Gururuna Düşman/3

1.3K 75 172
                                    

Keyifli okumalar💕

Alırım bir kuple yorum (Bol satır arası yorum plz)🤍✨

--------------------🍃------------------

Yavaş yavaş kendine gelen Alaeddin omzundaki ve ensesindeki ağrı nedeniyle yüzünü buruşturdu. Zor da olsa gözlerini açan Alaeddin bir müddet boş boş bakındı etrafa. Sonra neler olduğunu hatırlayarak kendine geldi. Hızla ayaklanmak istediyse de ellerinin zincirlendiğini imdi fark ederdi. Bir hayvan gibi elleri zincirlenmişti! Zincirin ucu yerdeki kazığa takılmıştı Alaeddin kazığı çıkarmaya çalışsa da beceremedi. Tutulduğu soğuk ve loş mağaraya bakındı. Küçük mağarada tam karşısında yerde bir kazık ve zincir daha vardı. İki tutsak içün hazırlanmış gibiydi mağara. Alaeddin'in kaşları çatıldı. Hazırlık edecek kadar eminlerdi kendilerinden. Alaeddin'in o gün o yoldan geçeceğinden nasıl o kadar emindiler peki?

Kaybettiği kanlardan sebep içi titrerdi. Arkasına yaslanıp derin bir nefes aldı. Bu heç eyi olmamıştı. Atası, beyliği, ahalisi bu kadar zor bir durumdayken kefere eline düşüp onları daha da zor bir durumda bırakmak çok kötü olmuştu. 

Koluna yayılan sızı, kaybettiği kan nedeniyle ufak ufak terlemeye başlamıştı. Kesik lakin derin soluklar alan Alaeddin, kafasını arkasındaki duvara dayadı. Buraya onu getirenler her kimse oku çıkarıp yarayı da dağlamışlardı. Lakin Alaeddin yaraya bakanda ahveli eyi görmedi. Ölmeyeceği kadar eyi etmişlerdi sadece. 

"Yürü!" diye moğolca bağıran biriyle, Alaeddin'in bakışları mağaranın girişine döndü. 

Moğol mu? Bizans değil miydi onu kaçıranlar? Moğolun bu işle ne alakası vardı?

Alaeddin bunları düşündüğü sırada mağaranın kapısından bir hatunu içeri doğru sertçe iteledi nöker. 

Yere savrulan hatun başını kaldırıp nökere baktı ters ters. 

"Bu ettiğiniz yanınıza mı kalır sanırsınız siz?" diye gürledi Gonca. Elleri ip ile bağlanmıştı. Yüzü kan revan içindeydi. Konuşmasından, ayakta duramayışından belliydi ki kendinde değildi. 

Alaeddin, Gonca'ya bakanda Gonca'nın da bakışları Alaeddin'e döndü. Bir müddet ikisi de birbirlerinin gözlerine baktılar. Gonca'nın kolundan tutup Alaeddin'in karşısındaki yere savuran nöker ile bakışları birbirlerinden koptu. 

"Yavaş ol it herif!" diye bağırdı Alaeddin. Kalkmaya çalıştıysa da zincirlerin çıkardığı sesten gayrı heç bir şey olmadı.

Nöker Alaeddin'i duymaz gibi Gonca'nın da ellerini zincirleyip geriye çekildi. Burnundan soluyan Gonca ve Alaeddin önce birbirlerine sonra nökere baktılar. 

"Burada ne işim vardır benim?" diye sordu Alaeddin nökere lakin dalga dolu bir gülüşten başka heç bir cevap alamadı. "Sana derim soysuz köpek! Siz ne ettiğinizi sanırsınız?" 

"Çok konuşma, dilini keserim" dedi nöker dalga geçerek sonra Gonca'ya son bir kere daha bakıp çıktı mağaradan. 

Nöker gidende Gonca ve Alaeddin'in bakışları birbirlerine döndü. 

Karşısındaki Türk hatunundan gözlerini alamadı Alaeddin. Zırhı, keskin bakışları, aldığı yaralar ile bir er gibi yiğit dururdu. Lakin bütün bunlara rağmen üzerindeki kan ve çamura bulanan mavi entarisi, kulağındaki küpeleri, yüzükleri, bakanda insanın içini titreten ceylan gözleri ile pek güzel bir hatundu. Boğazını temizleyip bakışlarını kaçırdı Alaeddin. O anası ve bacısı dışında heç bir kadına bu denli çok bakmamıştı. Onlara bakanda da yüreği böyle hızlı hızlı atmazdı zati. Hızlanan yüreğine, kaybettiği kana rağmen ataş düşmüş gibi yanan suretini saklamak istedi. Ayıp bir şey ediyormuş gibi hissetmişti. Kimdi ki bu hatun? 

AlGon🌼🤍Where stories live. Discover now