ZÜMRÜT'TEN
Yine güzel manzaralı bir otobüs yolculuğunu geride bırakmış ve ikinci dönem heyecanına geçmiştik. Yolculuk yapmayı çok seviyordum. Sapanca gölünün o muazzam manzarasının üzerine, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen çoğu mısır tarlası olan tarlalar karşılıyordu bizi. Sakarya gerçekten güzel bir şehirdi...
Her neyse. Şimdi yeni konumuza dönelim. Okula beşimiz birden oldukça havalı bir giriş yaptık. Tüm yüzler bize dönmüştü. Tabi ASİ(L) Tayfa bizden daha havalı bir giriş yapıp tüm havamızı söndürdü ama olsun. Onların bizden daha havalı olduğu inkar edilmez bir gerçekti.
Müdür'ün sıkıcı konuşmasını dinlerken esnedim. Polat eliyle ağzımı kapatmış ve ardından da saçlarımı kabartacak şekilde karıştırmıştı.
"9.Sınıflar; Sınıfınız tekrar değişecek çocuklar. Olimpiyat sınıfı açılacak. Fizik,Biyoloji diğer sınıfa ise Kimya olarak ayıracaktık ama Matematik olimpiyatında sadece 3 ki-" Matematikçimiz müdürü dürtüp kulağına fısıldadı. "Aaa. Öyle mi? Çok sevindi-" Müdür mikrofona konuştuğunu fark edip sustu. Tüm okul gülerken müdür konuşmasına devam etti.
"Matematik olimpiyatçılarına son dakika birisi eklenmiş. Onu da tebrik ediyoruz. Her neyse. Kimya ve Matematik aynı sınıfta olacak. İki sınıfın da nüfüsü 14 "
Merve koşarak gelip Erva'ya sarılınca Erva'nın üzerinde yemek var mı diye kontrol ettim.
"İşte benim rakibim be. Kralsın kızım sen."
Aklıma gelen şeyle Erva'ya baktım. Bir dakika, gülüyor mu o? Arka sıralar şaşkınlıkla Erva'ya bakarken gözüm Ender Yağan'ı aradı. Erva'nın gülümsemesini görmek isteyen en çok oydu fakat o burada yoktu. Büyük şanssızlık. Hemen telefonumu çıkarıp Erva'nın fotoğrafını çekip Ender Yağan'a attım.
Hadi ama bütün okul o ikisinin arasındaki çekimin farkında ama bu salaklar farkında değil.
Erva'nın yanına gidip ne olduğunu soran bir bakış attım.
" Odaya dönünce her şeyi anlatacağım. Her şeyi..."
"Sevinciniz bitti mi kızlar? Her neyse aferin size. "
Erva'nın matematik olimpiyatlarına girdiğine müdürün bile içten içe sevinmesi kesimlikle bizden gizlenen bir şeylerin olduğuna işaretti.
"Sınıflarınız okula giriş kapısının üzreindeki kağıtlarda yazılı 9 lar."
-_-_-•-_-_-•-_-_-•-_-_-•-_-_-•-_-_-•-_-_-•
Sınıf Listelerine iyice göz gezdirdim. Artık tektim. Erva da öyle. Diğerleri ise nasıl bir şanssa bir sınıfta toplanmışlardı. İşin garibi liste Erva olimpiyatlara girmeden önce asıldığı için Erva'nın da o sınıfta görünmesiydi. Ne büyük şans.
"Keşke C sınıfında olsaydık. Şuan orası eğlence kaynıyor baksana."
" Ve güzel kız..."
İki erkeğin konuşmaları kulağına doluşurken Polat yanıma geldi. Bir dakika, Listede onun adını görmemiştim.
"Hangi sınıftasın?"
" A "
Hızla cevap vermişti. İyi de A benim sınıfım.
" Fizik olimpiyatları. "
Kısaca açıklayınca gülümsedim. Kolunu omzuma atıp beni de kendiyle sürüklerken sınıfa gidiyorduk.
Beni de kendiyle birlikte 2. Sıraya oturtup peşimizden gelen hocanın yoklama almasını bekledik.
_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-
Dolap ve yatak serme işlemleri biter bitmez yatağa atladım. Bu tip işlerde hepsinden hızlı olduğum kesindi.
Aklıma Erva'nın her şeyi anlatıcam demesi geldi.
Benden sonra ilk yatağa atlayan Erva oldu. Sonra ise nevresimlerini sermemesine rağmen Ahenk boş yatakta uyumuştu.
_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-•_-_-
5'imiz Ahenk'in getirdiği halının üzerinde halka şeklinde olmuştuk. Getirdiğimiz aburcuburların yarısını bitirmiş olabiliriz. Şimdi ise Erva'nın konuşmasını dinleyeceğimiz için hepimiz Erva'ya gözlerimizi diktik.
" İki seçenek var. Birisini seçin. İki konudan sadece birisini en derininden anlatacağım. Olmuş ve olamamış. Seçin birisini."
Eftalya olamamışı isterken biz olmuşu tercih etmiştik.
" Pekala. Çocukluğumdan beri aşırı hırslı yetiştirildim. Sürekli en iyisi olmaya zorlandım. Bu bildiğiniz kısım öyle değil mi? 7. Sınıfa kadar bunu pek sorun etmedim çünkü ben de ailem gibi başarı aşığıyım ve başardıkça sürekli şımartılıyordum. Başarısızlığı tadana kadar..."
Erva yanındaki soğuk sudan bir yudum aldı. Yaz kış soğuk su içtiği için bunu pek yadırgamadım.
" 8. Sınıfta ilk TEOG'ta yaptığım başarısız sonuç bana ailemin gerçek yüzünü gösterdi. Abim sürekli uyarmıştı halbuki eskiden. Umursamamıştım..."
" Günün 15 saati çalışmak zorunda kaldım. Baş kaldıramayınca boyun eğdim. TEOG zamanını hatılıyorsunuz. Siz de şahit oldunuz. Somurtma alışkanlığım da orada başladı zaten."
Hepimiz pür dikkat dinlerken Erva ağzına birkaç cips daha attı.
" Ben de o zaman yatılı okumaya karar verdim. Evden uzaklaşırsam baş kaldırabilirim sandım. Hatta hatırlarsanız yatılı okulu yavaş yavaş beyninize nakletmiştim. Ne olursa olsun yalnız kalmaktan cidden korktum. Bunun için size minnettarım."
"Peki bunun olimpiyatla alakası ne?"
Kafamdaki soru bir anda ağzımdan çıktı.
" O ilk baş kaldırışım. Gerçi sonu psikiyatriste bitti ama olsun. "
Hepimiz Erva'ya şaşkınlıkla bakarken gülümsedi. Bu şaşkınlığımızı daha da arttırmıştı.
" Önemli bir şey yok yaa. Abimden biraz gaz aldım(!) Sinirliydim. Tatilde 12 saat ders çalışmak ne Allah aşkına. Dayanamayıp bağırmaya başladım ama öyle böyle değil. Tüm mahalle duydu sesimi. En son sinirlenip kütüphane adında olan ama içindeki tek kitap test kitabı olan şeyleri devirdim. Sadec matematikleri gözlerine soktum. İşlemediğimiz soruları ve YGS denemelerini falan çözdüğüm için... Sonra da komşuların 'Kozo dolorttolör' demelerini umursamadan kapıyı çarpıp gittim evden. Kalan günleri Adapazarı'nda ikizim dediğim bir bebeklikten beir arkadaşım olan bir dostta geçirdim. Abim sağolsun telefonumu ve bavulumu getirdi buraya. Ben de direk matematikçiye olimpiyatlara katılacağıma dair mesaj attım."
Hepimizin ağzı beş karış açılmış Erva'ya bakarken tekrar gülümsedi. Sanırım çenemi düşürdüm.
" Ailenle kavga etmen kötü olmuş. "
Bediz tepkisini sunarken Erva sıkıntıyla ofladı.
"Bunu her şey bu kadar büyümeden yapabilseydim o kadar iyi olurdu ki... İstediği olimpiyata katılmazsam harçlığımı kesmekle tehdit ettiler. Part time bir iş bulmam lazım ama yaşım küçük diye iş biraz zor. Matematik özel dersi verebileceğim birileri tanıyor musunuz? Elimden gelebilecek tek iş bu. Gerçi ortaokulsa dil dersleri dışında hepsini veririm. "
"Polat'a sorabilirim. O buralarda oturuyor. "
"Bence matematikçiyle de konuş. Özel ders vermek istediğini ve birilerine seni önerebilir mi sor. "
Eftalya mantıklı bir şeyler söylerken hepimiz Ahenk'e döndük. Avcu ve ağzı cips dolu bize bakıyordu.
Hepimiz göz devirip tekrar konuya daldık. Erva daha sonrasında müdürün tepkisinin nedenini açıkladı. Meğerse matematikçiyi çok oyalayınca müdür naz yaptığını düşünüp kendi teklif etmiş.
"Başlamışken diğer konuya geçelim o zaman. Ahenk senin aile durumun ne oldu?"
Ahenk bir süre donuk bir ifadeyle baktıktan sonra konuştu.
" Haftaya duruşma var. "
Zoraki bir ifadeyle gülüp takmadığını belirten bir gülümseme yolladı. Bilmediği şey ise buna ne kadar kafa yorduğunu hepimizin bilmesiydi.
Eftalya destek için Ahenk'in kolunu omzuna attığında Ahenk bize bakıp gülümsedi.
" Hadi bir çılgınlık yapalım."
Bediz'in yüzünde oluşan piç smile ve Erva'nın yüzünde oluşan somurtma eski halimize döndüğümüzün bir kanıtıydı. Ne yalan söyleyeyim gülümsemekten çekinmeyen Erva daha keyifliydi.
"Arkandayım."
"Ne zaman büyüyeceksiniz"
"Önce makyaj yapmalıyım."
"Efta makyaj yaparken ben de matematik çözerim."
Ahenk hepimize tehditkar bir bakış attıktan sonra gözleriyle bilmem kaç numaralı bakışını attı.
Ne diyordu; eğer dolabımı toplamazsanız sizi öldürürüm biçızlar.
Başka bir bakış atınca onu da anlamaya çalıştım. Sanırım 'çabuk olun moruklar' diyor.
" Eğer 5 dakika içinde çıkmazsanız ayağımı ağzınıza sokarım bakışı attım sizi ahmaklar. Bir anlayamadınız."
Hepimizden bir heee sesi gelince kapıya yöneldik. O halde eski zamanlar başlasın haa...
Bayramınız kutlu olsun.
65 voteden sonra bölüm gelecektir.