Gururuna Düşman/8

1.7K 89 343
                                    

keyifli okumalar, bol satır arası yorumlar plss🦋

Not: Bölüm içlerinde gördüğünüz 'Y.N' yazar notu demektir. (Kırk bölüm sonra açıklattırdınız ya fcvgbhnjmk)

--------------------🍃------------------

"Destur var mıdır Gonca?" diye sordu Alaeddin. Kuruyan boğazını iki üç defa temizlemek zorunda kalmıştı. Alaeddin'in sorusuna başını sallayarak cevap verdi Gonca. Alaeddin, Gonca'nın yüzündeki örtünün uçlarından tutarak açtı usulca. Gonca ile göz göze gelende ikisi de gülümsedi genişçe. 

Derin bir nefes alan Alaeddin elinde sıkı sıkı tuttuğu kutuyu yavaşça açıp Gonca'ya çevirdi. Alaeddin'in kara gözlerindeki gözlerini kutuya çevirdi Gonca. Kutuda oldukça güzel işlemeli bir yüzük var idi. Papatya şeklinde olan yüzüğün ortasındaki siyah taşın içinde beyaz yaldızlar vardı. Gecenin göğünde parlayan birer yıldızı andırırlardı.

Güzel bir papatyanın içinde gökyüzü ve yıldızlar vardı sanki. Yüzük o kadar güzeldi ki Gonca bakışlarını bir türlü çekemezdi ondan. Bakanda bile ruhu açılmıştı. 

Kutunun içindeki yüzüğü parmaklarının arasına alıp Gonca ile göz göze geldi Alaeddin.

"Ne gök topraksız ne de toprak göksüz olmaz. Yeryüzünü bir bütün olarak var etmiş yüce rabbim. Yeri gelende gökyüzü toprağı yansıtır yeri gelende toprak gökyüzü olur. Toprak benimdir. Gönlümün çorak topraklarında çiçek açmazdı senden evvel. Geldin, şenlendim. Gökyüzü sensindir. Bakanda ferahlar insan, ucun bucağın yoktur. Tıpkı umutlar gibi, tıpkı sevda gibi... Yüzük içindeki yıldız, çolpan yıldızıdır (Kuzey yıldızı) bana her dem yolumu buldurursun. Gözlerine bakanda sanki gözlerinin içine bakarsam her türlü zorluktan sıyrılabilirmişim gibi, sanki heç kaybolamayacakmışım gibi, heç bir karanlık beni yutamazmış gibi hissederim. Bu bile sana layık değildir ya neyse. Müsaadenle" diyen Alaeddin'e elini uzattı Gonca. Heyecandan titrerdi elleri, gözleri dolu doluydu.

Alaeddin ile tenleri değende alev alırlardı sanki. İçleri bile titrerdi heyecandan. yüzüğü taktıktan sonra Gonca'nın elini bırakmadan gözlerinin içine baktı Alaeddin.

"Dilerim her dem yolumuz bir olur. Yüreklerimizin ışığı önümüzü aydınlatır. Bir papatya kadar narin, gece kadar güzel ve dahi yıldızlar gibi parlak oluruz hanemiz."

Heyecandan göğsünde tıkanan nefesini titrek bir şekilde bıraktı Gonca ve yüzüne güzel bir gülüş yerleştirdi. Alaeddin'in gözlerine hayran hayran baktı Gonca. Ömründe gördüğü en güzel gözlerdi, geceye benzerlerdi. Bir girdap gibi koyu, yıldız kadar parlaktı. 

"Ben gökyüzünü pek severim medreseli bilir misin?" dedi Gonca. 

"Tahmin ederdim zati" dedi Alaeddin, bakışlarını bir an olsun Gonca'dan çekmeyerek. 

"Ya? Nereden tahmin ederdin?" diye sordu Gonca şaşkınca. 

Güldü Alaeddin. "E ne vakit canın sıkılsa, için daralır gibi olsa bakışlarını göğe çevirirsin orman gülü"

"Sen..." devamını getiremedi Gonca. Genişçe gülümsedi sadece. Onun devamını getiremediği şeyi anlayıp başı ile onayladı Alaeddin. 

"Benim yollarım da bakışlarım da bir sanadır orman gülü. İstesem de istemesem de gonca güller açtığın mevsimde can bulurum bir tek."

Gonca, hâlâ bir olan ellerine indirdi bakışlarını ve böylece yüzüğe tekrar baktı. Hem gökyüzü hem de toprak. Hem Alaeddin hem de Gonca... Bu yüzük ikisiydi aslında. Gonca yüzükteki bakışlarını Alaeddin'e çevirdi tekrar. Hediyenin yanı sıra Alaeddin ile aynı şeyleri düşündüğü içün de sevinmişti. O da Alaeddin gibi düşünmüş, benzer bir armağan ettirmişti. 

AlGon🌼🤍Where stories live. Discover now