21ஜ "Diz çök ve hanımından af dile."

56.4K 1.7K 355
                                    

Yorumlar için çok teşekkür ederim^^ Bu kadarını hiç ama hiç beklemiyordum. Herkese çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız.^^ Kendimce bir ithaf listesi belirledim. İsteyen kişilerin çoğunu tanıyorum. Tabii ki hiç yorum yapmamış hikâyemle ilgilenmemiş kişiler de vardır, yorumlarına dikkat bile etmedim. İthaf listemi belirledim. Orada ki kişilere vereceğim :) İthaf listemi de instagramıma attım^^ Bu bölüm de aynısını bekliyorum, ve öpüyorum^^ Multi de Hande Doğandemir tarzı var, rüküş diyenler utansın. Ayrıca bana duâ edin ki instagram da katıldığım çekilişlerin birini kazanayım, dinimiz amin :)

Hikâye önerisi : MerveSedef yazdığı SUÇ hikâyesine bakmanızı kesinlikle öneririm. Çok güzel yazıyor kendisi :)

Bölüm, bana önceden kapak yapan ve bölüm ithafı yapacağıma dair söz verdiğim magic_leaf gidiyor, umarım beğenirsin :)

Zeynep, duyduklarını yeni idrak etmeye başlamışken artık titreyen bacakları onu tutamamış, kendini yere bırakmıştı. Kerem, hâlâ daha yeni öğrendiği şeyleri anlamaya çalışıyordu. Yere yığılan karısını fark ettiğin de hemen yanına gidip, korku dolu gözlerle ona bakmaya başladı.

"Zeynep, Zeynep beni duyuyor musun?" Kerem hızla kucağına aldı karısını."Hemen arabayı hazırlayın! Hastaneye gidiyoruz!"

Orada ki herkes çok fazla şaşkındı. Kimse böyle bir şey beklemiyordu. Ağalar dilini yutmuş gibi konuşmuyorlardı. Ah, pardon. Konuşamıyorlardı. Büyük utanç duyuyorlardı. Sevim Hanım ve Ahmet bey hâlâ şoktan çıkamamışlar, Kerem'in Zeynep'i kucağına alıp götürmesini izlemişlerdi.

"Benim duyduğumu sen de duydun mu hanım?" dedi Ahmet bey ânın vermiş olduğu şaşkınlıkla.

"D-duydum. Zeynep, hamile. Torunumuz olacak." dedi Sevim hanım mutlulukla. O bebek bir mucizeydi. En olacak zamanda gelmişti. Allah'ın onlara verdiği mucizeydi. Bu konağı şenlendirecek bir bebek geliyordu.

Selma hanım, donup kaldı. Hareket edemedi bir süre. Her şey halledilmişken, her şey mahvolmuştu.

Kerem, kucağında olan karısına baktı. Zeynep zaten hâlsiz gözüküyordu. Zeynep, hamileydi. Hamileydi. Hamileydi. Hamileydi. Kerem, gülümsedi. Sevdiği kadından bir bebeği olacaktı. Şuan hissettiği şeylerin tarifi yoktu. Ama kucağında yatan kadının hâlini gördükçe konaktaki herkese bir bir küfür saydırıyordu içinden.

Hastaneye geldiklerin de, Kerem arabadan inmiş, hızla kucağına almıştı karısını. İçeriye hızla girdiğin de hemen doktor gelmiş, Zeynep'i odaya almışlardı.

"Doktor! Karımın nesi var?" diye sordu Kerem, endişeyle. Doktor, "Zeynep Hanım, yorgunluk ve stresten dolayı bedeni fazlası ile yorgun düştü. Eşiniz ve bebeğiniz gayet iyi." dedi.

Kerem, gülümseyip, içeriye girdi. Zeynep uyuyordu. Yatağın ucuna oturup, Zeynep'in saçları ile oynamaya başladı.

"Güzel karım. Hadi uyan. Saklama benden o güzel gözlerini," dedi Kerem, eli birden karnına gitti, Zeynep'in.

Hafifçe elini gezdirdi. Orada onlara ait bir şey vardı. Aşklarının simgesi.

"Bebeğim," diye fısıldadı Kerem. Bu bir mucizeydi. Tam o zamanda gelmesi bir mucizeydi.

Zeynep, gözlerini hafifçe araladı. Odaya vuran ışık gözlerini kamaştırmıştı. Gözlerini birkaç sefer açıp kapattı. Gözlerini tekrardan araladığında Kerem'in karnını okşadığını fark etti. Kerem o kadar karnına odaklanmıştı ki Zeynep'in uyandığının bile farkında değildi. Zeynep, gülümsediğinin bile farkında değildi.

Aşiretin HanımağasıWhere stories live. Discover now