Element Varisleri (Tamamlandı)

By ibrahim_0zer

76.8K 5.7K 349

Normal bir hayatım vardı ya da ben öyle zannediyordum... Hayatım birden istemediğim ve en ufak bir biçimde bi... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26 - Final

Bölüm 8

2.6K 234 16
By ibrahim_0zer


Dan'in evinden çıktım ve telefonumu kontrol ettim. Bir mesaj vardı; John'dandı. Buluşmak istediğini ve buluşma yerini mesaj olarak atmıştı. İşimin olmadığını nereden biliyordu? Emrivaki yapıp çağırmıştı. Daha fazla düşünüp sinirlenmemek için taksi çağırdım ve buluşma yerine gittim. Taksiyle buluşma yerine giderken 'Neden ormanlık bir alanda buluşmak istediğini düşünüyordum.

Taksiden inince attığı konumu takip ederek yaklaşık 20 dakika boyunca yürüdüm. Oradaydı, ileride büyük bir taşa oturmuştu. Yüzü bana dönüktü ve aynı anda göz göze geldik.

"Merhaba John. Çok bekledin mi beni?"

"Merhaba Alan. Evet, biraz oldu. Nerelerdeydin?"

"Dan'i görmeye gittim."

"Eee?"

"Artık arkadaşlığımıza ara vermek istedi."

"Merak etme, biraz zaman geçsin barışırsınız." deyip gülümsedi.

Derin bir iç çektim. "Ben de öyle umuyorum." Konuyu değiştirmek için "Neden burayı seçtin?" dedim.

"Kimsenin bizi görmemesi için."

"Onu ben de anladım da ne için bizi kimse görmeyecek?"

"Bizi değil, gücünü kimsenin görmemesi gerekiyor Alan. Bunun için."

"Harika. Bir bu eksikti."

John söylediğime aldırış etmeden "Bunu bir günde öğrenemezsin biliyorsun değil mi? Hadi başlayalım, geçen sefer gücün nasıl ortaya çıkmıştı?"

"Bildiğin şeyleri niye soruyorsun?"

Ses tonunu sertleştirerek "Soruma cevap ver."

Derin bir iç çektim. "Dracula'ya çok sinirlenmiştim." dedim.

"Evet, demek ki sinirlenince duygularını kontrol edemiyorsun. O yüzden şimdi sana hem sinirliyken hem de değilken yani istediğin zaman gücünü kullanabilmeyi öğreteceğim."

"Başlayalım o zaman."

"Dediklerimi yapmanı istiyorum. Şimdi gözlerini kapat." Dediği gibi gözlerimi kapattım.

Elini kalbimin olduğu yere koydu. "Şimdi gücünün burada olduğunu hisset."

"Tamam." dedim ve gücü orada hissetmeye çalıştım.

"Şimdi gücün yavaş yavaş damarlarından başına doğru akıp gittiğini hisset." Dediklerini yapmaya çalışıyordum. Gücün başıma doğru yol aldığını hissetmeye çalıştım. Doğrumu yapıyorum, bilemiyordum. Alnımın yanmasıyla yere yığılmam bir oldu.

"Ahh. Canım yandı!"

"Harika. İlk seferde bunu yapabileceğini tahmin etmemiştim."

"Ne oldu ki, neyi yaptım?"

"Gücü bu kadar çabuk hissedebilmen tabi ki de. Gücü tam olarak hissettiğinde alnında güç simgesi belirecek ama bunun için daha zaman var. "Duygularını ve gücünü kontrol etmeyi öğrenmelisin o yüzden şimdi kalk ayağa ve baştan dene. Ama bu sefer tek başına ve kullandığın eline yönlendirmeye dene."

"Pekâlâ" deyip gücü kalbimden sağ elime doğru yayıldığını düşünmeye başladım. Bu sefer hiçbir şey olmamıştı. Tek gözümü açıp John'a baktım.

"Eee. Bir şey oldu mu?"

"Sence?" Dedi ve gülümsedi. "Bir şey olmuş gibi mi?"

O gülümseyince ben de gülerek "Hayır, olmadı." Dedim. O an gülümsemesi samimi gelmişti.

"İlk seferde olması imkânsız olurdu. Şimdi tekrar dene."

Bir kaç defa daha yapmayı denedim ama artık yorulmuştum. Vücudum deneme yapmaktan yanıyordu. "Galiba gücüm senden utandı ve çıkmak istemiyor. Bugünlük burada bıraksak olur mu?"

"Tabi ama bunu yalnız kaldığın her an çalışmanı istiyorum. Hadi gidelim." Dedikten sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı.

"Nereye?" Peşinden yürümeye başladım.

"Bize gidelim. Bizimkilerle yemek yeriz sonra ben seni eve bırakırım."

Onu arabaya kadar takip ettim ve arabaya binip eve doğru yol aldık. Yol boyunca hiç konuşmadım, çok yorulduğum için gözlerimi kapatıp dinlenmeyi tercih ettim.

Eve vardığımızda kapıyı Mason açtı ve beni gördüğüne hiç sevinmediği surat ifadesinden belliydi.

Yemek gayet sıradandı, herkes genel olarak sohbet ediyordu benim dışımda. Yemeğimiz bittiğinde John birden bire "Mason ile çalışabilirsiniz, sana yardımcı olacaktır." Dedi.

Bunu söyleyince Mason homurdanarak "Ben biraz dışarı çıkıyorum." Deyip kaçtı.

Claire "Ben yardımcı olurum." Diyerek yerinden kalktı ve beni bahçeye çıkardı. Claire ile çalışmaya çalıştık ancak şimdilik sadece işaret parmağımda benim görebileceğim kadar küçük bir kıvılcım çıkmıştı. Bir ara John ve Mason yanımıza gelip bizi izlemeye başladılar. Mason her denememde ya bıyık altından gülüyor ya da cesaret kırıcı laflar söylüyordu. Bulunduğumuz ortam son derece gerginleşmişti. Bu John'unda canını sıkmıştı. En sonunda dayanamayıp Mason'a döndüm

"Senin sorunun ne?"

"Benim sorunum sensin, bu bariz değil mi? Sen ortaya çıktığından beri üzerimizdeki var olan tehlike arttı. Eğer senin yüzünden birimize zarar gelirse haddini çok kötü bildireceğim. Burada sana John için katlanıyorum."

Ne yani bütün sorun ben miydim? Sinirden ne diyeceğimi bilemiyordum. Ayağa kalktım: "Öyle mi? Keşke bunu daha önceden söyleseydin. Ama biliyor musun, bence senin sorunun başka; sen ilginin şu an benim üzerimde olmasından hoşnut değilsin."

"Ah güldürme beni lütfen Alan" Diyerek dalga geçince iyice sinirlenmiştim.

"Sence kim normal bir hayatı varken çevresindekilerinin zarar görebileceği bir hayat ister. Böyle olmasını ben mi istedim sanıyorsun? Rahatımdan vazgeçip aksiyona atılmak isteyebileceğim en son şeydi Mason ve sen en bunu göremiyorsan salağın teki olduğunu açıkça belli etmiş oluyorsun."

Mason aniden ayağa kalkıp üstüme yürümeye başladı. Yumruğunu sıkıp tam bana vuracak iken John onu bileğinden yakaladı.

"Sakın!" Dedi John.

Bunun üzerine Mason "Bırak beni John! Bu yeni yetme fazlasıyla haddini aştı, yeter artık!"

Claire de öbür tarafından gelip önüne geçerek "Mason ne yapıyorsun sen? Kendine gel" dedi.

"Beni korumanızı istememiştim buna ihtiyacım da yok zaten. Rahatınızı bozduğum için kusura bakmayın." Deyip arkamı döndüm ve bahçe kapısını çarparak çıktım. Sinirden gözüm dönmüştü. Ne sanıyordu bu kendini? Sanki dünya da bulunamayan tek element oydu.

Arkamdan bahçe kapısının sesini duydum ve hızımı arttım. Kimsenin lafını çekemezdim.

"Hey Alan, lütfen bekle. Benim Franklin." Arkama bile bakmaya tenezzül etmeden aynı tempoda yürümeye devam ettim. Ama bana yetişip yanımda benimle aynı tempoda yürümeye başladı.

"Asıl sen onun kusura bakma Alan. Mason hep böyledir. Ben de onunla az tartışmadım."

"Benim için bu ilk ve sondu. Beni istemediğinizi Mason yerine siz tekrarlasaydınız daha iyi olabilirdi ve belki bu tartışma yaşanmazdı."

"Biz öyle bir şey düşünmüyoruz. Mason sadece kendi düşündüklerini dile getirdi. Dedim ya hep böyledir, fazla gergin. Seni eve kadar bırakayım. Tek başına gitme-" Lafını yarıda kesti ve durdu.

Arkamı dönüp baktığımda yerimde donup kaldım. Franklin dizlerinin üzerine yığılmış bir yandan zangır zangır titriyordu. Burnundan oluk oluk kanlar atıyordu. Bir anda çığlık atmaya başladı. O anlık şoku üzerimden atar atmaz hemen yanına gittim.

"Franklin bana bak, neler oluyor?"

Yere yığılıp acıdan kıvranmaya başladı. Bir şeyler yapmalıydım. Telefonumu çıkartıp John'u aradım. İlk çalışta açtı.

"Evet?"

"John, Franklin'e bir şey oldu, hemen gelin?" Deyip telefonu kapattım

Ellerim titriyordu, ne yapacağımı bilemiyordum. Ağzından da kan gelmeye başlamıştı. Acıdan olduğu yerde çığlık çığlığa kıvranıyordu ve bir anda durdu.

"Franklin?"

Cılız bir sesle "Peter!" Dedi.

Peter? O da kimdi? Diğerlerinin geldiğini duydum ve ayağa kalkıp Franklin'e bakmaları için geri durdum. Claire hiç birşey sormadan direk yanına eğildi, elini tuttu ve tuttuğu yerde mavi ışık çıkmaya başladı, acısını rahatlamaya çalışıyor olmalıydı.

John yanıma gelip beni omzumdan tutup kendine çevirdi. Benim gözüm hala Franklin'deydi. "Ne oldu? Bir şey söyledi mi?"

"Peter da kim?"

Mason, Peter lafını duyunca çöp tenekesini tekmeleyeme başladı. Ellie'nin yüzü bembeyazdı, endişeli şekilde Franklin'e bakıyordu. John ise alnını sıvalayarak bir ileri bir geri gidip gelmeye başlamıştı. Neden kimse bana açıklama yapmıyordu?

Cılız bir sesle "John neler oluyor?" diye sordum.

John yanıma gelip beni tekrar omuzlarımdan tuttu. "Franklin'in koruyucusu...ona bir şey oldu." Yutkundu. "Ölmüş olabilir."

Continue Reading

You'll Also Like

206K 13.6K 38
Reagan küçüklüğünden beri güçlerini kontrol edemiyor, bu güçlerle nasıl başa çıkacağını bilemiyordu. Birde bu yetmezmiş gibi gözlerini açtığında bir...
1.8M 121K 42
HİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok...
5.9M 301K 98
Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi. Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekir...
9M 567K 54
Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameral...