Ahenk'ten:
-*-
"Ahenk, daha iyi misin kuzum?"
Erva'nın sorusuna iyi hissetmesem de kafa salladım. Bugün de aynı şekilde uyanmıştım. Kâbus görerek, yataktan hızla doğrularak ve arkadaşlarımı başıma toplayarak...
Gözlerimi ovuşturup yatağa geri yattım. Duygusal bir kız değildim. Hem de hiç değildim. Her şeyi alaya alır, eşek şakaları yaptıktan sonra gram pişmanlık duymazdım. Hatta bazılarına verdiğim rahatsızlıktan memnun kaldığım bile olmuştur.
Ama aile konusunda hassastım. Ailem zaten pek iyi anlaşmazlardı. Beni kırmamak için yalandan sevgi gösterileri ile beni sevindirmeye çalışırlardı. İkisi de işlerine daha çok odaklandıkları için bana pek vakit ayırmasalar da her zaman sevmişlerdir beni.
Anlaşmadıklarını bilsem de hiçbir zaman boşanacakları aklıma gelmezdi.
Ben en çok değer verdiklerim için üzülürüm. Ailem ve bitches arkadaşlarımdan başka pek önem verdiğim insan yok zaten.
Küçükken de pek arkadaşım olmazdı nedense? Benim çok gıcık bir kız olduğumu düşündükleri için ben de kendimden yaşça büyük abiler ile takılırdım. Baş belası olduğumu ve her zaman arıza çıkardığımı söyleyenler çok olmuştur.
Hala da söylüyorlar gerçi!
Belki de bu yüzden Erva ile tanıştığımda çok iyi anlaşmıştım. İkimiz de yaşıtlarımızca pek sevilmiyorduk. Sonra bir anda Bediz zorla dahil olmuştu küçük grubumuza ve ne olduğunu anlamadan kendimi kalabalık bir arkadaş grubunda buldum. İyi ki de bulmuşum.
Duygusallık bana göre değil. Çünkü ben duyguların insanın hassasiyetini açığa çıkardığını öne sürerim. Ne kadar duygusal olursan, o kadar incinirsin. Ve ben şu ana kadar hiç incinmedim.
Eğer, çok üzüldüğüm bir olay olursa, onu da dışa vurmam. İçimde yaşarım. Duygularım az da olsa kimseye belli etmem.
Ahenk Karaca'yım ben. Her zaman güçlü ve inatçı bir baş belası...
º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●
"AHENK!!!"
"Her kimsen erkek tuvaletinde kalırsın inşallah! "
"Zümrüt ve Allah korusun. "
Yatağımda doğrularak etrafa baktım. Kızlar giyinmiş, bana bakıyorlardı.
"Neden kendi memesinden süt içen ineği görmüş gibi bakıyorsunuz?"
Eftalya içinde kalan kahkahayı atınca suratımı elledim.
"Uykumdayken bir halt mı yaptınız lan?!"
"Yooo."
Kaşlarımı çatınca daha da güldüler.
"Açıklamazsanız size 7/24 beddua ederim."
"Tamam. Tamam. Açıklıyorummmm."
Erva'ya tek kaşımı kaldırınca 'm' harfini uzatmayı bırakıp devam etti.
"Bütün gece 'Utku' diye sayıklayıp durdun."
Hepsi kahkaha atmaya başlayınca duyacakları şekilde homurdandım.
"Yalancılar."
"Valla bak?"
Efta telefonunu kulağıma dayayarak dinletti.
'Utkuu... Hayır Utku geber .Utku!...Gel buraya Utku... Ut-'
Ses kaydı bitince kollarımı bağladım.
Uykumda bile beni sinir ediyor.
"Utku dememişimdir. Tutku yada uyku demişimdir."
"Oha! Şuan karar verdim. Senin en sevdiğin şey ne?"
"Minyon. Yada Unicorn. Ama çoğunlukla minyon."
"Diğeri? "
"Sarışın erkekler."
"Eylem olarak?"
"Uyumak."
"Uyku, Utku. Uyku- Utku. Ne kadar bağdaşıyorlar."
Eftalya'nın benzetmesine ben dahil herkes göz devirdi.
"Eftayla?"
"Hm"
"Sen bu şaka işini yapamıyorsun kanka zorlama artık."
"Aman be! "
Bediz ve Eftalya arasında geçen kısa konuşmayı keyifle izledim.
Ayaklarımı yere değdirip ortak dolabı açtım. Okul serbestti ama düz renklerin tercih edilmesi gerekiyordu. Bana kalsa mavi tüllü bir etek giyip elime sihirli değnek alarak kanat takacaktım zaten!
Siyah dar paçamı çıkarıp üzerime geçirdim. Asker desenli kol bölgeleri koyu yeşil renkte olan ve belde biten kısa kollu tişörtümü de alıp bir çırpıda giydim.
Uzun saçlarımı taradım. Saçımı salık bırakarak öndeki tutamları kulağımın arkasına sıkıştırdım. Nasıl olsa tekrar önüme düşecekti.
Bordo çantamı sırtlayarak beyaz supralarımı giydim.
Kızlar kapının önünde beni bekledikleri için kapıyı açtığımda biraz söylenmişlerdi.
Bediz ile Eftalya ayrıldıklarında biz de kendi sınıfımıza girmiştik.
Sınıf her zamanki sabah haliydi. Bir kaç kişi aralarında konuşuyor, bazıları kendi halinde zaman geçiriyor, bazıları da gece uykusunu alamadıkları için oda arkadaşlarına veya oda komşularına söverek uyuyordu. Bu sövgülerin bir kısmı bizim içindi.
Her zamanki cam kenarına geçip sırt çantamı yanıma koydum. Erva benim önüme geçmişti. Zümrüt ise çantasını bırakarak geri döneceğini söylemişti.
Saçımın uçlarına parmağımı dolayıp oynarken yanımda haraketlilik hissettim.
"Günaydın sevgilim. "
Utku'ya dönüp ayağa kalkmasını işaret ettim.
"Burası dolu."
"Öyle mi, kim için ayırdın?"
"Çantam vardı. "
Çantamı alıp onun tarafındaki bölgeye astı.
"Oldu mu?"
Kolunu arkama attığında kaşlarımı çattım.
Bunu fark etmiş olacak ki o da benimle aynı tepkiyi verdi.
"Sen iyi misin?"
"İkimiz de sevgili olmadığımızı biliyoruz Utku Bulut. Böyle davranmana gerek yok. Yani kendi aramızda iken benimle yakın temas kurmayı ve sevgi içeren sözcükler kullanmayı kes."
"Dalga geçiyorum."
"Geçme o zaman. "
Kolunu arkamdaki oturağın sırtlığından çekerek omzuma sardı ve kafasını kulağıma yaklaştırdı.
"Bugünlerde iyi değilsin sen. Bir şey mi oldu? "
Ona baktığımda ne kadar yakın olduğumuzun farkına vardım ve elini omzundan çektim.
"Hayır. "
Kolumda hissettiğim mıncıkla arkamı döndüm. Zümrüt'ü görünce kaşları ile 'ne iş' ifadesi ile Utku'yu işaret edince dudağımı ısırarak omuz silktim. Zümrüt'e söylersem tüm okulu birbirine katardı. Ortaokulda yaşadığı şeyin bizim başımıza gelmesinden korkmasını anlayabiliyordum ama insanlar onun aksine benim zerre umurumda değildi. Tabi Zümrüt'e bunu anlatamayacağım için susmayı tercih ettim.
º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●
"Ahenk? Burda mıydın? Hiç fark etmemişim bak seni. Varlığını hissettirmedin."
"Sağolun hocam. "
"İyi olmuş aslında çenen biraz kapanmış."
"Hocam benden kaynaklı."
Diye elini kaldıran Utku'nun bacağına tekme atmamla hafifçe inledi.
"İyi iyi. Sen bundan sonra hep Utku ile otur. İki yaramaz bir araya gelince oluyormuş demek. "
Öğretmen kendi kendine konuşurken Utku'ya bakarak burnumdan soludum.
Zil çalınca Utku'nun kalkmasını beklemeden aradan çekip gittim. Erva da arkamdan gelince onu bekledim.
"Bu Utku canını mı sıkıyor senin bakalım? "
"Fazlasıyla."
"Aynı Ender gibi. Çocuğun her hareketinde sinirleniyorum resmen."
Canım kankam her ne kadar kendi de bilmese de Ender'den hoşlanıyordu. Gülmeye devam ederken kolumdan tutuldum.
Bu kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.
"Ben bahçedeyim." diyerek muzip bir gülümsemeyle uzaklaştı Erva.
Utku beni kolumdan tutup sürüklerken arada geri çekmeye çalıştım. Halimiz dışarıdan bakılınca komik olsa da burada büyük direniş gösteriyordum ve gayet ciddiydim.
"Utku!"
Sonunda beni bir odaya soktuğunda ne yapacağı belli olmaz diye elime süpürgeyi almıştım. Kapıyı kapatıp ışıkları açtığında ortam aydınlık olmasına rağmen daha da netleşmişti.
Sırtını kapıya yaslayarak dizini bükünce önce elimdeki süpürgeye, sonra da suratımdaki ciddi ifadeye baktı.
"Seni bir odaya sıkıştırıp öpeceğimi zannettiysen yanılıyorsun. "
Kaşlarımı kaldırınca devam etti.
"Çünkü ilk ben öpecekğim bala bla..."
"Hayal dünyan hiç de masum değil. "
"Dinliyorum?"
"Sana anlatacağım bir şey yok."
"Böyle davranmanın sebebini anlatmadan çıkarmayacağım."
Omuz silkerek "sen bilirsin. " dedim ve ardından bağırmaya başladım.
"SAPIK VAAAAĞĞRRR!"
Utku bana yaklaşmaya başladığında süpürgeyi doğrulttum.
"Ahenk, istersen fikrimden dönüp seni öpebilirim."
"Annem ve babam boşanıyor! Oldu mu istediğin? "
Aniden söylememi beklemediği için duraksadı ve surat ifadesi yumuşadı. Ardından aramızdaki süpürgeye rağmen bana sarılınca elimdeki süpürge ile donakaldım. Biraz garip bir sarılma olmuştu.
"Bilmiyordum."
"Tabiki bilmiyordun içinde beyin olmayan kafa tası! O zaman nedenini sormazdın!"
"Özür dilerim! "
Benden hızla ayrılınca o da suratını asmıştı. Alnındaki damarı belli olunca ben de dişlerimi sıktım.
"Ve sana gelelim!"
Elimdeki süpürgeyi ona doğrulttuğumda iki elini kaldırdı. Siyah tişörtüne süpürge ucunu hafif değirince ona baktım.
"Bir yandan Ufuk yüzünden 'uzak dur benden' diyorsun. Bir yandan da Aylin yüzünden sevgili muamelesi yapıp sülük gibi yapışıyorsun! Ben ne yapayım! Ne istiyorsun lan benden? Hayır Kurumu muyum ben?!"
Bir anda gözümün içine öyle bir baktı ki kahkaha atacak oldum. Ama ciddi ifademi bozmadım. Korktu mu benden bu lan?
"Sen mannyak bir kızsın!"
Hakaret etse anlarım da bunu büyük bir tutkuyla söylemesi garibime gitti. Ardından kaplan gibi bembeyaz dişlerini göstererek devam etti.
"Ani çıkışların çok seksi!"
"Lan!"
Doğru mu söylüyor diye tek kaşımı kaldırdım.
"Her hareketin çok ateşli."
Elimdeki süpürgeyi bıraktırıp yanıma yaklaştı.
"Bak nasıl da sinirini geçirdim? Benim gibi bir erkeğin ağzından iltifat duymak hoşuna gitti."
Tekrar sinirlerim tavan yapınca Utku kahkaha attı. Elime süpürgeyi geçirip sırtına sırtına vurmaya başladım. Utkuysa gülerek devam etti.
"İkimiz de benden hoşlandığını biliyoruz Ahenk Karaca! Böyle davranmana gerek yok."
Dedi sabahki sözlerimi hatırlatarak.
Ağzımı hafif aralayıp kaşlarımı çatınca, ellerini ön ceplerine soktu ve hafif çenesini kaldırarak her zaman yüzünden eksiltmediği serseri gülüşünü attı ve ardından göz kırptı.
Kaşlarım çatık ona doğru bakarken geri adımlar atarak uzaklaştı.
º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.
"İşte ben de barışmak istiyordum zaten. Bu yüzden özrünü kabul ettim. "
"Bu kadar mı? "
"Ne Bekliyordun Bediz?!"
"Ona 'lanet olası' bakışı atıp 'lanet olsun bir papazla evlenmeyi yeğlerim' demeni."
"Bana evlilik teklifi etmedi Bediz! Ayrıca O bakış nasıl atılıyor? "
Bediz gözlerini 180 derece kısarak yüzünü buruşturdu.
"İşte böyle. "
Kısık sesi ile bayağı havaya girmişti.
"Kızlar,
Zümrüt'ün ciddi sesi benim de dikkatimi çekmişti.
"Ne oldu? "
"Galiba bir sevgilim var."
Eftalya:
"Neeeeeeeeee?!"
Erva:
"Ha?"
Bediz:
"Oooooooo."
Ahenk:
"WHAT THE FUCK?!"
"Yani galiba,"
"Anlat çabuk! "
"Polat galiba bir teklife benzeyen bir soru sordu sanırım. Ama kesin değil! "
Yanakları kızarınca daha fazla üzerine gitmedik.
"Ulan bir benim sevgilim yok. Eftalya daikkada bir küsüp barışsa da en azından trip atabilecek bir sevgilisi var! Zümrüt teklif almış ve kabul edecek! Bediz desen Ronaldo ile evli. "
Bana baktığında durakladı.
"Siz bir garipsiniz ama sevgili gibi bir şeysiniz. Böyle ilişki olmaz olsun. Yalan da olsa! Ben? Ben? Ben?"
"Aha yine depresyona girecek."
Erva kafasını hızla sallamaya başlayarak iki işaret parmağını da yanaklarına götürüp oymaya başladı. Gözlerinin içi deli gibi parlıyordu.
Kızlar ile birbirimize baktık. Bunun tek çaresi yanımızdan uzaklaştırmaktı. Yoksa yakında bizim de yanaklarımıza saldıracaktı.
Arada bir animasyon sesleri çıkararak şirin gibi görünse de ne olur ne olmaz. Erva'nın kolunu tutarak omzuma attım. Parmağını bu sefer benim yanağıma sokmaya başladı.
Zümrüt ve Eftalya önde giderken Bediz de arkadan destek olarak Erva'yı itekliyordu.
"Bunu düşmanlarımıza götürelim. Yani 5'li moruklar."
Beni onaylayan Bediz yönü değiştirmişti.
Yanlarına ulaştığımızda Erva'nın parmağı hala sol yanağımdaydı.
"Aşkım! "
Eftalya Atakan'a doğru atladığında neredeyse kusacaktım. Sevgilisi olanlar unicornlar tarafından lanetlensin.
"Zümrüt? "
Polat sanki Zümrüt'ü çağırıyormuşcasına ayağa kalkınca Zümrüt bize 'hakkınızı helal edin gardaşlarım' bakışı atarak Polat'ı takip etti.
"Dur tahmin edeyim. Yine depresyona girdi. "
Ender'i cevapladım.
"Doğru tahminde bulunduğunuz için Erva'yı kakalanma hakkı kazandınız!"
"Bunun bana çıkarı ne? "
"Kız işte. Sevgili olmaya yarar. Zaten sevgilim yok diye depresyona girdi. "
Utku ayağa kalkarak Erva'ya yer verince direk Erva'yı boş yere oturttum.
Utku Erva'nın yanına oturarak bana yer verince karşı tarafa baktım. Pars ve Bediz, Atakan ile Eftalya'nın romantik bakışlarını izleyerek yorum yapıyorlardı.
Derin bir nefes vererek Utku'nun yanına geçtim.
Memnun olmuşçasına gülen Utku'ya döndüm.
"Bugün bana dediğin o şeyler hiç de hoşuma gitmedi. Hele senden hoşlanma düşüncesi mide bulandırıcı bir şekilde çılgınçtı."
"Gittiğini biliyorum güzelim. "
"Ben ne güzel, ne ateşli ne de!... o söylediğin şeyim! '
"Seksi mi?"
"Ağzını toparla!"
Sinirlerimi zorladığı için suratına yumruk atma istemimi durdurarak farklı yol izlemeye karar verdim.
Sen inatsan ben de inatım Utku efendi!
Karşıda Ufuk'u görünce Utku'ya yaklaşıp kulağına fısıldadım.
"Karşıda bize bakan Ufuk'u görüyor musun?"
Utku hızla karşıya bakınca ikiz kardeşini gördü ve bana baktı.
"Ahenk, yapma. "
"Bunu sen istedin."
Uzanarak elimle çenesini tuttum ve yana çevirerek yanağını öptüm.
Ve sonuç olarak arkadaşlarımın bana şaşkınlık içerisindeki bakışlarını, diğer öğrencilerin kıskanç içeren sözlerini ve Ufuk'un buraya doğru gelen adımlarını kazanmıştım.
-*-
Selam moruklar! Ben Azra. Kitap hakkındaki Düşünceleriniz bizim için çok önemli. Bu kitap bazı kitaplar gibi klişe değil. Yani, bence değil. Kitabın yükselere ulaşıp mizah kategorisinde ilk #10'a gelmesi bizim hedefimiz. Lütfen siz de bize yardımcı olun. Kısacası hayalet okuyucular kendini belli etsin.