LAVİNİA (ölüm çiçeği)

mihrininbahcesi

1.2M 75K 8.5K

Hayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Ba... Еще

1/Giriş
2/Özkan Ailesi
3/ÖZKAN VS ŞADOĞLU
4/KADER
5/YOSUN
6/HATIRALAR
7/PANO
8/DÜĞÜN HAZIRLIKLARI
9/WHİTE GARDEN
10/VERASET İLAMI
11/EVLENMEK Mİ?
12/GERÇEKLER
13/YUSUF
14/Enişte Almaya
15/Kaza
!DUYURU!
16/HAYIRLI İŞ
17/MAHALLE İMAMI
18/Sevgili Karıcım
19/BİLMECE
20/ŞİFRE
21/DENİZ ÖZKAN
22/KIVIRCIK
23/DÜĞÜNÜMÜZ VAR!!
24/DUBAİ
25/KIZARAN YANAKLAR
İFRİT GÜZELI
26/AÇIĞA ÇIKAN SIR
27/GEÇMİŞ
28/İstanbul'u Yakıyoruz
29/İTİRAF
30/Kız İsteme
32/Akif Hancı
33/Oyun Bitti!
34/Her Şey Bitti!
35/MAHKEME
36/YANGIN
Röportaj
37/Yeni Başlangıçlar
38/ŞİDDET!
39/Romantizm %100
40/Elveda!Final
Özel Bölüm/Hamileyim
Yeni Bir Hikaye
YOUTUBE!

31/Yusuf'un Kalbi

22.7K 1.7K 126
mihrininbahcesi

DÜZENLENDİ✔

pamukum2014 ithafen.......

INSTAGRAM

"Laviniaaolumcicegi"

💐Satır arası yorum yapmadan ve yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim çiçekler💐

Bir hafta içinde bir çok yeni okuyucu kazandık. Hepiniz ufak ailemize hoşgeldiniz.Bu satıra selam yazarak kendinizi bize tanıtın isterim😍

(Sizce bundan kapak olur mu?Yoksa şuan ki kapak kalsın mı?)

*******

Şu son bir kaç ay içinde o kadar çok şey yaşamıştım ki,Arslan beyin hayatımıza yeniden girmesi,Yusuf ile tekrardan karşılaşmam,babamın ölümün arkasında ki büyük sır ve çocukluk arkadaşım hatta tutkum diyebileceğim adamla evlenmem.

Peki ben bunca şeyin gerçekliğine neden inanamıyorum.Benim de her insan gibi ortalama bir yaşantım varken nasıl oldu da böyle bir bilinmezin arasına dalış yapıp kaybolmuştum.Hatta öyle ki en çok inanmadığım şey şuan da Yusuf Şadoğlu'nun kollarının arasında aynı yatakta uzanıyor olmam.Nasıl oldu da öyle bir tartışmanın ardından böyle bir pozisyona geldik bilmiyorum ama korkuyorum.

Mantığımı devre dışı bırakıp kalbimle hareket etmem bana büyük patlayacaktı.Kollarının arsında huzur bulduğum adam ondan sakladığım bu koca sırrı öğrendiğinde bize ne olacaktı.Ona bağlandıktan sonra beni bırakıp gidince geride kalan bana ne olacaktı.Tamam küçüktüm unutmuştum olanları peki şimdi biliyorken neden susuyordum.Hem sevdiğim adamı hemde annesini bu pislikten kurtarabiliyorken neden susuyorum.

"Sessizsin?"

Saçlarımın üstüne bıraktığı minik buse kalbimin takla atmasını sağlarken nefesimi tuttum.Hayalini bile kurmaya çekindiğim bu tabloyu şuanda yaşıyor olmak gerçekten anlatılmayacak kadar güzeldi.

"Düşünüyorum."

"Neyi düşünüyorsun?"

"Bundan sonra ne olacağını."

Yusuf beni kendinden ayırıp yatakta oturur konum alarak karşılıklı oturmamızı sağladı.Elleri ellerimi bulurken gözleri gözlerimdeydi.

"Düşünme!Bundan sonrasını düşünme,bırak bu zamana kadar nasıl aktıysa öyle devam etsin."

Sözleri birer ok misali kalbimi hedef alınca konuşamadım.Nasıl derdim ki amcasının katil olduğunu,nasıl derdim senden seni saklıyorum diye,bu suskunluğumu bir kabul ediş olarak algıladı yada öyle algılamak istedi ve ustaca konuyu değiştirdi.Bir haftadır duymaktan korktuğum onun da beni tedirgin etmekten korktuğu o soruyu sordu.

"Bana hiç bir şey anlatmadın Yosun.Başta Deniz itidir dedim ama sonrasında onun olmadığı emin oldum.Kimdi onlar güzelim,sen nasıl kurtuldun oradan."

*******

Yusuf düşünceliydi.Sevdiği kadının kaçırıldığını duyduğu ilk an aklıma Deniz Özkan'dan başka kimse gelmemişti,haklıydı da yaptığı onca şeyden sonra bir tek o hedef noktası haline geliyordu.Ama yanılmıştı,Demir abisinin sözünü hiçe sayıp Özkan şerefsizinin ne kadar mekanı varsa hepsini yakmıştı. Evlerini,depolarını,barlarını,kumarha-nelerini daha aklına ne kadar illegal mekanı geldiyse hepsini yakmıştı.Tek hedefi o itin saklandığı delikten çıkmasıydı,nihayetinde bunu başarmıştıda.

Bir kaç saat içinde bütün İstanbul'u adeta ateşe verip sonunda Deniz Özkan'ı bulup yakasına yapışmıştı.
Kendini biliyordu Yusuf asla bu tarz işlerde bezi olmazdı ama dünya üzerinde tek bir canlı sevdiklerine dokunursa sonuçları her ne olursa olsun gözü kapalı yakardı bu memleketi.Deniz itini öldüresiye dövmüş fakat bu işte parmağı olmadığını anlamıştı.Demir abisi bir kez daha haklı çıkmıştı.Onun kırdığı eli kaldıracak adam hala yoktu.Tabi Yusuf'un arkasında bıraktığı enkazı toplamakda yine Demir Soylu'ya kalmıştı.

Yusuf eli boş bir şekilde arabasına bindiğinde gözüne ilk çarpan arabadaki saat olmuştu.Yeşil gözlü minik karısı yaklaşık beş saatir kayıptı ama kendisinin yaptığı tek şey boş boş oturmaktı.Hava iyice kararırken Yusuf bütün sinirini arabasının direksiyonundan çıkartıyordu.

Ardı arkası kesilmeyen yumrukları sayesinde arabadaki direksiyon bile kırılmıştı.Sokaktan geçenler onun bu haline ister istemez şahit olmuştu ama bu genç adamın umrunda bile değildi.Şuan da tek istediği şey papatya kokulu karısının kollarının arasında olmasıydı.

Hani derlerdi ya insan sevdiğinin kıymeti kaybedince anlar diye,işte koca adam şu anda bu anı yaşıyordu.
Yaklaşık iki aydır her sabah aynı evde güne merhaba dediği yeşil gözlü minik karısını kaybetmişti.Ona kapıldığını anlayalı çokta uzun bir zaman olmamıştı,o güzel gülüşü,sivri dili ile ne ara kalbine konbine bilet aldığını ise bilmiyordu ama şuan da elinden kayıp gitmesi genç adamı günaha davet ediyordu.

Sinirini alamayınca kendini bir hışımla dışarı atıp ilk gördüğü taksiyi çevirdi.Soluğu Demir Soylu'nun yanında alınca bir hışımla içeriye girdi.Demir Yusuf'un ona geleceğini biliyormuşcasına salondaki koltukta onu bekliyordu.

"Demek Deniz olmadığını anladın!"

Genç adam soluğu abisi gibi gördüğü adamın yanında alınca kendini koltuğa atıp bitmiş bir vaziyette yanında yer aldı.

"İşe yaramaz herifin tekiyim.Karımı koruyamadım,kaç saat oldu hala bulamadım!Ama onu bulduğumda kaçıran itleri kendi ellerimle öldüreceğim!"

Demir yanında oturan adamın omzuna elini koyarak destek oldu. Anlıyordu onu hem de herkesten daha iyi!O da bu hayatta sevdikleriyle sınanmıştı ve her seferinde Yusuf'dan daha beter hale gelmişti.

"Sakin ol aslanım.Bulacağız!Korel'i bulacağız."

Genç adam hırsla oturduğu yerden kalkıp ayakta volta atmaya başladı.Bir yandan bağırıyor bir yandan da eline geçenleri duvara fırlatıyordu.Tabi Demir ona hiç bir şekilde engel olmuyordu.İçindeki öfkesini atıp sakin bir şekilde düşünmesini bekliyordu.

"Nasıl abi!Nasıl bulacağız.Ne bir iz ne de bir ipucu var!"

Yusuf hıncını anlamayınca odada ki boy aynasına ilerledi.Kendi canını yakmak istiyordu!Acı çekmek istiyordu!Karısı kim bilir nerede ne haldeydi ama kendisi bu lüksün içinde sefa sürüyordu.

Genç adam elini aynaya uzatmışken duyduğu ney sesiyle durmak zorunda kaldı.İçini rahatlatan bu ses karısının telefonuna aitti.Leyla'nın verdiği telefonu eve bırakmak yerine yanına almıştı.Güler anne veya Afife ararsa diye.Cebine sıkıştırdığı telefonu aceleyle çıkartıp ekranda yazan yabancı numaraya göz attı.Böyle bir haldeyken yabancı biriyle konuşmak istemiyordu ama belki karısından bir haber gelir umuduyla telefonu açıp kulağına yaklaştırdı.

"Alo."Zaten sinir harbi içinde yüzen adam karşı tarafın cevap vermemesiyle iyicie köpürmüştü.
Telefonu kapatamadan önce bir kez daha ses verdi.

"Alo."

"Y-yusuf."

Karısının naif sesi kulaklağına gelince genç adam ne yapacağını şaşırdı.
Telefonun ucunda karısı vardı.
Kalbine ılık ılık akan mutluluğu es geçip yerini öğrendiği karısına doğru yola çıktı.Tabi Demir abisi ve adamlarıda onu yanlız bırakmadı.

Sonunda ıssız bir yolda durduğunda önündeki kalabalık içine endişe tohumları düşürmüştü.Yosununa bir şey mi olmuştu.Neden yoktu ortalıklarda,arabadan hızla inip karısının adını haykırdı.Sanki sesisini duysa bir yerden çıkıp yanına gelecekmiş gibi hissediyordu.

"YOSUN."

Kalabalığın arkasından çıkan yıpranmış minik beden ile Yusuf yeniden doğmuştu.Karısı kaybolduğundan bu yana nefes almayı unutmuştu ve minik bedenini kollarının arasına alıp sarıp sarmaladığın da sanki yeniden nefes almaya başlamış gibiydi.

Yusuf bundan sonra tek bir şeyi biliyordu o da sarıp sarmaladığı bu minik bedeni ömrünün sonuna kadar bir daha asla bırakmayacaktı.Sonrası ise genç adam için çok sancılı geçmişti.Ne karısını kaçıranlardan bir iz bulabilmiş ne de karısının oradan nasıl kurtulduğunu sorabilmişti.Bir haftadır susuyordu Yosununun o günleri bir kez daha hatırlamaması için üzerinden biraz zamanın geçmesini bekliyordu.Ya da sadece kendini avutuyordu.

Yeşil gözlü minik karısını bulduğu gün kollarında bayılmıştı.Karısını hastahaneye görürmüş ve tedavisini olmasını beklemişti.Başın da ufak bir yara vardı ve ayağı çatlamıştı.Başta bunu ona yapanların kaçıran adamlar olduğunu düşünmüş ve onları bulduğunda onlara yapacağı türlü işkenceleri düşünmüştü ama doktorların yaptığı açıklama ile darp olmadığı anlamıştı.Karısı kim bilir oradan kaçmak için neler yapmıştı da kendine böyle zarar vermişti.

Daha fazla hastahanede durmak istemediğinden karısını da alarak evlerine geçmişti.Bekleme salonunda ki ufak kalabalığı da evine gönderdikten sonra rahat bir nefes almıştı Yusuf.

Eve girince kucağında ki ufak bedeni kendi yatağına yatarmış ve rahat etmesi için başında ki şalını çıkarmıştı.Kızıl saçlar beyaz çarşafını süslerken Yusuf sesli bir şekilde yutkunmuştu.Böyle güzel olması haksızlıktı,onu kendine saklamak istemeside yaptığı en büyük bencillikti ama Yusuf zaten bencil adamın tekiydi.

Aslında aklında karısının yanında yatmak gibi bir düşünce yoktu ama bir kez o kokuyu almışken onu bırakmak neredeyse imkansızdı.
Yosununu uyandırmadan yanına kıvrılıp minik bedeni göğsüne çekip en huzurlu uykusuna kucak açtı.

Genç adam bu huzurlu uykudan karısının homurdanmaları ile uyanmış ve onun sinir harbini izlemişti ve o an keşfettiği yeni bir bilgi ile gözleri patlamıştı.Bu yeşil gözlü minik kadın sinirlenince çok daha fazla güzel oluyordu.Artık kendini tutamayacağını bilen adam kalbimden geçenleri diline aktarmış ve kalbinin kapılarını karısına sonuna dek açmıştı.Ama onun gözlerinde gördüğü bilinemezlikle erken davrandığını anlayıp odasını hızla terk etmiş ve bir hafta boyunca ondan uzak durmuştu.

Eğer olur da karısının gözlerine bir kez bakarsa onu bağrına çekip bırakmayacağını biliyordu.Belki erkendi belki değil ama ürkek ceylânını korktumak istemiyordu. Olurda karşına geçip o yeşilin en güzel tonuna gözlerini sabitlerse kalbini sözsüz senetsiz ellerine bırakırdı.İşte bu yüzden bir haftadır aynı evin içinde köşe kapmaca oynuyordu taki bugüne kadar.

Öğlen toplantıdan çıkmış ve Korel'i merak etmişti bu yüzden evlerinde çalışan yardımcılarını aramıştı.Hatice ablanın alışveriş için dışarıda olduğunu öğrenince bu defa da karısını aramıştı.Kaç kere aradığını bilmiyordu ama birden kesilen telefon ile kalbine bir hançer saplanıp eski yarasını deşmeye başlamıştı bile.

Aklına gelen en kötü senaryoları def etmeye çalışırken eve varmış ve soluğu salonda tanımadığı insanlar ile oturan karısının  yanında almıştı.Kendi koltuğunda kurulmuş adamı karısını izlerken bulunca misafirleri olduğu için sessiz kalmaya zorlamış ama daha sonra duydukları ile cinnet geçirmenin eşiğine gelmişti.

Karısını kendisinden istemişlerdi!

Bu da yetmezmiş gibi karısının sarf ettiği cümlelerle çığrından çıkmış ve bir haftadır ayrı kaldığı bedenden hırsını çıkartırcasına duvarları yumruklamıştıdı.Şimdi mi?Şimdi ise kalbini teslim ettiği kadının kalbini geri vermemek suretiyle almış ve siğnesinde yatan o papatya bahçesi kokulu kadınının saçlarını parmakları arasında dolandırıyordu.Daha bir kaç gün önce ilanı aşk ettiği kadının şimdi kollarının arasında olması Yusuf içinde bir rüyaydı,tabi bu küçük kadının yersiz korkuları olmasaydı bunun gerçek olduğunu asla anlamazdı.

Şimdiyse sessizdi,kollarımın arasındayken korkmasına gerek yoktu.Bakışlarından bile belliydi onu kaçıranları bildiği belki de tanıyor ama saklıyordu.İlk günlerinden üzerine böyle gitmek istemezdi ama bu arafsızlık onu öldürüyordu.Hayatı boyunca ilk kez böyle duygular hissediyordu ilk kez birini bu kadar benimsiyordu.Fakat karşında yeşil harelerini kendi kahvelerine odaklayan kadın ona bir cevap dahi veremiyor yada bir bahane bulmak için zaman kazanıyordu ama unuttuğu bir şey vardı o da Yusuf'un istediği cevabı çoktan aldığıydı.

Korel bir şeyler saklıyordu!

Yusuf insan psikolojisini çok iyi bilirdi avuçlarının içinde tutuğu elin titremesinin ve gözlerini kaçırmasının başka bir açıklaması olamazdı.Tam pes edip zorlamayacakken insanın içini huzurla dolduran o kadifemsi sesi duydu.

"Gerçekleri bilmeye hakkın var Yusuf."

Hangi gerçeklerden bahsediyordu ve neler öğrenecekti.Merak içinde karısının ağzından çıkacak kelimeleri beklerken bir yandan da avucunda ki minik elleri okşayarak karısına cesaret vermeye çalışıyordu.

"Dinliyorum güzelim.Anlat!"

"Yusuf ben senden sakladıklarım için üzgünüm.Şimdi beni kesmeden dinlemeni istiyorum."

1700 kelime.... Bu bölümün diğer bölümlere nazaran kısa olduğunu biliyorum ama bir kaç bölüm böyle kısa gelecek çünkü bayramda tatile çıkıyorum ve önden bölümler hazırlamaya çalışıyorum ki tatili telefon başında geçirmeyeyim beni de anlayın 😃 InsaAllah bayramdan sonra tekrardan uzunnnn bölümlere kavuşuruz🤗 Böyle kısa bölüm yazmak bana bile tuhaf geliyor ama bakarsınız bir süpriz yapıp uzun bölümlerde yayinlaya bilirim. Ikizler burcu olmasamda dengesiz bir yazara sahipsiniz😂

Cuma veya Cumartesi  günü yeni bölümde görüşmek dileğiyle Allah'a emanet olunuz🤗😍

Продолжить чтение

Вам также понравится

KUM *[Tamamlandı] Merve Yüksel

Приключения

1M 50.2K 85
"Tuhaf değil mi? Bir başkasının yüzüne bakarken sana aşık oldum." Gülümsedi, gözlerini okyanusa kaldırdı, "Biliyor musun? Casablanca filminin hiçbi...
25.5K 3K 34
"Benim değil. Koruduğun inancının muhafızısın." dediğimde aniden gözlerime baktı. Bir kılıç kadar keskindi bakışı. Gülümsedim. Kaşları çatık hayretle...
KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III) Rumeysa Gülhan

Подростковая литература

3.2M 221K 64
On yıl boyunca ölü bir adama âşık olmak... Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca toprağını öpmek... Ona en çok ihtiyacın olduğu anda mezarına sarılmak...
ZEMHERİ 🌙

Художественная проза

7.6K 651 11
Merih'in aşkından habersiz olan Mislin bir berdel uğruna birleşecek hayatlarında onların neler beklediğinden habersiz iki genç. Merih:Kalbimin...