AlGon🌼🤍

By okuyanladyy

56.5K 2.9K 5.9K

"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etraf... More

Bilgilendirme💫
1- Söğüt
2- Kimsin Sen Hatun?
3- Açtığın Yarayı Sar!
4- Uç Pazar
5- Yüreğe Yağan Sevda
6- Yaralarını Ben Sarayım🩹
7- Düşman Beldenin Yaman Güzeli
8- Tabip Şehzade
9- Şifa, Zehrin Kendisidir
10- Vazife, Konya!
11- Ecel mi, Derman mı?
12- Papatyalar🌼
13- Kayıplar!
14- İnanır mısın?
15- Öleceksiniz!
17- Çözüm belli💫
18- Ben ettim!
19- Düğün Alayı
20- Mendil💙
21- Kerem ile Aslı 💕
22- Kervanlar
23- Zümrüt Yüzük/1
24- Zümrüt Yüzük/2
25- Mağara
26- Alaeddin Ali!✨
27- Hazırlıklar Başlasın!
28- Toy🎉
29- Er Meydanı
30- Derdim Dermanım
31- Ömrüm ömrüne denk
32- Hileci Şehzade
33- İlk Sevdam🌼
34- Son Sevdam🤍(Final)
Yeni Kurgu Duyurusu✨
Gururuna Düşman/1
Gururuna Düşman/2
Gururuna Düşman/3
Gururuna Düşman/4
Gururuna Düşman/5
Gururuna Düşman/6
Gururuna Düşman/7
Gururuna Düşman/8
Gururuna Düşman/9
Gururuna Düşman/10
Gururuna Düşman/11
Gururuna Düşman/12
Prenses/1

16- Peşimi bırak!..

845 45 31
By okuyanladyy

 Keyifli okumalar💕💕

Bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen🥰

------------------🌼----------------

"Sonunuz geldi barbar Türkler! Erkeklerinizi öldürüp kale duvarlarımıza asacağız! Kadınlarınızı kendimize köle yapacağız!" diye bağırdı komutan.

Alaeddin ve Gonca ilk defa birbirlerine baktılar. İkisinin de bakışlarından öfke akıyordu. Alaeddin pusatını komutana çevirdi.

"Seni gebertmeden önce hatunların önünde yalvartacam soysuz köpek!" dedi dişlerinin arasından.

Ona verilen tek cevap etraftan yükselen kahkaha sesleriydi.

Gonca yarım ağız gülerek bakmakla yetindi. Elini havaya kaldırdı usulca ve komutanın bakışlarını üzerine çekti. Komutanla bir Alaeddin de bakışlarını Gonca'ya çevirdi kaşlarını çatarak, merakla. 

"Akıl her kula nasip olmuyor ha komutan?" dedi Gonca sırıtarak. 

"Ne saçmalıyorsun sen?" diye bağırdı komutan. 

"Söylemektense göstermeyi tercih ederim" diyen Gonca, havadaki elini yumruk haline getirdiği an etraflarını saran askerlere oklar isabet etmeye başladı. 

Alaeddin şaşkınlıkla Gonca'ya baktığında yüzündeki ifadeyi silerek gururlu bir ifade takındı. O arabaları içeri nasıl sokmuştu? Pusuya düşüleceğini nerden anlamıştı da onlardan evvel kendi pusu kurmuştu? Demek Aykız bu yüzden ortalıklarda yoktu! Başını gülümseyerek iki yana sallayan Alaeddin, yüzünü komutana çevirerek bilmiş bilmiş baktı. 

Ok yağmuru durduğunda sağ kalan askerler saldırı içün hazırlandılar. 

Tam o sırada pusuya yatmış olan Aykız ve Holofira saklandıkları yerlerden çıkarak kılıçlarını çektiler. 

Az önce daireye alınmış olan Goncalar şimdi Bizans'ı iki taraf arasında sıkıştırmıştı. 

"Prenses Holofira?" dedi komutan şaşkınca. 

"Ağzını kapa ağzını, sinek kaçmasın kaçık komutan!" diye bağırdı arkadan Gülce. 

"Hey maşallah ya! Biri kaleye girer, biri kaleden çıkarken yetişir valla boşuna sevmiyorum ben bunları ya! Holofira, hatırlat pazara gittiğimizde Aysima'yı döveyim senin içün!" dedi Fatma. 

"Eh yeter gayrı! Bu mesele çok uzadı. Saldırın!" diye bağırdı Alaeddin. 

Aykız ve Holofira'nın gelmesi sebebiyle vuruşma çok uzun sürmemişti. 

Komutanı perişan hale getiren Alaeddin, dizinin arkasına sert bir pusat darbesi vurarak dizlerinin üzerine çökmesini sağladı. Hatunların hepsi komutanın karşısındaydı. 

"Az evvel dediklerini tekrar et, ha!" 

"Yapmayın! Bana hiç bir şey yapamazsınız! Ben Kitenin en değerli komutanlarındanım, kılıma dahi dokunamazsınız!"

"Kite'nin tekfurunu gebertmişiz, sana mı acıyacaz?" diyen Gonca ile tüm bakışlar ona döndü. Ondan başka heç kimse bunu bilmezdi. 

Sırt sırta vuruştuğu Holofira'ya baktı acı bir tebessümle. Duyduklarını ne zaman söyleseydi acep? Fatma ve Gülce'nin kaçırılması meselesi yüzünden Orhan beyin Holofira'yı kaçırması da yalan olmuştu.

"Ya-yalan! Yapmayın, öldürmeyin beni!" diye bağırdı komutan. 

"Bizim hatunlara değil dil uzatmak, göz ucuyla bakar iseniz kellenizin düşeceğini bilmeniz lazım gelirdi imdiye. Lakin bakarım ki heç akıllanmazsınız. O vakit akılsız başın gövdede durmasına hacet yoktur!" diyen Alaeddin, pusatı elinde çevirip etrafında bir kere döndü ve komutanın kafasını tek seferde aldı. 

"Hayde gideriz. Çok durmamak icap eder, yardıma gelenler olacaktır." diyen Gonca, Fatma ve Gülce'nin yanındaki yerine geçti hemen. 

Pazara varanda hatunları görenler çok sevindi. Hatunlar anında şifahaneye götürülerek yaraları sarıldı. Malhun ve Şahperi aş etmek içün aşhaneye gitti. Yakup, şehzadelerle birlikte başka bir otağda moğol ile alakalı konuşurdu. 

İmdi bey otağında Osman bey ve Şahin bey vardı. Osman ve Şahin, karşısına dizilen evlatlara baktılar. 

"Pek eyi iş ettiniz evlatlarım. Anlatın hele ne deyu bu denli geciktiniz?" dedi Osman bey.

Gonca, yere diktiği bakışlarını kendi babasına çevirdi. "İçeri girende çıkmak pek zor olacaktı. Bundan sebep Aykız'ı yollayarak Holofira'dan bize yardım etmesini istedim. Holofira, kendi adı ile içeri aldırdığı arabaları kilise sokağında bekletmişti. Oraya varıp da araçlara binende kaleden çıktık. Henüz çıkmıştık ki fark edildik. Bunu tahmin ettiğimden uzun yolu kullanmayı istedim. Zira kısa yol pusuya pek müsait değildi, Aykızların saklanabileceği bir yer yoktu. Kaleye sızmadan evvel Aykız'ı Holofira'ya yolladım yine. Uzun yola pusu kursun deyu. Onların gizlendiği yere vardığımızda bilerek durdu arabalar ve etrafımızın sarılmasına göz yumduk. Sonrası da vuruşma işte. Holofira olmayaydı çıkamazdık oradan" dedi Gonca, bakışlarını utanan Holofira'ya çevirerek. 

"Var olasın kızım. Kendi milletine, kendi dinindekilere karşı oldun bizim içün. Bu pek büyük bir şeydir." dedi Osman. 

Gülümseyen Holofira, başını kaldırdı yerden. "Önemli olan haklının yanında olabilmek Osman bey. İki genç kızın kaçırılmasındansa yiğitçe er meydanında vuruşulmasını tercih ederim" 

"Hey maşallah!" dedi Osman başını sallayıp gülümseyerek. 

Yüzünü Şahin beye dönen Osman bey, Şahin beyin baktığı yöne çevirdi bakışlarını. Kızına bakıyordu Şahin bey. Zira Gonca'nın bir derdi var gibiydi.

"Gül Gonca'm, bir şey mi vardır kızım?" diye yumuşak bir sesle konuşan babasına döndü Gonca. Derin bir nefes alarak başını olumlu anlamda salladı. 

"Kite tekfurunu öldürdüm" diyen Gonca ile beyler şaşkınca baktı ona. Anlatmaya devam etti Gonca. 

"Kaleye giren de koridorda Prenses Olivia'yı gördüm. Girdiği odaya girende tekfur ile konuştuklarına şahit oldum." sıkıntılı bir nefes verdi Gonca. 

"Teyzem mi? Ne işi vardı ki orada?" dedi Holofira şaşkınca. 

Gonca sıkıntılı bakışlarını Holofira'ya çevirdi. "Moğol ile ittifak kurmak isterler. Bundan sebep imparator kızını, moğol komutanı ile evlendirecekmiş" 

"Ne?" dedi iki bey aynı anda.

"Bu bizim içün bir felaket olur." dedi Alaeddin. 

Gonca, kalp kırıklığının sebebi olan sese kulaklarını tıkayıp devam etti. 

"Yalnız bu olsa eyi. 'Bu bizi yalnız dıştan güçlendirir, içten de güçlendirmek gerekir. Bundan sebep Holofira'yı Bilecik tekfuru ile evlendirecez' de dediler"

"NE?" dedi herkes aynı anda. Gonca ise tek bir kişiye bakıyordu: Bembeyaz olan Holofira'ya.

"E-emin misin Gonca? Gerçekten böyle mi söyledi?" diye sordu gözleri dolan Holofira. Üzülerek başını salladı Gonca. Holofira başını önüne eğip akan gözyaşlarını gizlemeye çalıştı. 

"Dahası da var" diyen Gonca'ya döndü Esma. Sabahtan beri tek kelime etmemiş, bakışlarını yerden kaldırmamıştı. Gözleri dolu doluydu, Gonca'ya bakmamak içün direnmişti.

"Daha ne var Gonca? Daha ne olabilir?" 

"Germiyanoğulları ve Osmanoğullarının arasını açmak içün bir şeyler çevirirler lakin ben ne olduğunu öğrenemedim" 

"Başka felaket haberin var mıdır kızım?" diye sordu Şahin. Gonca, iki yana salladı kafasını. "Yok baba, bitti." 

"Holofira, burada kalasın kızım. Teyze'nin yanına gidersen ne olacağını biliriz. Her şeyi ardında bırakıp gelir misin?" deyu sordu Osman.

Gözyaşlarının ıslattığı yüzünü Osman'a çevirdi Holofira. "Orhan için her şeyi arkamda bırakmaya razıyım ben Osman bey. Orhan, böyle bir şey olduğunu bilirse canını hiç düşünmez, benim için gelir. Ama burada kalırsam da teyzem durmaz. Yine onun, sizin canınız tehlikeye girer." dedi güçsüz bir sesle.

"Sen bizi dert etmeyesin Holofira. Kalacam de yeterdir. Ağabeyim her şeyin üstesinden gelir" dedi Alaeddin. 

Holofira yüzünü Gonca'ya döndü, bir şey demesini bekliyormuş gibi.

"Gitme Holofira. Teyzenden korkacak değiliz. Çok istiyorsa buyursun gelsin, benle de tanış olmuş olur hem" dedi Gonca. 

Holofira, Gonca'nın yanına adımlayıp sımsıkı sarıldı. "Koca bir kalede yapayalnızdım şimdiye kadar. Şimdi ise bir kardeşim varmış gibi hissediyorum. Teşekkür ederim" dedi kulağına fısıldayarak. 

Gözleri dolan Gonca da ona sarıldı sıkı sıkı. "Her vakit buradayım Holofira. İster gardaş de ister arkadaş. Ettiklerini heç unutmam." 

Gonca'dan ayrılan Holofira minnetle baktı ona. "Bunu unutmayacağım. Ama müsadenizle teyzemin yanına gitmek istiyorum. Onu son kez ikna etmek istiyorum. O benim bu hayattaki tek akrabam, öylece sırtımı dönemem" diyen Holofira'ya itiraz edilse de ısrar ederek ayrılmıştı pazardan. 

"Ağabeyim bunu öğrenende kan çıkaracak" dedi Alaeddin.

"İmdilik söylemeyelim. Holofira, ne edeceğine karar verende biz de ne edeceğimize bakarız" dedi Osman. 

"Evlatlar, siz çıkıp dinlenin gayrı hayde" diyen Şahin bey herkesi kovdu otağdan. 

Esma, hiç kimseye görünmeden doğruca otağına geçti. Gonca da hızlıca otağına adımlasa da yolu Alaeddin tarafından kesildi. 

"Hileci hatun" 

Onu görmezmiş gibi yapan Gonca, hangi tarafa adımlarsa adımlasın karşısındaki eri aşamadı. En nihayetinde bıkkınlıkla soluyarak döndü Alaeddin'e.

"Ne istersin?" 

"Kendimi anlatmak! Bugün gördüğün o vaziyetin senin tarafından nasıl anlaşıldığını bilirim lakin vallahi de billahi de anlaşıldığı gibi bir şey yoktur ortada."

"Bu beni alakadar etmez medreseli" diyen Gonca yine gitmek istemişti ama Alaeddin yine önüne geçmişti. 

"Eder! Etmeli! Etsin..." dedi Alaeddin, git gide kısılan bir sesle. 

"Çekil önümden medreseli!"

"Çekilmem! Çekilemem hileci hatun! Bak zindandayken bayılmayan asker bana saldıranda Esma hatun kolarımı tutarak beni atılan hançerden kurtardı. O anın şaşkınlığı ile birbirimize bakanda sen geldin."

"Medreseli!" diye bağırdı Gonca. Sonra nerede olduklarını hatırlayınca kıstı sesini. "Bir de utanmadan yalan konuşursun! Hem emmi kızıma sevdalısın, hemi de benim peşimden ayrılmazsın!" 

"Ne?" dedi Alaeddin şaşkınca. Her şeyi beklerdi de Gonca'nın bunu diyeceğini beklemezdi. Yüreğinin atışları bile darılmış, yavaşlamıştı ona inanmayan hatunun kelamları ile.

"Konya'da iken pek bir alakadar olmuşsun onunla! Yetmemiş pazara gelende kuytu köşede konuşmuşsun! Bunlar da yetmeyende gönlü var mıdır deyu yengemin ağzını yoklamışsın! Üstüne bir de imdiki vaziyet... Belli ki ya bir gönlün yok idür ya da gönlün yol geçen hanına dönmüştür. Lakin medreseli, ben herkesin geçtiği yollardan geçecek biri değilimdir!" 

Alaeddin tutulan diline söz geçirmeyi başarıp lafa zar zor giriş yaptı. "Se-sen ne dersin Gonca? Ne alakası, ne kuytusu, ne ağız aramasından bahsedersin?"

"Utanmadan bir de inkar mı edersin?"

"Go-Gonca bak belli ki ortada yanlış bir şey var-"

"Sana sevdalı olan emmi kızıma ümit veririken benim etrafımda da dönmen bence de yanlıştır Alaeddin bey!" 

"Ne?" diye bir daha şaşırdı Alaeddin. "Ne sevdasından bahsedersin?"

Ama Gonca onu duymuyor gibiydi. Dolan gözlerini saklama ihtiyacı hissetmeden karşısındaki adamın gözlerinin içine dikti bakışlarını. Çok iyi göremiyorlardı karanlıkta birbirlerini lakin meşalelerden yayılan ışık yetiyordu gözlerindeki kırgınlıkların okunmasına. 

"Bir de bilmezmiş gibi yapar" diyen Gonca güldü. Gözü yaş doluydu. "Çok mu eğlendin medreseli? Ha? Ne dedin, ben iki germiyan kızını da gönül eğleşim ederim mi dedin?"

"Bana bunları dediğine inanamazım Gonca! Ben bunları edecek biri miyim? Heç mi tanımadın beni? Heç mi anlayamadın? Seni görende hızlanan yüreğimi heç mi işitemedin?" Dedi Alaeddin, hayal kırıklığıyla.

İki yana salladı kafasını Gonca. "Ben gayrı ne gördüklerime ne de işittiklerime inanmazım. Anlayamazım neler olduğunu. Gayrı peşimi bırak medreseli. Bırak, ben de Esma ile beni aynı anda kullanmanı bu defalık görmezden geleyim. Geleyim ki nefes almaya devam edebil. Lakin bir daha karşıma çıkma yoksa sebebin olur, bu ettiklerinin intikamını senden ağır sorarım!" Diyen Gonca çekti gitti, arkasına bile bakmadan. 

Otağına girdiği an yere çöküp akmak içün hazırda bekleyen gözyaşlarını serbest bıraktı. 

Kite kalesinden döndüklerinde Esma içün endişelenen yengesi Saadet, 'Alaeddin bey vardı en azından. Konya'da nasıl alakadar olduysa, koruyup kolladıysa imdi de olacağını bilirdim. Pazara varanda ilk işi Esma'yı kuytuya çağırıp onunla hasbihal etmiş, yareninden öğrendim. Nasıl üzerine titrer maşallah. Geçen de ağzımı yokladıydı Esma'nın gönlünde kimse var mıdır deyu. Belli ki ikisi de birbirlerine sevdalanmışlar. Eh, onlar birbirini kollamayacak da kim kollayacak?' demişti bir çırpıda. 

Bunlara inanmak istemese de Gonca'nın içine bir şüphe düşmüştü. Onları konuşurken bastığını, onların arasında bir şey olamayacağını söylediğini, Esma'nın bundan sebep ağlayarak 'ben ona sevdalıyım' dediğini de söylemişti yengesi. Gonca bunları bir araya getirende her şey birbirine uyardı. 

Her ne kadar bunları medreseliye yakıştıramasa da yengesi o denli de kahpece oynayacak biri değildi. Hele de kendi kızı üzerinden. Hem Esma ile sırdaş olan Gonca, onun bugüne kadar kimseye sevdalı olduğunu işitmemişti. 

Gonca, otağında içli içli ağlarken Alaeddin olduğu yerde dururdu hâlâ. Hareket edemez, düşünemezdi. Yüreği sökülüp alınmıştı sanki. 

Gonca, bunları nasıl yakıştırırdı ona?

Ona bu yalanları kim söylemişti?

Ne edecekti bu meseleyi toplamak içün?

Alaeddin, daha fazla ayakta duramayacağını anlayınca otağın merdivenlerine ilerleyip oturdu. Bir ölü gibiydi gayrı.

----------------🌼----------------

AlGon dışında her şeyi yazıyor gibiyim. Kitap değil de dizi yazıyorum sanki. Utanmasam OsBal sahnesi de yazacağımEDRTFYHUJPŞĞ

Söz vermeyeyim ama belki ikinci bölüm de gelir bugün. 

Gelecek bölüm görüşürüz💫💕

Continue Reading

You'll Also Like

VAZİFE By ALGON

Historical Fiction

14.2K 776 31
Osman bey Alaeddine vazife vermişdir. Ama bu vazife onların planladığı gibi olmaz ve başka kötü şeyler olur
208K 14.7K 25
Cara Hamilton; Durham'ın en gözde ailesinin; Hamilton'ların tek kızları. 17 yaşında olan Cara; diğer kızların aksine evlenmek değil, tatlılar yapmak...
271K 15.7K 44
Sessizlik derler en büyük ihanetmiş. Ben sessizliği bu sarayda öğrendim Sultanım, tüm benliğime ihanet edilirken, ırkım benden medet umarken ben ise...
298K 16.7K 14
Sıcak sular fokurduyordu. Sıradan bir insanın ya da bir meleğin giremeyeceği kadar sıcaklardı. Ancak Janet yarı tanrıçaydı. "Ah Tanrım" diye mırıldan...