"BENİ TAKİP EDEREK YEDİĞİN HALTIN FARKINDASINDIR UMARIM!"
Bağırarak yürüdüğüm sırada ağzımdan dökülen kelimeler ancak bu kadardı. Sinir damarlarıma işlemiş karşımdakinin kim olduğunu umursamadan birazdan gerçekleşicek sahne için tatmin ediyordum kendimi.
Hızlı adımlarımla yanına vardığım anda parmaklarımı sertçe saçlarına daldırdım ve baskı uygulayarak toprağa diz çöktürdüm.
"SANA ZARAR VEREMEYECEĞİMİ Mİ DÜŞÜNDÜN?!"
"Duru sakin ol"
"DURU SAKİN OL,DURU YAPMA,DURU DUR! SEN KİMSİN DE BANA EMİR VERİYORSUN? KİM OLDUĞUNU UNUTMA DENİZ! HÂLÂ BANA ÇALIŞAN ZEVZEK BİRİSİN!"
Sözlerim tartılamadan dökülüyordu dudaklarımın arasından. Deniz gözlerini kapatarak bir süre bekledi fakat benim beklemek için vaktim yoktu. Saçlarını geriye doğru çekerek tersten de olsa bana bakmasını sağladım.
"SEN!ÖLDÜRDÜĞÜN KİŞİNİN KİM OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN?! TABİKİDE HAYIR! BİLDİĞİN TEK BİR ŞEY VAR,HATTA BİLDİĞİNİ SANDIĞIN! O DA BENİ KORUDUĞUNU SANMAN! SENELERDİR HER ŞEYLE KENDİM BAŞA ÇIKTIM ŞİMDİ Mİ SANA İHTİYACIM OLACAK?! OTURUP SANA 'ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM DENİZ! HAYATIMI KURTARDIN!' DEMEMİ Mİ BEKLİYORSUN?!"
"HAYIR SENDEN HİÇBİR ŞEY BEKLEMİYORUM DURU!"
Parmaklarımı sinirle saçlarından çektim ve cüssesini ittirdim. Kırılmış kalbinin gözlerine yansımasını izledim,hayal kırıklığı yaşadığını hissettim. Ama kimin umrundaydı ki?
"ÖLDÜRDÜĞÜN İNSAN BENİM KARDEŞİMDİ SENİ APTAL!"
Deniz'in kahkaha atmasıyla sinirlerim daha da yükseliyordu.
"Kardeşin mi?"
Tekrar kahkaha attı. Laf edeceğim sırada ciddileşen surat ifadesini gördüğüm anda durdum.
"BEN KARDEŞİNİM DİYE HER ÖNÜNE ÇIKAN İNSANA İNANIYOR MUSUN SEN DURU?! BURADA APTAL OLAN BEN MİYİM YOKSA SEN MİSİN?!"
"Bana bağırma De-"
"KES SESİNİ DURU! SANA AŞIK OLDUĞUM GÜNDEN BERİ SENİN HER ŞEYİNİ ARAŞTIRDIM. SENİN KANINDA BU DÜNYADA ANNENDEN,BABANDAN BAŞKA HİÇKİMSE YOK! NEDEN AŞKA İNANCIN OLMADIĞINI,NEDEN İNSANLARI ÖLDÜRMEKTEN ZEVK ALDIĞINI! HER ŞEYİ BİLİYORUM DURU! SENİ SENDEN DAHA İYİ BİLİYORUM!"
Dediklerini duymak ya da bilmek istemiyordum bu yüzden gök gürüldemesiyle birlikte gittikçe çoğalan su damlalarına baktım. Damlacıkların birer birer saçlarımı ve vücudumu ıslatışına baktım. O kadar dalmıştım ki Deniz'in yakınıma geldiğini bile görememiştim.
"Ne zaman sana olan sevgimi söylesem,benden hep kaçıyorsun Duru"
Çünkü Ateş de beni çok seviyordu,gördüm ne olduğunu.
Aklıma gelen anıları silerek Deniz'in gözlerinin içine baktım.
"Madem aşka olan inancımı neden kaybettiğimi biliyorsun,o zaman bu kadar çabanın boş ve sessiz bir yola çıkacağını da bilmeliydin"
Arkamı dönerek yavaşça yağmurun ıslattığı yolda yürümeye başladım. Arabama ulaştığım anda hızla binerek gaza bastım,arkamda ise umutlarını yere düşürmüş aşık bir çocuk bırakmıştım.
..
"Alo? Duru? Deniz'in öldüreceği adam kaçmış. Mekânın yerini her yere sızdıracağını söyledi. Yoldaysan **** yoluna doğru gidiyor,hızlı olsan iyi edersin"
"Karısını ve varsa çocuklarını bul. Alıp gönderdiğin adrese getir."
Sinirle telefonu kapatarak bahsettiği yola doğru sürmeye başladım. Deniz'e iş vermiştim ve verdiğim işi yapmamıştı öyle mi? Bunun sonuçlarının ne olduğunu biliyordur umarım. Unutmuşsa da çok iyi hatırlatacaktım.
Varış noktasına geldiğimda arabadan inerek sertçe kapıyı kapadım ve içeriye doğru adımladım. Depoya girdiğim anda alnıma dayanan silahla birlikte gülümsedim. Şu sıkıcı günde sonunda beni heyecanlandıracak bir şeyler olacaktı. Ceplerimi yoklayarak silahlarımı aldı. Ama çakımı kimse akıl edemiyordu..
Omzuma sertçe geçirerek beni ittirdi ve dizüstü düşmemi sağladı.
"Ah lütfen beni öldürmeyin,ne olur"
Kahkaha atarak karşımdaki adama baktım.
"Sen büyüyeceksin de mafya mı olucaksın yoksa?"
Tekrar kahkaha atarak kollarımı yere dayadım. Bu hareketim çakının elime düşmesini sağladı. Saçlarımdan tutularak geriye doğru itilmemle çakıyı açtım ve adamın boğazına sapladım. Şah damarına yakın bir bölgeye saplanan çakıyı görmemle ayağa kalkarak adama yaklaştım ve çakıyı boğazından çıkardım. Ceketini karıştırarak silahlarımı aldım.
Hızla ilerleyerek ilerideki odaya yöneldim. Sağ tarafımdaki güvenliğin beni görmesiyle alnına ateş ettim. Odanın kapısını açtığımda az önceki gibi geniş bir alana sahip depo buldum.
"Tekin,bak oyun arkadaşın geldi. Hadi çık da oynayalım"
Silahlarımın tetiğini çekerek her bölgeyi görebilmek için etrafımda döndüm. Telefonuma mesaj geldiğini anladığımda hızla mesaja baktım.
Gönderen: Mert
Karısını ve 2 kızını buldum,yoldayız. Karısının ismi Necla,kızlarının ismi ise Ada ve Ece.
Gülümseyerek telefonu cebime geri sıkıştırdım.
"Bakıyorum da beni yine bulmuşsun"
Arkamı dönerek gülümsedim.
"Keşke sadece seni bulsaydım,karını ve kızlarını da buldum"
"Cidden bu saçmalığa inanmamı bekliyor musun?"
"Peki sen telefonunu ve cüzdanını kaçırıldığın yerde bırakmanı bekliyor muydun? Necla duyarsa çok kızar sana"
Karısının ismini söylediğim anda büyüyen gözbebekleri beni harekete geçirmeyi başarmıştı bile. Sağ bacağına ateş ettim ve düşecekken ona yaklaşıp yakalarından kavradım.
"O kadar da kolay değil"
Burnuna sert bir yumruk attım. Sol elim Tekin'in yakalarındayken bu seferde sol bacağına ateş ettim. Dizlerinin üzerine düşen Tekin,daha rahatına kavuşamadan yanına çömeldim.
"Önce mekânımdan kaçmanın hesabını vermelisin öyle değil mi?"
Ceketimin cebinden çakımı çıkartarak Tekin'e uzattım. Sağ eliyle aldığını gördüğüm anda sağlak olduğunu anladım.
"Sağ elindeki tüm parmaklarını kes"
"NE DİYORSUN LAN SEN?!"
"Bir daha bana bağıracak olursan parmaklarını sana yediririm"
Titreyen elleriyle çakıyı açtı ve sol eline alarak sağ baş parmağına yaklaştırdı. Çakıyı derine doğru soktukça bağırışları daha da artıyordu. Keserek orta parmağına geldiği sırada Mert içeri Tekin'in karısı ve çocuklarıyla birlikte girdi. Tekin'in karısı Tekin'in halini gördüğü anda bağırarak ağlamaya başladı.
"Ne olur yapmayın,size yalvarırım!"
Tekin dehşetle karısını izlerken Tekin'e durmasını söyledim.
"Necla git ve Tekin'in tüm parmaklarını kes"
"Kurbanın olayım bırak bizi gidelim,dokunmayın ona ve çocuklarıma"
"KES LAN SESİNİ! NE DİYORSAM ONU YAP"
Necla titreyen bacaklarıyla Tekin'e yaklaştı. Bense çocukları yanıma çağırarak Tekin'in karşısına diz çöktürdüm. Tekin'in acı dolu bağırışları ve karısının yalvarıp durması beni daha çok tatmin ediyordu. Çocuklarının ağlayarak babalarının kestikçe düşen parmaklarına bakıyordu. Ne hoş bir çerçeve.
Yerler kana bulanmış,bir kadın kocasının parmaklarını hayatını kurtarabilmek için kesiyor,2 küçük kız çocuğu babasının acısını izliyor,baba ise fiziksel ve ruhi açıdan ağır bir acı altında. Tüm aile sanıyorki bu hikâye mutlu sonla bitecek ama unutuyorlar,ben mutlu sonları sevmem.
"K-ke-kestim"
Elindeki çakıyı bana uzattığında elime aldım.
"Karını ne kadar seviyorsun Tekin?"
"Ç-çok,herşeyden çok se-seviyorum"
Kesik parmaklarından ayırmıyordu gözlerini.
"Karına bak Tekin,son defa"
Tekin hızla şaşırmış suratını kaldırdı.
"Hani b-bırakacaktın bizi lan!"
Tekin dikkatini bana verdiği sırada karısının gırtlağına çakıyı sapladım ve sertçe gırtlağından aşağıya doğru ittirdim çakıyı. Çocukların çığlığı ve gittikçe çoğalan kana nazaran Tekin şoktaydı. Daha çok acı çekecekti..
Cesedi yere ittim ve çocukların yanına oturdum,Tekin'in tam karşısına.
Çocukların aynı hizada oturduklarını gördüm. Birisinin alnından ateş etsem diğerinin de alnına girecekti kurşun. Silahı çıkartarak tetiği çektim ve Tekin'in gözlerine baktım.
"Söylemek istediğin bir şeyler var mı Tekin? Mesela 'iyi geceler çocuklar' gibi"
Kahkaha atarak Tekin'in gözlerinden ayırmadım gözlerimi. Ateş ederek kızların bedenlerinin yere yığılmasını izledim. Tekin ise başını elleri arasına almış sorguluyordu,neden bu kadar acımasız olduğumu,neden bir kalbimin olmadığını. Cevap alamayacağı şeyleri..
"Sen demedin ama iyi geceler Tekin"
Tekin'e ateş edeceğim sırada Tekin'in alnından vurulmasıyla durakladım. Ayağa kalkıp arkama döndüğüm sırada Deniz'i görmemle şaşırdım.
"Onu benim öldürmem gerekiyordu"
Mert'e işaret vererek burayı temizlemelerini söyledim.
"Duru?"
Bana seslenen Deniz'e dönerek sorar gibi baktım. Aniden bana sarılmasıyla donakaldım.
"Bugün dediklerim için özür dilerim,öyle demek istemedim"
O an yaptığım tek şey susup,gözlerimi kapatarak anın tadını çıkartmaktı.
"Beni affettin mi?"
Cevap vermiyordum. Sadece duruyordum,gözlerim kapalı. Karnımda hissettiğim keskin ağrı ile duraksadım. Deniz'den kendimi iterek elimi karnıma götürdüğüm sırada hissettiğim sıcak sıvı ile Deniz'e baktım.
"Üzgünüm Duru"
Dakikalar içerisinde tek bir söz söyleyemeden bilincimi kaybetmiştim bile..