GİZEMLİ (TAMAMLANDI)

By kbrssm

161K 11.6K 680

"Nasıl yapacağız" dedi kadın ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. "Nasıl kazanacağız onu geri?" "Merak etme" ded... More

Tanıtım
Bölüm 1 ∞ Başlangıç
Bölüm 2 ∞ Parçalar
Bölüm 3∞ Merak
Bölüm 4 ∞ Etki
Bölüm 5∞Rüya
Bölüm 6∞Küpe
Bölüm 7∞Kavşaklar
Bölüm 8∞Şans
Bölüm 9∞ Kavga
Bölüm 11∞ Ceza
Bölüm 12∞ Düşman
Bölüm 13∞Kahve
Bölüm 14∞Teklif
Bölüm 15∞Süpriz
Bölüm 16∞Korumacı
Bölüm 17∞ İkna
Bölüm 18∞ Tesadüf
Bölüm 19∞ Tanışma
Bölüm 20∞ Özel
Bölüm 21∞ Saçmalık
Bölüm 22∞ Aile
Bölüm 23 ∞ Gizemli
Bölüm 24 ∞ Kırgınlık
Bölüm 25∞ Benzerlik
Bölüm 26 ∞ Öpücük
Bölüm 27 ∞ Beklenilmeyen
Bölüm 28 ∞ Konuşma
Bölüm 29 ∞ İmkansız
Bölüm 30∞Ölüm
Bölüm 31∞Kesit
Bölüm 31∞ Yaşam
Bölüm 32∞ Final
Özel Bölüm ∞ 1
Özel Bölüm ∞ 2
Özel Bölüm ∞ 3
Özel Bölüm ∞ 4

Bölüm 10∞Garip

3.9K 336 22
By kbrssm

Lütfen yorum yapın.  

Kapak sitemizi ziyaret edin. Beğeni sayımız düşük olsa da çok fazla istek alıyoruz. Ve kimseyi aylarca bekletmiyoruz. En fazla 1 hafta beklemişlerdir. O da bazı sebeplerden dolayıdır yani.

İyi Okumalar.

-------

Gözlerimi kapattım. Suyun sıcaklığını hissetmeye çalıştım. Ama gözlerimin önüne gelen bal rengi gözler beni yine sorularıma cevap aramaya teşvik etmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Ona güvenmek istiyordum. Onu dinlemek ve mantıklı cevaplar almak istiyordum. Beni aydınlatmasını istiyordum. Hayatımı anlamlandırmasını istiyordum. Gülüşünü duyup sinirimin geri çekilmesini istiyordum. Onun kalbinin kırılmamasını istiyordum. Kalbimi kırmamasını istiyordum. Duygularımla oynamamasını istiyordum. Onunla ilgili olan hiçbir şeyin sahte olmamasını istiyordum.

Onu kaybetmek istemiyordum.

Bu kadar kısa sürede kalbimi nasıl kazanabilmiştin?

***

Duştan çıktığımda hızlıca giyinip aşağı indim. Lisa hala gelmemişti. Ben de televizyon izlemeye karar verdim. Kanallar arasında gezinip dururken aklım hala bugün ki yaşadıklarımdaydı. Sabah kaybolduğum da beni Steven bulmuştu. Odam da bulduğum küpe Steven' a aitti. Herkes Steven ile yattığımı sanıyordu.

Steven Steven Steven.

Neden her şey Steven' a çıkıyordu? New York'a geldiğimden beri hayatım Steven olmuştu. Bir anda onun çekimine kapılmıştım.

Kapı çaldığında Lisanın geldiğini anladım. Ayağa kalkıp Lisa' ya kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığım da Lisa üstüme atladı. O kadar sıkı sarılıyordu ki zor nefes almaya başladım. Ben de ellerimi kaldırıp sırtını sıvazladım.

"Nefes alamıyorum Lisa" dedim boğuk bir sesle.

"Ay, pardon!" dedi Lisa endişeyle beni serbest bırakarak. "İyi misin?"

"Evet, iyiyim" dedim gülümseyerek. "Merak etme"

"Nasıl merak etmem Katie. Nasıl korktum bir bilsen."

Beraber salona geçip oturduk. Lisa ellerimi tuttu.

"Bir daha" dedi ciddiyetle. "Bir daha benden habersiz dışarı çıkmak yok"

"Abla" dedim samimi bir şekilde. "Özür dilerim" Onu yatıştırmak için abla demek yeterli olurdu bazen.

"Abla" diye mırıldandı Lisa. "Kim ne derse desin ne olursa olsun ben senin ablanım"

"Tabi ki de öylesin" dedim kaşlarımı çatarak. "Bunun aksini kimse söyleyemez"

"Hiç kimse" dedi Lisa gözlerime bakarak. Gözleri dolmuştu. Onun bu endişeli haline anlam veremedim. Sırf ondan habersiz dışarı çıktığım için değildi bu endişesi. Başka bir şey içindi. Ama ne?

"Lisa bir sorun mu var?" dedim merakla. "Kaç gündür bir garipsin"

"Sorunlar her zaman var" dedi Lisa hüzüne bulanmış alaycı bir tavırla.

"O zaman benimle paylaş ki sana yardım edebileyim" dedim samimiyetle.

"Daha zamanı değil miniğim." Dedi Lisa gözlerime bakarak. "Zamanı gelince."

Ayağa kalkarak etrafına baktı. Sonra gözlerime bakarak gülümsedi.

"Eminim açsındır." Dedi Lisa. "Neden bu akşam pizza sipariş etmiyoruz."

Ve böylelikle konu kapanmış oldu.

Lisa telefonunu alıp pizzacıyı aradığında 2 orta boy pizza ve kola sipariş etti. Yanında ise ek olarak salata istedi. Otuz dakika sonra siparişler geldiğinde karnım açlıktan zil çalıyordu. Ablamın tutan ücretin fazlasını verdiğinde pizzacı memnuniyetle gülümsedi ve kafasını sallayarak uzaklaştı. Biz de pizzanın keyfini çıkarmaya başladık.

***

Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlamaya çalışarak etrafıma baktım. İkimizde salonda uyuyakalmıştık. Lisa bir koltukta ben diğer koltuktaydım. Akşam pizzalarımızın keyfini çıkarttıktan sonra bir film seçip izlemeye karar vermiştik. Ama ben filmin sonunu hatırlamıyordum. Demek ki film bitmeden uyuyakalmıştım. Üstümde ince bir pike vardı. Gece bir ara yüzümde bir el hissetmiştim. Hafif bir şekilde yüzümü okşuyordu sanki. Sonra da üzerime örtülen pikenin sıcaklığıyla yeniden karanlığı teslim olmuştum.

Yavaşça doğrulduğumda sırtımın ağrısı ile yüzümü buruşturdum. Her yerim tutulmuştu. Ayağa kalkıp vücudumu esnetmeye başladım. Elimi omzuma koyarak Lisa' nın yanına eğildim.

"Lisa" diye seslendim omzunu hafifçe sarsarken. "Hadi uyan artık."

Lisa uykusunda homurdanarak yan döndü. Demek öyle Lisa hanım. Ben sana yapacağımı bilirim. Şeytanca gülümseyerek ayağa kalktım. Mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Mutfağa girdiğimde Sarah kahvaltı hazırlığına başlamış olarak buldum.

"Günaydın Sarah" dedim neşeyle.

Sarah bana dönerek gülümsedi. Saçlarını bugün örmüştü. Ve bu onu daha genç gösteriyordu.

"Günaydın Katie" dedi Sarah aynı neşeyle. "Bugün erkencisin"

"Evet. Dün Lisa'yla abla-kardeş bağlarımızı güçlendiriyorduk." Dedim gülerek. "Yorgunluktan salonda uyumuşuz"

"Sabah sizi öyle görünce şaşırdım doğrusu" dedi Sarah kıkırdayarak.

Mutfağa niçin geldiğimi hatırlayarak dolaptan bardak ve soğuk suyu aldım. Bardağı suyla doldurduktan sonra suyu yerine koydum.

"Hadi ama" dedi Sarah sahte bir endişeyle. "Yapamazsın"

"Evet" dedim harfleri uzatarak. "Yaparım"

Sarah gülmeye başladığında ona göz kırpıp mutfaktan çıkmak için hareketlendim.

Aklıma gelen şeyle duraksadım. Yüzümü Sarah' a döndüm.

"Sarah" dedim bana bakmasını sağlayarak. "Dün gece üstümüzü örttüğün için teşekkürler"

"Örtmek mi? Dün gece erkenden uyudum ben" dedi Sarah kaşlarını çatarak.

"Öyle mi?" dedim düşünceli bir şekilde. "Her neyse. Sana kolay gelsin"

Mutfaktan çıkıp salona gittiğimde Lisa hala uyuyordu. Yavaşça yanına gidip bardağı kafasının üzerine doğru tuttum. Yavaşça bardağı devirmeye başladım. Su tenle buluştuğunda Lisa irkildi. Sıçrayarak doğruldu.

"Katie kaç!" dedi bağırarak.

Gözleri korkuyla açılmıştı. Neler olduğunu anlamak için tedirgince etrafa bakmaya başladı. Kabus mu görüyordu yoksa?

"Hey, sadece benim. Sakin ol" dedim Lisa'ya güven verircesine kolunu okşayarak. "Kabus muydu?"

Lisa kafasını çevirerek bana baktı. Vücudumu tarayarak iyi olduğuma emin olduğunda nefesini rahatlıkla dışarıya üfledi. Sonra sorumu hatırlamış gibi gözlerini gözlerime çevirdi.

"E-evet. Kabustu" dedi Lisa mırıldanarak. "Çok kötü bir kabus"

"Yanındayım" dedim teselli edercesine. "Merak etme, geçti"

"Yanımdasın" diyerek onayladı beni Lisa. "Geçecek"

Gözlerinde ki tuhaf bakış beni tedirgin ediyordu. Bir garip bakıyordu. Çözemediğim bir bakışı vardı o suyu andıran gözlerinde.

"Lisa" dedim kendime gelerek. "Dün gece üzerimi sen mi örttün?"

"Üstünü örtmek mi?" dedi Lisa kaşlarını çatarak. "Sanırsam ben senden önce uyudum."

"Öyle mi?" dedim şaşırarak. O halde kim örtmüştü üstümü? Saçımı okşayan, ellerini yüzümde gezdiren kimdi?

Yoksa Steven... Yok artık. İmkansız. Evime giremezdi. Değil mi?

Aptal. O halde onun küpesinin senin odanda ne işi vardı?

Böyle bir şey yapmış olabilir miydi? Hayır, hayır, hayır. Kesinlikle bu işte bir yanlışlık vardı.

"Hadi gel kahvaltı hazırlanmıştır" dedi Lisa doğrularak.

"Ben üstümü değiştirip geliyorum" diye mırıldandım. "Kısa sürer."

Lisa kafasıyla onayladığında hızla odama çıktı. Banyoda rutin işlerimi hallettiğimde gardırobumun önünde yerimi aldım. Hızla siyah dar pantolonumla ekose detaylı gömleğimi giydiğimde saçlarımı ördüm. Çantamı alarak aşağıya indim. Lisa üstünü değiştirmiş ve saçlarını maşalamış bir şekilde masada bulunca şaşırdım. Bu kız nasıl bu kadar hızlı olabiliyordu böyle.

Kahvaltı boyunca ikimizde sessizdik. Kahvaltım bitince Lisa'yı öpüp dışarı çıktım. Gözlerim Eric'i aradığında her zamanki yerinde gördüm onu. Ama dün sabah ne araba ne de Eric oradaydı.

Hızlı bir şekilde arabaya binip Eric'e gülümsedim.

"Günaydın Eric" dedim neşeyle. "Ne güzel bir gün değil mi?"

"Günaydın" diye karşılık verdi Eric kaşlarını çatarak. Kafasını camdan dışarı uzatıp tekrar bana döndü. "Havada kara bulutlar var Katie"

"Ben de onu diyorum ya" dedim sakince. "Ne güzel işte" Ben sıcak havadansa soğuk havayı tercih ederdim. Sıcak hava insanı bayıyordu fakat soğuk hava her zaman insanın canlı olmasını sağlıyordu.

Eric bir süre bana baktıktan sonra kafasını sallayarak arabayı çalıştırdı.

Yol boyu süren sessizlik bana iyi gelmişti. Okula gelince Eric e teşekkür ederek arabadan indim. Sınıfa girip Steven' ı beklemeye başladım. Ona sormam gereken birçok soru vardı. En basiti küpesinin benim odamda ne işi aradığıydı. Sonuçta o küpeyi ben almış olamazdım.

Matematik hocası derse girdiğinde hala Steven gelmemişti. Sinirle ayağımı yere vurmaya başladım. Neden gelmemişti şimdi?

Kapı çaldığında içeriye minyon bir kız girdi.

"Bay Gonzales, Katie Crawford' u çağırıyor, efendim"

Emma' nın dün ki olaydan sonra hemen atağa geçmeyeceğine emin olarak ayağa kalktım. Bu sefer tuvaletin önünden daha dikkatli bir şekilde geçerek Bay Gonzales' in odasının önüne geldim. Kapıyı iki kez tıklattım.

"Girin "

İçeriden gelen otoriter sesle birlikte kapıyı açıp içeriye bir adım attım.

Bay Gonzales yalnız değildi.


----

Yeni bölüm yeterli vote ve yorum sayısından hemen sonra gelecektir. :)

Continue Reading

You'll Also Like

YAKAMOZ By Olric

General Fiction

6.6K 307 52
Her şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı...
2.1M 128K 61
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. BIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz'ın tö...
691K 16.2K 55
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
Unutursun By eniiiM

Teen Fiction

371K 24.7K 54
"Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler, onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer gölge veren ağaç...