tekrardan ittiğinde artık tamami anlamda içindeydi. Zeynep, hissettiği acı kat ve kat artmıştı.Tırnaklarını sırtına geçirmeye başladı.

"Dur," diye fısıldadı acı dolu sesiyle."Dur."

Kerem, kendini kaybetmek üzereydi. Zeynep'in durmasını söyleyince kendini zor dizginlemişti.

"Geçecek birazdan, güzelim." Dedi güven verici sesiyle.

Zeynep, acıya biraz olsun alıştığın da, ellerini Kerem'in kaslarına getirip, okşamaya başladı."Tamam, devam et."

Kerem, şuan kahkaha atabilirdi ama şuan aklını kaybetmek üzereydi. Zeynep'in için de yavaş hareketlerle gidip gelmeye başladı. Zeynep'in ise canı o kadar yanmıyor yanında tatlı bir zevk alıyordu. Ve bu o kadar güzeldi ki.

Zeynep, bacaklarını Kerem'in beline dolayıp, onu daha da içine aldı. Kerem'in yavaş hareketlerinden ne kadar zorlandığını fark edebiliyordu. Onun için gözlerini aralayıp, kısık sesiyle konuştu."Daha hızlı,"

Kerem emin olmak için Zeynep'in yüzüne baktı."Canın yanar."

"Ah, hayır! Acı geçti ve artık sen de şunu daha hızlı yap!" Diye sitem etti. Kerem yüksek sesle kahkaha attı."Peki,"

İçinde ki hızını biraz daha arttırdıktan sonra artık Zeynep'in her yanı zevk ile dolarken, Kerem ise zevkin doruklarına kadar yaşıyordu.

Odayı dolduran inlemeleri, bütünleştiklerinde çıkan sert ses, Düzensiz nefes alışverişleri ve deli gibi çarpan iki kalbin sesi dolduruyordu odayı.

Bu gece, ikisi de birbirlerinin cennetine girmişti.

#BölümSonu

+18 yerin uyarısını yaptım. Okumak İstemeyenler orayı geçmişlerdir inşallah, çünkü ben 'Ah, sen bunu nasıl yazarsın.' ' sapık bir hikaye' tarzında yorumlar istemiyorum. Ve ben bu bölüm REKOR istiyorum! Uzun bir bölüm oldu. Geç atmamın telafisi uzun bir bölümle kapatabilmişimdir inşallah. Keyifle okumuş ve beklediğinize değen bir bölüm olmuştu. Hepinizi yorumlar kısmında, düşüncelerinizi belirtmenizi rica ediyorum. Ve lütfen yıldız butonuna basın. Hepinize okuduğunuz için teşekkür ederim, hepinize iyi pazarlar!

Continue Reading

You'll Also Like

29.1K 1.2K 39
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
26.1K 5.5K 33
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?
393K 36.1K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
62.5K 3.2K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?