Şah-Mat (TAMAMLANDI)

By KubraaEkerr

504K 21.2K 1.4K

'' Oyundu her şey ..! Eğlendik bitti işte uzatma. Yolun sonuna geldik küçük hanım. İşte şimdi ŞAH !'' Beni te... More

TANITIM
BÖLÜM -1- ''Güzel başlamıştı oysa ki''
BÖLÜM -2- ''Dilimi eşek arısı soksaymış!''
BÖLÜM -3- ''ahh ben, yine ben, yine ben''
BÖLÜM -4- ''Etik değil mi ? Gerçekten mi ?''
BÖLÜM -5- ''Sürpriz!''
BÖLÜM -6- ''Oğlum bak git!''
BÖLÜM -7- ''Bir kez daha teşekkürler hayat!''
BÖLÜM -8- ''Ne sıfatla hocam?''
BÖLÜM -9- ''Hayat santranç gibidir.''
BÖLÜM -10- ''Aşk nelere kadirmiş meğer''
BÖLÜM -11- ''İhanet''
BÖLÜM -12- ''ŞAH!''
BÖLÜM -13- ''Sinir krizi''
BÖLÜM -14- ''And'ım olsun!''
BÖLÜM -15- ''Oyun başlasın!''
BÖLÜM -16- ''Planın ilk adımı''
BÖLÜM -17- ''Kedi-Fare Oyunu''
BÖLÜM -18- ''Gerçekler''
BÖLÜM -19- ''Artık ben de varım!''
BÖLÜM -20- ''Geri Dönüş''
BÖLÜM -21- ''Sıra sana geldi''
BÖLÜM -22- ''Karşılaşma''
BÖLÜMÜ -23- ''O her şeyi hak ediyor!''
BÖLÜM -24- ''Duygularım karışıyor''
BÖLÜM -25- ''Yapılan hatalar''
BÖLÜM -26- ''Artık Erkan'da yanımızda''
BÖLÜM -27- ''Kişilik bölünmesi yaşıyorum sanırım''
BÖLÜM -28- ''Eyvah Erkan!''
BÖLÜM -29- ''Yeni kararlar''
BÖLÜM -30- ''MAT!''
BÖLÜM -31- ''işler daha da karışıyor''
BÖLÜM -32- ''Özür mesajı''
BÖLÜM -33- ''sevgi emekti...''
BÖLÜM -34- ''Galiba aşık oluyorum''
BÖLÜM -35- ''Teklif''
BÖLÜM -36- ''Yeni dönem-Geri dönüş''
BÖLÜM -37- ''Yüzsüzlükte çağ atlamış!''
BÖLÜM -38- ''Falcı''
BÖLÜM -39- ''Hadi hayırlısı!''
BÖLÜM -40- ''İçimde Bir Sıkıntı Var!''
BÖLÜM -41- ''Yaşasın Lunapark'a Gidiyoruz!''
BÖLÜM -42- ''Çaresizlik''
BÖLÜM -43- ''Tüm bunlar bir kabus olmalı!''
BÖLÜM -44- ''Yılanın başını küçükken ezeceksin!''
BÖLÜM -45- ''Acaba...''
BÖLÜM -46- ''Hastahane sonuçları''
BÖLÜM -47- ''Fırtına öncesi sessizlik''
BÖLÜM -48- ''Dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın!''
BÖLÜM -49- ''Cici Kızlar''
BÖLÜM -50- ''İlk sır''
BÖLÜM -51- ''Kilitli Kapının Ardındaki''
BÖLÜM -52- ''Hayata saygılar!''
BÖLÜM -53- ''Yine kafam karışık...''
BÖLÜM -54- ''Gülay'ın Zekasına Hayranım''
BÖLÜM -55- ''İzmir yolcusu kalmasın!''
BÖLÜM -56- ''SON'A YAKLAŞIRKEN''
BÖLÜM 57 ''SON HAMLE''
Biri 100.000 mi dedi? :))

-FİNAL-

9.8K 309 20
By KubraaEkerr

Hayatta bazı seçimler yapmamız gereken anlar vardır. Bu seçimlerimiz kimine göre doğruyken,  kimine göre yanlış gelebilir. Kimin doğrusu kime yanlış?  Kimin yanlışı kime doğru? Önemli mi?  Hayır!

Önemli olan bizim yaşadıklarımız, bizim seçimleriniz... Herkesin seçimi kendini ilgilendirir. Tabi ki bu seçimlerimizden etkilenen insanlar da yok değil var elbet. Tıpkı benim hikayemde olduğu gibi...

Ben hayatımda seçimler yaptım. Kimisi doğru, kimisi yanlıştı. Hayatımın en büyük hatası Ferit'ti kuşkusuz. Yanlışlarımı ise doğrularımla kapatmaya çalıştım; Erkan'la... Belki kimine göre bu da yanlıştı. Benim ise yaptığım en güzel doğru...

Tüm bunları saniyenin onda biri kadarlık bir süre de düşündüm. Hayatım gözümün önünden film şeridi gibi geçti derler ya hani. İşte o anı yaşadım ben. Hayatımı dışarıdan bir izleyici gibi izledim sanki. Eğrilerimle doğrularımla gördüm her şeyi. Ve son bir kez gülümsedim hayatımdaki tek doğruya;Erkan'ıma...

***

Etrafım da bir koşuşturmaca, bir curcuna. Duyuyorum aslında sesleri ama tepki veremiyorum sanki. İçimden çığlık çığlığa bağırmama rağmen dışarı sesim gitmiyor, biliyorum. Erkan'ın, Gülay'ın ve diğer kız kardeşlerimin ağladığını da hissediyorum. Görmüyorum ama hissediyorum işte...

O an annem geliyor aklıma. İlk kez verdiğim bu anlık karardan pişmanlık duyuyorum işte. 'Kaybedecek bir şeyim yok yeter ki bu saçma oyun bitsin' diye girdiğim bu yolda, aslında kaybedecek çok şeyim olduğunu anlıyorum.  Annemin gözü yaşlı hali geliyor gözümün önüne. Babamın şehit olduğu anda ki gibi... Babamın ölümünden sonra bize tutunmuştu annem. Atlatmıştı bir şekilde. Acaba ben ölürsem de Gülay'a tutunabilir mi. Atlatabilir mi beni de? Atlatsın... Üzülmesin...

Sonra Gülay'ı düşünüyorum. Tek kardeşimi, biriciğimi, en iyi arkadaşımı... Peki o ne yapar benden sonra? Çok kızar mı bana?

Ya da Erkan? Geç bulduğum gerçek aşkım. Sarabilir mi yaralarını benden sonra? Yoksa hayallerimizi gerçekleştiremeden onu bırakıp gittiğim için nefret mi eder benden?

Sonra da diğerleri...

Sevim...

Merve...

Aslı...

***

(Erkan'ın ağzından)

Alya kollarımın arasına yığıldığında dünya ayaklarımın altından kaydı sandım. Ona bir şey olacak korkusu benliğimi öyle bir sardı ki, nefes almayı unuttum sanki. Sonra ilk şoku üzerimden atlatıp var gücümle bağırdım arkada merakla bekleyen kalabalığa...

''Ambulans çağırın. Ambulans çağırın laaaaaaannn!''

Yanıma dizlerinin üzerine çöken kişi elini uzatıyor Alya'ma. Tutup kendime daha çok bastırıyorum onu. O hayvan heriften sonra kimse dokunmasın istiyorum sevgilime. Canını yakarlar çünkü biliyorum. Ama hafifçe kafamı sağa çevirdiğimde gözleri ağlamaktan kızarmış olan Gülay'ı görüyorum. Bir nebze de olsa rahatlıyorum...

Bana bir ömür gibi gelen bir bekleyişin ardından ambulansın acı sesini duyuyorum. Onlar gelmeden uzanıp cebinden telefonu alıyorum Alya'nın. Madem bunun için hayatından bile vazgeçmeyi göze aldı, ben de onun yarım bıraktığı işi tamamlayacağım o zaman.

Alya kollarımın arasından çekilip sedyeye bindirildiğinde düşündüğüm tek şey bu oluyor. Söz veriyorum sana sevgilim. O itin en büyük cezayı alması için elimden geleni yapacağım...

***
Polislere ifade verip her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım. Elimde Alya'nın hayatını dahi tehlikeye sokan bir kanıt vardı. Onu da teslim ettikten sonra koşar adım hastaneye geldim.

Herkes yoğun bakım kapısının önünde dikilmiş içeriden gelecek haberi bekliyordu. Bende bu gruba dahil olup doktorun içerden çıkmasını beklemeye başladım. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri oluşturuyordu ama içerden ses seda çıkmıyordu.

''Kızııııımmm, Alyaaaa'm , yavrum nerdee?'' Diye bir feryat duyduğumuzda hepimiz bakışlarımızı o yöne çevirdik. Tahminimce bu kadın Alya'nın annesiydi. Yoksa hiç kimse böyle yürekten bir feryat koparamaz. Kadıncağızın bu halini gördüğümde zar zor tuttuğum göz yaşlarım yeniden yanaklarımdan süzülmeye başladı.

Dayan Alya'm. Benim için, annen için, bizler için dayan...

***

(Yeniden Alya'nın ağzından)

Bilincimin yerinde olduğuna o kadar eminim ki. Ama sanki bir o kadar da uzak gibiyim olan bitene. Bütün herkesin sesi bir birine karışmış vaziyette. Ama aralarından özel seçebildiğim bir feryat yüreğimi yakıyor sanki;

''...Yavrum nerdeee...''

Bu feryatla birlikte kendime geliyorum. Bu feryatla birlikte tüm gücümü yeniden topluyorum. Bu feryat benim araftan kurtuluşum oluyor. İçimde kalan bütün güç kırıntılarını toparlayarak gözlerimi açmaya çalışıyorum. Usul usul gözlerimi araladığımda karşımda ilk gördüğüm kişi kırklı yaşlarda bir doktor oluyor.  Ne yalan söyleyeyim ilk tercihim olduğunu söyleyemeyeceğim
Ama kadere razı gelmek lazım.

''Bana ne oldu?'' Diye sormak istiyorum. Ama ağzımı araladığımda dudaklarımdan tek çıkan şey bir inleme oluyor. Doktor sanırım ne yapmaya çalıştığımı anlamış olmalı ki

''Kendini yorma'' diyor.  Tamam anlamında usulca gözlerimi kapatıp açıyorum. Sanırım ölmedim. Rabbim beni sevdiklerime bağışladı. Ve sanırım bu oyun, bu sefer gerçekten bitti.

***

(1 ay sonra)

Bugün sevgilimin mezuniyeti var. Kepini ve cübbesini giymiş heyecanla bekliyor. Sevgilimin mezuniyetine kırık bir kolla katılmak istemezdim ama yapabileceğim bir şey yok. Şuan ki durumumun en iyisi bu.

Erkan bölüm birincisi olmuştu ve bu yüzden kürsüye çıkıp kısa bir konuşma yapması gerekiyordu. Bu durumun beni nasıl gururlandırdığını anlatamam. Onunda yüzüne baktığımda ne kadar heyecanlı olduğunu anlayabiliyorum zaten. Şuan da ona sarılıp rahatlamasını sağlamak için neler vermezdim. Ama malesefki bu törene sadece seyirci olarak katılabiliyordum. Ve evet, bu da sevgilim benden önce mezun oldu demekti.

Herkes toplandıktan sonra gerekli hazırlıklar yapıldı. Ve spiker kız bölüm birincisini yani Erkan'ı,  herkesin bildiği o klasik konuşmayı yapmak üzere kürsüye davet etti. Ben de bir yandan avuçlarım patlarcasına alkışlıyor, diğer yandan gözyaşı dökmemek için kendimi tutmaya çabalıyordum.

Erkan kürsüye çıktı ve benim hayatımın dönüm noktası olan o konuşmasına başladı...

''... sayın rektörüm, sayın garnizon komutanım, ve değerli arkadaşlar. Bu başarımda emeği geçen başta öğretmenlerim olmak üzere anneme ve babama teşekkürlerimi sunuyorum. Sizler olmasanız... diye saçma ve klişe bir konuşma yapmayı düşünmüyorum...'' dediğinde herkesten aynı anda bir ''ooooo'' sesi geldi. Spiket kız da konuşmaya müdehale etmek için hareketlendiğinde Erkan durması için eliyle işaret verdi ve sözlerine devam etti.

''... madem ki bu başarı benim başarım bunun için kimseye teşekkür etmiyorum. Ve kendi ödülümü kendim veriyorum. Yani sayın garnizon komutanım,sizin vereceğiniz çeyrek altına kalmadım!''

Şaşkınlıkla protokole baktığımda hepsinin yerlerinde huzursuzca kıpırdandığını gördüm. Ama Erkan bu durumdan hiç rahatsız değilmiş gibi devam etti.

''Benim bu dünyada ki en büyük hediyem ,  en değerli varlığım ,  sevgilim Alya'm. Bana evet diyerek hediyemi sen verir misin? Benimle evlenir misin?''

Ellerimde ki titreme ve yüreğimdeki çarpıntı geçmek bilmeyecekti sanki. Kalbim göğüs kafesimi yırtarcasına çarpıyordu. Ve şuanda etraftaki herkes silinmeye başlamıştı. Tek görebildiğim Erkan ve bana beklentiyle bakan gözleriydi. Kalabalığı yarıp Erkan'ın yanına doğru ilerlemeye başladığımda o da kürsüden inmiş bana doğru geliyordu. Nihayet birbirimize ulaştığımızda sessizce gözlerine baktım ve hala bana beklentiyle baktığını gördüm. Sanki hayır deme şansım varmış gibi bir de korkuyor benden. Kollarına atıldığımda sımsıkı sardı kollarını bana.

''Ne dersin Alya'm?  Bir ömür benimle olacağına söz verebilir misin?''

Bir sır verir gibi fısıldadım kulağına;

''Sonsuza kadar,  Evet!''

Continue Reading

You'll Also Like

383K 22.3K 44
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
46.9K 5.6K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...
1.1M 44.4K 64
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
63.7K 3.6K 22
☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"