Yorumlarınızı bekliyorum aslan parçaları
***
Kapıyı açtığımda karşımda beklediğim kişiyi görünce gülümsedim. "Hoş geldin."
"Hoş buldum." Diyerek ayakkabılarını çıkardı. İçeri girip kapıyı kapattığında ona sarıldım. İlk afalladı. Ardından kendine gelip o da bana sarıldı.
Saniyeler sonra ayrıldım. "Yemek yedin mi?"
Başını salladı. "Yedim."
Gözlerim üzerinde gezdi. Üzerindeki siyah beyaz formaya burun kıvırıp baktım. "Bu üzerindeki ne?"
Ozan beni bırakıp televizyonun karşısına oturdu. İzlediğim diziyi kapatıp kanallarda gezmeye başladı. "Maç vardı izleyemedim."
Gözlerimi devirdim. Tüm erkekler aynıydı cidden, onlar yüzünden ben gibi olanlar da arada kaynıyordu.
"Bitmemiş midir?" Diye sordum yanına oturup. Kollarımı ona doladığımda kolunu kaldırıp beni kendine çekti.
"Özeti var." Ofladım. "Oflama." Bir daha ofladım. Başını sabır dilenir gibi salladı.
Ozan gözlerini ekrana dikerken ona iyice sırnaştım ve burnumun ucunu kulağının altına sürttüm. Uzanıp öptüğümde irkilse bile tepki vermemişti. Dudaklarımı sürterek boynuna getirdim. Önce derince kokladım. Parfüm sıktığı için kendi kokusu gölgelenmişti.
Bu beni rahatsız etse bile bir şey demeden dilimi çıkarıp boynunu yaladım. Dilime gelen acı tatla inleyip geri çekilmiştim. Parfümü nasıl bocaladıysa tam sıktığı yeri yalamıştım ve ağzıma parfüm tadı gelmişti.
"Ne oldu?" Dedi suratıma bakıp.
Ağzımdaki iğrenç tat gitmeyince Ozan'a döndüm. "Dilimi yala." Diyerek dilimi dışarı çıkardım.
Ozan afallayarak bana baktı. "Cidden mi?" Dedi ama ciddi olduğumu görünce dünden razı bir ifadeyle çenemi kavradı. Ağzıma eğildi ve dilimi büyükçe yaladı. Dilimin üzerindeki yumuşak dilini hissetmek gözlerimi yummamı sağlarken Ozan dilini ağzımın içine gönderip damağımı ve yanaklarımın içini okşadı. Ardından dilimi dudakları arasına alarak emmeye başladı.
Bir elimi bacağına koyup kucağına oturmak için bir hamlede bulunacaktım ki televizyondan gelen seslerle Ozan benden ayrıldı. Gözleri ekrana kilitlendi.
Dişlerimi sıktım. "Orospu çocuğu ya." Dedim sinirle. Birden bırakıyordu paşam.
Ozan beni sikine bile takmazken tişörtünü tutup kaldırdım. Piercingli göğüslerine eğilip sol göğsüne dilimi sürttüm. Ozan bir elini saçlarımın üzerine koydu. Umursamıyordu beni.
Göğsünün ucuna dişlerimi hafifçe geçirdiğim de metal dişlerime çarpmış, ısırmama izin vermemişti. Ozan inleyerek saçlarımı çekti ve ayırdı beni kendinden. "Siktir git, acıtıyorsun."
Isırdığım yeri öptüm. Karın kaslarına öpücükler kondurdum. Gözlerim kasıklarına kaydı. Yayılarak oturduğu için baksırının kenarı gözüküyordu ve kasıklarından aletine uzanan o ince damarlar gözlerimin önüne serilmişti.
Sadece kasıkları değil kolları da oldukça damarlıydı Ozan'ın. Kesin aleti de öyleydi.
Uzanıp o damarların üzerini öptüm. Pantolonunun düğmesini çözdüğüm de Ozan yine saçlarımdan çekti ve yüzüne bakmamı sağladı. "Ne yapıyorsun azgın teke?"
"Sikin damarlı mı diye bakacağım." Dedim dürüstlükle. Yani kısmen dürüstlükle.
"Hayırdır? Damar yolu mu açacaksın bana?"
"Hastaneye gittiğinde hemşireler hep düşüyordur sana." Dedim sıkıntıyla. Bu çocuğu eve kilitlemek istiyordum.
"Numarımı istiyorla-" Ozan'ın sikine pantolonun üzerinden dişlerimi geçirdiğimde acıyla inleyerek saçlarımı çekti.
"Telefonundaki tüm kızları siliyorsun, her yerden çıkaracaksın hepsini." Cevap vermeyip sikini ovaladı. Onun için önemli değildi sanırım bu istediğim. Neyseki itiraz etmemişti ve sessiz kalması kabul ettiği anlamına geliyordu.
Ayağa kalkıp Ozan'ın bacakları arasında diz çöktüm. Bacaklarını aralayıp pantolonunun fermuarını indirdim. Ozan yutkunup ellerini ayırdı kendinden.
Ozan'ın erkek bedeninden iğrendiği belliydi. O gün bana kaldırdığında da aletime bir saniye bile bakamamış, sadece yüzüme bakmıştı. Benim kendimi çekerken ki yüz ifadem onu tahrik etmişti. Zaten aletimi gördüğü gibi gözlerini kaçırmış, bir daha bakamamıştı. Onu zorlamayacaktım asla.
Elimi baksırından içeri sokup sıcak erkekliğine dokunduğumda titrek bir nefes almıştım. Kalın aletine parmaklarımı sararak çıkardığımda beklediğimden daha büyük olmasıyla kaşlarım kalktı.
Gözlerimi Ozan'a çevirdiğimde o yüzüme vereceğim tepkiyi merak etmiş şekilde bakıyordu.
"Kıskandım amına koyayım." Dedim aletinin büyüklüğüne vurgu yaparak.
Benimki de gayet boyut olarak iyiydi ama Ozan'ın ki daha iyiydi.
"Rahatsız olmadın mı?" Dedi garipseyerek.
Omuz silktim. "Olmadım, hatta iştahım açıldı." Diyerek aletinin başına bir öpücük bıraktım.
Gözlerini yumdu birkaç saniye. Parmaklarını saçlarıma doladı. "Doğru.. niye rahatsız olasın ki..."
Durup onu izlerken Ozan gözlerini araladı. "Hadi." Dediğinde istediği şeyi anlayarak aletini dibinden tuttum ve dondurma yalıyormuş gibi yaladım baştan sona. Etrafını salyalarımla ıslattım. Başını ağzıma alıp dilimle üzerine oval darbeler vurduğumda Ozan kapalı dudakları arasından boğuk bir sesle inledi. Aletini yanağıma doğru kaydırıp biraz oyalandım. Ozan başımdaki eliyle bastırdığında aleti boğazıma doğru kaymıştı. Dişlerimi batırmamak için ağzımı iyice araladım. Sertliği küçük dilime değdiğinde öğürmemek için zor durdum. İleri geri yapma başladım. Ağzımdan aletinin damarlarını hissedebiliyordum.
Hızlanmaya başladığımda tekrardan Ozan'ın boğuk inlemesini duymuştum. Zorlandığım için gözlerimden yanaklarıma farkında olmadan yaşlar akmıştı.
"Bu kadar iyi yaptığın için seni dövmek istiyorum." Daha önce de yaptığımı anlamıştı ve bu onu normal olarak rahatsız etmişti.
Aletini ağzımdan çıkarıp salyamla ıslanan aletini öptüm. "Tokat severim aslında..."
"Piç."
Küfrünü duymazlıktan gelerek tekrardan ağzıma aldım. Dakikalarca zevkle yalayıp emdim aletini.
Ben de acayip sertleşmiştim ve aletim sızdırmaya başlamıştı. Kendime dokunmamak için ellerimi Ozan'ın bacaklarına sardım.
Ağzımın yorulduğunu hissederken Ozan aletini ağzıma sonuna kadar sokmam için başıma bastırdı ama böyle bir şey imkansıza yakın olduğu için umursamadım isteğini. Aletini resmen dudaklarım arasına çekiyordum ve elimden geldiğince güzel yapmaya çalışıyordum.
Dakikalar sonra ağzıma akan sıcak ve hafif tuzlu sıvıyla gözlerimi Ozan'a çevirmiş alttan ona bakarken yutkunmuştum. Zorladığım için yanan boğazımdan aşağı akan sıvı normalde midemi bulandıracakken bu sefer Ozan'ın olduğu için midir bilmem hiçbir şey hissetmemiştim.
Ozan tamamen rahatladığında yutkunup ayağa kalktım. Ozan'ın yaşarmış gözleri aletime kaydı. Gri eşofmanımdan oldukça belli olan ve zevk suyuyla eşofmanın küçük bir kısmını koyu renge boyamış aletim ona resmen el sallıyordu.
O da yutkunarak bana baktı. Ben ayakta olduğum için bu sefer ona yukarıdan bakıyordum. Ozan mahcup olmuş bir şekilde bakmıştı. Emindim ki bana dokunmak istiyordu ama yapamıyordu ve kendini bu konuda suçlu hissediyordu. Gözlerinde çaresizlik vardı.
Hafifçe gülümsedim yüz ifadesine. Üzerine eğilip dudaklarına sıkıca dudaklarımı bastırdım.
Dudaklarımız ayrıldığında Ozan "Geçen seferki gibi yapabilirsin..." diye mırıldandı.
Beni bu halde bırakmak istemiyordu. Ve bana bedenimden iğrendiğini belli etmemeye çalışıyordu. Bunu öğrenmemi istemiyordu çünkü. Halbuki ben çoktan anlamıştım.
"Ben halledirim sevgilim." Diyerek dudağının kenarını da öptüm.
"Nasıl?" Dedi afallayarak. Benden bunu beklemiyordu.
"Seni düşünüp 31 çekeceğim." Diyerek sırıttığımda Ozan ciddi miyim diye yüzümü izledi.
Ona arkamı dönüp banyoya ilerledim. Banyoya girmeden önce göz ucuyla Ozan'a baktım. Ozan'ın dudaklarında buruk bir gülümseme yer edinmişti.
Gözlerinde oyalandı bakışlarım. En ufak bir pişmanlık kırıntısı bile yoktu.