Barbar

By hera-ashanti

2.1M 95K 5.9K

"Kitap okuyorum sessiz olur musun?" "Benim yüzümde mi yazıyor cümleler?" "Hayır, kitap baştan aşağı sensin... More

-Bölüm 1-
-Bölüm 2-
- Bölüm 3-
Duyuru!
-Bölüm 4-
-Bölüm 5-
-Bölüm 6-
-Bölüm 7-
-Bölüm 8-
-Bölüm 9-
-Bölüm 10-
-Bölüm 11-
-Bölüm 12-
-Bölüm 13-
-Bölüm 14-
-Bölüm 15-
-Bölüm 16-
-Bölüm 18-
Şarkı listesi~
-Bölüm 19-
-Bölüm 20-
-Bölüm 21-
-Bölüm 22-
-Bölüm 23- hakkında
-Bölüm 23-
24. BÖLÜM KESİTİ
-Bölüm 24-
-Bölüm 25-
-Bölüm 26-
-Bölüm 27-
-Bölüm 28-
-Bölüm 29-
-Bölüm 30-
-Bölüm 31-
-Bölüm 32-
-Bölüm 33-
-Bölüm 34-
-Bölüm 35-
°^°
-Bölüm 35-
-Bölüm 36-
-Bölüm 37-
-Bölüm 38-
-Bölüm 39-
Bölüm Sonu
-Bölüm 40-
-Bölüm 41-
-Bölüm 42-
-Bölüm 43-
-Bölüm 44-
-Bölüm 45-
-Bölüm 46-
-Bölüm 47-
-Bölüm 48-
-Bölüm 49-
-Bölüm 50-
-Bölüm 51-
-Bölüm 52-
-Bölüm 53-
-Bölüm 54-
Bölüm Sonu
-Bölüm 55-
-Bölüm 56-
-Bölüm 57-
-Bölüm 58-
-Bölüm 59-
-Bölüm 60-
-Bölüm 61-
-Bölüm 62-
-Bölüm 63-
-Bölüm 64-
:)
Çok Önemli!
Barbar
Kesit
Düzenleme
-Bölüm 65-
-Bölüm 66- Son
:(
Ufak Bir Soru
Kitap
Kitap ismi
kitap kapağı
Duyuru!
Çekiliş
Çekiliş!!
Cevaplar

-Bölüm 17-

36.1K 1.9K 364
By hera-ashanti

-Akının ağzından-

Sabah odama güneş ışıklarının girmesiyle gözlerimi açtım. Bir gün daha doğuyordu güneşle birlikte ama ben hâlâ gelecekten umutsuzdum. Benim beklediklerim hiç gelmeyecek olanlardı. Kurduğum hayaller sadece geçmişteki anılarım. Benim tek istediğim geçmişe dönmek.

İstemeye istemeye kalktım yataktan. Ayaklarımı sürükleyerek banyoya kadar ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Biraz daha büyümüş olsam da yine bendim aynada bitmişliğini gördüğüm bu kişi. Gözlerim biraz umutsuz bakıyordu o kadar. Belki biraz da suratım asıktı ama bendim işte. Akın SEÇKİN.

Aynanın karşısından ayrıldığımda gidip bir şeyler atıştırdım. Hayatımın bu süreçleri pek de uzun sürmezdi zaten. Tek yemek yemeyi sevmezdim ve sadece açlığımı bastırcak kadar bir şeyler yer ve kalkardım masadan. Bu nedenle fazlasıyla kilo vermiştim. Annem olsa şimdi bana kızar ve zorla yemek yedirirdi. Ama o yok. Yani aslında var ama onun için ben yokum.

Banyo yapıp kurulandım ve okul formalarımı giydim. Ardından saçlarımı özenle havalandırdım. Annem eskiden saçlarımı okşamayı çok severdi. Onun narin elleri saçlarımın arasımda dolanırken kendimi şu sıralar hiç hissetmediğim kadar huzurlu hissederdim. Çok geçmeden de uyku beni esir alırdı annemin güven veren dizlerinde.

Tüm bunları hâlâ yaşayabilecekken bir or*spu çocuğu yüzünden yaşayamıyor olmak beni fazlasıyla sinirlendirdi ve özenle taradığım saçlarımı bozdum; sabah yataktan kalktığımdaki haline getirdim. Nasılsa annem okşamayacaktı. Ne farkederdi ki.

Yatağımı da topladıktan sonra tek kişilik işkence evimden çıktım. Beş dakika kadar durakta otobüs bekledikten sonra beni istediğim yere götürecek olan otobüse bindim. Gününün erken saatlerinden olsa gerek fazlasıyla okula ve işlerine gitmek üzere yarı uykulu öğrenci ve yetişkin kaynıyordu otobüs. Malesef ayakta dikilip kulaklığımı taktım. Teoman- uçurtmalar şarkısı çalmaya başlayınca aklıma intikam planımın bir parçası olan zavallı Hera geldi.

Oldukça güzel bir kızdı. Ortalama bir Türk kızı boyunda, beyaz tenli, omuzlarında salınan kahverengi saçlarıyla aynı rente olan gözleri, yürürken adeta süzülmesi, inci gibi tane tane konuşması, yandan ördüğü iki örgüsü ve her şeyden önce güçlü duruşu onu diğer tüm kızlardan farklı kılıyordu. Normal bir zamanda olsa onunla gerçekten denemek isterdim fakat ne yazıkki zavallı kız Barlas gibi birinin elinde zaten yaralar almışken şimdi bir de benim elimde can çekişecekti. Ona acıyorum ama ben duygularımı körelteli çok oldu. Savaşta her yol mübahtır ve ben intikamımı almak için kolaylıkla Herayı gözden çıkarabilirim.

Uzun zamandır bu günü bekliyordum zaten. Barlasın değer verdiği tek şeyi de ondan alacağım. Üstelik Barlas yaralı bir kıza soğuk zavranarak planımda bana yardımcı oluyordu edeta. Hera'yı kendi elleriyle bana itiyordu. Çoktan ağıma düşmüştü bile. Hem başka çaresi de yok zaten. Bana çıkmayan tüm yollarını kapadım onun.

Sonunda annemin tedavi gördüğü kliniğe geldiğimde önce doktoruyla görüştüm. Bundan önceki günler gibi bu gün de pek iç açıcı şeyler söylemedi. Zaten ben de artık umudumu kesmiştim. İçimde hâlâ eskisi gibi olacağına inanan bir yan olsa da biliyordum hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne annem düzelecekti ne de toprak altında yatan abim ve babam dirilecekti.
Annemin yanına gittiğimde camın önünde oturmuş dışarıya bakıyordu. Karşısına oturumca farketti beni. "Ben geldim annecim." dediğimde bana yabancı bakan gözlerine.bakmak beni kahrediyordu. Eskiden şevkat ve sevgiyle bakan gözleri şimdi sanki bir yabancıymışım gibi bakıyordu.

"Sen benim oğlum değilsin." deyip kafasını cama çevirdi ve "Benim oğlum gelecek şimdi." dedi.

"Anne abim gelmeyecek. O öldü." diye gerçekleri söylediğimde yanağımda hissettiğim acı ile kafam sağa savruldu. "Sen.benim oğlum değilsin. Oğlum hakkında böyle konuşma. Git!"

"Ben senin oğlunum."

"Değilsin dedim. Defol!" dedi ve abimin adını sayıklamaya başladı. Onunla iletişime geçmeye çalıştıkça çıldırıp kendine ve etrafa zarar vermeye kalktı. Her seferinde böyle olurdu zaten. Ellerini tutup ona engel olmaya çalışırken hemşireleri çağırdım. Neyseki kendisine bir zarar vermeden ona sakinleştirici yapmayı başardılar. Fakat ona getirdiğim çiçek yere düşmüştü ve özenle seçtiğim vazo paramparça olmuştu.

Annem nefretle gözlerime bakıp " Bir daha gelme. Oğlum gelsin. " dedi. "Ben de senin oğlunum." diye çaresizce fısıldadım. Ardından onu daha fazla kötü etkilememek için çıktım odadan. Lavaboda elimi yüzümü yıkayıp sakinleşmeyi bekledim. Ama işe yaramıyordu. Bana boş bakan gözleri gözümün önüne geldikçe ve oğlu olduğumu inkar edişi kulaklarımda çınladıkça daha beter dağılıyordum.

Gözlerimden damlalar süzülürken aynada kendime baktım. Ne kadar da acınası ve güçsüz duruyordum. Barlası yalvartmadan da bu değişmeyecek!

Her şey güzel giderken tek bir kurşun insanın hayatını bu derece mahvedebilir miydi? Sadece ufak bir metal parçası insanın varını yoğunu elinden almaya yeter mi? Bir kez daha lanet edip klinikten çıktım ve mezarlığa geldim. Yan yana yatan babam ve abimin ortasına oturdum. Bir kez daha söz verdim onlara " Tüm bunlara neden olan Barlas ALTINOK'u da sizin yanınıza gömeceğim yemin ederim. Önce her şeyini alıcam elinden sonra onu öldürmem için yalvartacağım. Herkese onun nasıl bir pislik olduğunu göstereceğim yemin ederim!"

Büyük bir öfkeyle okula döndüm. Mert çoktan gelmişti. Yanına öfkeyle oturup ayağımı yere vurmaya başladım. Hatta bu da yetmedi tırnaklarımı yemeğe başladım. Bir an önce Barlas serserisinden tüm intikamımı almak istiyordum. Heraya yapacaklarımdan sonra Hera kollarında ağlarken benim yaşadığım çaresizliği tatsın istiyorum. Annem her abimi istediğinde nasıl ben cevap veremiyorsam, o da Heraya en ufak bir teselli veremesin istiyorum. Herkes onun nasıl bir pislik olduğunu görsün, kimsenin yüzüne bakamasın istiyorum!

Mertin sesi ile kendime geldim. "Oğlum bir sakin ol lan. N'oldu."

Nasılsa her şeyi bildiği için bir de en baştan başlamakla uğraşmadım. "Benim Herayı elde etmem lazım."

"Erken, bekle biraz daha."

"Ne erkeni lan! Dayanamıyorum anlıyor musun? Bu gün yine annemin yanına gittim ve yine beni tanımadı. Abimi istedi."

"Onca zaman plan yaptın. Bu kadar zaman dayandın şimdi sakın her şeyi mahvedecek bir şey yapma."

"Bir şey düşün o zaman."

"Beklemekten başka çare yok. Hera şu an heleki geçen gün yaptıklarından sonra senin çıkma teklifini kabul etmez."

O bana olmaz dedikçe sinirden köpürdüm. Gözümü intikam bürümüştü resmen. Herayı şimdi elime geçirsem parçalara ayırırım herhalde. Daha fazla dayanamadım ve bana öğüt vermekte olan Mertin boğazına yapıştım. "Bana şimdi değil deme! Bir yolunu bul."

"Tamam tamam." dedi korkuyla. "Bırak beni hepsini ayarlayacağım."

"Mert sonunda Akını delirtmiş." dediğinde hemen Merti bırakıp tepemizde dikilen Kaan ve Gamzeye baktım. Durumu onlara da anlatınca Gamze "Benim aklımda bir fikir var." deyip sinsi sinsi güldü.

+400 vote +120 yorum ;)

Votede biraz yüksekten uçtum çünkü aklımda uzun bir bölüm var. Bir önceki tam yetişmedi.

Continue Reading

You'll Also Like

19.8K 3.5K 19
Sâra ile Yarkın'ın sarı gül motifli, tahta kapaklı bir günlükle başlamıştı aşkı. Birbirlerini hiç tanımayan iki kuzenin aşk hikayesi... Yarkın; "Nefr...
11.6K 1K 8
" Gözlerinde yaşam vardı bayım, kurtuluşum onlardı.. " Jîn EDİZ " Gülüşün var oluşumun temel sebebi iken nasıl bırakırım seni ellere.. " ARHAT KARAMA...
1.3M 90.1K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
2M 73.9K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...