Keyifli okumalar ✨
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 💙
---------------------------🌼-------------------------
"Birbirlerini attan atmadan dönerler inşallah" dedi gülen Orhan.
"Ne mendili ki bu?" diye sordu Holofira.
"Boş ver tekfurun kızı. Onların ettiklerinde mantık aramamak icap eder. Hadi biz atamın yanına gidelim!" diyerek Holofira'yı ilerletti Orhan.
....
Rüzgar gibi esen Gonca'ya yaklaşmıştı Alaeddin. Az evvelki sinirinden eser kalmamıştı. Mendilden ziyade at yarışına dönmüştü imdiki vaziyetleri. Yüzlerinde gülücükler açar, hırs ile parıldardı gözleri.
En nihayetinde Alaeddin, Gonca'yı geçip önünü keserek onu durdurduğunda tutuştukları yarış bir son bulmuştu. Alaeddin keyifle gülerken Gonca somurturdu.
Atlardan indiler ikisi de aynı anda ve atları ağaca bağladılar.
"İmdi mendilimi veresin hileci hatun. Zaten onu da hileyle aldın benden!" dedi Alaeddin kaşlarını çatarak.
"Ne deyu bu kadar istersin bu mendili Alaeddin bey? Hemi mendilime el koyarsın hemi de onu aldığım içün hile ile suçlarsın beni!"
"Gonca'nın elindeki mendili çekip aldı Alaeddin. Gonca'nın gözlerinin içne bakarak da her zamanki yerine, yüreğinin üzerine yerleştirdi.
"Bu mendil sensin Hileci hatun" dedi Alaeddin kısık bir tonla. Kendisine güzel güzel bakan gözlere dalıp gitti kısa bir süre. Sonra devam etti. "Bu mendil nefesim, sesim... Senin kokun, gülüşün, bakışın, susuşun, inadın..." Susup derin bir nefes aldı Alaeddin.
Esen rüzgarın Gonca'nın başlığındaki süsleri hareket ettirmesini izledi. Uçuşan kumaşlara baktı.
Kulaklarını sağır eden rüzgarın uğultusu değil, yüreklerinin sesiydi.
Yutkundu Gonca, derin bir nefes aldı Alaeddin. Gonca'ya bir adım yaklaşarak aralarındaki mesafeyi azalttı.
"Anadolu'da dolanan bir hikaye vardır, bilir misin Gonca? Kerem ve Aslı'nın hikayesi. Birbirine sevdalı iki yürek, birbiri için çırpınan iki sevdalı... Kerem, Aslı'ya olan sevdasından yanıp kavruluyor hikayede. O denli büyük bir sevda ki canı dahi bir hiçtir gözünde" Durup kuruyan dudaklarını yaladı Alaeddin. "Ben daha beter bir ataşteyim çünkü sana olan sevdam Kerem'in Aslı'ya, Mecnun'un Leyla'ya olan sevdasından da büyüktür. Çünkü sen, Aslı'dan da Leyla'dan da güzelsin Gonca'm."
Gonca, utançla başını önüne eğdi. Yüzüne yayılan gülüşe mani olamadı.
Karşısındaki kadının akıl almaz güzelliğine kaptırdı kendini Alaeddin.
"Her dem aklını dinleyen biri oldum ben Gonca. Bundan sebeptir bocalamam. Ne diyeceğimi, nasıl diyeceğimi bilememem... Gonca?" diye soran Alaeddin'e baktı Gonca.
"Hı?" diyebildi zar zor.
"seni gördüğüm ilk andan beri na şu gönlüm öyle bir adını haykırır ki!.. Değil aklımı, heç kimseyi işitemezim. Kendimi dayi işitemezim Gonca! Bir senin sesin vardır kulaklarımda, bir senin sesin işler yüreğime, bir senin sesin ket vurur aklıma. Öyle bir sirayet etmişsin ki yüreğime... Ben gayrı sen olmuşum, yüreğim gayrı senin yüreğindir de onu her dem yanımda taşırım sanki."
Durup derin bir nefes aldı Alaeddin. Dolan gözlerini umursamadan, gözyaşı akıtan sevdiceğine baktı.
"Ne vakittir sana demek istediğiim bir şey vardır:
Ben sana sevdalandım Hileci hatun. Hemi de öyle bir sevdadır ki ne leyla'yı bilir, ne mecnunu tanır. Ne Kerem'e benzer, ne de Aslı'ya... Atamlar evleneceksiniz diyende ayaklarım yerden kesildi sanki. Öyle bir şey olmadan evvel sevdamı sana açmak istedim. İstedim ki zorunluluk olarak bilme bunu. Bil ki karşındaki erin yüreği bir sana atar, bir senin adını haykırır. "
Diyen Alaeddin sustuğunda ikisi de derin nefesler aldılar. Gonca, akan gözyaşını silerek gülümsedi ona. Alaeddin de karşısındaki kadına gülümsedi.
"Her dem konuşursun. İmdi de bir cevabın var mıdır bana Hileci hatun?" dedi Alaeddin gülümseyerek, beklentiyle.
Gülerek başını aşağı yukarı salladı Gonca, yavaşça. "Elbette var medreseli" diyerek bakışlarını Alaeddin'in gözlerine çıkardı.
Güldü Alaeddin. "Çok şükür medreseli oldum yine"
Gülerek onayladı onu Gonca.
"Medr-"
Söze başlayan Gonca, onlardan taraf gelen Fatma ve Gülce'yi görende sustu.
Alaeddin bakışlarını oraya çevirdiğinde mutlu ve heyecanlı bekleyişi yerini öfkeye bıraktı.
"İki haneyi de bir kaç günlüğüne zehirleyecem en sonunda o olacak! İki kelam etmeye kalmaz bölerler!" diye celallendi Alaeddin.
Gonca, Alaeddin'in küçük bir çocuk gibi söylenip surat asan bu haline gülmekle yetindi.
"Ağabey! Gonca hatun!" dedi Fatma ve Gülce bir ağızdan.
"Ne var ha, ne var? felaket tellalları?" diye çıkıştı Alaeddin.
"Aşk olsun ağabey! Ne felaket tellallığımı gördün?" dedi Fatma somurtarak.
"Bir bıraksanız olacak zaten de bırakmıyorsunuz!" diye geveledi ağzında Alaeddin.
"Ne dedin Alaeddin bey, işitemedik?" dedi Gülce.
"Yok, yoktur bir şey. Hayırdır ne oldu, niye geldiniz?" dedi Gonca.
"Şahin beye haber geldi Gonca hatun. Moğollar, Bizans ile bir olarak Yakup beylere pusu atacaklarmış. Pek kalabalıklarmış. Beyler tez hazırlık edilsin dedi. Şahin bey ordusunu alarak desteğe gider."
"Sen ne dersin Gülce!? Tez gidelim yanlarına o vakit hayde!"
diyen Gonca ile herkes atına atladığı gibi saraya dönmüştü tekrar.
Beyler divanda Şahin bey içün en doğru olacak güzergahı bulmaya çalışırlardı. Şahperi hatun ordudaki erlerin ihtiyaçlarını öğrenmiş, hatunlara onları tamamlattırırdı.
Goncalar saraya vardıkları gibi divana gittiler. Uzun tartışmalar sonunda Alaeddin beyin önerdiği planı etmekte karar kıldı Şahin bey. Pusu kurmaya çalışan Moğol ve Bizans'ı en iyi bu hamle ile köşeye sıkıştırırdı.
Planı kararlaşan Şahin bey, evlatlarına baktı. "Ahmet bey, Uç pazarın güvenliği senin vazifendir!" dedi Şahin. Ve ekledi: "Ordumu yanıma alırım. Alplarını eyi konuşlandır. Sakın ola bir zafiyet gösterme!"
"Buyruk senindir bey babam!" dedi Ahmet elini göğsüne vurarak.
"Gonca kızım, pazarın ticaret işlerinden, hatunlarından sen mesulsün."
"Buyruk senindir baba lak-"
"Yok, boşuna ben de geleyim deme olmaz. Zati yataktan ayaklanır ayaklanmaz onca hengameye atladın. Bu denli büyük bir cenge götüremem seni. Hemi ağabeyin askeri işler ile alakadar olurken pazarın diğer işleri ile de alakadar olacak biri lazımdır!"
"Buyruk senindir beyim" dedi Gonca istemeyerek de olsa.
"Esma bizle gelecek. Saadet hatun da durmayacaktır zaten. Cenge gelmese de Kütahya sarayına gelerek beklemek isteyecektir. Söyleyin hazırlansınlar. Hatun!" diyerek Şahperi'ye döndü Şahin bey.
"Buyur beyim."
"Sen de Gonca'nın yetiştirdiği bacıları alıp karargaha geçesin. Alpların eksikliklerini orada tamamlayasınız. Lazım olur ise bacılar da bize destek verir. De hayde kazamız mübarek ola!" diyen Şahin bey ile osmanoğullarıyla vedalaşıldı ve her germiyan verilen vazifesinin başına gitmek içün ayaklandı.
Gonca saray avlusundan çıkmadan evvel atının üzerindeyken, merdivenlerde bekleyen Alaeddin'e baktı. Başı ile selam vererek gülümsedi. Alaeddin de gülümseyerek selam verdikten sonra Gonca, kapıdan çıkmış olan ağabeyine yetişmek içün büyük bir hızla ayrıldı avludan.
Giden hatunun arkasına bakan Alaeddin'in yüreği burkuldu sanki. Gitmesin isterdi, hep yanında dursun isterdi. Esen rüzgardan bile kıskandığı hatunun canından endişe duyardı her defasında. Lakin bu defa korkusu çok daha başkaydı zira hâlâ gördüğü kabus aklına gelir dururdu.
"Lazım olur ise buradayız gardaş. Merak etme anında gideriz yanlarına" dedi Orhan, elini Alaeddin'in omzuna bırakarak.
"Elbet öyle" dedi Alaeddin kısık bir sesle ve cümbür cemaat içeriye geçtiler.
Hanesini karşında toplayan Osman, Malhun'un tüm itirazlarına rağmen Holofira ve Orhan'ın evlenmesine karar vermişti. İkisine sorduğunda olur alınca da hemen hazırlıkların başlamasını buyurmuştu.
"Evvel ben evlenmeliyim. Benim evliliğim zaruridir, mühimdir, siyasidir, iki beyliğin selameti içün gereklidir" dedi Alaeddin ağabeyine bakarak.
Orhan ters ters baktı gadaşına. "Evvel ben sevdalandım, en çok ben bekledim. Hem ilk şehzade de benim. İlk benim evlenmem münasiptir."
"Ağabeyim bırak ben evleneyim işte."
"Olmaz Alaeddin! Zar zor bugünlere gelmişim vallahi tek bir an dahi bekleyip bu kararı tehlikeye atamazım. Hemi sen yeni sevdalandın, biraz kavrul hele sevda ataşinde."
"Kavrulurum zaten daha ne kavrulacam? Bizim evliliğimiz daha evvel haber edildi. Sıra ilk bizimdir!" Dedi Alaeddin çatık kaşları ile.
Divandaki herkes iki şehzadenin atışmasını gülerek izliyordu.
"Gonca hatunun bundan haberi var mıdır Alaeddin ağabey?" Gülerek sordu Fatma.
"Ne, Gonca hatun mu? Alaeddin bey, Gonca hatun ile mi evlenir? Olmaz, hayır!" Diye bağırıp ayaklandı Gazi.
"Yahu Gazi bir sen eksiktin dur hele!" Diye çıkıştı Alaeddin.
Gazi öfkeyle soluyup çıktı divandan. Çıkarken de 'Gonca hatunu sana yar etmem Alaeddin bey!' diyerek herkesi güldürmüştü.
"Fatma bacım doğru der. En son kabul etmezim dedi hatun, imdi etti mi?" Dedi Orhan. Alaeddin cevap veremeyince bir zafer gülüşü yayıldı suratına. "Hah gördün mü? Hatunun haberi yoktur daha, gelmiş burada toy kavgasına girersin. İlk ben evlenecem! Büyük şehzade benim, ilk toy benim hakkımdır!"
"Benim evliliğim iki beyliğin selameti içün olduğundan sebep daha mühimdir. İlk ben evlenecem!"
Osman ve Bala birbirlerine gülerek ve imayla baktılar. Bakışlarından anlaşarak ciddileşerek Alaeddin'e döndüler.
"Sizin evliliğinize hacet yoktur Alaeddin. Fedakarlık etmeni gerektirecek bir durum kalmadı" diyen babasına dehşetle döndü Alaeddin.
"Ne! Nasıl? Ba-baba ama iki bey-" diyen Alaeddin'in lafını böldü Osman.
"Yok ben istemezim. Germiyanlardan kız almam ben. Sen de kurtuldun işte"
Gözleri irice açılan Alaeddin'in rengi atmıştı.
"Nasıl germiyanlardan kız almazım? Sevdalı olsam bile mi?"
"He ya sevdalı olsan bile"
"A-ama anlamazım. Ne deyu?" Diyen Alaeddin'in aklıyla bir kalbi de durmuştu sanki. Atasının onunla eğlendiğini anlayamıyordu. En sonunda oğluna kıyamayan bala gülerek oyunu açık etti.
"Osman varma evladımın üzerine. Aklını yitirdi"
Bir müddet onlara boş boş bakan Alaeddin, en nihayetinde anası ile atasının onunla eğlendiğini anlayınca derin bir nefes aldı.
"Gonca kızımın bu saraya gelin olmasını pek isterim Allah var. Güçlüdür, meziyetlidir, gözünü budaktan esirgemez, akıllıdır, cengaverdir, bey kızıdır, saray yükünü omuzlamayı eyi bilir... Eğer kızımı ikna edersen senin toyunu da ağabeyinin toyu ile eder, çifte düğün yaparız" dedi Osman.
"Lakin evvel ortalık biraz sakinleşsin, Şahin beyler dönsün" dedi Malhun.
Osman onayladı onu. "Malhun doğru der. Şahin bey dönende konuşuruz bu meseleyi"
Güldü Fatma. "Bu gidişle ilk ben evlenecem" diyen Fatma'ya öldürücü bakışlar attı iki ağabeyi de.
En nihayetinde şehzadeler yolun sonuna yaklaştıklarına inanırlardı.
Alaeddin, Gonca'nın da ona sevdalı olduğunu yüreğinde hissederdi. Geriye sevdasını diline dökmesi kalmıştı. Gülümsediğini bilmeden gülümsedi Alaeddin. Gonca'nın saray avlusundan çıkarkenki bakışı, gülüşü gelmişti hatrına. 'Ah, ne kadar da güzeldi' diye geçirdi içinden ve derin bir nefes aldı.
Sevinçten yerinde duramayan Orhan, gülümsemekten çenesi ağrıyan Holofira ve konuşulan tek kelamı dahi işitemeyen Alaeddin... Her biri içün farklı bir gün oluyordu.
-------------------------🌼-------------------------
Daha da uzatacaktım ama bu bölümün esas sahnesi itiraf sahnesi olmalı diye düşündüm ve o sahneyi gölgede bırakmak istemedim🤍
Size kötü bir haberim var... Ben galiba kendi yazdığım Alaeddin'e aşık oldum😂 zaten Faruk'a takmıştım kafayı bir de Alaeddin'e aşık oldum 😂
Gelecek bölümde görüşürüz 🌸