GÖLGE

By deniizkandemiir

4.1M 268K 61.9K

Reklam yorumları yapmayın. "Bir sabah uyandım ve hayatım hiç olmadığı kadar farklıydı." 18 yaşına geldiğinde... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Önemli ~Patili Bildirim~
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Ben Bölüm Değilim!
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
51. Bölüm
52. Bölüm
DUYURU

Final - Sonun Başlangıcı

57.8K 3.2K 979
By deniizkandemiir

15.07.2020 tarihinde düzenlendi.

Yanındaki çimlere uzandığı ağacın gölgesi, gözlerine ulaşan ışığı engelleyemecek kadar güneş tepeye çıktığında Melodi parmaklarının uçlarını ağacın gövdesinde gezdirdi.

"Melodi!"

Kendisine seslenen kişinin sesini duyduğunda gülümsedi. Geç bile kalmıştı. Toprak'a bakıp uzandığı yerde doğruldu. Sonbaharın başlarıydı, havanın serinliği insanları üşütmeyecek kadar azdı ama Toprak'ın ona doğru geldiğini gördüğünde üşümüştü Melodi. Çevresindeki bütün hava değişmiş ve Melodi'nin kalbinin attığını hissetmesini sağlamıştı. Hala aynı etkiyi nasıl yarattığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Yine de bu duyguya aşıktı. Toprak'a aşıktı.

"Neredesin böyle güzelim? Her tarafta seni aradım."

"Bana seslenebilirdin." dedi Melodi. Evet, eğer isteseydi Toprak en başında ona seslenebilirdi. Kalabalığın arasında edepsizce Melodi'nin aklına konuşmayı fazlasıyla seviyordu çünkü.

"Öyle olsaydı seni burada yalnız yakalayamazdım ama." Melodi'nin yanına eğilip dudağının kenarına bir öpücük kondurdu. Soğuk hava şimdi de ılımıştı ve sanki Melodi'den çevreye yayılıyordu.

Her şeyin kaynağı karşısındaki bu kadın gibiydi onun için. Bütün duyguların, yaşamın ve ölümün bütün sırları sanki Melodi'deydi. "Hadi gel." dedi elini uzatıp kalkmasına yardım ederken. "İçeri geçelim, Çınar Hoca gerçekten seni aradığımı düşünüyor. Toplantı yapacakmış ve bu toplantıya ikimiz de katılıyoruz." Gözünü kırpıp yanında doğrulan Melodi'ye son bir kez bakıp onu öpmemek için kendini zor tuttu.

"Neyin toplantısıymış bu?" dedi Melodi. Şaşırmıştı çünkü Çınar hoca öyle boşu boşuna toplantı yapacak biri değildi. En son geçen yıl Melodi ve Toprak geri döndüklerinde bütün öğretmenleri toplayıp bir toplantı yapmıştı ve yüzü gerçekten fazlasıyla ciddiydi. "Belki de beni tekrar buraya kabul ettiği için pişman olmuştur ve gitmemi ister."

"Endişelenme. Eğer gidersen her zaman benim evimde kalabilirsin."

Melodi Toprak'ın koluna vurup güldü. "Şu sıralar senin dilin fazla uzadı Toprak bey."

Toprak elini Melodi'nin beline yerleştirip saçlarından öptü. "Senin yanında olmak beni birazcık delirtiyor da ondan."

Melodi başını iki yana sallayıp Toprak'ın elinden kurtuldu ve ona kötü bir bakış attı. Okulun kapısından içeri girdiklerinde Çınar Hoca'nın odasına doğru ilerlediler ve Melodi kapıyı çalıp açtığında ikisi de içeri girdi. Diğer öğretmenler de içeride oturuyorlardı ve sanırım eksik kişiler sadece ikisiydi. Boş buldukları sandalyelere geçtiklerinde Çınar Hoca ellerini birleştirdi ve boğazını temizledi. "Biliyorsunuz, artık çok yaşlandım."

"En az 150 yaşında falan olmalı." dedi Toprak Melodi'nin aklına. Melodi kıkırdamamak için kendini zor tuttu.

"Ve artık yerimi bir başkasına teslim etmem gerektiğinin farkındayım. Melodi ve Toprak, ikinizin de Savunma Sanatları Dersi öğretmeni olmanızı istiyorum. Bu pozisyona ikinizden daha uygun biri daha olamaz ve bu işi beraber çok daha güzel yapacağınıza inancım tam. Ne dersiniz?"

Melodi açık kalan ağzını kapatmak için kendini zorladı. Savunma Sanatları mı? Öğretmen mi? İçten içe bu okulda Çınar Hoca'dan sonra savunma sanatlarında en usta kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Uzun süre hapsedildiği yerde zorunlu olarak bunu yeterince öğrenmişti. DIşarıda olsa bundan iğrenirdi ama bu okulda bir öğretmen olma fikri onun gururunu okşuyordu. Yüz ifadesini bozmaya çalışmadan Toprak'ın aklına konuştu. "Ne düşünüyorsun? Sence ciddi mi yoksa çıldırmış mı?"

"Kesinlikle çıldırmış." dedi Toprak dudaklarını oynatmadan. "Ama açıkçası bu iş kesinlikle sana çok yakışır."

"Evet." dedi Çınar Hoca göz kırparak. "Aranızda konuşmanız bittiyse kararınızı öğrenebilir miyim?"

"Kabul edelim." dedi Melodi. Düşünemeyecek kadar gururlanmıştı, Çınar Hoca üç nesildir yaptığı bu iş için ikisini uygun görmüştü. Gururlanmamak mümkün müydü zaten?

"Evet, kesinlikle kararımızı verdik." dedi Toprak. "Melodi'nin bu işe tam uyacağından eminim. Kesinlikle bunun altından kalkabilir, ona güvenim tam."

"Ya sen?" dedi Çınar Hoca. "Sen farklı bir şey mi düşünüyorsun?"

"Evet." dedi Toprak tekrardan. "Melodi bunun tek başına üstesinden gelecek kadar güçlü. İkinci bir öğretmene daha gerek olacağını düşünmüyorum."

"Sen kabul etmezsen ben de etmeyeceğim." dedi Melodi Toprak'a bakmadan.

"Toprak da bu işin kesinlikle altından kalkabilir. Benim de ona güvenim tam ve madem teklifi ikimiz için de yaptınız, ikimiz de kabul ediyoruz." dedi Melodi Çınar Hoca'ya gülümseyerek.

"O halde bunu öğrencilere duyurmak için sabırsızlanıyorum." dedi Çınar Hoca. "Artık çok yaşlandım ve günlerimi masamda oturup belgelerle uğraşarak geçirmek istiyorum, kesinlikle eğlenceli bir dönem olacak. Ah, bu arada! Siz gelmeden önce Elif'le de konuştum. Yusuf Hoca da bu sene emekliliğine ayrılmak istiyor. Kendisi de bu iş için artık yaşlandığını düşünüyor."

"Olsa olsa çınar hocanın yarısı kadar falandır." dedi Toprak Melodi'nin aklına. Melodi yine kıkırdamamak için kendini zor tuttu.

"O yüzden Güç dersini aklında hiçbir endişe kalmadan bırakabileceği birini bulmamı istedi. Bu kişi de Elif ve kendisi memnuniyetle bu işi yapmayı kabul etti. Yusuf Hoca şu anda ona önemli ayrıntıları anlatmakla meşgul. Evet, öğretmen değişikliğimiz bu kadar. Sorunuz var mı?"

Melodi başını iki yana salladı. Elif'in Güç dersini verecek olmasına çok sevinmişti. Her zaman bu işin altından kalkmıştı ve Güç derslerinde büyük başarılar sergilemişti.

"O halde, yeni dönem için bütün öğretmenlerimize başarılar diliyorum." Kapıyı açıp herkesin çıkması için tutarken en son Toprak ve Melodi çıkıyordu.

"Çok teşekkür ederiz. Bizi gerçekten buna layık gördüğünüz için o kadar mutluyum ki."

Çınar Hoca bu sözleri savuşturmak ister gibi elini salladı. "Bu kadar mütevazi olmana gerek yok. Emin olun bunun üstüne fazlasıyla düşündüm. O yüzden endişelenmeniz için gerek yok. Şimdi çıkın bakalım, biraz işlerim var."

Melodi ve Toprak üstlerine kapı kapandığında birbirlerine baktılar. "Şaşkınım." dedi Melodi. "Çınar Hoca'nın böyle bir şey düşüneceği aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Ben de öyle, fazlasıyla şaşkınım. Ama yine de senin yanında olduğum için mutluyum." Toprak Melodi'ye gülümseyip merdivenlerden inmeye başladı.

"Elif'le konuşmak için sabırsızlanıyorum." dedi Melodi. "Eminim şuan fazlasıyla mutludur."

"O halde sen Elif'in yanına git. Benim de halletmem gereken bir iki işim vardı, odama çıkıyorum. Uğramak istersen, beklerim."

"Çok sinir bozucu olmaya başladın." dedi Melodi gülerek. Elif'le birlikte kaldıkları odaya ilerleyip kapıyı açtığında gördükleri karşısında en az Çınar Hoca'nın sözlerine şaşırdığı kadar şaşırmıştı. Elif ve Mert yatakta oturmuş, Elif başını Mert'in omzuna yaslamışken Mert de onun sırtını sıvazlıyordu.

"Vay canına." dedi Melodi. "Demek arkamdan iş çevirdiniz, sizden hiç beklemezdim." Başını iki yana sallayıp gülümsememek için kendini zor tuttu. "Bir dahakine kapıyı kitleyin çünkü gözlerimin kanamasına sebep olacak şeyler görmek istemiyorum."

Elif ve Mert aniden toparlanıp ağızlarını açacakken Melodi hızlıca odadan çıkıp kapıyı kapattı. İkisi için de fazlasıyla mutluydu. Belki ben de Toprak'ın yanına uğramalıyım, diye düşünüp üst kata çıktı. Toprak'ın odasının kapısına geldiğinde kapıyı tıklattı ve yavaşça içeri girdi. "Ben geldim." dedi kelimeleri uzatarak.

Ama Toprak odada yoktu. Banyodan su sesi geliyordu, duşa girmiş olmalıydı. Melodi bunu yapmaması gerektiğini bile bile içeri girdi ve Toprak'ın yatağına oturdu. Son bir yılda ikisi birbirine hem dost hem de sevgili olmuşlardı. Geçen uzun ve zorlu yılların ardından bir arada olmak ikisinin de her gün şükrettiği bir şeydi.

Suyun kesildiğini işitti Melodi. Toprak duştan çıkmıştı, o yüzden bir kere daha seslendi. "Odanda oturuyorum, haberin olsun!" Ama Toprak beline bağladığı havluyla çıkmakla yetindi. "Boşu boşuna seslendiğimi anlıyorum şuan." dedi Melodi arkasını dönerek. Aslında Toprak'a bakmamak için büyük çaba sarf ediyordu.

"Ben de senin bu kadar çabuk geleceğini düşünmedim." dedi Toprak.

"Odamda sevgililer vardı ve yatakta oturmuş sarılıyorlardı." dedi Melodi. "Yanlarında durmamı mı isterdin?"

"Hayır ama aynı şeyi uygulamalı olarak göstermen hoşuma gider." Gidip Melodi'nin yanına oturdu ve ona sarıldı. Islak saçlarından akan damlalar Melodi'nin omzuna düşüyordu ve şampuanının o güzel kokusu burnuna doluyordu. Melodi de kollarını Toprak'a sardığında ıslak teninden süzülen damlaları umursamadı. Gözlerini kapatıp anın tadını çıkardı.

"Git de giyin." dedi Toprak'a. "Biri gelse yanlış anlayacak, artık ikimiz de öğretmeniz."

"Evet, hem de savunma sanatları. Heyecanlı mısın?"

"Hı hı, fazlasıyla hem de. Ama hadi lütfen git giyin artık!"

Toprak eğilip Melodi'nin yanağına bir öpücük kondurduğunda Melodi kıkırdadı. "Hadi ama!" dedi hafiften ittirerek. Toprak gidip dolaptan kendine giyecek bir şeyler çıkardığında "Hemen dönüyorum ufaklık. İnan sen bu kadar ısrar etmesen bunu yapmazdım." derken Melodiye göz kırptı.

Toprak elindeki kıyafetlerle tekrardan banyoya girip kapıyı kapattı ve bir dakika bile sürmeden geri döndü. Altına şort giymişti ve üstü hala çıplaktı. "En azından bu kadarını becermişsin." dedi Melodi. Toprak yeniden Melodi'nin yanına geldiğinde bu sefer yatağa uzandı.

"Şimdi seni Melodi Hoca diye mi çağıracaklar?" dedi gülerek.

"Değil mi? Fazlasıyla komik geliyor. Ama Toprak Hoca demek kesinlikle kulağıma hoş geliyor. Sana çok yakışacak."

"Güzelim, kesinlikle harika olacaksın." Başını Melodi'nin dizlerine yaslayıp gözlerini kapattı. "Şuan böyle uyumak istiyorum. Eminim odana hemen dönmen gerekmiyordur."

Melodi'nin aklına Elif ve Mert geldiğinde gülümsedi. "Hayır, kesinlikle hemen gitmem gerekmiyor." Ellerini Toprak'ın saçlarına koydu ve okşadı. Huzur doluydu. Sevdiği yerde, sevdiği adamlaydı. Daha ne isteyebilirdi ki?

**

"Uyan Melodi. Toprak! Kahretsin uyanın." Melodi başlarda uzaktan gelen sesi gittikçe daha da gürültülü duyduğunda gözlerini açtı. Toprak da onunla aynı anda aralamıştı gözlerini.

Karşılarında dikilen Mert'e sinirli bir şekilde gözlerini dikti Toprak. "Bu kadar önemli olan şey ne?"

Mert'in yüz ifadesi kesinlikle çok kötü bir şey olduğunu gösteriyordu. Teni bembeyaz olmuştu, dudakları titriyordu. "Biri..." diyebildi. Devamını getiremediğinde yatakta doğrulan Toprak ayağa kalkıp Mert'in omuzlarından tuttu.

"Mert. Devam et. Ne oldu?" dedi kelimeleri tane tane söyleyerek.

"Biri öldürülmüş." dedi Mert gözlerini Melodi'ye dikerek.

"Ne?" dedi Melodi. Başından aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki. Ama bir yandan da buz dolu bir küvete girmiş gibi hissediyordu, bütün vücudu titredi ve cevabını duymaktan korktuğu o soruyu sordu. "Kim?"

"Yeni bir öğrenci. Tanrım... Adı Çağla. Daha 17 yaşındaydı."

"Nasıl olmuş?" dedi Toprak Mert'in omuzlarını bırakmadan. Her soru sonrası Mert'i silkelemesi gerekiyordu.

"Biri onu bahçede... Tanrım! Melodi'nin yıllar önce düşüp bayıldığı yerde öldürmüş."

"Kahretsin." dedi Toprak. Ellerini Mert'in omuzlarından çekip Melodi'ye döndü. "Endişelenme." dedi. Ama sesi kendisinin de fazlasıyla endişeli olduğunu ele veriyordu. "Sakin ol. Bunun seninle alakası olduğunu sanmıyorum ve bunu kimin yaptığını bulacağız. Tamam mı güzelim? Tamam mı? Gözlerimin içine bak. Bana güven olur mu?"

Melodi dolan gözlerini Toprak'ın buz mavisi gözlerine dikti ve başını hızlıca yukarı aşağı salladı. Toprak'ın söylediği her söze inanmak istese de içinden bir ses bunun onunla alakalı olduğunu söylüyordu.

"Melodi..." dedi Mert kararsız bir sesle. Surat ifadesinden ikilem içinde olduğu anlaşılıyordu. Söyleyip söylememekte kararsız olduğu şeyi Melodi zaten duyacak ve bununla yüzleşmesi gerekecekti. O yüzden kendini toplayıp bir çırpıda söyleyiverdi. "Ölen kızın üstünde bir not bulmuşlar. Sana yazılmış."

Melodi ciğerlerindeki havanın çekildiğini hissetti. Nefes alamıyordu. Biri kendisini apaçık tehdit etmek için masum bir insanı öldürmüştü? Gözlerinden akan yaşlara engel olamadığında bacaklarını hissetmedi ve düşecekken Toprak onu belinden yakaladı. "Sakin ol güzelim, sakin ol." dedi. Saçlarını öperken nefesini dışarı verdi ve bir küfür savurdu.

Melodi ise güçsüz bir şekilde Toprak'a tutunmuştu. "Ne yazıyor?" diye sordu Mert'e.

Bu sırada arkadan kapı açıldı ve Mert'in cevap vermesine fırsat bırakmadan Çınar Hoca içeri girdi. "Lütfen dışarı çıkın." dedi diğerlerine. Melodi'yle yalnız konuşmam gerekiyor.

"Kalmamı istersen kalırım." dedi Toprak Melodi'ye bakarak. Ama Melodi yatağa tekrar otururken başını iki yana salladı. Toprak anlayışla gülümsemeye çalışıp Melodi'nin saçlarından bir kez daha öptükten sonra "Hemen dışarıda olacağım." dedi. Mert'le ikisi odadan çıkıp kapıyı kapattıklarında Çınar Hoca da karşıdaki boş yatağa oturdu.

"Mert sana anlattı mı?" dedi Melodi'ye. Bunları söylemesi çok zordu. Hiçbir öğrencisinin zarar görmesini istemiyordu ve şimdi bir öğrencisi öldürülmüş ve bir diğeri de apaçık tehdit altındaydı. Hatta bütün öğrencileri tehdit altındaydı.

"Evet." dedi Melodi. Sesi çok zayıf çıkmıştı. Boğazından sıkıyorlarmış gibi zorlanmıştı. "Adı Çağla'ymış." Yanağından süzülen bir damla yaşı sildi ve karşısında oturan hocasına baktı. O anda gözüne çevreye göründüğünden çok daha yaşlı görünmüştü.

"Katil sana bir not bırakmış." dedi Çınar Hoca. Bunu anlatmayı hiç istemezdi ama karşısındaki öğrencinin, hatta bu sene yerini alacak olan öğretmenin neyle karşı karşıya olduğunu bilmesini istiyordu.

"Ne yazıyor?" dedi Melodi.

Çınar Hoca titreyen ellerini cebine götürüp oradaki küçük kağıt parçasını çıkardı. İkiye katlı olan kağıdı açıp yüksek sesle okumadan önce karşısında oturan kıza baktı. Büyümüştü, bir sürü acı çekmiş ve sonunda huzurlu bir hayat yaşayacağını düşünmüştü. Karşısındaki kişiye hiç söylemek istemediği o sözleri kağıttan tane tane okudu.

"Seni bekliyorum.
Buzların asla erimediği, ateşin asla sönmediği yerdeyim.
Gelip kalbini avuçlarımın içine koymazsan her gün bir can eksilecek.
Gölgelerin yüz karası olan Melodi, bugünkü ölüm sadece başlangıçtı,
Ta ki sen sonuncu olana kadar."

Hikayenin devamı için profilime girip Karanlığın Efendisi - GÖLGE adlı kitabıma uğramayı unutmayın!

Continue Reading

You'll Also Like

21.4K 3.5K 13
"bakışlar arasında o çipili çipili gözlerini kocaman açan kız esas oğlanın yanına geldi, oğlan yine sessiz, acaba bitmeyen kelime orucu mu tutuyor?" ...
7.6M 446K 83
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
1.9K 354 50
Mürdegân: Yeni Bir Dünya İki asırdır gizliliğini ve bağlılığını koruyan Teşkilat-ı Mürdegân, Payitaht-ı Kadim olan Dersaadet'te arza çıkıp büyük ve g...
1.4K 343 15
Son dönemlerde sosyal medyaya, alışılmışın dışında bir yaşam koçu damga vurmuştu. Söylenenlere göre görüşmeye giden kişileri mutfağına davet ediyor...