17- Çözüm belli💫

979 53 57
                                    

Keyifli okumalar💫

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm💕

-----------------🌼----------------

Aradan iki gün geçmiş Alaeddin ve Gonca birbirlerini heç görmemişlerdi. Alaeddin, Gonca'yı görmeye çalışmışsa bile Gonca kendini ondan uzak tutmayı başarmıştı. Holofira, teyzesi tarafından kalede alı konulmuştu resmen ve bu mesele Orhan'ı çileden çıkarmıştı. Bir de başlarındaki moğol meselesi vardı elbette.

Gonca, anasının zoruyla istemeye istemeye de olsa yenişehire giderdi imdi. Bala hatun aşa davet etmişti onları. Germiyan hatunlarının hepsini...

Gonca'nın ne sıkıntısı olduğunu anlamayan anası kızını dibinden ayırmamak içün uğraşırdı.

Kayı sarayına geldiklerinde Heyecanla atmaya başlayan kalbine söylendi durdu Gonca. Onca olandan sonra nasıl olurdu da onun içün böyle atmaya devam edebilirdi ki?

"Hoş gelmişsin Gonca hatun" dedi Gazi aşık aşık bakarak.

Gülümseyen Gonca attan inip onunla aynı boya geldi. "Hoş buldum gazi alp." diyerek sarıldı ona.

"Kusura kalmayın Şahperi hatun, osman beyin divanda işi uzadı. Sizi imdilik çardakta misafir edelim." dedi Bala.

"Estağfurullah Bala hatun ne kusuru. Bey işidir bu ne olacağı belli olmaz." diyen Şahperi ile, germiyan hatunları otağa geçti.

Çok şükür henüz osmanoğlu şehzadeleri ortalıkta yoklardı. Gonca derin bir nefes vererek rahatladı. O rahattı da yanındaki Esma heç öyle görünmezdi. pek bir sıkıntılı dururdu. İki gündür heç konuşmamışlardı lakin ikisi de bir diğerinde sıkıntı olduğunu bilirdi. Yerinde daralan Gonca ayaklandı.

"Kusura kalmayın, müsaadenizle ben bi helaya uğrayayım" diyerek yalan bir bahaneyle ayklandı.

Sarayın içine girdiğinde koridorda gezerken kapısı aralık olan bir oda dikkatini çekti. Elbet kimsenin odasına girmek adeti değildi lakin bu odada boylu boyunca uzanan kitapları görende tutamadı kendini.

Yavaşça ittiği kapıyla içeri girdi. Her taraf kitap, kağıt, kalem ve onca şey doluydu. Gülümsedi Gonca. Burası belli ki şehzade Alaeddin'in odasıydı.

Pencere kenarındaki masaya yaklaşanda masanın üzerinde bir harita olduğunu gördü Gonca.

Kaşlarını çatıp haritayı aldı eline. Hana giden yollardan biri tasvir edilmişti. Bir moğol bir de kayı işareti işlenmişti. Kağıda iyice bakan Gonca'nın gözleri irice açıldı.

Kayılar handa moğol ile mi buluşacaktı yani? Alaeddin bey bunun içün güzergah mı çıkarmıştı?

"Hileci hatun?" diyen Alaeddin'in sesi, Gonca'nın yüreğine indirecekti neredeyse.

Elindeki haritayı bırakan Gonca kapıya döndü anında.

Alaeddin ona şaşkınlık ve özlemle bakıyordu. Ama bu bakışalrı haritaya kayana kadar sürdü. Hızla ilerleyip haritayı ters çevirdi ve sorgulayan bakışlarını Gonca'ya dikti.

"Onca gün peşinde gezindim derdimi anlatayım deyu, imdi seni odamda bulmayı beklemezdim! Ne edersin sen burada hileci hatun?"

Gonca, dik bakışlarını karşısındaki adamın gözlerine dikti. "Ne edecem medreseli? Yanlışlıkla geldim. Helayı arardım, kitapları görende merak ettim. Yoksa ne edecem senin odanda?" dedi ters ters.

"Bak hil-"

"Beyim, Bala hatun aşa çağırır." diyen Baysungur yine böldü onları.

Gonca, dik duruşu ile medreseliden evvel çıkıp divana doğru ilerledi. Aş sakin geçmişti. Gençlerin heç biri konuşmaz önlerine bakardı. Her birinin ayrı bir derdi vardı neticede. Büyüklerin de kelamları onları alakadar etmezdi.

AlGon🌼🤍Where stories live. Discover now