DİRİLİŞ (ASKIDA)

By aysnzkylby

575K 11.5K 1.1K

-İnsanlar neden yalan söyler sence? -Doğruyu söylemekten utandıkları için. -Peki neden utanırlar? -Yanlış şe... More

Yeni Bir Derin
Yeni Ev
Aşk Zayıflıktır...
İntikam Almayacak Mısın?
Havuz
İyiyim Desem İnanır Mısın?
Ben Senin İçin Başkası Değilim
Sevgi mi Aşk mı?
Bundan Sonra Birini Sevebilir Misin?
Senden Nefret Ediyorum
Umut vermek mi?
Biz Seninle Arkadaş Değiliz
Toka
Benim Rüyam Ol
Sen Ona Aşık Olmuşsun...
DERİN
YENİ KİTABIM YAYIMLANDI❤️❤️

Berbat Gün

41.1K 1K 167
By aysnzkylby

Gözlerim huzursuzca titreştiğin de bulunduğum ortamda rahatsız edici bir ses vardı. Bir yandan duymazdan gelmek istiyordum diğer yandan kalkmam gerektiğinin farkındaydım. Israrcı alarmım durmadan çalarken gözlerimi yavaşça açtım ve kaşlarım istemsizce çatıldı. Başımda korkunç bir ağrı ve vücudumdaki her yerde keskin bir acı hissediyordum. Beynim dün gece yaşanılan olayları bir bir gözden geçirirken ayılmaya çalışıyordum. Bir takım züppe ve sürtük takımına maskara olduğumda(ciddi anlamda) heryerim acıyordu. Hiç acımadan beni dövmeleri,hizmetçi gibi kullanmaları ve benim zırlayıp zorda olsa ellerinden kurtulmamla korkunç gece bitmişti. Gerçekten artık yaşamak istemiyordum.

Doğrulup yataktan kalkmaya çalıştığımda fazla kilolarım sağolsun buna izin vermeyip beni tekrar yatağa yatırdı. Oflayıp derin bir nefes aldım ve tekrar denedim. Biraz göbek kası yapsam fena olmayacaktı. Yoksa bir gün yataktan kalkamayacak hale gelecektim. Haftanın ilk günü olduğundan başımdaki ağrı daha da artmıştı. İsteksizce yataktan zorlanarak kalktım ve banyoya girdim. Aynaya bakmaktan nefret ederdim. Mümkün olduğunca önlerinden bile geçmezdim. Ama nasıl görümdüğümü merak ettiğimden o halimle aynaya baktım. Gözlerimi korkarak açtığımda karşımda bir balina vardı. Pis saçları tamamen dağılmış,ağlamaktan burnu ve gözleri şişmiş aynı zamanda kızarmış, gözleri ölü gibi bakan,vücudu yağ tulumuna benzeyen çirkin birini gördüm.

Bu çirkin kişilik beni bile korkutmuştu. Üzerimdeki tüm kıyafetlerimi çıkardığımda kilodumla aynanın karşısında kalmıştım.

Ölüydüm...
Bitmiştim...
Balinaydım...
Eziktim...
Çirkindim...

Beni tanımlayan sözcükler basitti ve hiç değişmezdi. Bir gün bile güzel olamamıştım. Suçum buydu işte;Güzel olamamak!

Daha fazla öz eleştiri yaparsam şuracıkta intihar ederdim. Çünkü... çünküsü yoktu işte. Bir insan bu kadar korkunç olamazdı. Bu kadar zavallı olabilir miydiniz sizde? Bu kadar değersiz ve ölü gibi hisseder miydiniz her gün? Neden hissedesiniz ki eminim çok güzelsinizdir. Çok güzel en azından benden güzel...

Kilodumu çıkarıp doldurduğum küvetin içine girdim ve gözlerimi kapattım. İntihar etmek istediniz mi hiç? Ben istedim. Ben yok olup ölmek istedim. Peki neden buradayım? Histerik bir şekilde güldüm. Haneme bir de korkak yazında tam olsun. Ölümden korktuğumu da söyleyeyim. Korkak ve güçsüzdüm ölüm için. Bence ölüm bile değerliydi ve ben onu bile haketmiyordum.

Duşumu alıp üstümü giyerek ruhsuzca aynaya baktım. Saçlarımı hafiften kurutup at kuyruğu yaptım. Hiç makyaj malzemem yoktu, yapmıyordum. Yapsam neye çare olurdu?

Aşağı indiğimde annem ve babam masanın başında oturmuşlar kahvaltılarını ediyorlardı. Yanlarına gidip isteksizce gülümsedim. "Günaydın" Annem de sıcacık bir gülümsemeyle bana karşılık verdi. " Günaydın tatlım." Babam gazetesini masaya bıraktı. "Günaydın canım kızım. Hayrola senin yüzün düşmüş. Noldu sabah sabah bakayım. Kim sıktı canını?" Bu sefer ciddi anlamda gülmüştüm. Ah be baba, neler olduğunu bir bilsen, ne yaşadığımı bir öğrensen... "Birşey yok babacım. Haftanın ilk günü işte klasik". Dokunmadığım tabağıma bir kaç bir şey alıp yedim. Son lokmamı da ağzıma attım ve ayağa kalktım. "Görüşürüz ben çıkıyorum." Dediğimde annem bana el salladı babam ise gülümsemişti. İyi ki iyi bir ailem vardı. Eğer bu hayata katlanıyorsam en baştaki nedenlerimden biri onlardı.

Ayakkabılarımı giydim ve okula yürümeye başladım. Araba sürmeyi bilmediğimden ve yürümeyi sevdiğimden okula yaya gidiyorum. Ben bunları düşünene kadar okulun önüne gelmişim. Derin bir nefes alıp okulun içine girdim.

Gözler bana dönerken bunu takip eden iğrenir sırıtmalarını ve bakışlarını görmem bir oldu. Üzerime baktım. Normaldim. Ne bir leke ya da bir pislik vardı. Ama doğru pislik tam olarak bendim. Dişlerimi sıkıp bir adım attığımda bir çocuğa çarptım. Daha doğrusu bilerek çarpmamı istemişti. Donuk bakışlarımı ona çevirirken bana yüzünü buruşturarak baktı. "Sana çarptığım için dezenfekte olmalı mıyım? Yoksa gidip kendimi bir uçurumdan mı atmalıyım?" Düşünür gibi yaptım. "Bildiğim kadarıyla bulaşıcı bir hastalığım yok. Ama uçurumdan atlama fena fikir değilmiş." Çocuk sinirle bana bakınca bir adım geriledim. "O fazla uzamış dilini başka şeylerde kullanmalısın. Ne dersin, bildiğim iyi bir kerhane var. Orada çalışmak ister misin?" Gözlerim dolduğunda ellerim yumruk olmuş,tırnaklarım tenime batıp canımı yakıyordu.

"Ne oldu alındın mı? Alınacak bir şey yok ama sen de haklısın. Bu tipinle seni kimse altına almaz." Gözümden akan yaşla bakışlarımı yere çevirdim. Böyleydi işte. Böyle boktan ve...boktan. Etrafımdaki kalabalık iğrenç kahkahalar atarken gözlüğümü iteleyip başımı çocuğa çevirdim. Kozlarımızı paylaşmanın sırası gelmişti. Benim sadece belli kişilere gücüm yetmiyordu. Hazır cevaplığım vardı ama kullanamıyordum.

"Eminim sende sınıfındaki bir erkekle sevişirken aklında kızların hiç birinin sana bakmayacağı vardı." Ortam sessizliğe gömülürken çocuk hayretle bana bakıyordu. Utanmış ve morarmıştı. Tıpkı az önceki ben gibi. Zafer kazanmamıştım ama keyifliydim. Buruk bir gülümsemeyle yanından çekip gittiğim sırada kolumdan tutup kulağıma tısladı. "Seni unutmayacağım ve emin ol, bu beni son görüşün olamayacak. Geri döndüğümde seni gebertmekten beter edeceğim."

Kolumu savurur gibi bıraktı ve okuldan çıktı. Herkes bana şok ve şaşkınlıkla bakarken yukarı çıkmak için yürümeye başladım. Hemen içeri girmek için hızlı hızlı yürüdüğümden birden bağcıklarıma takıldım ve yerdeydim. Herkes gülmeye başlayınca bir çocuk "aman allahım sanırım deprem oldu", başka biri "yer sallanıyor" gibi şeyler söylemeye başlayınca iyice sinirlendim. Tam kalkacaktım ki birden bir ayak gördüm. Yukarı bakınca karşıma Cansu sürtüğü ve grubu çıktı. Cansu sürdüğü kırmızı ruju ve neredeyse banyo yaparken bile giydiği topuklu ayakkabılarıyla bana iğrenir gibi bakıyordu. " Aaa bende bu ezik balina ne zaman kendini rezil edecek diye merak ediyordum. Valla bize gerek kalmıyor sen zaten kendini yetirince rezil ediyorsun." deyip gülmeye başlayınca hışımla ayağa kalktım ve karşısına dikildim. O nefret etiğim suratına kusmak istiyordum. "En azından rezil oluyorum senin gibi sürtük olmaktan iyidir."dedim ve yüzüme bir sırıtış yerleştirdim. Cansu sürtüğü mosmor olunca daha da keyiflendim. "Sen bana nasıl böyle bir şey dersin pis ezik? Fazla kaşınma ve haddini aşma yoksa çok kötü olur." Kaşlarım havalandı. "Niye bu kadar sinirlendin ki? Sürtük olduğunu sen benden çok daha iyi biliyorsun. Ayrıca haddimi aşarsam nolur? " Cansu iyice sinirlendi ve tokat atacakken arkadan Kayra çıktı ve Cansu'nun elini tuttu ve Cansu'ya bakarak acımasızca konuştu. Pislik herif!

"Cansu yeter! Bahçede daha fazla rezillik istemiyorum."  Dedi ve bana bakarak konuşamaya devam etti. "Sen de sakın bir daha çapını aşan şeyler söyleme. Bedelini ödersin."

Gerçekten hem çok sinirlenmiş hemde çok üzülmüştüm. Cansu'nun neysede Kayra' nın bana böyle bir şey demesi beni çok kırmıştı. Neden bu kadar üzülüyorum Kayra'nın sözlerine. Cevap basit; çünkü ona platonik aşığım. Evet maalesef böyle bir çocuğu sevmek çok zor bir durumdu. Hemde bu çirkinlikle tam bir felaket olabilirdi ama salak kalbim durması gereken yeri bilmiyordu. Kayra'nın yüzüne bakarak alayla konuştum. "Sen bir kıza tokat atacak kadar düştün mü Kayra? Cidden çok merak ediyorum şimdi de sürtük bir kızla mı çıkmaya başladın? Gerçi sana yakıştırdım biliyor musun çünkü sen bu kadar düştün." Der demez yanağımda bir acı hissettim. Başım yana savruldu. Ve gözümden bir damla yaş süzüldü. Saçlarım yüzüme düşmüştü ve yanağımdan çok kalbim acıyordu. Sanki yanağıma değil de kalbime tokat atmıştı.

Kayra'nın yüzüne bakarak bağırmaya başladım. "Hepinizden nefret ediyorum. Özellikle de senden ve bu yanındaki sürtükten. Ama pişman olacaksınız. Bana acı çektiren herkesten intikam alacağım. Ve sen Kayra bu tokadın hesabını ödeyeceksin. En ağır şekilde. Artık karşınızda o ezik kız olmayacak." Deyip koşarak okuldan çıktım. Ve şimdi aklımdaki tek soru ; 'ben şimdi ne yapacağım?'

Şarkı birden bire kapanınca kulaklıklarımı çıkardım. Telefonuma bakınca şarjının bittiğini görünce içimden küfür ettim. Hayat hep bana götünle gülmek zorunda mısın? Şuan nerde miyim? Sahilde kayalıkların üzerine oturmuş müzik dinliyordum. Kaç saattir buradayım bilmiyorum ama hava kararmaya başlamıştı. Saat kaçtı acaba? Offf. Yaklaşık 2-3 saattir oturmuş müzik dinleyerek ağlıyordum. Kim bilir gözlerim nasıl şişmiştir. Neyse ki güzel birkız değildim de ay gözüm şişmiş,göz altım morarmış gibi dertlerim yoktu.

İşte okuldan ağlayarak çıktım ve sahile gelmiştim. Ne yapacağımı düşünmek için. Ama karar verdim: ben değişeceğim. Ve beni üzen herkesten intikamımı alacağım. Hem zaten hiç bir şey olmamış gibi de okula da gidemem. Yavaşça ayağa kalktım ve eve doğru yürümeye başladım. Allahtan sahil eve yakındı. Şans yüzüme bir kere güldü (!).

Sonunda eve girdiğimde annem ve babam endişeli ve kızgın bir ifadeyle bana baktılar. Sonra çökmüş halimi görünce biraz yumuşadılar. Annem yanıma geldi. "Derin neredesin sen kaç saattir seni bekliyoruz, haberin var mı senin. Ne kadar endişelendik senin için. Neredeydin bunca saattir? Okulda da derslere girmemişsin. Ay kızım cevap versene." Ay bu kadın ne kadar konuşuyor ya valla dırdır başım şişti. "Tamam sakin olun. Yok bir şey iyiyim. Biraz düşünmek için sahile gitmiştim. Sonrada müzik dinlediğim için şarjım bitmiş. Bu yani..." Babam kaşları hafiften çatılmış bir şekilde bana yaklaştı. " Derin kızım ne oldu sana. Neden üzüldün anlat. Belki çare buluruz. "

Bende bu aklımdaki düşünceleri onlarla paylaşmaya karar verdim. Kaybedecek pekte bir şeyim yoktu. "Anne baba gelin oturun . Sizinle önemli bir şey konuşmaya karar verdim." İkisi de pür dikkat beni dinliyorlardı. Bende derin bir nefes alarak anlatmaya başladım. "Biliyorsunuz ben kilolu ve çirkin bir kızım. Bu yüzden de hep okulda dışlanıyorum. Okulda adım eziğe çıktı. Artık dayanamıyorum beni aşağılamalarına . Bende bu yüzden değişmeye karar verdim. Artık daha zayıf ve bakımlı olmak istiyorum. Ve kendimi kimseye ezdirmemek. Eee ne diyorsunuz bana yardım edecek misiniz?" Bitirdiğimde annem ve babam memnun olmuş bir yüz ifadesiyle bakmaya başladılar. Babam "Kızım ilk önce çok doğru bir karar vermişsin. Biz ne olursa olsun yanındayız. Şu değişme işine gelirsek ben her şeyi ayarlayacağım. Sen merak etme." dedi ve ayağa kalktı ve telefonuyla birileriyle konuşmaya başladı.

Annem yanıma geldi. "kızım bu çok güzel bir haber. Her zaman yanındayız." Babam uzun bir telefon görüşmesinden sonra yanıma geldi "Ben herşeyi hallettim ilk önce yarın annenle dişçiye gidiceksiniz randevu alındı. Merak etmeyin. Ayrıca doktor işinde çok iyidir. Böylece diş tellerinden kurtulacaksın. Sonra göz randevun var. Ameliyat için zaten senin müsait olmanı bekliyorlardı. Oraya gidip ameliyatla gözlerini çizdireceksin. Bir iki gün sadece gözünde bant olucak sonra gözlüksüz normal bir şekilde görebilirsin. Bu arada yurt dışında da getirttiğim sivilceler için özel kremlerden kullanıcaksın. Ve bir hafta sonra diyetisyen randevun var. Ordaki diyetisyen benim yakın bir arkadaşım zaten. O sana ne yapman gerektiğini anlatır. Ve sadece diyetlede iş bitmiyor. İyi bir spor salonuna da yazdırdım seni. 1 hafta sonra oraya da başlayacaksın. Ha bu arada istediğin yani öğrenmek istediğin kurslar olursa söyle kaydını yaptıralım."

Vay be babam her şeyi düşünmüş. "Çok teşekkür ederim babacım. Yanımda olduğunuz için. Sizi çok seviyorum. Ama ben araba ve motor kullanmayı öğrenmek istiyorum. Onun dışında dövüş dersleri de almak istiyorum."dedim.

Babam gülüp başını salladı. "Tamam kızım tanıdıklarım var hallederim. Ayrıca karnelerin alınmasına zaten az bir vakit kaldı. Önümüzde altı ay var. Yaz tatilinden sonra okuluna gidersin."
Bencede 6 ay içinde değişebilirdim. Düşündükçe daha da heyacanlanmaya başladım. Düşünsenize o o ultra yakışıklı pisliğe ve şırfıntıya gününü gösterecektim.

Annem heyecanla konuştu. "Değişiminden sonra da son sınıf olarak okula gidip yenilmediğini gösterirsin." Aklıma intikam planlarım geldiği için düşünceliydim.

Ben böyle düşüncelere dalınca annem omzumu dürttü. "Kızım dinliyor musun beni? Ay bu kız yine daldı Murat. Kızım sana diyorum." diye çemkiren anneme döndüm."Tamam anniş herşeyi düşünmüşsünüz zaten. Neyse ben yatıyorum. Size iyi geceler" deyip öpücük attım ve odama çıktım. Aynaya baktığımda şok oldum. Kızarmış gözler, morarmış göz altları, dağılmış saçlar. Ne kadar yıpranmışım meğerse.

Çok uykumun geldiğini fark ettim ve hemen sıcacık bir duş aldım. Pijamalarımı giydim ve yatağıma yattım. Aklımda sadece değişimim vardı. Hepsinden intikam alacağım. Özellikle de Kayra'dan...

İntikam... Bu kelimeyi şimdiden çok sevmiştim. Sahi, güzel olabilir miydim cidden?

Bölüm sonu :))))) Vote ve yorumlarınızı bekliyorum .Şimdiden okuyan ve oy veren herkese teşekkürler... 😘

Continue Reading

You'll Also Like

156K 1.3K 11
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
ASYA By Su

ChickLit

294K 16.5K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
827K 37.7K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
707K 31.5K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...