Çok çok özür dilerim. Çok geç yazdım. Bu bölüm uzun oldu iyi okumalar :*
Bu arada bölüm şarkısı Murat Boz- vazgeçmem
Hapishanede oturmuş sıkılıyordum. Off acaba kaç yıl yatarız? Off ben ne saçmalıyorum ya biz yapmadık!
Polis yanıma gelip kolumdan çekiştirdi. Biraz insaf. Kolumu koparttı ya.
O kolumdan çekiştirince ben de çektim. Kolumu oynatıp "bu kol. Boru değil." Dedim.
Polis beni karanlık bir odaya getirdi.
Yanımada yakışıklı bir adam geldi. Ne yapıcam şimdi? Bu adamı mı sikeceğim?
Adam, pardon yakışıklı adam sandalyeye oturduğunda bana karşısındaki sandalyeyi gösterdi.
"Otur!" Öyle kaba ve korkutucu söylemişti ki bunu irkilip hemen oturdum.
Öf be tüm yakışıklı erkekler öküz olmak zorun da mı?
"Ayça Biler'i neden öldürdün?"
Kaşlarımı havaya kaldırdım. O kimdi ki?
"O kim?"
Yakışıklı ve öküz adam elini yumruk yapıp sert bir şekilde masaya koydu. Bu haraketi yüzünden yerimden sıçradım.
"Kurbanını tanımamazlıktan mı geliyorsun? Bu numara eski. Dökül bakalım."
Yeter ama! Bu ökzü bana böyle yapamazdı. Şimdi küfür falan edemeyeceğim için hanım kız modunda bunu ezmem lazım.
"Bakın beni böyle yaparak korkutuyorsunuz. O kadını tanımıyorum etmiyorum. Niye öldüreyim?"
Öküz kaşlarını çattı.
"O zaman arabanızda ne işi vardı?" Yine bağırdığı için kulaklarımı tıkadım.
"Ne bağırıyorsun be? Sağır değiliz. Zaten sağır olan birisine bağırmak da çok saçma duymuyor işte ne bağırıyorsun?"
"Konuya gel!" Ve yine bağırmıştı öküz.
"Bakın bizim yaptığımız tek kötü şey okuldan kaçmaktı, O kadını falan tanımıyorum. Biz plaja gittik, sonra dönüşte bir kız bizi durdurdu, ağlıyordu. Daha sonra biraz ileride bırakmamızı istedi, sevgilisiyle kavga etmişler, kızın elinde de valiz vardı, bagaja koydu ve arabaya bindi. Biraz ileride bizi durdurdu ve gitti. Sonra arabayı çalıştırmadan ben kızın valizini unuttuğunu hatırladım ve kızlara söyledim. Beliz kızı aramaya gitti ama bulamadı. Zaten oraları bilmediği için de fazla uzaklaşamadı. Mavi dedi ki "biryerde durduğumuzda içindeki kimliğe bakarız, buluruz kızı. " dedi sonra işte siz çıktınız ve bom! Hapisteyiz."
¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Polis bana birkaç soru daha sorduğu, sonra benim tarifime göre başka birisi Rana'nın robot resmini çizdi ve tekrar hapise geri götürdü.
Var ya ben o kızı bulursam saçını başını yolacağım.
Hayır Beliz sende beyinsiz misin nesin? Niye götürüyorsun plaja falan? Ne güzel okulda ders dinleyecektim(!)
Ben böyle düşüncelerimle boğulurken daha demin kplumu kopartan adam yanıma geldi ve kapıyı açtı.
"Serbestsiniz."
Sevinç dansı yaptıktan sonra adamın omuzuna vurarak yanından geçtim.
Annemlerin yanına gidip annemlere sarıldım. Daha sonra da bizim grubun yanına gittim.
Kıvanç'a ve kızlara sarıldıktan sonra Derya'ya bakındım. Gitmiş suçsuz olduğumuzu öğrenince kesin. Benden dayak yiyeceğini bildiği için.
Kıvanç'ın koluna girdim,çok özledim çakma abişimi.
O da gülümseyip anlımı öptü.
"Öhöm öhöm." Çağan'ın yalandan öksürüğü ile gözlerimi devirdim.
Öküz polisi gördüğümde dil çıkardım.
"Niye dil çıkarıyorsun polise prenses?"
"Tam bir ökzü çünkü."
¤¤¤¤¤¤
Nihayet eve geldiğimizde telefonumu alıp arkadaşlarımla mesajlaştım.
"Kapat şu bildirim sesini!"
Babamın bağırmasıyla bildirim sesini kapattım.
"Senin dersin falan yok mu çalışsana!"
Babam, anneme sinirini benden çıkartıyordu.
"Annemle barıştınız mı?"
"Seni ilgilendirmez, bu büyüklerin arasında."
Babam niye bana bu kadar kaba davranıyordu ki?
"Duru duş al."
Annemin bağırmasıyla banyoya gittim.
¤¤¤¤¤¤¤
Saçlarımı kurutup üstümü giyindim.
Banyodan çıkıp birşeyler atıştırmak için mutfağa indim.
"1 saattir banyodasın. O suyun parası senden çıkmıyor bir daha o kadae saat dur bak ben ne yapıyorum!"
Babam beni sinirlendirmeye başlıyordu. O polis olayları yüzünden miydi?
Bizim suçumuz bile yoktu. Tamam, suşumuz var ama o da okuldan kaçmak ve ilk değil. Daha önce de kaçtım ve babam da öğrendi ama kızmadı bile. Annemle kavga ettikleri için mi böyle yapıyordu? Veya Kıvanç'ın koluna girdiğim için mi? Ama o da olamaz çünkü eski sevgililerimi biliyordu ve sevgilim olmasına da birşey demiyordu.
Kendime nesquik yapıp yemeye başladım.
"bırak onu yemiyeceksin, cezalısın. Eve geç geliyorsun, yemeği kaçırıyorsun. Sonra da ıvır zıvır atıştırıyorsun."
Hayır! Bu benim babam olamazdı. Bana böyle davranmazdı ki o, kesin birşey vardı ve ben bunu bulacaktım.
Cevap vermeden umursamazca odama çıktım.
¤¤¤¤¤¤¤
"Hadi uyan kızım!"
Gözlerim kapalı elimle annemi ittirmeye çalıştım. Annem bu sıcakta kurk falan mı giyinmişti?
Neden bu kadar yumuşaktı?
"Kızım ayıcığı niye ittiriyorsun?"
Gözlerimi aralayıp kalkmaya çalıştım.
O sırada annemde odamdan çıktı. Üstümü giyindim *multi
Aşğı inip kahvaltımı yaptıktan sonra Kıvanç'a mesaj attım.
Gönderilen: Çakma Abicik :3
Ben çıkıyorum şimdi evden.
Telefonumu çantama tıkıp dışarı çıktım.
Kıvanç'ta çıktı. Gülümserken gözü eteğime takıldı ve gülümsemesi soldu.
Yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Yürü, eve git değiştir."
Omuz silktim.
"Sikseler değiştirmem."
Kıvanç ellerini kafasını arasına koyup ofladı.
"Senin şu inadın keçide yok."
Gülümseyerek otoparka gittim.
"Bu arada arabayı ben kullanıcam. Sen şimdi tahrik falan olursun."
Arabayı açtığında sürücü koltuğuna oturdum. *multi
¤¤¤¤¤¤
Okula geldiğimizde arabdan indik. Kıvanç koluma girdi.
Kıskanç bir abi. En sevmediğim.
Bizimkilerin yanına geldiğimizde Can ıslık çaldı ve beni etrafımda döndürdü.
"Maşallah, bu ne güzellik?"
Kıkırdayıp yanağından öptüm.
Can'da kıkırdadı.
"Her iltifat ettiğimde yanağımdan öpüceksen, hergün iltifat edicem."
Nah işareti yapıp banka oturdum.
Atlas kararsızca kolunu omzuma attı ve diğer eliyle kafasını kaşıdı.
"Yarın sinemaya gidelim mi? Şey... eğer işin varsa sonra da gidebiliriz. Im... eğer benimle gitmek istemi-"
Onu öperek susturdum.
Saçmalamayın öyle birşey yapmadım.
"Tamam, seninle gelirim."
Mavi kafasını olmaz anlamında sallayıp çantasını açtı ve içinden bir kağıt çıkarıp bana verdi.
"Murat boz konseri bileti."
Elime aldığım an ilk önce Mavi'yi sonra nedensizce Atlas'ı sonra da Çağan'ı öptüm. Daha sonra hoplayıp zıplayarak okulun etrafında döndüm. Sonra gördüğüm kişilere bileti gösterip 'bak! Sende var mı?' Diyerek hava attım.
Zil çaldığında gülümseyerek sınıfa girdim.
Çantamı Utku'nun yanına fırlattım. Bileti gösterip gülümsedim.
"Bende orda olucam."
Gözlerimi pörtlettim.
Utku gibi bad boy tipli bir çocuğun Murat Boz'u seveceğini nerden bilebilirdim ki?
"Süpriz!"
Elinde Murat Boz biletiyle bana bakan Atlas'a döndüm.
Boynuna sarıldım.
"İnanmıyorum sende mi geliceksin. E beni sırtına çıkarırsın, bende Murat Boz'u yakından görürüm."
"Yarın saat 6'da seni alırım."
Diyip yanağımdan makas aldı.
Utku'ya baktığımda suratı düşmüştü.
Bakyım yere falan mı düştü?
¤¤¤¤¤¤¤
Sonunda son derste bitmişti.
Çantamı toparlayıp dışarı çıktım.
Bu okul ve şu 14 yaş ve üstü ergenler cidden çekilmiyor. Nasıl hormonlarınız varsa sınıf leş gibi ter kokuyor.
"Duru!"
Beliz'in sesi ile arkama dönüp el salladım.
O da el sallayıp yanıma geldi. Bizde niye el sallıyorsak?
Soluklanıp saçlarını düzellti, ardından çantasından aynasını ve rujunu çıkarıp makyajını tazeledi.
"Bugün benimle alışverişe gelir misin? Bugünkü konuğum olmanı istiyorum."
"Alışveriş merkezi sizin mi?"
"Yok canım, ben Youtube'ta makyaj ve kıyafetlerle ilgili tüyo veriyorum. Sende zevkli kızsın. Yeni videomda bana katılır mısın?"
Biraz düşündüm. Aslında evde annemlerin neler sakladığını bulmak için odalarını karıştıracaktım.
"İlk önce bize gidip annemlerin odasını karıştırıp benden neler sakladığını bulursak olur."
Beliz gülümsedi, aynasını ve rujunu çantasına koydu.
"Tamam."
Koluma girdi ve beraber Kıvanç'ın arabasına yürüdük.
"Kızlar!"
Asya'nın sesiyle kafamızı arkaya çevirdik. Somurtarak ve biraz da öfkeli bir şekilde yanımıza geldi.
"1 saat sonra bir çocukla buluşucam ama sizin hiç umrunuzda değil. Ne biçim arkadaşsınız?"
Daha sonra Beliz'e baktı.
"Bir de senin dediğin siteden baktım."
Telefonun bildirim sesiyle Asya çantasından telefonunu çıkarttı ve bildirimi sesli bir şekilde okudu.
"Hakan Pekcan sizinle çay içmek istiyor."
Beliz ile kıkırdadık. Kolumu Asya'nın omuzuna attım.
"İstersen bizimle annemlerin odasını karıştır beybisi. Daha sonra da şu çocukla buluş."
"Oluur."
Üçümüzde kol kola girip Kıvanç'ın arabasına gittik.
Kıvanç'ın yanına oturduğumda kızlar da arka koltuğa oturdu.
Kıvanç'ın yanağından öpüp kızları gösterdim.
"Bizim eve gelecekler."
"Sen böyle hep öpüceksen hergün size bırakırım onları."
Dikiz aynasından kızlara baktığımda Beliz kaşlarını çatmış bize bakıyordu, Asya ise camdan okula bakıyordu.
"Can ile takıldığın için hep oluyor bunlar." Dudağımı ısırıp aynadan Asya'ya baktım. Can'ın ismini duyunca hemen bize döndü.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Yol çok sessiz geçmişti. Eve geldiğimizde çantamı atıp mutfağa gittim. Kızlar da hemen arkamdan geliyordu.
"Ee ne yemek istersiniz."
Asya "hamburger." Dediğinde aynı anda Beliz'de "Salata." Dedi.
Telefonu alıp burger kingin numarasını tuşladım.
"2 tavuklu vapur menü bir de salata."
"Vapur menü?"
"Ya televizyondaki var ya ne şekil şukul yapıyorsun?"
"Peki menüdeki içecekler kola mı olsun?"
Kafamı evet anlamında salladım. Sonra telefonla konuştuğumu ve beni nasıl göreceğini hatırlayıp "Evet." Dedim.
Adresi söyleyip telefonu kapatıp kızları odama sürükledim.
"Şimdi Asya'ya kıyafet bulalım. Ondan sonra biz de güzel birşeyler giyinelim."
Beliz, Asya'ya kırmızı, kısa ve seksi bir elbise seçti. Bende kendime fuşya bir tişört alıp altıma siyah şort giyindim.
Beliz'de lacivert bir tişört ve mor şort giyindi.
Beraber selfie çekilip faceye attık. Kısa sürede 2737 kişi beğenmişti. Yorumlara baktık.
Altan Kısa: şuan orda olmak isteyen o kadar çok erkek var ki.
Yorumu cevaplayanlara baktık.
Arın Kır: mesela ben.
Emin Dur: bendee...
Başka bir yoruma baktık.
Osman karakaş: okulumuzun
Prensesleri.
Yeni gelen yorumda Mavi Cenan yazdığını görünce hemen ona baktık.
Mavi Cenan: konuşmayın benimle!
Kapı çaldığında hiçbirşeyi umursamayıp kapıya koştuk.
Adamın elinden hamburgerleri ve o doyurmayan salatayı kaptım. Ücreti Beliz ödedi.
İştahla hamburgerimi yerken Beliz'e baktım. Valla hiç canı çekmiş gibi durmuyordu. Deren zorla salata yedirdiğinde ne kadar çok canım çekmişti.
Beliz daha hiç görmemiş gibi ve tecavüz edicekmişiz gibi hamburgere baktığımızdan dolayı bizi uyardı.
"Sizi voleybol takımına nasıl aldılar merak ediyorum. Böyle salıksız şeyler yiyerek obez olursunuz."
Ağzımda ekkmeği yerken hamburgeri elimde sallayıp konuştum.
"Güç yapıyor kızım, güç."
Beliz ağzıma bakıp yüzünü buruşturdu.
"Şimdi kusucam."
¤¤¤¤¤
Yemekler bittiğinde kendimi koltuğa attım.
"Bzi yedik, Allah arttırsın sofrayı Beliz ve Asya kaldırsın."
Beliz elini beline koydu
"Biz misafiriz."
Bunları nasıl kandırıp toplatırım derken koltuktan popo üstü yere kapaklandım.
Lanet okuyacakken bahane buldum diye sevinip koltuğa geri çıktım.
"Ahh! Popoom canım popoom gitii!!"
Beliz ve Asya benimle ilgilenirken sofrayı gösterdim.
"Yok ben canım popma bakarım siz sofrayı toplayın."
Söylene söylene sofayı topladıklarında gülümseyip ayağa kalktım.
"Hadi annemlerin odaya."
"Senin popon acımıyor muydu?" Asya'nın sorusuyla panik yapıp tekrar oturacakken 'amaan neyse topladılar zaten.' Dedim kendi kendime.
"Geçti."
İkisininde korkunç bakışları ile hızlı hızlı merdivenden çıkıp annemlerin odasına gittik.
Bütün herşeyi katıştırmak için yere döktük.
Kutularda hiçbirşey yoktu.
Koyafetleri yatağa atıp ceplerini karıştırdık.
Burda da hiçbirşey yok!
Kapı kilidinin açılma sesi ile panikleyip birbirimize baktık.
Annemler hırsız girmiş sanmasın diye hemen kıyafetleri ve döktüklerimizi yerine koyup dolabın içine girdik.
Dolap açıldığında panikledik.
*multi
"Nerde bu lanet olası tişört!"
Annemin sesi ile tekrardan panikledik. Adrenalin patlaması yaşıyorum şuan ve biraz daha terlersek burası bizim sınıfa dönecek.
Annem birtane adkılığı aşdığında yakalanmadığımız için gülümsedim.
Ellerimi yelpaze yapıp serinlemeye çalıştım.
Odanın kapanma sesiyle saklandığımız yerden çıktık.
"Yakalanıcaz diye ödüm koptu!" Dedi Asya.
Beliz yüzünü buruşturdu
"Yanlız böyle terli terli o çocukla buluşamazsın."
Annemin parfümlerinden birini alıp Asya'ya sıktı.
Dış kapının kapanma sesi geldiğinde karıştırmaya devam ettik.
Beliz dolaptan siyah bir ceket çıkardı.
"Bu senin mi?"
Kafamı hayır anlamında salladım.
"Hayır da... annem böyle bir ceket hayatta giyinmez."
Bir cebine ben elimi diğer cebine de Asya elini soktu. Ardından asya bir kolye çıkardı.
Kolyenin üstünde dondurma şekli vardı. *multi
Kolye çok tanıdık geliyordu. Acaba küçükken mi almışlardı bana?
Kolyeyi taktım. Cidden çok güzeldi ama ben buna bakınca canım dondurma çeker sonra obez olurum.
Yine de kolyeyi taktım.
Asya çocukla buluşacağı için gittiğinde bizde Beliz ile alışverişe gittik.
Kipa servisini yakaladığımızda hemen bindik.
Oo beleşe servis.
¤¤¤¤¤¤
Kipaya geldiğimizde eşyaları taşıma arabası aldık.
Arabaya oturup
"Yürü sebastian." Dedim.
Yanımızdan geçen teyzeler bize kınayarak bakıyordu.
"Cık cık cık kocaman kız olmuşlar neye oturuyorlar."
Kocaman kız olduk diye kipa arabasına binmek haram mı?
İnadına telefonumu teyzeye uzatıp fotığrafımızı çekmesini istedim.
Ben anlamam falan dediğinde 'kocaman kadın olmuşsun, nasıl çekmeyi bilmiyorsun?' Diyesim geldi.
Zorla fotoğrafımızı çektirip kipanın içine girdik. Beliz videoyu başlattı ve birkaç kıyafet alıp onları neden aldığını ve bu ayın modasını söyledi.
Video bittiğinde kasaya gidip aldıkladını ödedi.
Sonra evlerimize dağıldık.
Annemler yemek boyunca konuşmamıştı ama babam doğru düzgün yemek yemem için beni uyarmıştı. Şaka be ne uyarması direk bağırmıştı. Cevap verseydim dövücekti.
Sinirimi Murat Boz konserini düşünüp yatıştırdım.
¤¤¤¤¤¤
Sabah okula giderken konser için aldığım kıyafeti giyindiğim için herkes bana bakıyordu.
Tabi okula gelirken Kıvanç elbiseme baya söylenmişti.
Kıvanç'ın koluna girip yine bizimkilerin yanına gittim.
Atlas'ın biz gelince kaşları çatılmıştı. Var ya bu çocuk kesin bana aşık. Ah be mavi gözlüm. Bana mı aşık oldun birsürü güzel kız varken. Ee otada konuyor bana da.
Çağan bakışlarını kolyeme çevirdi.
"Bunu nerden buldun?"
Bütün gözler kolyeme döndüğünde Asya ve Beliz ile bakıştık.
"Annemin odasından da... sen nerden biliyorsun?"
Ellerini saçlarından geçirdi.
"Benzeri annemde de var."
Konser saati 4. Ders saatine denk geldiği için Utku, ben ve Atlas erken çıktık.
Konser yerine geldiğimizde en öne geçtik.
Birkaç dakika sonra Murat Boz çıktığında çığlık attım.
Biraz konuştuktan sonra şarkısına başladı.
"Vazgeçmem yine sevmekten..."
Atlas'ın sırtına çıkıp daha rahat izledim.
Son şarkıya geldiğimizde sesim kısılmıştı. Atlas beni yere indirip geleceğini söyledi.
"Arkadaşlar bir ara vereceğiz Atlas arkadaşımızla..."
Atlas sahneye çıktığında gözlerim şaşkınlıktan açıldı.
Bu niye sahneye çıktı soytarılık mı yapacak?
Beni eliyle gösterdiğinde şaşkınlığım ikiye katlandı.
"Duru... bunu söyelemek çok zor. Ne kadar uğraştım bunu söylemek için bilemezsin. benimle çıkar mısın?"
Onu herkesin ortasında rezil etmemek için 'evet' mi demeliyim? Yoksa ona ümit vermemeli, duygularıyla oynamamalı 'hayır' mı demeliyim?
Evet! Hayır! Evet! Hayır! Evet! Hayır! Ah! Ne demeliyim?!?!
Selam yine ben. Naber? Bende iyiyim.
Sizce Asya ve Can mı?
Yoksa
Can ve Masal mı?
Buna cevap vermezseniz nah yb zçözöxöz