SİYAH KELEBEK

By syhklbk

35.7K 2.7K 576

Bir yol düşünün ... Çıkmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz bir yol. Kendini buna öyle inandırmışsınız ki... More

ÖNEMLİ DUYURU !!!!
İNTİKAM İÇİN...
YENİ EV.
Sadece ben...
KALP KARMAŞASI....
AVCI...
KUMAR...
İÇİMDEKİ DÜNYA ...
HASTALIK ...
BELA....
BÖLÜM 12...
BÖLÜM 13...
Gelecek Bölümden Alıntı...
BÖLÜM 14...
BÖLÜM 15...
Bölüm 16...
BÖLÜM 17...
Bölüm 18...
BÖLÜM 19...
BÖLÜM 20.....
21- Gerçekler...
22- YOLUN SONU...
23-SARP...
24- DÖNÜŞ...
25- ŞAŞKINLIKLAR...
26-UÇURUM...
SPOİİİİİ !!!!
27- BİLİNMEYENLER...
28-- ACI -TATLI ....
HELP ME !!!!

SEVGİ NEYDİ ?

2.1K 66 10
By syhklbk

                                                             Multimedya : Mısra...

   Kalp mi insana "sev" diyen, yoksa yalnızlık mı körükleyen?.. Sahi nedir sevmek, bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?.. . 

Bir çocuk düşünün... Muhtemelen bir kaç günlük...

Kendi kendine hiçbir ihtiyacını karşılayamayan. Hayatının her saniyesinde anne ve babasına muhtaç. En çokta anne  sevgisi ve şefkatine . Peki doğduğu ilk anlarda beri bütün güzel duygulardan mahrum kalmış bir çocuk ne kadar iyi olabilir ki. Ve ya ne kadar  güçlü  olabilir...

Her insanın ihtiyacı olan ve yokluğunda bazılarının yaşamına son verdiği bazılarının da onu bulmak için herkesi ve her şeyi yıkıp geçtiği O beş harfli iki heceden oluşan kelime onun hayatında doğduğu ilk saniyelerden itibaren yoktu.

Aslında artık aramıyordu da genç kız. Hayatında hiç tatmadığı bir duyguyu aramaya çalışarak hayatını daha da mahvetmek istemiyordu. Çünkü yorulmuştu. Attığı her adımda tepe taklak olmaktan ruhunda oluşan yaraları artık saracak gücü yoktu. Bu yüzden yerine yenilerini eklememek için bütün insanlardan soyutlamıştı kendini.

Ama hiç beklemediği bir anda oda sahip oldu o duyguya.

"SEVGİ "

Hayatında hiç bir zaman yeri olmayacağını düşündüğü bu duyguya o en kötü şekilde sahip oldu.

Pencereden görünen hırçın denizin sertçe kıyıya vuran dalgalarını izlerken yine o güne götürdü genç kızı düşünceleri...

Yetimhaneden kaçtığı gün...

O zamanlar ondan beklenmeyecek büyük bir cesaret gösterip kendini elindeki ufak sırt çantası ile sokağa atmıştı. Başka alacak bir şeyi de yoktu zaten. Sadece bir kaç parça eşya...

O gün sokaklarda dolaşarak akşamı ettiğinde acı bir gerçekle burun buruna geldi. Geceyi geçireceği bir yer yoktu, gidecek kimsesi de...

Bu düşünceler beynini kemirirken gözüne biraz ilerisindeki yıkık bir ev ilişti. Ürkek adımlar ile eve yaklaştığı sırada içini büyük bir endişe sarsa da buradan başka kalabileceği bir yer yoktu.

Evin kırık kapısını sessizce açıp içeri süzüldüğü sırada içerideki rutubet kokusundan burnu sızladı. Fakat asıl kötü olan şeyin sağ tarafına dönmesi ile gördüğü, önlerindeki bira şişeleriyle oturmakta olan dört erkeğin olduğunu anladı. Bedenine yayılan korku ile bir adım gerilediğinde sırtına değen kapı ile ufak bir çığlık attı. Attığı çığlık ile onu fark eden erkeklerden uzun boylu olanı yanına geldiğinde kaçacak hiçbir yeri kalmamıştı. Zaten kaçacak gücü dahi yoktu sabahtan akşama kadar sokak sokak gezmişti.

Uzun boylu çocuk çelimsiz kızı kollarından tutup "Beyler bakın bu gece bize kim eşlik etmek istemiş " diyerek diğerlerinin yanına götürdüğünde korkusundan nefes dahi alamayan kızın beyni olayın vehametini henüz algılamıştı. Anlık bir cesaret ile onu itip çıkışa doğru koşmaya yeltendi fakat arkasını döner dönmez saçlarından çekilerek yere atıldı.

"Bırakın lan şerefsizler ! "

" Bırakın yoksa bağırırım !"

"İmdaat !"

"İmdat yardım ed..."

Yüzüne çarpan tokat ile cümlesi yarım kalırken uzun boylu çocuk geniş elleriyle boğazını sıkıp dişleri arasından tısladı.

" Kes sesini yoksa daha fazla acı çektiririm "

Beyni duyduğu cümle ile acil durum alarmı verirken debelenmekten ve bağırmaktan başka bir şey yapamıyordu ürkek kız. Fakat ağzına kapanan eller ile bağırmalarına da bir son verilirken bacaklarını savurarak üzerindeki adamı atmaya çalıştı .

Bütün debelenmelerine rağmen üzerindeki adam gömleğini çıkarıp bir kenara attı. Dudakları ve pis nefesi tenine değdiği an boğazını yırtarcasına bağırdı fakat dudaklarının üzerindeki eller nedeniyle sadece boğuk bir ses çıktı. Odada sadece onların iğrenç kahkahaları ve çaresiz kızın boğuk çıkan sesi yankılanırken göz yaşları artık dur durak bilmiyordu.

İçindeki son umut kırıntıları da pılını pırtısını toplayıp giderken pes edip debelenmeyi bıraktı ve kendini ruhunun ölümüne hazırladı...

Ama tam o sırada üzerindeki ağırlığın kalkması ile elleri serbest kalınca hızla yattığı yerden kalkıp duvarın dibine geçti. Evin önündeki sokak lambasının karanlık odayı aydınlattığı kadarı ile az önceki dört kişinin yeni eklenen beşinci ile boğuşuyor olduğunu gördü. Daha doğrusu beşinci diğer dörtlüyü fena halde pataklıyordu. Perişan haldeki kız şaşkınlıktan kocaman açılan gözleri ile karşısındaki kargaşayı seyrederken adını bilmediği genç adam çevik bir hareket ile az önceki uzun boyluya sert bir tekme atıp acıyla inleyerek yere yığılmasına neden oldu. Gözleri hala kurtarıcısının üzerinde olan genç kız yapılı adamın ona doğru gelmesi ile ürkekçe arkasındaki duvara biraz daha sindi. Yarı çıplak bir şekilde duvara girmek istercesine sokulan kızı gören adam içinde bir yerlerin sızladığını hissetti. Gözleriyle hızlı bir şekilde etrafı tarayıp karanlıkta aradığını bulmanın vermiş olduğu bir memnuniyet gülümsedi ve bir köşeye atılmış olan gömleği alıp küçük kıza uzattı. Aceleci hareketler ile aldığı gömleğini üzerine geçiren kıza kısa bir bakış atıp sesinin yumuşak çıkmasını ümit ederek konuştu.

" Adım Güven , benden korkmana gerek yok sana zarar vermem."

O günden sonra o adam kimsesiz kızın her şeyi oldu babası , annesi , abisi...

Ona bilmediği her şeyi öğretti...

Özelliklede kendini savunmayı, hatta birazda ileri gidip onunda katıldığı yer altı dövüşlerine katılması için onu eğitti. Ve asıl ait olduğunu düşündüğü yeri buldu genç kız. Benliğini en iyi şekilde yansıttığı yeni bir hayatı oldu.

Bu hayatın merkezine ise Nefret ve İntikam duygusunu yerleştirdi...

" Ne düşünüyormuş bakalım benim Küçüğüm" diyerek kızı düşüncelerinden ayıran Güven saçlarına bir öpücük kondurdu. Bunu yapmasını çok seviyordu genç kız bir zamanlar sanki vebalı gibi ondan uzak duran insanlara o kadar alışmıştı ki bu çok farklı hissettiriyordu ona.

Gözlerini denizin büyüleyen maviliğinden ayırıp derin bir nefes aldı ve sanki konuşmakta zorlanıyormuş gibi fısıldadı.

" Geçmişi ."

Bu tek kelime onu yakıp kavururken abisinin kaşlarının çatılmasına sebep oluyordu hep.

"Geçmişi unut artık " dedi en soğuk sesiyle .

Güven'in çatılan kaşlarını eliyle düzeltip yanağına sulu bir öpücük kondurdu güzel kardeşi.

" Geçmişe olan öfkem sayesinde bu kadar güçlü olduğumu biliyorsun abi. O yüzden benden geçmişi unutmamı isteme . "

Abisinin aldığı nefesin sesi odayı doldururken buna bıkkın sesi de eşlik etti.

" Bilmem mi. Hatta unutmak yerine daha da fazla karıştırıyorsun ."

Genç kızın cevap vermesini beklemeden kanepeden kalkıp odasına yöneldi .

" Hadi kalk sende , daha ne kadar o kanepede pinekleyeceksin , akşam ki dövüşü o şekilde alamazsın benden söylemesi."

Neşesi yerine gelen kız yüzünde oluşan gülümseme ile hızla kanepeden kalktı. Nede olsa en sevdiği işi yapacaktı

" Tamam kalktım. "

Odanın kapısından içeri girmesi ile banyodan gelen portakal çiçeği kokusunu içine çekti. Vazgeçilmezlerinden birisiydi bu koku... Garip bir şekilde ona huzur veriyordu.

Üzerine siyah taytını giydikten sonra göğüslerini siyah bir kumaş ile sıkıp üzerine yarım atletini geçirdi. Saçlarını da at kuruğu yaptıktan sonra gözleri komodinin üzerindeki maskesini buldu.

Onu da taktıktan sonra hazırdı. Aynadaki yansımasına baktığında yüzünde geniş bir gülümseme oluştu. İşte o buydu.

Siyah Kelebek....

Yer altı dövüş müsabakalarının esrarengiz kızı.

Bu güne kadar hiçbir rakibine yenilmeyen ...

Hayata karşı 10-0 yenik başlasa da bundan sonra yenilmemeye kararlıydı.

Bu dövüşler onun için bir nevi terapiydi. Bütün kinini, öfkesini attığı her yumruk ve tekmede biraz olsun azaltmayı umuyordu. Henüz başarılı olamasada.

Ayrıca kimliğini saklamak eğlenceliydi de . İnsanlar onu bulmak için çaba sarfederken onları izlemek çok keyif verici oluyordu. Hem intikam için ortaya çıktığında kimse tarafından tanınmak da istemiyordu.

Dışarıdan gelen motor sesine eş zamanlı olarak abisinin sesi eklendi.

" Mısra hadi geç kalıyoruz. "

Mısra...

Bu ismi duydukça yüreğinin bilinmezliklerinde öfkesi ve hüznü hep karşı karşıya geliyordu. Onda annesine ait olan tek şeydi. Yetimhaneye bırakırken ona bıraktığı tek miras bu isimdi. İstemsiz olarak yaşların gözlerine doğru hücum ettiğini fark edince derin bir nefes aldı ve üzerine deri montunu geçirip koşar adım dışarı çıktı.

Abisi motorunda hazır beklerken onu görmesi ile hareket etti. Mısra'da hızla motoruna atlayıp evden uzaklaştı.

Dövüş alanına kadar abisi ile yarış yaptıklarında yine güven kazanmıştı . Sinirle motorundan inip ona bakmadan geçen Mısra abisinin sessiz bir kahkaha atmasına neden olmuştu . Her defasında onu geçmesine sinir oluyordu ve güven buna bozulmasından çocukça bir keyif alıyordu. BU kız genç adamın hayat neşesiydi. Başkalarına ölüm getirebilecek güçte olan bu ıfak kız onun yaşam sebebiydi bir yıldır. Kapıdaki korumanın başı ile verdiği selamı alarak içeri giren Mısra'nın ardından oda içeri girdi ve etraftaki sigara dumanı ile içki kokusunu yok sayarak kendilerine ait olan odaya ilerledi kardeşinin peşinden . Kendini odadaki koltuğa atıp minibardan viski alıp dudaklarına götürdüğü sırada abisi tarafından elinden çekilen bardakla yüzünü buruşturdu genç kız yine bir denemesi daha sonuca ulaşmadan bertaraf edilmişti. Uyarıcı gözlerle ona bakan abisine maskesinin arkasından somurttu.

" İçki yok ufaklık. Bir daha görürsem dövüşleri unut. "

Mısra bıkkınlıkla bir nefes verip aynanın karşısına geçti ve maskesini biraz daha sıkı bağladı. Tam bu sırada odanın kapısı biranda açılınca içeri daha önce hiç görmediği uzun boylu , esmer ve takım elbisesinin içinden dahi belli olan kasları ile bu piyasadan olduğu belli olan biri girdi. Güven ani bir refleks ile adamın yakasına yapışıp onu duvara çarptı.

"Kapıyı niye çalmıyorsun lan "

Güven'in kükremesi hiç tesir etmemiş olacak ki adam elleri arasından rahat bir şekilde kurtulup gözlerini maskenin arkasından ona sert bakan mavilere dikti.

"Kenan abi sizi görmek istiyor " dediğinde Güven'in gerildiğini hissetmek hiçte zor değildi.

Öfkeli adam huzursuzca yerinde kıpırdanıp sertçe konuştu.

" Ne istiyormuş ?"

Adam gözlerini kızdan çekip çenesini dikleştirdi.

"Orasını bilmem görüşmek istiyor. Sizi odasında bekliyor. "

Ortamın daha fazla gerilmesi istemeyen Mısra ikisinin arasına girdi.

" Madem senin şu abin görüşmek istiyor o zaman dövüşten sonra gelir derdi neyse söyler . Hadi şimdi yaylan."

Adam çatılan kaşları ile odadan çıkar çıkmaz sinir küpüne dönen abisinin karşına dikildi merakla.

" Kim bu Kenan ?"

Sıkıntılı bir nefes sesi odayı doldururken masaya koyduğu içkisininden bir yudum daha aldı genç adam.

"Bu piyasanın en güçlülerinden biri karanlık işlerle uğraşır ve yeraltı dövüşlerindeki en iyi dövüşçüleri satın alıp kendi pis işleri için kullanır."

Şaşkınlıktan yukarı kalkan kaşları fark ettiği şey ile anında çatılırken öfkeyle sordu meraklı kız.

" Sakın bana senide satın almak istiyor deme."

" Maalesef ."

Abisi kurduğu cümle ile önündeki sandalyeye bir tekme atıp ellerini sinirle saçlarından geçirdi.

"Neden bu kadar sinirlendin kabul etmeyiz olur biter " dediğinde Güven'in yüzünde mutluluktan uzak bir tebessüm oluştu.

"İşte o biraz zor ,Kenan istediğini alana kadar asla durmaz" dediğinde şu Kenan denen herifi çok merak etmişti. Ama bunu belli etmeyip abisine sıkıca sarılıp kokusunu içime çekti.

"Sen yanımda olursan kimse bize zorla bir şey yaptıramaz " dediğinde abiside onu kolları arasına aldı. Küçük kardeşine zarar gelmesi düşüncesi onu deli ediyordu.

Kısa süreli sarılmanın ardından içerden gelen tezahüratlar ile odadan çıkıp geniş salona ilerlediler.

Siyah Kelebek 'in kafesin içerisine girmesi ile bağırmalar daha fazla şiddetlendi. Bu genç kızın kalbinin arkasında derin uykusunda olan kelebeğinin hoşuna gitmiş olacak ki hızla yerinden kalkıp yüreğinin en tepesine konuşlandı ve coşkuyla şahlandı.

Gözleri etraftaki kalabalıkta kısa süreli oyalandıktan sonra karşısındaki rakibine odaklandı. Geniş omuzları , tahminen 1.80 boyu ve üzerine bir şey giymediği için gözler önüne serilen kasları herkesin korkmasına sebep olurken onda sadece onu öldürme isteğini daha fazla körüklüyordu.

" Vay demek şu meşhur Siyah Kelebek sensin ."

Adamın kalın sesi kalabalığın bağırışlarından zor duyulduğu için ona birkaç adım yaklaşıp karşısına geçti ve omuzlarını dikleştirip ellerine sardığı bandajları biraz daha sıkılaştırdı.

" 'Sana cevap vermeyecek kadar da kendimi beğenmişim' diyorsun ha. Bu daha iyi senin gibileri ezmek her zaman daha fazla zevk veriyor."

Rakibinin son cümlesi ile öfke atardamarlarında son hız bedenine yayılırken kelebeği kurulduğu tahtından ona yüzündeki sinsi gülüşle el salladı.

" Beni pataklamak hayallerini süsleyebilir fakat bu hevesini zevkle kursağında bırakacağım." Dediğinde rakibininde kaşları çatılırken atak yapmasına fırsat vermeden sol yumruğunu önce sağ alt karnına sonrada eğilmesi ile birlikte dirseğini sırtına geçirdi .

Siyah Kelebek'in hamlesi ile kabalık biraz daha coşarken bahis toplayan görevli kalabalığın içinde bir sağa bir sola ilerliyordu. Gözleri abisini gurur dolu gözleri ile buluştuğunda yüzünde istemsiz bir gülümseme oluştu .

Gözlerini tekrar yerden kalkan adama çevirdiğinde onunda atak yapmak üzere olduğunu gördü. Tam karşısında durup gözlerimin içine büyük bir kin ile baktı.

" Küçük gösterin için tebrik ederim fakat bu uzun sürmeyecek. "

" Daha ne kadar konuşacaksın . Henüz bir icraat göremedik. "

Adam ani bir hareket ile sağ yumruğunu gen kıza savurduğunda başını korusada sol omzu yumruktan nasibini almıştı. Hissettiği acı ile kısa süreli dikkati dağılınca eş zamanlı olarak ensesine sert bir darbe aldı . Bu da sersemlemesine neden oldu ve bundan faydalanan rakibi ayağına çelme takarak yere düşmesini sağladı.

Bedenine yayılan endişe sağlıklı düşünmesini engellerken kelebeği anında kalbine yaptığı bir kanat darbesi ile onu kendine getirdi. Üzerine oturmak için hamlede bulunan adamı fark etmesi ile ayağına tekme atıp onun yere düşmesini sağladı ve üzerine çıkıp ardı ardına sert yumruklarını savurdu. Attığı her yumrukta geçmesi gereken öfkesi daha da artıyordu. Artık durması gerekiyordu fakat lanet olası adamın yurttan kaçmasına neden olan yurt müdürüne benzemesi buna engel oluyordu.Omzuna değen el ile arkasını döndüğünde abisi ile göz göze geldi.

" Bayıldı bırak. "

Gözleri tekrar yerdeki adama kaydığında gerçekten de bayıldığını gördü. Hızla üzerinden kalktığında sakinleşmek adına derin birkaç nefes aldı " Ben odadayım abi sen paraları al ve hemen buradan gidelim " dediğinde abisi gözlerindeki öfke ve hüzün karışımı duyguyu farkedip bir şey demeden sadece başıyla onayladı ve önünden çekildi.

Koşar adım odaya gidip kendini içeri attığında odasında bekleyen kişiyi görmesi ile dindirmeye çalıştığı öfke daha da arttı.

" Sen ne cüretle bu odaya izinsiz girersin! "

Karşısındaki otuzlarında olan adam elindeki kadehi kafasına dikip oturduğu yerden kalkıp yavaş ve kendinden emin adımlar ile karşısına geçti. Gözleri meydan okuyan bir şekilde gözlerine dikilirken kurduğu cümle kim olduğunu anlaması için yeterliydi.

" Asıl sen ne cüretle patronun ile böyle konuşursun ."





Okuyan herkese çok teşekkür ederim ....

Desteklerinizi bekliyorum arkadaşlar. Oy ve yorumlarınız acayip motive ediyor benden söylemesi  :))

Continue Reading

You'll Also Like

680K 45.5K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
109K 11.3K 38
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
574K 24.3K 22
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
123K 8.8K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.