İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018

By gullizary76

32.1K 3.3K 148

*Yazarın ilk kitabıdır.* Başlama tarihi 2018. -Çılgın bir o kadar hırslı kızımız Sare ve ailesinin tüm itiraz... More

BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM. 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM.6
BÖLÜM. 7
BÖLÜM.8
BÖLÜM 9
BÖLÜM. 10
BÖLÜM. 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM. 13
BÖLÜM. 14
BÖLÜM. 15
BÖLÜM. 17
BÖLÜM. 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM. 20
BÖLÜM. 21
BÖLÜM. 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM. 26
BÖLÜM.27
BÖLÜM.28
BÖLÜM. 29
BÖLÜM.30
BÖLÜM.31
BÖLÜM.32
BÖLÜM.33
BÖLÜM.34 FİNAL

BÖLÜM.16

865 91 4
By gullizary76

(Medya:Sare)

Salih, Sare'nin ne kadar üzgün olduğunu gözlerine bakınca daha iyi anlamıştı.

-Bak Sare,sadece sana yardım etmek istiyorum. Benden neden her şeyi gizliyorsun?
Hiç mi güvenmiyorsun bana?

- Bu güven meselesi değil Salih Hoca. Anlatsam ne olacak ki? Bana artık kimse yardım edemez."

-Nerden biliyorsun Sare? Ben belki sana yardım edebilirim.
Hadi artık, lütfen anlat.
Ne oldu? Seni bu kadar hızlı karar vermeye iten sebep ne?
Seni mecbur bırakan bir şey mi var?
Anlat bana "

-Tamam. Tamam zorlama artık anlatacağım
Ama once elimi yüzümü yıkamak istiyorum. Burnum çok kötü acıyor.
Çok üzgünüm Sare, inan ki isteyerek olmadı.

Sare, elini yüzünü yıkadıktan sonra beraber gözlerden uzak bir yer bulup oturdular.

-Seni dinliyorum Sare"dedi Salih merakla.

-Babam bir fabrikada bekçi olarak yıllardır çalışıyor. Yani güvenlik görevlisi olarak düşün."
"Bekçinin ne demek olduğunu biliyorum sare.
Sen anlatmaya devam et."
"Sen gittikten iki gün sonra bir soygun
olmuş. Babamın iş yerinin kasası soyulmuş.
Bayağı çok para çalınmış.
Ertesi gün babamı polisler götürmüştü ifade için.
Ben de babamın peşinden
karakola gittim.
Orada bütün delillerin aleyhine olduğunu söylediler.
Ellerinde kamera görüntüleri varmış güya. Babamı tuzağa düşürdüler anlayacağın. Babam dürüst bir insandır. Asla harama el uzatmaz anladın mı?
-Biliyorum Sare. Baban yapmaz niliyorhm.Senin gibi bir kız yetiştiren baba bunu yapmaz.
Sonra ne oldu baban nasıl kurtuldu karakoldan?"
- Babamın patronunun psikopat bir oğlu var. Okulda da rahat vermezdi bana. Sürekli benim peşimdeydi. Ayşe'yle kaç defa kafasını patlattık onun. Yine de akıllanmadı.
Sürekli bana seninle ben evleneceğim derdi.
Hatta babası babamdan istemişti beni. O zaman da asla olmaz demiştim.
Adam tam bir pisliktir. Kasabada kimse sevmez onu.
Babam da kabul etmedi tabi.
Ben o zaman daha on yedi yaşındaydım.
Paralarıyla herşeyi satın alabileceklerini kendilerini kasabanın sahibi zanneden insanlar.
Babama o zaman yüklü bir miktarda para teklif etmişler.
Düşünebiliyor musun?
Adam beni oğluna satın almak için para teklif etmiş babama.
Ben bunu yeni öğrendim.
Babam kabul etmemiş tabi ki.
Benim babam birtanedir.
Bana ve kardeşime çok düşkündür. Annem de öyle. Beni evlendirme merakı çok ama.
Asla sevmediğim biriyle evlenmemi istemez."

-Baban kabul etmeyince ne olmuş peki?

-Babam adama bu iş asla olmaz demiş. İsterseniz işi bırakırım demiş.
Adam senden memnunum.
İşi bırakmana gerek yok.
Özel meseleleri işe yansıtmayalım falan filân işte.
O zamandan sonra bu konu kapanmıştı.
O gümden sonra banama konuyu bir daha açmamışlar. Adamın oğlu kendileri gibi zengin bir ailenin kızıyla evlenmiş .
Evliliği sadece bir yıl sürmüş.
Bir kaç ay önce de boşanmış.
Evlendikten sonra bile gördüğü yerde laf atar beni sinir ederdi.
Bir defasında bana, "Sakın evlendim diye benden kurtulduğunu sanma dedi.
Hiç kimse bana seni unutturamaz. Yine görüşeceğiz Sare. Bekle ve gör demişti.
Ben karakoldayken beni telefonla aradı. Eğer babanın yarın karakoldan çıkmasını istiyorsan benimle buluşacaksın dedi.
Babamı orada bırakamazdım anladın mı?
Kabul ettim ben de. Karakoldan hemen dışarı çıktım. O aşalık beni bekliyordu. Onunla yalnız kalmaktan çok korktum biliyor musun?
Ben hiç bir şeyden korkmazdım oysa. Babam ve annem kardeşim.
Ailem benim herşeyim. Onlara bir şey olacak diye çok korkuyorum."

-Sonra ne oldu Sare? Çabuk söyle, sana birşey yaptı mı şerefsiz?"

-Karakolun önünde ne yapabilir Salih ya?
Ne konuşacaksan burda konuş dedim. O da benim için farketmez dedi.
Yani anlayacağın herşey onun planıymış.

Hırsızlık falan yok. İş yerinden hiç bir şey çalınmamış. Yani babam için tuzak kurmuş aptal.

Çünkü beni ancak bu şekilde ikna edebileceğini biliyor.
Ailemi kullanarak bana istediğini yaptırabilir. Ben gerçeği polise söyleyeceğim dediğimde bile hiç umrunda olmadı.
Öyle ayarlamış ki her şeyi.
Kimse bana inanmaz. Onlar zengin Salih.
Bir yolunu bulur ama benim babam bu damgayla yaşayamaz.
Tek isteği benimle evlenmekmiş o pisliğin.
Bana, "Sen benimle evlenmeyi kabul et. Yarın baban buradan çıkacak dedi.

Ben de mecburen kabul ettim. Başka ne yapabilirdim ki?
Babamı orada bırakamazdım.
Her şey babam içindi. Ben onunla evlenmeyi kabul ettim ve babam ertesi gün karakoldan çıktı.
Babama gerçekleri anlatmadım.
Çünkü babam buna asla izin vermezdi.
Hapis yatmaya razı olurdu İnan.
Annem kardeşim ortalıkta kalır Salih. Kimsemiz yok bizim anladın mı?
Annemle babam kaçarak evlenmişler.

Aileleri onları hala affetmedi.
Yıllardır arayıp sormazlar.
Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok. Ailemi hiç bir şekilde dağıtamam. Onları üzgün görmektense kendim üzülmeyi tercih ederim.
Babam benim onu sevdiğimi zannediyor.
Karakoldan çıktıktan üç gün sonra istemeye geldiler.

Sonra sözlendik işte. Bir ay sonra evlenmek isteyen de o.
Benden daha fazla ayrı kalmak istemiyormuş Allahın cezası.
İşte gerçekler bunlar Salih.

Ben onunla evlenmek zorundayım.
Başka yapabileceğim birşey yok.
Ben onunla savaşamam. Konu babam olunca ben güçsüzüm.
Babamı asla bırakamam."

-Sen yapamazsın belki. Ama ben yapabilirim Sare.
Bir yolunu mutlaka bulacağım.
Seni o aşalığa yem etmeyeceğim"

-Ne yapabilirsin Salih?
Onlardan her türlü kötülük beklenir. Sana da iftira atarlar.
Meslek hayatını bitirirler inan bana.
Eğer bana yardım ettiğini öğrenirse.
Sana da düşman olur"

-Sen beni boş ver onlar sarışın.
Onlar bana bir şey yapamaz. Buna güçleri yetmez.
Onların kim olduklarını bana söyle. Babasının oğlunun adlarını haklarında bildiğin her şeyi anlat bana."

- Lütfen benim için bir şey yapma Salih. O adamdan kurtulup sana borçlanmak istemiyorum."

-Neden Sare, neden yardımımı istemiyorsun?
Benden de mi nefret ediyorsun?
Hem borçlanmak da ne demek?

-Hayır tabi ki senden nefret edemem ben ama kimseye borçlu kalmak istemiyorum."

-Hele şu işi bir halledelim. Sonra konuşuruz. Hem ben sana demedim mi, biz arkadaşız diye?
Sana yardım edeceğim ve sen bana hiç bir şey borçlu olmayacaksın.
Ha illa bana borçlu kalmak istemiyorsan üniversiteyi kazan bir meslek sahibi ol bu bana yeter."

-Dediğin gibi olsun Salih. İnan şu adamdan kurtulayım mutlaka kazanacağım üniversite yi. Sana söz veriyorum."

- O zaman bende sana söz veriyorum.
O adamdan kurtulacaksın ve sana bulaştığına pişman olacak."

-Inşallah Salih. Tek istediğim bu."

- Olacak göreceksin Sare.
Hadi şimdi bir gören olmadan buradan gidelim."

Salih, Sare ile beraber yol ayrımına kadar geldiler.
Ayse'nin orada beklediğini gören Sare, ona doğru yürümeye başladı.

Ayşe,
-Onlara bakarak, "Tamam mı, gidebilirmiyiz artık?" dedi.

-Tamam kızlar. Siz önden gidin İnsanlar gelmeye başlamıştır artık. Ben arkadan gelirim.
Dediğimi unutma Sare. Bana güven, bu işi mutlaka halledeceğim."

-Tamam Salih, haber bekliyorum senden.

Ayşe ve Sare, hızla oradan ayrıldılar.
İkisi beraber hemen Sare'lerin eve geldiler.
Sare ve Ayşe içeri girince Vural'ı oturmuş onu beklerken buldu.

-Neredesin sen? Kaç saattir seni bekliyorum burda."dedi öfkeyle.

-Beklemeseydin sana bekle diyen oldu mu?"dedi Sare.

-Evet oldu. Kendi keyfim. Sen onu bunu bırak da, nerdesin bunca saat onu söyle?"

-Aşe'yle dolaştık biraz. Zamanın nasıl geçtiğini bilemedik."

- Bir daha olmasın Sare. Bundan sonra bir yere giderken bana haber vereceksin.
Bu seferlik affettim. Bir daha ki sefere çok fena olur.
Hadi hazırlan şimdi, gelinlik bakmaya gideceğiz."

- Ne gelinliği ya? Bu gün pazar her yer kapalı."

- Bana her yer açık kızım. Bana her yer açık anladın mı?
Ben istedikten sonra tatil falan farketmez.

- Anladım salak değilim. Ayşe de gelecek benimle.

-Gerek yok kimseye, sadece sen geleceksin.

-Ya Ayşe gelir ya da beni hiç bir yere götüremezsin.

-Bu seferlik öyle olsun Sare Hanım. Nasılsa yakında bu evden tamamen benim yanıma geleceksin. Hem de yanında kimse olmadan.

"Çok beklersin" dedi, Ayşe. Ama Sare, koluna vurunca susmak zorunda kaldı.

Üçü beraber evden dışarı çıktılar.
Sonra da Vural'ın arabasına binip mahalleden uzaklaşacakları sırada karşıdan gelen Salih, gördü onları.

Salih, ise onları görünce sinirden ne yapacağını bilemedi.

Ama şuan birşey yapamazdı.

-Yakında"dedi kendi kendine.
"çok yakında senin o havanı nasıl söndürdüğümü göreceksin.
Gücün sadece kızlara yetiyor değil mi ahmak herif."

Salih, sinirle evine girdi. Öfkesi o kadar fazlaydı ki ne yapacağını bilemedi.
Önüne ne geldiyse kırdı döktü.
"Adam resmen kızı aldı gitti ve sen baktın Salih, afferin sana" dedi kendi kendine.

Hemen polis arkadaşını aramak için telefonunu çıkardı.

Rüzgar, onun çocukluk arkadaşıydı. O Polis olmak istediği için yolları üniversitede ayrılmıştı.
Ama bağlantıyı hiç koparmamışlardı. Salih, onunla konuşup Vural ve babası hakkında bildiklerini anlattı ve onun bir araştırma yapmasını istedi.
Soygun ve yaşananlar hakında yapabileceği bir şeyler olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu.

Salih 'in arkadaşları onu o kadar çok
severlerdi ki onun için yapamayacakları hiçbir şey yoktu.

Rüzgar, 'Yarına herşeyi öğrenirim kardeşim.' dedi.
Salih, üzerini giyinip hemen dışarı çıktı.
Sare'nin nerede olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.

Arabasına atlayıp onları aramaya başladı.

Kasaba zaten küçük olduğu için bulması zor olmadı.

Sare, bir gelinlik mağazasında Ayşe ile gelinliklere bakıyordu.

Salih, içerisini net görülebildiği bir yere arabasını durdurdu.

Sare'nin mutsuz olduğu o kadar belliydi ki. Salih ne yapıp edip onu kurtarması gerekiyordu.
Sare, gelinliklere bakarken Vural elinde bir gelinlikle geldi.

"Bunu hemen dene!" dedi. Emreden bir ses tonuyla)

-Ben onu beğenmedim. Hem çok açık giyemem ben onu."

-Ben beğendim Sare. Giy dediysem giy işte zorluk çıkarma."

- Ben zorluk çıkarmıyorum. Beğenmedim o gelinliği, giymek istemiyorum".

-Kurtuluşun yok Sare Hanım. Bu gelinlik giyilecek.
Hem evlendikten sonra üzerinde ki saçma sapan kıyafetler giyilmeyecek. Sen Vural Ersoy'un karısı olacaksın. Tabi ben senden sıkılana kadar. Yanımda bir palyaçoyla dolanmak istemiyorum"

-Sen kendini ne zannediyorsun? Kimsin sen ha? Sen baba parası yiyen bir baltaya sap olamayan bir asalaksın.
Dua et ki ailem benim hassas noktam. Yoksa sen bana hiç bir şey yaptıramazsın."

Salih, dışardan olanları izliyordu. Sinirden direksiyonu sıkıyor, içeri girmemek için zor sabrediyordu.

Vural, Sare'nin söylediklerini umuruna bile takmamıştı.

-Neyse kızlar karar verildi. Benim istediğim gelinlik giyilecek. Sen beğen yada beğenme Sare'ciğim.

- Benim için de hiç önemli değil ne giydiğim. Zaten biliyorsun seninle isteyerek değil, senin zorunla evleniyorum.

Gelinlik işini hallettikten sonra Vural, kızları eve bırakıp gitti.

-Kızım hayatımda bunun kadar öküzünü görmedim."dedi Ayşe

-Ben de canım, ben de. Hayatıma kâbus gibi çöktü öküz.

Onlar oturmuş konuşurlarken Salih, aradı.
Sare, telefonu açtığında.

-Nasılsın Sare, iyi misin? Seni çok üzdü mü o aşağılık herif?"dedi.

-Merak etme Salih. İyiyim ben inan. Onun söyledikleri umurumda bile değil.
Bir an önce kurtulmak için sabırsızlanıyorum.

-Kurtulacaksın merak etme. Çalışmalara başladım bile. Seni ondan kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağım."

-Biliyor musun kendimi haydutlar tarafından kaçırılıp bir prens tarafından kurtarılmayı bekleyen
prenses gibi hissettim."

-Bu durumda prens ben oluyorum galiba. Beyaz atım yok ama.
Beyaz arabaya ne dersiniz prenses? Size uyar mı?

-Eh ne yapalım idare edeceğiz artık.

- Hiç üzme kendini tamam mı? Herşeyin bir çaresi vardır.
Ben onu bulacağım merak etme.
Yarın görüşürüz tamam mı?"

Salih, telefonu kapattıktan sonra derin düşüncelere daldı.
Ne yapacağını kendi de bilemiyordu. Ona yardım edebilecek gücü olan insanlar vardı tabi ki.
Salih aslında kendi halletmeyi çok isterdi ama bu durum biraz onu aşmıştı.
Kaba güçle halledilecek bir iş değildi. Salih, kavgayı hiç sevmezdi.
Öğrencilik hayatında olsun, normal yaşantısında olsun.
Kavgacı birş hiç olmadı. Ancak ona bulaşanları da pişman etmişliği vardı. O Vural, pisliğinin ağzını burnunu kırmak vardı lakin olayın boyutu farklıydı.
"Nasıl olsa bir fırsat geçecek
elime. O zaman hesaplaşacağız Vural" dedi Salih. Bugün yapacak bir şeyi yoktu. Yarın Rüzgar'dan gelecek haberlere göre ne yapacağına karar verecekti.

Teşekkürler..

İKİMİZE BİR DÜNYA

Sıradışı..♡


Continue Reading

You'll Also Like

35.9K 1.2K 30
"Sen de olmazsan eğer, batar artık bu gemi."
29.6K 1.1K 29
Cahit Karabey ~ Sevde saruhan Bir kadın ne kadar acı çekebilirdi..? Bir adam ne kadar sevebilirdi..? Bu hikaye de acılarla yoğrulmuş bir...
49K 2.4K 40
Saat gece yarısını çoktan geçmesine rağmen gözleri hala açıktı. Gözlerini sobada yanan ateşin tavana vuran ışığına dikmiş Seheri düşünüyordu. Pencere...
3.7K 382 44
Amerika da okurken aşık olduğu adamın peşinden büyük umutlarla Türkiye'ye gelen bir kadın. Başta herşey mükemmel ilerlerken,zamanla kadın adamın onu...