sunflowers & kisses | l.s.

By benkopegim

137K 11.7K 32.6K

Louis sürekli rüyasında gördüğü eşiyle tanışmak için can atıyor. alpha!harry | omega!louis More

one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty | final

twenty

4.8K 411 1.2K
By benkopegim

"Nereye gidiyoruz?"

Louis Harry'ye doğru dönüp konuştuğunda alfa her zamanki gibi yola bakmayı sürdürdü ve bir cevap vermedi. Sorusuna cevap alamamak omegayı sinirlendirirken kaşları hızla çatıldı.

"Sana diyorum Harry, nereye gidiyoruz?"

Alfa bir virajı sertçe geçerken sıktığı dişleri arasından konuştu. "Bu saçmalık fazla uzadı, her şeyin kilit noktasına gidiyoruz."

Louis'nin çatık kaşları mümkünmüş gibi biraz daha çatılırken alfanın neyden bahsettiğini tam olarak anlayamadı.

Araba tanıdık bir yerde durduğunda Louis, Harry'yi beklemeden hızlıca dışarı çıktı ve arabanın ön kısmından dolanıp alfanın kapısına doğru ilerlemeye başladı. Ondan birkaç salise sonra dışarı çıkmış olan alfa da arabanın önüne doğru ilerleyince ikisi kaputun tam önünde karşı karşıya kaldı.

"Niye geldik yine şu siktiğimin tarlasına?!"

Omega kendinden beklenilmeyecek şekilde konuştuğunda alfa bir elini onun ağzına kapattı. "Şş. Senin gibi tatlı bir omegaya hiç yakışıyor mu böyle laflar?"

Louis'nin kaşları sonuna kadar çatılırken hararetli hararetli bir şeyler söylemeye başladı. Fakat dudaklarını örten büyük el, söylediklerinin dış dünyayla boğuk ve anlaşılmaz bir şekilde buluşmasına neden oluyordu.

"Louis, şimdi elimi ağzından çekeceğim ve sen de susacaksın. Tamam mı?"

Alfanın ılımlı çıkan sesi omegayı sakinleştirirken susup başını aşağı yukarı salladı. Harry elini çektiğinde dudaklarının kupkuru olduğunu hissedip onları diliyle birkaç kez yaladı.

Alfanın koyu yeşile dönmüş gözlerinin odak noktası omeganın ıslanmaktan parlayan ince dudakları olurken sertçe yutkundu.

Anlam veremedikleri bir ağırlık hissi ikisinin de üzerine çökerken omega kendini öne doğru atmamak zar zor durmaya başladı.

Fakat alfa, omegası kadar güçlü değildi.

İçinde oluşan duygu patlamasına daha fazla dayanamadı ve başını aşağı doğru eğip dolgun dudaklarını omeganın incelerine bastırdı.

Louis anlık gelen öpücükle afalladığında bir elini kaputa yaslayıp dengede kalmaya çalıştı. Alfanın dudakları omeganın dudaklarıyla ıslanırken kollarıyla küçük bedeni sımsıkı sarmalayıp kendisine yapıştırmak istedi, fakat Louis'nin karşılık vermediğini fark edince hiçbir şey yapamadan korkuyla geri çekilmek zorunda kaldı.

"Ben... Üzgünüm. S-sen dudaklarını öyle yalayınca-"

Harry'nin boğuk sesiyle söylediklerini Louis'nin öpülmekten kızarmış dudakları böldü. Kollarını alfanın boynuna dolayınca alfa da onun belini sımsıkı sardı ve öpüşmeyi derinleştirdi.

Dudaklarının arasından içeri kayan dil Louis'nin istemeden de olsa boğuk bir şekilde Harry'nin ağzına inlemesine neden oldu. Bunu yaptıktan hemen sonra biraz utansa da alfaya daha yakın olma isteği ağır bastı ve bir bacağını kaldırıp onun beline sarmaya çalıştı. Kısa boyu yüzünden parmak uçlarına kalkıp öpüşmek zorunda kalıyordu ve bu durum sinirini bozuyordu.

Onun zorlandığını anlayan Harry belinde duran büyük ellerini dolgun kalçalarına indirdi ve onu kucağına alıp kaputun üzerine bıraktı.

Louis kısa bacaklarını alfanın beline sardı, boynunda olan kollarının tutuşunu da sıkılaştırıp vücutlarını iyice birleştirdi.

Alt dudağını yalayıp geçen dil Harry için kırılma noktası olurken omeganın ince belini tek koluyla sımsıkı sardı, diğer elini de onun sağ bacağının uyluk kısmına koyup canını yakmamaya çalışarak narin bedenini kaputun üzerine yatırdı.

Her öpüşmelerinde olduğu gibi Louis yine nefessiz kalınca Harry geri çekilmek zorunda kaldı. İkisinin de göğsü hızlı hızlı inip kalkarken alfa alınlarını birbirine yasladı, ve bu durum omeganın yavaşça gözlerini kapatmasına neden oldu.

Harry'ninse gözleri hâlâ açıktı. Göz ucuyla omeganın vücudunu süzünce sertçe yutkundu.

Çıldırmak üzereydi, gerçekten.

Louis o kadar güzeldi ki Harry bugüne kadar onu göremeyip Alvin'le vakit öldürdüğü için kendisine lanetler okuyordu.

Konu yalnızca Louis'nin suratının veya vücudunun güzelliği de değildi. Hayır. Aksine, fiziki güzellik belki de en geride kalan özelliğiydi; Louis'nin bugüne kadar gördüğü en güzel şey olmasına rağmen.

Harry hissettiklerine hiçbir anlam yükleyemiyordu. Fakat Louis'nin yanındayken huzurluydu, bunu çok net anlayabiliyordu. Omeganın kokusunu kilometrelerce öteden bile tanıyabiliyordu ve bu koku başını döndürüyordu. Her seferinde.

"Alfa..."

Omega ağır ağır fısıldadığında titreyen ses telleri, bir şekilde alfanın da kalbinin titremesine ve ne zaman yumduğunu bilmediği gözlerini açmasına neden oldu.

"Söyle, omegam."

Louis sertçe yutkundu ve derin bir nefes aldı. "Ben..."

Alfa onun söyleyeceği şeye hazır olmadığını fark edince saçlarını yavaş yavaş okşamaya başladı, bunun onu rahatlatmasını umdu.

Nitekim istediği gibi de oldu, Louis'nin nefesleri yavaşlarken sakinliği iliklerine kadar hissetmeye başladı.

"Benim kafamı karıştırıyorsun. Sensin, ya o sensin işte. Biliyorum!"

Louis rüyalarından bahsettiğinde Harry onun dediklerinin anlamını anlamadı, bu yüzden kaşları çatıldı. Fakat bir şey demeden omeganın incecik saçlarını okşamaya devam etti.

"Bazı rüyalar görüyorum ben. Hep bu tarlada, Harry. Hep ayçiçeklerinin ortasında. Hep eşimle beraber, yeşil gözlü bir alfa olan eşimle. Ve çok güzeller. Tanrı'm, o kadar güzeller ki..."

Louis'nin aklı yeniden rüyalarına gittiği için yüzünde ufak bir tebessüm yer edindi, onun tam aksine alfanın kafası karışmış görünüyordu. Çatık kaşları ve hafifçe öne büzülü dudaklarıyla beraber geri çekildi, onun ardından Louis de hafifçe yukarı kalkmış sweatshirtünün eteklerini yeniden aşağı indirdi ve yerinden doğruldu.

"Sen... Rüyanda beni mi gördün?"

Harry'nin gözlerinde çok ufak bir parıltı gören Louis bundan cesaret aldı ve başını hızlı hızlı aşağı yukarı salladı. Ardından hararetle anlatmaya devam etti.

"Her seferinde Güneş ışıkları kapatıyordu yüzünü, gözlerin dışında hiçbir yer görünmüyordu. Ama bir gün, kapatmadı işte. Suratını gördüm, bana bakarken yukarı kıvrılmış dolgun dudaklarını. Sonra... Ah! Hamile olduğumu gördüm. Böyle bir tanesinde karnım şişmişti," Omega vücudunu yana doğru çevirdi ve eliyle, düz olan karnını hayali bir şekilde şişmiş gibi okşadı. "Böyle kocamandı, hissettim ben. İçimde hareket ettiklerini hissettim, Harry. Sonra korktum, çok korktum. Şey... Hamilelikten biraz korkuyorum da ben."

Cümlenin sonuna doğru sesi iyice kısıldı, bakışları aşağı eğildi ve parmakları yeniden üzerindeki kıyafetin kollarının ucunda oyalanmaya başladı.

Harry şaşkındı. O kadar çok şaşkındı ki transa girmiş gibiydi, hareket edemiyordu. Gözleri Louis'nin suratında kalmıştı, tek yapabildiği duyduklarını anlamlandırabilmekti. Fakat Louis bunların hiçbirini görmüyor gibiydi, kısık sesiyle anlatmaya devam etti.

"Karnımda küçük kurtlar olunca, ya koruyamazsam onları? Ya başlarına bir şey gelirse de benim karnımda can verirlerse diye çok korkuyorum." 

"Ben korurum."

Harry Louis'nin yüzünde olan bakışlarını onun mavi irislerine kilitledi ve yavaşça yutkundu. Alfanın bakışlarının sıcaklığı omegayı kendinden geçirirken gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"Sonra," Gözünden akan bir damla yaşla birlikte alfanın bileğini kavradı ve kendi karnının üzerine koydu. "Sen böyle elini karnıma koydun." Kendi elini de alfanınkinin üzerine bıraktı ve kaputta iyice yan dönüp vücudunu alfaya yasladı. "Böyle yavaş yavaş okşadın."

Nefes alış verişleri yavaşlarken alfanın elini oynatmaya çalıştı. Alfa da sonunda girdiği transtan çıkıp onun dümdüz ve yemeklerle dolu olan karnını okşamaya başladı. "Böyle mi okşadım?"

Louis hepten mayışırken göz kapakları yavaşça aşağı düştü, başını alfanın omzuna yaslarken "Hm hm." diye mırıldandı.

Harry boştaki elini onun beline sardı ve başını tam mührünün olduğu yere gömdü. Boynunda hissettiği sıcak nefesler Louis'nin içini titretirken bir elini alfanın saçlarına attı ve öylece beklemeye başladı.

"Kucağımda uyuduğun gece," Alfanın fısıltısı kulaklarına dolduğunda bedeni resmen titredi. "Rüyama girdin. Çok güzeldin Lou... Sonra uyandım, seni izledim. Huzurlu görünüyordun. Kalkıp çıktım odadan, senden uzaklaşmak istedim."

Harry duraksadı ve Louis'nin kokusunu biraz daha içine çekti. "Ama dayanamadım."

Omega duyduğu şeyden sonra titrek bir nefes alınca alfa onu daha da çok kendisine bastırdı. Louis sırtını gövdesine yasladığı bu adama bir cevap vermek istiyordu ama bırakın ağzından doğru kelimeleri çıkarmayı, vücudundaki herhangi bir uzuvu bile nasıl hareket ettireceğini hatırlayamıyordu.

"En fazla mutfağa kadar gidebilmiştim, salona geri döndüğümde sen ağlıyordun. Uykunda... Ağlıyordun Louis. Yanına geri yattığımda bana o kadar sıkı sarıldın ki seni bırakamadım tekrardan. Sana kapıldığımı hissediyordum. En saçma anlarda aklıma geliyordun, bazen çok mutlu olduğumda bile ortada hiçbir sebep yokken canım acıyordu."

Harry başını Louis'nin boynundan çektiğinde onun hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığını gördü. İçi acıya acıya onun ıslak yanaklarını sildi ve anlatmaya devam etti.

"Vicdanım sızlıyordu, seni severken Alvin'le birlikte olamazdım. Bu yüzden sana istediğin tavşanları avlamadan önce Alvin'e uğradım ve ayrıldık. Çok fazla üzüldüğünü söyleyemem çünkü son zamanlarda benimle zaten yalnızca cinsel ilişki için birlikte olduğunu biliyordum.  Seninle karşılaştığımız ilk günden beri onunla ilişkiye girmedim ve bu onu resmen çıldırttı. Bir süre sonra dayanamayıp bana aramızdaki şeyin yalnızca cinsel ilişkiden ibaret olduğunu kendisi de söyledi. Ben de sana hissettiklerimin binde birini bile ona hissetmediğimi fark etmiştim, bu yüzden birbirimize kırılmadan ayrıldık."

Louis o kadar kendinden geçmişti ki Harry'nin söylediklerini tam olarak anlayamamıştı. Fakat 'Seninle karşılaştığımız ilk günden beri onunla ilişkiye girmedim.' cümlesi bulanık zihninin bir köşesine yerleşmişti ve bunu daha sonradan -daha kendinde olduğu bir zamanda- alfaya hatırlatmaya karar verdi.

O bunları düşünürken ve ağlamaya devam ederken alfa dudaklarını yaladı ve anlatmaya devam etti.

"Oradan sonra tavşanları avlayıp senin yanına döndüm. Geç kalmamın sebebi buydu, yani avlanma konusunda oldukça hızlıyım."

Harry kendinden emin bir şekilde göz kırptığında Louis de yaşlı gözleri arasından gülümsedi, ardından minik ellerini alfanın yanaklarına koydu. "Rüyanda ne oluyordu?"

Harry düşünüyormuş gibi kaşlarını çattı. "Sen çimlerde yuvarlana yuvarlana yanıma geliyordun. Sonra öpüşüyorduk, sen adımı sayıklıyordun. Ben tam o sırada uyandım ve sen yanımda aynı rüyamdaki gibi 'Alfa.' diye fısıldadın. Fark ettin mi bilmiyorum ama bana bakarak öyle söyleyince ses tonun biraz değişiyor. Ya da bana öyle geliyor, bilmiyorum."

Alfa söyleyeceklerini bitirip gülümsediğinde Louis'nin sağ gözünden bir damla yaş daha üzerindeki kıyafetle buluştu.

"Sonra sen kurt formuna girip yanımdan gidiyorsun. Ben akşama kadar ağlayarak seni bekliyorum. Yanıma geldiğinde sımsıkı sarılıyoruz ve tam o sırada ben uyanıyorum."

Harry hafifçe geri çekilerek omega ve kendisinin bakışlarını buluşturdu, şaşkın görünüyordu. "Aynı rüyayı mı gördük?"

Louis omuzlarını silkti. "Sanırım başını sen, sonunu da ben."

Harry'ye döndüğünde kaşlarının hâlâ abartılı bir şekilde yukarı kalkık olduğunu gördü. Bu durum hoşuna gitmediğinde parmaklarıyla onun kaşlarını normal hâle getirdi ve gülümsedi. "Böyle daha iyi."

Alfa kuruyan dudaklarını yalayıp omeganın bacaklarını yeniden kendisine doğru çevirdi ve kendi beline sardı. Omeganın kolları her zamanki gibi onun boynunu esir alırken iyice öne doğru gidip burunlarının ve alınlarının birbirine değmesini sağladı.

"Harry?"

Louis incecik sesiyle Harry'nin adını söyleyince alfa iki elini de onun sweatshirtünden içeri soktu ve belini yavaş yavaş okşarken "Hm?" diye mırıldandı. Kolları arasında duran bu beden resmen onun omegası olmak için yaratılmıştı ve alfa bunu vücudunun her zerresinde hissedebiliyordu.

"Başka bir şey söylemeyecek misin?"

Omeganın beklenti dolu sesi alfanın gülümseyerek suratını geri çekmesine ve yüzlerini aynı hizaya getirmesine sebep oldu. "Söyleyeceğim."

Omega ne olduğunu anlayamadan kendini alfanın kucağında bulduğunda ufak bir çığlık attı. "N'apıyorsun?!"

Harry onun bu haline gülerek ayçiçeklerinin arasında koşmaya başladı, bunu yaparken omegayı yere düşürmemeye de özen gösteriyordu. Louis de onun boynuna sımsıkı sarılmıştı, düşmemek için içinden dualar ediyordu.

Geçen sefer geldikleri boş ve küçük alana yeniden geldiklerinde Harry omegayı hemen yere indirdi, ardından onun yanaklarını avuçladı. Omeganın küçük kalbinin hızlı hızlı atmaya başladığını çok net bir şekilde duyabiliyorken sessizce fısıldadı:

"Louis... Benim omegam olmak ister misin?"

• • •

ALIN 20. BÖLÜM DIRIRM

harry'ye çok kızdınız ama o zaten fark eder etmez alvişten ayrılmıştı...

bunu neden size hemen söylemeyip acı çektirttim? hiçbir fikrim yok. bu da böyle bir şerefsizlik işte

alvinciğimi de ben seviyorum bu arada siz de sevin 🥺

şimdi burayı ikiye ayırıyorum;

erken sevgili oldular diyenler

çürümüştüm aq sonunda diyenler

görüşürüz canımcımlaarr :*

Continue Reading

You'll Also Like

7.1K 455 15
Dans etme tutkusuyla hayata tutunan Pete borç aldığı tefecilerin başı Vegasın peşine düşmesiyle yaşadıkları Vegasa bağlanması ve aralarındaki tutkunu...
37.5K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
128K 14.2K 105
Yeni bir Krallık ve bambaşka bir hikaye...
5.9K 615 14
"Hyung, seni yeniden öpmek istiyorum... ama yapamam... evliyim... biliyorsun."