43ஜ"Mirza suratına işiyor!"

18.4K 756 86
                                    

Hatırlatma : Çınar, Kerem'in üvey kardeşi. Bölüm geç geldi. Özel sebeplerimden dolayı, özür dilerim :) Keyifli okumalar :)

Bu bölüm kapağın sahibi 'Nartanesine'ne' gidiyor. Bayıldım! Güzel kalbine sağlık! :)

Sonunda Mardin'e gelmiştik. Bu kısa ve yoğun geçen tatil bizim için gerçekten çok iyi olmuştu. Özellikle de benim için... Yani Kerem'in o aşk kokan nidaları ve muazzam evlenme teklifi, sanırım hayatımda bana sunulabilecek en güzel teklifiydi sanırım. 

"Zeynep, sarmayı sen mi yaptın?" diye sorarak yanıma gelen Kerem, tencerenin içindeki sarmalardan bir tanesini ağzına atmıştı. 

"Ben sardım," dediğimde Kerem, kendi kendine bir şeyler mırıldandı. 

"Ellerine sağlık, çok güzel olmuş." Başımı sallayarak gülümsediğim de Kerem biraz daha bana yaklaşarak alnıma sıcak bir öpücük kondurdu. 

"Mirza gece çok huysuzdu," dediğimde Kerem de bana katılarak başını onaylar anlamda salladı ve hoşnut olmayan bir şekilde dudaklarını yukarı doğru kıvırdı. 

"Evet, acaba hasta falan mı oldu ki? Gece çok ağladı."

"Hasta olsaydı anlardık. Hem Sevim anne geceleri huysuz olabileceğini söylemişti," dediğimde Kerem rahatladığını belli ederek derin bir nefes verdi. 

"İyi o zaman," dedi ve sarma dolusu tencereden bir tane daha aldı ve ağzına attı. "Yalnız bir hafta sonra Çınar gelecek. Yeğenini bir türlü göremedi. Telefonda da yakınıp duruyordu." 

"O da ne yapsın, Amerika'daki işlerle ilgileniyordu. Sizin aranızın bu derece düzelmesi beni çok sevindiriyor," derken yüzümde geniş bir gülümseme yer edinmişti. Kerem ve Çınar'ın aralarının uzun zaman sonra düzelmesi gerçekten çok iyi olmuştu. Çınar ile iyi anlaşıyorduk. Aslında beni Berzan'ın elinden kurtardığı zaman pek hoşnut olmamıştım kendisinden ama şimdi onunla çok iyi anlaşıyorduk. Kerem ile Çınar'ın arasına giren o soğukluğun sebebi Çınar'ın annesine olan düşkünlüğüymüş. Annesi sanırım dolduruşa getiren taraftı. Bilemiyordum. Çınar'ın annesi ölünce Çınar bu soğukluğa son vermişti. 

Çınar, Ahmet babanın gayrimeşru çocuğuydu. Kerem'in anlattığına göre Ahmet baba ve Sevim anne töre yüzünden evlenmeden önce Ahmet babanın bir sevdiği varmış ve bu sevdiği kadın ise Ahmet babadan hamile kalmıştı. Kerem ile Çınar'ın arasında sanırım bir iki ay vardı ve Çınar, Kerem'den ay olarak büyüktü. 

"Beni de öyle," dedi ve mutluluk dolu gözlerini gözlerime çevirdi. "İstersen odaya çık, Zeynep. Dün zaten uyuyamadın. Mirza şu an sakinken biraz dinlen." 

Kerem'in düşüncesi aklıma yatınca ensemi ovaladım ve başımı salladım. "Biraz dinlensem gayet iyi olacak aslında. Sen de benimle gelsene," dediğimde ayağa kalkmıştım. Kerem elini belime yerleştirerek sıcak dudaklarını yanağım ile kulağımın arasındaki yere öpücük kondurarak ateşler içinde yanan bedenimi daha da ateşlendirdi. 

"Ben uslu durmam," dedi ve bir kez daha aynı yeri öptü. "Bunu biliyorsun." İçimdeki odunlar kül olacak vaziyete gelirken Kerem içimdeki yangını körüklemeye devam ediyordu. 

Daha yakıcı bir şekilde. 

"Biliyorum," diye fısıldadım, oldukça kısık bir sesle. "Biri gelecek Kerem. Çok fazla yakınsın." 

"Gelsin," dedi umursamaz kokan tavırla. "Umurumda değil. Karımsın benim için bir karantina alanı olamaz. Her yerde sana yakınlaşabilirim, öpebilirim, dokunabilirim..." 

"Abooo." 

Birinin aniden bağırışı ile birlikte Kerem hızla kendini geri çekti ve mutfak kapısının önündeki bağırtının sebebi olan kişiye döndük.

Aşiretin HanımağasıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant