ZİFİRİ

By dilanzclk

17M 282K 43.7K

"Bir cesede baktığının farkındasın değil mi?" Acı sesimden dökülürken elimdeki silah kolumun titremesiyle düş... More

Baş Belası 1: Zifiri
Zifiri 1| Kırık Geçmemiş
Zifiri 2: Zehirli Orman
Zifiri 3: Kırgın Gece
Zifiri 4| Nefes
Zifiri 5 | Polisin Kızı
Zifiri 6 | Kül
Zifiri | Yeşil Ağ
Zifiri 9 | Ölüm Kadar
Zifiri 10 | Rüzgar Karahanlı
Zifiri 11|İz
Zifiri 12 | Hesaplaşma
Zifiri 13 | Tehdit
Zifiri 14 | Gök
Zifiri 15 | Kurşun
Zifiri 16 | Teslimiyet
Zifiri 17 | Yol
Zifiri 18 | İtiraf
Zifiri 19 | Bertaraf
Zifiri 20 | Karanlık Gece
ZİFİRİ 21 | KATİL
ZİFİRİ 22 | GECE
ZİFİRİ 23 | Hasta
ZİFİRİ 24 | İçindeki Cennet
ZİFİRİ 25 | İki Metre
ZİFİRİ 26 | KAL
ZİFİRİ 27 | Tehlike

Zifiri 7 | Evim

238K 10.1K 1.1K
By dilanzclk

Bölüm 7: Evim

Rüzgar'ın hırsı paslı bir demir gibiydi. Sorun ne kadar derine battığı değil, pasın beni çok geçmeden zehirlemeye başlayacak olmasıydı.

Babam'a gitmeliydim, babam bir yolunu bulur beni ondan korurdu.

"Ada, sana bir şey yaptı mı Rüzgar? Korkma, bana söyleyebilirsin. En başından bana söyleyebilirdin hatta." Başımı iki yana sallayarak "İyiyim." Dedim içimdeki yangını gözyaşlarımla kül etmeye devam ederken. İkisinin çocukluk arkadaşı olduğunu öğrendikten sonra neyi anlatacaktım ona, üstelik nereden bilebilirdim ki beni avlamak için beklediğini? Parmak uçlarımla boynuma dokunup nefesimi kesen noktaya dokundum. Ufak bir sızı orada hala yaşıyordu. Emir'in kara gözleri ellerimi takip etti. "Boynun mu acıyor?" diye sordu şüpheyle. Gamze'de ilgili bakışlarını hemen oraya döndürürken yine başımı iki yana salladım. "Biraz, başparmağını bastırmıştı buraya." Diye açıkladım gözyaşlarımı elimin tersiyle silerken. Emir, ağzına hiç yakışmayan bir küfür savurdu ."Nereden vuracağını ondan iyi kimse bilmez zaten." Derken ellerini hırsla saçlarını daldırıp her telini dağıttı. Arkadaşını ondan iyi kimse tanıyamazdı. "Ne zaman duracaksın Rüzgar?" dedi kendi kendine. Rüzgar nereden vuracağını iyi biliyordu, nereden vurup öldüreceğini çok daha iyi biliyordu. Gamze boynuma dokunmaya kalkıştığında istemsizce irkilerek bu isteğine bedenim ters tepki verdi. Sanırım korktuğum için kimsenin bana dokunmasını istemiyordum. Kollarının arasından sıyrıldım ve ayağa kalkmaya çalıştım. "Hastaneye gitmek ister misin?" diye sordu Emir dirseklerimden yakalayıp bana yardımcı olurken.

"Babama gitmek istiyorum." Emir'nin yavaşça beni kaldırmasına izin verirken Gamze ne ara yere düştüğünü bilmediğim çantamı yerden aldı. "Evime gitmek istiyorum."

"Ailene söyleyecek misin?" Derin bir nefes alıp, yanıtsız bıraktım Emir'in sorusunu. Bunu arkadaşını şikayet etmemden korktuğu için sormadığını görmüştüm gözlerinde, ne yapacağımı merak ediyor gibiydi ama sorun şuydu ki ben bile tam olarak ne yapacağımı bilmiyordum. "İstediğini yapmakta özgürsün, ben yanında olacağım." Dediğinde, içimdeki Ada bile gözlerini hayretle açmıştı. Emir hızlıca Rüzgar'ın fırlattığı telefonumun parçalarını toparlayıp birleştirmeye çalıştı ama telefonumun çoktan cenaze namazı kılınmıştı. "İşe yaramaz artık bu ama telafi edeceğim." dediğinde "Gerek yok." Diyerek telefonu elinden kapıp çöp kutusuna attım. "Babamla bugün gidip alacaktık zaten, onun eline geçtiğinden beri telefonumdan çoktan ümidi kesmiştim." Emir çöp kutusundan gözlerini ayırıp "Madem öyle, seni evine bırakalım. Yolda giderken de babanı arayıp haber verirsin." Diye öneride bulundu.

Babamın okul çıkışına geleceğini de o an hatırladım. "Olur ama şimdi arayalım." Dedim telaşla. Birde gelip saatlerce kapıda bekleyecekti adam. Emir hemen cebinden telefonu çıkarıp verdiğinde derin bir nefes alıp numarasını tuşladım. Telefon çalmaya başlarken yavaş adımlarla kızlar tuvaletinden çıktık. Gamze dokunmaya korkarak çok yakınımda durmaya devam etti. "Cevap vermiyor mu?"

"Duymuyor herhalde." Dedim içime aniden çöken ağırlıkla. Telefon çaldı, çaldı ve kendi kendine kapanana kadar çalmaya devam etti. "Görünce döner mutlaka." Derken telefonu Emir'e geri uzatıp teşekkür ettim. "Bende geleceğim seninle eve kadar." Dedi Gamze. "Sen evine sağ salim girene kadar seni yalnız bırakmam." Benim için endişelendiği her halinden belliydi. En az benim kadar beti benzi solmuştu.

"O kadar çok korktum ki sana bir şey yapacak diye, elim ayağım hala titriyor." Gözlerim reflekse ellerine düştüğünde titreyen ellerini yumruk yaptığını gördüm. "Emir olmasaydı..." Kötü düşünceleri diline dahi almayı reddettiğinde Emir başını yana yatırıp "Tamam, artık sıkmayın canınızı." dedi bize göre daha sakin bir tavırla. Bir değil iki arkadaşım olmuştu galiba. Dudağımın bir kenarı yukarı doğru kayarken onları başımı aşağı yukarı sallayarak cevap verdim. Gamze yeniden koluma girdiğinde bu kez diğer elimi de koluna sarıp başımı omzuna yaslayarak yürümeye başladım. Emir hemen yanımızda yürüyordu. "Umarım arabada olan biteni detaylı bir şekilde anlatırsınız." Dedi Emir, binadan çıkmış bahçeden arabaların park edildiği alana doğru yürüyorduk. Gamze'yle göz göze geldik. Kulağıma eğilip "O bize yardım eder." Dedi sessizce. "Emin ol ondan başkası da yardım etmez."

Haklı olabilirdi. Beyaz, oldukça pahalı görünen bir BMW'nin sesi Emir'in uzaktan kumandaya basmasıyla ses çıkardı. Gamze zaten Emir ile ilgili her şeyini bildiği gibi arabasını da tanıdığı için BMW'ye doğru götürüyordu bizi. Arabanın önünde durduğumuzda Gamze onun yanına otursun diye hemen arka kapıya uzanıp açtım. Gamze ne yapmaya çalıştığımı anlayıp altan altan kızaran yüzüyle bana bakınca omuzlarımı masumca indirip kaldırdım. Kaç kez gelecekti ayağına bu şans.

Emir şoför koltuğundaki yerini çoktan alırken bende arabaya bindim, neyse ki Gamze de daha fazla kızarıp morarmadan oturmuştu Emir'in yanındaki koltuğa. Araba kısa süre içinde ayrılırken okuldan Rüzgar'ın arabasının da bahçede olmadığını fark ettim. Kurşuni renkteki Lamborhginin yokluğu hemen belli oluyordu sahibi gibi. Araba yolda sabit bir hızla akmaya devam ederken Emir yeniden olanları anlatmamızı istemişti. Gamze benim yerime bildikleri anlatırken ben sessizce onları izliyordum. "Yani anlayacağın Rüzgar kafayı Ada'ya takmış durumda." Gamze ilk defa Emir'e karşı bu kadar fazla konuşmanın heyecanıyla derin bir nefes alırken Emir kaşlarını çatmış bana dikiz aynasından kızgın bakışlar atıyordu. "Bana daha önce gelmeniz gerekiyordu ama bu saatten sonra yapacak bir şey yok." Dedi düşünceli bir sesle. "Ben Rüzgar'ı durduracağım. Zaten o da anlar Furkan'la bir ilgin olmadığını elbet."

Sorun artık Furkan değil, babamdı ama bunu ne Gamze nede Emir biliyordu. Rüzgar babamın polis oluşundan hiç ama hiç hoşlanmamıştı. Her ne suç işliyorsa babamı ve beni tehlike olarak görmüştü. O yüzden babamı da kendimi de ondan uzak tutmalıydım. Gerekirse o okula bir daha adım dahi atmayacaktım. Şu an en mantıklı yol okulu değiştirmekti zaten. Baban gelince karşıma alıp ne olursa olsun ikna edecektim onu. "Sakın kendi başına bir şey yapma olur mu Ada, Rüzgar'ın sana yaklaştığını hissettiğin an beni arayacaksın. Zaten sürekli yanınızda olacağımdan şüpheniz olmasın. Bir süre yakın korumanız olmamda bir sakınca olmaz, değil mi?" Emir bizden onay bekler gibi kaşlarını havalandırdığında Gamze'yle bakıştık. Benim için sorun olmayacaktı ama Gamze'nin kalp sağlığı şimdiden bozulmuştu.

Arabası bizim evin sokağına giriş yaparken Gamze ikimizin yerine, bakışları kucağında cevapladı onu "Sorun olmaz tabii ki." Rüzgar'dan korkup Emir'in arkasında saklanacak bir karaktere sahip değildim ama Gamze için bunu kabul edebilirdim. "Şurada durabilirsin." Derken evimizin önünü işaret ettim. Sokakta incin top oynuyordu. Emir yavaşladı ve tam evin önünde durdurdu arabayı. "Teşekkür ederim Emir, bu arada eğer babam geri dönerse ona sakın olanlarla ilgili bir şey çaktırma, olur mu? Eve gittiğimi söylemen yeterli olur."

Kısaca evimizin dışında göz gezdirip "Anlaşıldı." Dedi eliyle asker işareti yapıp. "Pazartesi görüşürüz." Gamze'yle de vedalaştıktan sonra çantamı alıp arabadan çıktım. Ben eve girene kadar kapıda beklemişler, kapıyı kapattıktan sonra giden araba sesini duymuştum. Çantamı kanara bırakıp ayakkabılarımı çıkarttım. Ağır adımlarla direk odama çıkıp üstümü değiştirdim. Dağılan ifademi ve ağlamaktan kızaran yüzümü normale çevirmek için banyoya girdiğimde aynadaki yansımama içimdeki Ada bile gözlerini iri iri açarak izlemişti uzun bir süre. Berbat görünüyordum. Dolaptan bulduğum siyah, boğazlı örme kazağımı giydikten sonra içinde kalan saçlarımı çıkarıp tepeden bir at kuyruğu yapıp yüzümü bol suyla yıkamadım. Gözlerimin içindeki kırgınlık hala yaşıyordu. Rüzgar Karahanlı o kırgınlığı öldürmek yerine yaralı bırakmıştı. Bilerek sağ bırakmış, bilerek öldürmemişti.

Musluğu kapattım. Avcuma aldığım havluyu birkaç kez yüzüme bastırdıktan sonra yerine asıp banyodan çıktım. Babamdan hala bir haber yoktu. Ev telefonundan aradığımda da açmamıştı telefonunu. Yorgun adımlarla kanepeye oturup dizlerimi karnıma doğru çektim. Evin içindeki sessizlikten ilk kez rahatsız olmuştum. Belki de içimdeki kötü sesleri bastıracak bir şey olmadığı içindi. Yanağımı dizime sardığım kollarıma yaslayıp derin bir nefes aldım.

Saat çıkış saatimi bulurken babamdan hala ses yoktu. Akrep ve yelkovan yeniden buluştuğunda güneş gökyüzünden çekilmişti. Evin içi karanlıktı, kalkıp ışığı açacak halim olmadığından saatlerce karanlıkta oturmuştum. Yüreğim artık ağzımda atıyordu. Emniyet merkezine gitmekten başka bir şey gelmiyordu aklıma. "Ah! baba ah!" derken hızla ayağa kalkıp, ışıkları açmadan kapıya yürüdüm. Yanıma cüzdanımı alıp, montumu giydiğim gibi anahtarlarımı cebine tıkıştırıp kapıyı açtım.

Başımı kaldırıp tam kapıdan çıkacaktım ki kapının önünde duran bir adamın kapıyı vurmak için havada kalan eliyle karşı karşıya kaldım. Yirmili yaşlarının sonunda görünen adam yeşil gözlerini yüzümde gezdirip "Ada Demir?" diye sordu elini indirirken. Bakışlarım yavaşça adamın arkasındakilere kaydığında resmi bir polis aracının önünde dikileni iki polis memurunu daha gördüm. Gözlerim yıllar öncesine gitti ve orada takılı kaldığında "Gidin." Diye fısıldadım.

Ben bu sahneyi daha öncede yaşamıştım, bir tanesine daha kaldıramazdım ki ben. "Gidin!" diye aniden bağırdığımda "Ada-" dedi adam beni tutmak için uzanırken. "Gidin dedim size, gidin babam gelsin." Adamın beni tutmasına izin vermezken kapının koluna dayandım. "Babam gelsin, babam gelsin lütfen. Ne olur babam gelsin." Görüş alanım bulutlandığında çaresizce omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Ne olur gidin."

"Baban gelemez." Dediğinde benim evim yıkıldı ve ben o evin altında ikinci kez kaldım. "Babam..." sertçe yutkundum ama yumru tamda boğazımda kaldı. Başı boş bir ifadeyle başımı inkar edercesine salladım. "Babam nasıl gelmez. Söz verdi bana geleceğim diye..." avuç içlerimi açtım, zangır zangır titriyorlardı. "Babam söz verdi. O sözünü tutar, baba dediğin sözünü tutar. Baba dediğin kızının kahramanı olur, katili değil."

Arkadaki polislerle göz göze geldiğimde ağladıklarını gördüm. "Neden ağlıyorsunuz, Ağlamayın. Annem git-gitti ama babam gitmez. Gitmedi değil mi?" Zihnim yıllar öncesinde attığım çığlıkların yankılarına yeniden işittiğinde boğazıma kadar yükselen hıçkırığı bastıramadım. Aynı anda gözyaşlarım kendin ait bir yol çizdiğinde titreyen dizlerimin üzerine daha fazla duramayıp yere düştüm. Ellerimi dudaklarıma bastırsam da ardı ardı yükselen hıçkırıklarımı durduramıyordum. "Baba gitmedin değil mi?"

Eğer annemin yanına gittiysen beni de yanına almak zorundasın Özgür Demir. Bu sefer ne kadar uzak olursa olsun. İçimdeki Ada kulaklarını kapatarak bir duvarın dibine çökmüştü. Yıllar öncesinde olduğu gibi annemin pamuk yanaklarının yerine buz gibi mezar taşına öpmeyecektim bu kez, dokunmayacaktım mis kokulu saçlarının yerine yağmur kokulu toprağa. Gözlerim bu sefer babamın mezar taşını görmeyecekti.

Birinin beni kucağına aldığını hissettim, çok geçmeden bir arabanın içine yerleştiğimde beni kucağında taşıyan polis "Babanın gitmesine sen izin vermeyeceksin." Dedi bana umut vaat eden bir sesle. "Babana sen dur diyeceksin."

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 48.9K 23
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
148K 10.2K 19
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.2M 47.7K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
1.3M 52.9K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...