Umut vermek mi?

15.1K 655 24
                                    

Medyada Gökçe var;)

Gökçe'nin ağzından

Dudakları dudaklarımın üstündeyken nefes almak istedim ama olmadı. Boğuluyordum. Onu hep denize benzetmiştim ve sanırım haklıydım. Beni cidden boğuyordu. Dudaklarının o tuzlu tadı da düşüncemi destekliyordu. Bu yaşadığım şey gerçekti. İlk kez bu kadar canlı hissediyordum. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. İlk defa nefes alamamak bu kadar güzeldi. Dokunduğu her yerim yanarken ilk defa bedenimi saran alevlerden korkmadım. Bu his deliceydi. Biliyorum. Duygularımı bu kadar uçta hissettmek yorucu ve aynı anda inanılmazdı.

Nefes almam için dudaklarımda ki baskıyı azalttı. O an da dudaklarım aralandı. Gözlerim ise hala kapalıydı. Sanki yıllardır yaşamıyormuşum da hayata yeni dönmüşüm gibi derin bir nefes aldım. Ardından yanağımda bir parmak hissettim. "Niye ağlıyorsun?" Dudağıma gelen tuzlu tat gözyaşlarım mıydı? Gözlerimi yavaşça açtım ve bana bakan Kayra'yı gördüm. "Farkında değilim." Göz yaşımı silip saçımla oynamaya başlarken boynuna baktım. Çünkü yüzüne bakarsam utançtan ölebilirdim. Tamam o beni öperken bu kadar utanmamıştım ama şu an bana bu kadar dikkatli bakarken kesin kıpkırmızı olmuştum.

"Gözlerini kaçırma." Yutkunup kısa bir anlığına ona baktım. "Yok öyle bir şey." Gülümsedi. İşte şimdi ondan kaçamazdım. İstemese de bu gülüşü kaçıracak değildim ve ömür boyu bakabilirdim. "Eminim yoktur ve kesinlikle utandığından da değildir." Başımı hızla sallayıp yine boynuna baktım. Daha az utanıyordum. Kesinlikle.

"Şaşkınım aslında, hala tekme atıp tırnaklarını çıkarmadın. Ben çoktan cırlamaya başlarsın diye düşünmüştüm." İstemeden dudaklarım yukarı kıvrıldı. "Belki de enerjimi topluyorumdur?" Gülümsedi yine. Yutkunma ihtiyacı hissettim. "Bunu sen de istedin değil mi? Seni öpmemi istedin."

Acınası... Bana acı çektirip aşık olduğum adam beni öptü ve ben gururumu bir kenara attım. Yine her şeyi unutup ona teslim oldum. Neden böyle olmak zorunda? Karşı bile koymadım çünkü bunu istedim. Beni saatlerce ağlatan adamın öpücüğüne izin verdim çünkü ben aptalın tekiyim. Çünkü başıma gelen her şeyi hak ediyorum. O bana ne yaparsa yapsın bunu kendim istiyorum. Düşüncelerim bedenime zehir gibi yayılırken kabullenmiş bir bakışla gözlerine baktıktan sonra serbest bıraktığı ellerimi kullanarak omuzlarından sertçe ittim ve üstümden kalkmasını sağladım. Doğrulduğumda odanın diğer köşesinde kollarını göğsünde birleştirmiş ukalaca bana bakıyordu. Ayağa kalktım. Onunla konuşmak istemiyordum. Beni utandırıp üste çıkmaya çalışıyordu. Bu yüzden odadan çıkmak için hamle yaptığımda alaycı sesini duydum. "Ne o? İşin bitti mi?"

Aslında şu an uyuşmuş gibiydim. Ona ne söyleyeceğimi veya nasıl davranacağımı bilmiyordum. "Benim... gitmem lazım." Cıklayıp yanıma gelmeye başladı. "Gökçe seni öptüm ve hiç bir tepki vermiyorsun. Bu hiç normal değil farkında mısın?" Az önce öptüğü dudaklarımı ıslatıp yutkundum. Çok garip hissediyordum. Bir yandan aşırı mutlu diğer yandan da çok sakin... "Ne dememi bekliyorsun?" Gayet tek düze olan sesimi duyunca şaşırmıştı. Ben de şaşkındım. Bu kadar durgun olmam hiç mantıklı değildi. "Kızmanı, bağırmanı, tekme falan atmanı... Bir şey yapmanı bekliyorum. Öylece... gidiyorsun." Omuz silktim. "Bunları yapsam ne değişecek ki? Sen zaten istediğini aldın. Bunca zamandır yapmak istediğin şeyi yaptın. Artık mutlu musun?"

Kaşlarını çattı. "Mutlu falan değilim Gökçe! Çok sinirliyim şu an! Saçmalıyorsun!" Onu takmadan gülümsedim. Yüz kaslarım benden bağımsız hareket ediyor gibiydi. "Biliyor musun umurumda değil!" Kaşları daha çok çatıldı. Derinden gelen sesiyle konuştuğunda heyacanlanmamıştım bile. "Sen Gökçe gibi değilsin. Karşımdaki kız çok farklı! Sen cidden...değişmişsin." İstemsizce dişlerimi sıktığımda yutkundum. Bu cümleyi onun ağzından duymak garip hissettirmişti. Evet değişmiştim ama ilk defa şu an bunu ciddi anlamda hissediyordum. "Gözlerimi açtım değilim." Bir şey söylemek için dudaklarını araladı ama konuşmadı.

DİRİLİŞ (ASKIDA)Where stories live. Discover now