Final - Sonun Başlangıcı

57.5K 3.2K 977
                                    

15.07.2020 tarihinde düzenlendi.

Yanındaki çimlere uzandığı ağacın gölgesi, gözlerine ulaşan ışığı engelleyemecek kadar güneş tepeye çıktığında Melodi parmaklarının uçlarını ağacın gövdesinde gezdirdi.

"Melodi!"

Kendisine seslenen kişinin sesini duyduğunda gülümsedi. Geç bile kalmıştı. Toprak'a bakıp uzandığı yerde doğruldu. Sonbaharın başlarıydı, havanın serinliği insanları üşütmeyecek kadar azdı ama Toprak'ın ona doğru geldiğini gördüğünde üşümüştü Melodi. Çevresindeki bütün hava değişmiş ve Melodi'nin kalbinin attığını hissetmesini sağlamıştı. Hala aynı etkiyi nasıl yarattığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Yine de bu duyguya aşıktı. Toprak'a aşıktı.

"Neredesin böyle güzelim? Her tarafta seni aradım."

"Bana seslenebilirdin." dedi Melodi. Evet, eğer isteseydi Toprak en başında ona seslenebilirdi. Kalabalığın arasında edepsizce Melodi'nin aklına konuşmayı fazlasıyla seviyordu çünkü.

"Öyle olsaydı seni burada yalnız yakalayamazdım ama." Melodi'nin yanına eğilip dudağının kenarına bir öpücük kondurdu. Soğuk hava şimdi de ılımıştı ve sanki Melodi'den çevreye yayılıyordu.

Her şeyin kaynağı karşısındaki bu kadın gibiydi onun için. Bütün duyguların, yaşamın ve ölümün bütün sırları sanki Melodi'deydi. "Hadi gel." dedi elini uzatıp kalkmasına yardım ederken. "İçeri geçelim, Çınar Hoca gerçekten seni aradığımı düşünüyor. Toplantı yapacakmış ve bu toplantıya ikimiz de katılıyoruz." Gözünü kırpıp yanında doğrulan Melodi'ye son bir kez bakıp onu öpmemek için kendini zor tuttu.

"Neyin toplantısıymış bu?" dedi Melodi. Şaşırmıştı çünkü Çınar hoca öyle boşu boşuna toplantı yapacak biri değildi. En son geçen yıl Melodi ve Toprak geri döndüklerinde bütün öğretmenleri toplayıp bir toplantı yapmıştı ve yüzü gerçekten fazlasıyla ciddiydi. "Belki de beni tekrar buraya kabul ettiği için pişman olmuştur ve gitmemi ister."

"Endişelenme. Eğer gidersen her zaman benim evimde kalabilirsin."

Melodi Toprak'ın koluna vurup güldü. "Şu sıralar senin dilin fazla uzadı Toprak bey."

Toprak elini Melodi'nin beline yerleştirip saçlarından öptü. "Senin yanında olmak beni birazcık delirtiyor da ondan."

Melodi başını iki yana sallayıp Toprak'ın elinden kurtuldu ve ona kötü bir bakış attı. Okulun kapısından içeri girdiklerinde Çınar Hoca'nın odasına doğru ilerlediler ve Melodi kapıyı çalıp açtığında ikisi de içeri girdi. Diğer öğretmenler de içeride oturuyorlardı ve sanırım eksik kişiler sadece ikisiydi. Boş buldukları sandalyelere geçtiklerinde Çınar Hoca ellerini birleştirdi ve boğazını temizledi. "Biliyorsunuz, artık çok yaşlandım."

"En az 150 yaşında falan olmalı." dedi Toprak Melodi'nin aklına. Melodi kıkırdamamak için kendini zor tuttu.

"Ve artık yerimi bir başkasına teslim etmem gerektiğinin farkındayım. Melodi ve Toprak, ikinizin de Savunma Sanatları Dersi öğretmeni olmanızı istiyorum. Bu pozisyona ikinizden daha uygun biri daha olamaz ve bu işi beraber çok daha güzel yapacağınıza inancım tam. Ne dersiniz?"

Melodi açık kalan ağzını kapatmak için kendini zorladı. Savunma Sanatları mı? Öğretmen mi? İçten içe bu okulda Çınar Hoca'dan sonra savunma sanatlarında en usta kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Uzun süre hapsedildiği yerde zorunlu olarak bunu yeterince öğrenmişti. DIşarıda olsa bundan iğrenirdi ama bu okulda bir öğretmen olma fikri onun gururunu okşuyordu. Yüz ifadesini bozmaya çalışmadan Toprak'ın aklına konuştu. "Ne düşünüyorsun? Sence ciddi mi yoksa çıldırmış mı?"

GÖLGEWhere stories live. Discover now