Yatılı Okul

By AZELYazarlar

280K 16.1K 3.8K

Hangi salak bir yatılı okula gitmeyi tercih eder ki ? İtiraf ediyorum: ben ve kankalarım... º•.○●º•.○●º•.○●º○... More

《1》Otobüs Vakası.
《2》Çok Sinirlendiğimde Yaparım.
《3》Sen N'aptın Kızım?
《4》Naber Turşu Kafalar?
《5》Hediye
《6》Pinkbornozqueen.
《7》Rüyanda Beni Gör.
《8》Başımız Büyük Dertte
《9》Kim Bu Şeyin Sorumlusu?!
《10》Hadi Eyvallah!
《12》Böcüklerin İstilasında.
《13》Cesaret Mi Duble Cesaret Mi?
《14》Sakızın Olayım Çiğne Beni
《15》Bık Bık Bık Bık¿
《16》Oha Senden Yakışıklıyım.
《17》BİÇIZ EJDERYA'LAR
《18》Ne Olmuş Bunlara?
《19》Değişiksiniz.
《20》Gökkuşağı Diyarına Gidiyorum.
《21》Ceket eskirse çöpe atılır yerine yeni bir ceket alınır
《22》Federallerin Canı Cehenneme!
《23》Prensip Meselesi.
《24》Dünya Ahiret Bacımdır.
《25》Kaliteli şeker çöpü
《26》Aşk Aşktı
《27》Sen Manyak Bir Kızsın!
《28》UZAYLILAAAAAR.
《29》Benim Gönlüm Sarışın
《30》Ramenini Ye Yağını Sorma
《 31 》Buz Prens
《32》Abi bu ne azgınlık
《33》Patatesime Ketçap Olur Musun?
《34》Asi(l) Tayfa
《35》Cezasını Çekeceksin
《36》Sanırım Gözlerini Seviyorum
《37》Yerim Seni Karı!
《38》Bu Ne Lan!?
《39》İşte Busun Sen
《40》Biz Mutluyduk
《41》ÖZEL BÖLÜM // TATİLDEN KESİTLER
《42》Her Şeyi Anlatacağım
《43》S I Ç T I K ? ¿
《44》Pars Yıldızı
《45》Sırıttın
《46》FİNAL-1 Eftalya-Atakan
《47》FİNAL-2 Zümrüt-Polat
《48》FİNAL-3 Bediz-Pars
《49》FİNAL-4 Erva-Ender
《50》《FİNAL》-5 Ahenk-Utku
duyuru

《11》Sırıtgaç Mı?

5.1K 384 4
By AZELYazarlar

ERVA'DAN :

Eftalya'nın Atakan'ın elini tutmasından sonra yüzümü buruşturdum.

" Burası çok pis testosteron kokuyor. Acaba arada bir camı açmayı mı deneseniz?" Diye söylendim. Eftalya sinirle bana bakınca ilk defa bu kadar sinirli olduğunu fark ettim. Tırsmadım değil.

Bir süre sonra bayılmıştı. Titremeye başlayınca Eftalya elini Atakan'dan çekti.

" Nöbet geçiriyor. " dedi Eftalya telaşla.

5. Ve 6. Sınıfta Eftalya ben ve Zümrüt aynı sınıftaydık. 7. 8. Sınıfta ise sınıflar değişmişti fakat ayrılmamıştık. 5. 6. Sınıf yıllarımızda sınıftan bir kız sürekli nöbet geçirirdi. Bu yüzden anlamıştık.

Neler yapılacağını az çok biliyorduk. Erva önce Atakan'ı yan yatırdı. Kasları kontrolü dışında kendini kastığı için zarar görebilirdi. Ağzına küçük bir not defteri yerleştirdi. Bu sırada Eftalya elini sıkması için Atakan'a vermişti.

-"Revire gidelim. " dedi Polat telaşla.
-" Baygın koca bir hayvanı nasıl taşıyacağız acaba.? "

Utku'nun söylediği fazlasıyla mantıklıydı. Fakat Ahenk'i gram tanıyorsam bunu reddedecekti.

"Hemşireyi buraya çağırsanıza aptallar. "

Ve tahmin ettiğim gibi de olmuştu.

"Tamam ben çağırırım. " Neden tüm amelelik işlerini yaptığımı bilmiyordum ama sarıyordu.

Erkek yatakhanesinden çıkmam ile birlikte okula girip revire yönelmem bir dakika sürmüştü.

Hemşire teyzeye haber vermiş fakat geri dönememiştim. Hemşire teyze sağolsun reviri bana emanet etmiş 'yatması gereken bir hasta var kaçmamasını sağla' diye söylemişti.

İçeri girdiğimde beyaz bir tülle kaplıydı.

" Hala bacağım ağrıyor AAAA bak dokununca bile acıdı. Yarın rapor verseniz olmaz mı ?"

Ses çok tanıdıktı. Kim olacak canım. Hiç yani.

"Olmaz. Dersler önemlidir sırıtgaç. " dedim perdenin arkasından seslenerek.

Yüzümü hala görmediği için normal davranıyordum.

" Sırıtgaç mı ? Erva senin ne işin var burada ? Beni ziyarete mi geldin yoksa."
" He seni ziyarete geldim Yağan. Delirtme beni. Oğlum ben seni ne diye ziyarete geleyim. "
" Hı hı başka hasta göremiyorum ben. "
" Salak senin arkadaşın için buradayım ben. Atakan nöbet geçirdi. Şimdi baygın. Hemşire teyze seni bana emanet etti. "
" Atakan'a ne oldu bilmem ama iyileşir. Ayrıca hemşire teyze ne Erva? Kankam o benim. Sonuçta burada beni daha çooook görecek. "

Dediğine göz devirip HEMŞİRE TEYZE'nin koltuğuna oturdum.

Yaklaşık 5 dakika sonra perdenin çekilmesi üzerine rahatsızca kıpırdandım.

Yine bakıp sırıttı. Yüzü gözü mosmor olmuş. Küçük yara bantlarıyla kapatılmıştı.

Amaan bana neyse. Elime Hemşire Teyzenin kitaplarından birini aldım. Tıbbi bir kitaptı. Neredeyse hiçbir şey anlamasam da okumaya baktım.

" Kitabı ters tutuyorsun. "

Rezilliğim yüzünden kafamı iki saniyeliğine öne eğerken hemen toparladım ve kitabı çevirip okumaya başladım. Ne okuduğumu bilmiyor ve anlamaya da çalışmıyordum. Sadece okuyordum işte.

" Heyy.. Somurtan kız. Sana diyorum. "
" Hı ? ne ? "
" Niye bu kadar somurtuyorsun. "
" Sen niye bu kadar gülüyorsun ? "

Ağzında bir şeyler geveledi. Bir derdi var gibiydi ama kimsenin derdini dinleyecek havamda değildim. 

" Hayat somurtmak için çok kısa. Keyfine var dibine kadar yaşa." 

"Keko musun lan?"

Ciddileşti.

"Var galiba biraz ama gerçekten üzülmek için istesem tonlarca sebep bulabilirim ama üzülmekten yoruldum."

"Desene tam tersiyiz. Ben yorulunca vazgeçmem. Vazgeçsem burada bile olamazdım." dedim dalgaya vurarak.

"Vazgeçmediğin belli zaten. Senin bir günlük çalışman benim 10 senelik okul hayatımda toplam çalışmam falan."

Güldüm. Ender güldüğümü görünce gözlerini kocaman açtı.

"Bak sen şu işe. Seni güldürebileceğimi biliyordum." 

Yataktan fırlayıp sevinç dansı yapmaya başladı. Tam bu sırada hemşire teyze gelince bir kahkaha patlattım.

"Anlaşılan iyileşmişsin." dedi ciddiyetle. Ender bana yavru köpek bakışları atıp odadan sıvıştı.

" Arkadaşınız iyi. Dinlenmesi gerek. epilepsisi varmış ve aşırı dereceli duygu değişikliği yaşamış sadece. Uyanınca buraya gelmesini söyleyin. Hafif bir nöbet geçirmiş."

Revirden koşarak çıkıp yatakhaneye geldim. Yolda aklıma Ender'e babamı nasıl ikna ettiğini sormayı unuttuğum gelince sinirlendim.

Yatakhanede Eftalya korku ile Atakan'ın yanından ayrılmıyor, Polat ve Zümrüt bunların hallerine bakıyor, Ahenk ve Bediz birbirleri ile güreşiyor, Utku sıkkın bir şekilde elini çenesine koyuyor, Pars ise susuyordu.

"Paris!"

Ahenk Pars'a seslenince Pars ona döndü.

"Sen hiç Fransa'ya gittin mi?"

Bediz de destek çıkınca Pars kafa sallayarak susmaya devam etti.

"Atakan iyiysen gidiyorum. Kötüysen de gidiyorum."

Bunu diyen Utku ayağa kalkmış gidiyordu.

Atakan ses vermese de Ahenk ve Bediz de gitmişti.

Eftalya hala elini tutuyordu çocuğun.

Ben de Zümrüt'e bakış yollayarak ayağa kalktım.

"Eee iyi madem hadi Efta gidelim. "

Eftalya bana bakarak Atakan'ı işaret etti.

"Atakan'a arkadaşları bakar merak etme! "
"Amaaa!"

Eftalya daha da bağırmasın diye biz de Zümrüt ile yatakhaneye gitmiştik.

Odamıza girdiğimiz andan itibaren bağırdık. Çünkü Ahenk ve Bediz kıyafetlerimizi kesiyorlardı.

"Ne yapıyorsunuz!?"

Ahenk çok normal bir ifade ile suratıma bakınca daha da sinirlendim.

"Bu tişört sana çok uzun."
"Zaten o bir elbise Ahenk!"
"Yuh! Ben bunun altına pantolon giyerim lan!"

Diyen Bediz'e göz devirdim. Elbise giymeyi severdim. Efta kadar olmasa da alttan efil efil rüzgar esmesi ve bacaklarımı görmek hoşuma gidiyordu.

Neyse arkadaşlarımdan önemli mi canım! Dur ya tabi ki de önemli. Hışımla Bediz'in elinden yırtılmış elbisemi alıp üzerlerine doğru zıpladım. Gelsin kardeş kavgası.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kavga Bediz'in özür dilemesiyle bitti. Kabaran saçlarımı düzeltip yatağıma gittim ve telefonumu elime aldım. Sınıf grubundan Ender'in numarasını alıp mesaj yazdım. 

Erva: Babamı nasıl ikna ettin?

Ender: Gece gece beni düşünüyor olman ne hoş.

Erva: Boş yapma da söyle.

Ender: Olmaz!

Erva: Sana çikolata alırım?

Ender: İdarede tanıdıklarım var diyeyim :))

Torpilci pislik. Bu beni sinirlendirmişti. Evet yaptığı benim için büyük bir şeydi ama torpilden nefret ederdim. Adaletsizlikti. Ender'e görüldü atıp İnstagram'da gezinmeye başladım. Ahenk fotoğraf atmıştı onu beğenip yorum yazdım. Yorumu gönderdiğim sırada bir mesaj geldi. 

Kıvanç: Özür dilerim.

Bu mesajın bu saatte gelmemesi gerekiyordu. Kıvanç bir yazılım şirketinin özel eğitimindeydi ve yazdığı yazılım sayesinde ayrıldığımız saatte bana her gün özür dilerim mesajı gelirdi. Ne kadar acımasızca olduğunu anlatmak zordu. Sırf bana kendini unutturmamak için bunu yaklaşık 8-9 aydır sürdürüyordu ve bu mesajlar ondan sadece nefret etmeme neden oluyordu ama bu mesaj doğru saatte gelmemişti. Mesaj kutumdaki 317 mesaj bildirimine tıkladım. Tahmin ettiğim gibi bugün zaten saatinde mesaj gelmişti. Şuanki gelen mesaj, elle yazılmış olmalıydı. Anlamlandıramadığım bir şekilde kalbimde bir sızı hissettim. Benden binlerce kilometre ötede o da beni özlüyordu. Bunu biliyordum ama acı çektiğinden emin olmak kendimi kötü hissettirmişti. 

Çevrim içi yazısına bakınca ikimizin de ekranın başında ekrana boş boş baktığını hissedebiliyordum. Ne olursa olsun Kıvançla kalplerimiz birdi. Hissettiğim şeyin gerçek olduğundan şüphem yoktu. Bundan önce böyleydi, muhtemelen bundan sonra da böyle olacaktı.

Fakat beklemediğim bir şey oldu. Telefon bir anda elimde titremeye başladı. Kıvanç arıyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

97.3K 3.6K 29
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...
413K 27.8K 11
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri g...
1.8M 97K 56
Kübra; O şimdi asker canı neler ister Kübra; Uykuda mevlam beni ona göster Üsteğmenciğim; Hayırdır? Üsteğmenciğim; Gece gece rahatsız etmeye utanma...
257K 16.6K 24
" bir hemşiremiz ölmek üzereydi. Ve bize bir kaç bebeği eğlencesine karıştırdığını söylemişti. Ama inanmamıştım. Dalga geçiyor sanmıştım. Fakat şimdi...