AlGon🌼🤍

By okuyanladyy

56.7K 2.9K 5.9K

"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etraf... More

Bilgilendirme💫
1- Söğüt
2- Kimsin Sen Hatun?
3- Açtığın Yarayı Sar!
4- Uç Pazar
5- Yüreğe Yağan Sevda
6- Yaralarını Ben Sarayım🩹
7- Düşman Beldenin Yaman Güzeli
8- Tabip Şehzade
9- Şifa, Zehrin Kendisidir
10- Vazife, Konya!
11- Ecel mi, Derman mı?
12- Papatyalar🌼
13- Kayıplar!
15- Öleceksiniz!
16- Peşimi bırak!..
17- Çözüm belli💫
18- Ben ettim!
19- Düğün Alayı
20- Mendil💙
21- Kerem ile Aslı 💕
22- Kervanlar
23- Zümrüt Yüzük/1
24- Zümrüt Yüzük/2
25- Mağara
26- Alaeddin Ali!✨
27- Hazırlıklar Başlasın!
28- Toy🎉
29- Er Meydanı
30- Derdim Dermanım
31- Ömrüm ömrüne denk
32- Hileci Şehzade
33- İlk Sevdam🌼
34- Son Sevdam🤍(Final)
Yeni Kurgu Duyurusu✨
Gururuna Düşman/1
Gururuna Düşman/2
Gururuna Düşman/3
Gururuna Düşman/4
Gururuna Düşman/5
Gururuna Düşman/6
Gururuna Düşman/7
Gururuna Düşman/8
Gururuna Düşman/9
Gururuna Düşman/10
Gururuna Düşman/11
Gururuna Düşman/12
Prenses/1

14- İnanır mısın?

909 51 34
By okuyanladyy

Keyifli okumalarrr💫💕

------------------🌼-----------------

"Karacelasun yapmıştır" dedi Ahmet bey.

Ona anında cevap veren gonca oldu.

"Yok. Karacelasun aldığı onca yenilgiden sonra böyle bir şeye kalkışamaz. Adam akıllı nökeri bile kalmamıştı en son."

"Hil- Gonca hatun doğru söyler. Hem Moğol olsa kendini gizlemek için bu kadar uğraşmazdı. Barbar olabilirler lakin korkak değiller." Dedi Alaeddin.

Konu otağda tartışılırken davullar çalmaya başladı. Bu davullar birinin geldiğinin habercisiydi. İçerdeki meraklı bekleyiş Şahin Bey otağa girene kadar devam etti.

Kütahya'dan daha yeni dönen Şahin bey, herkesin otağda olmasına epey bir şaşırdı. Ağabeyinin yanına doğru ilerlerken herkesi şöyle bir süzdü. Ağabeyinin yanına geçmeden evvel kızı Gonca'nın önünde durup kızını kollarının arasına alarak sıkıca sarıp sarmaladı.

Gonca'nın kokusunu derince soluyan Şahin bey, onu ne denli özlediğini bir kere daha fark etmişti. Kızından ayrıldığında güzeller güzeli kızının solan yüzünü avuçlarının arasına alıp alnından öptü.

"Kızım, Gül Gonca'm... Eyisin ya gözümün nuru" Gonca, dolan gözleriyle onu onayladığında Şahin kaşlarını çattı.

"O vakit ne olur burada? Nedir bu yüzünüzün hali? Bir hoş geldin diyemeyecek kadar nedir aklınızı meşgul eden?"

"Hoş geldin bey babam hoş geldin de hoş bulamayacaksın pek" dedi Ahmet bey.

"O ne demektir oğlum? Ağabey, Osman bey diyin hele nedir bu hatunların vaziyeti?"

"Fatma hatun ve Gülce hatun kayıptır Şahin bey" dedi Osman sıkıntılı bir ifadeyle.

"Ne dersin sen Osman bey? Nasıl kayıplar?" Diye soran Şahin beye kısaca yaşanılanları özetlediler. Elini kemerine koyan şahin sakince konuşmaya başladı.

"Alaeddin oğlum ile Gonca kızım doğru derler. Bu moğolun işi olamaz zira ben de size moğoldan havadisler getirmiştim. Karacelasun için büyük bir Moğol ordusu gelir. Amaçları kayı ve germiyanı ani baskınlar ile güçten düşürmektir. Hedefleri uç Pazar ya da Yenişehir değildir. Uçlardaki obalara saldıracaklar. Bunu planlamakla uğraşan Moğol hatunları kaçıracak vakte sahip değildir. Hemi de karacelasun böyle bir şeyi ederek ordusu gelmeden dikkatleri üzerine çekmek istemez."

"Sen bunları nerden bilirsin şahin bey?" dedi Osman merakla.

Şahin elini boş ver dercesine sallayıp beline koydu tekrar ve şöyle bir süzdü içeriyi. "Nasıl olur da hatunlar bir başına göle gider, nasıl olur da siz bu vakte kadar yokluklarını fark etmezsiniz hatunlar?"

Otağdaki hatunlar başlarını önlerine eğdiler. Hepsi perişandı. Malhun ayakta zor duruyordu.

"Vallahi Gonca hatuna sormak icap eder Şahin bey. Sor hele kızına, ona emanet edilen biri nasıl olur da kaybolur ortalıktan? Gülce kaybolurken, o neredeymiş?" dedi Saadet.

"Bir fikrin var ise konuş dinleyelim yok ise boş konuşup kuru kalabalık yapmayasın Saadet hatun" diye çıkışan Şahperi ile sinirden kızardı saadet.

"Gonca'nın ona emanet edilenlere sahip çıktığı nerede görülmüş yenge güldürmeyesin beni" diyen Ahmet ile Gonca şaşkın bakışlarını ağabeyine çevirdi.

Bir yengesine, bir ağabeyine bakan Gonca'nın gözleri doldu yavaş yavaş. Onun için bazı taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Bazı şeyleri şimdi anlıyordu.

"Gonca hatun koruyamadı da sen koruyaydın, sahip çıkaydın o vakit Ahmet bey! Sen neredeydin, ben neredeydim? Onca alp neredeydi? Birilerini suçlayacak mesele değildir bu! Buradaki herkes ne kadar mesulse onlardan, Gonca hatun da o kadar mesuldü! İmdi her şeyi onun üzerine yıkmaya çalışmak yüreksizlikten gayrı bir şey değildir!" Diyen Alaeddin, herkesin bakışlarını üzerine topladı ama o, sadece Ahmet beye öfkeyle bakmakla meşgüldü. Bundan sebep kendisine minnetle, şefkatle bakmakta olan hatunun güzel bakışlarını göremedi.

"Sana ne olur Alâeddin Bey! Sana mı kaldı Gonca'yı savunmak?" Diyen Ahmet, Alâeddin'e doğru atıldı.

"Ağabeyi basiretsiz kalınca, bana kaldı elbet!" Diyen Alâeddin de Ahmet'in üzerine yürüdü.

Birbirine kızgın boğa gibi yanaşan beylerin arasına girdi Esma hemen.

"Durasın Ahmet bey! Sen de geri çekilesin Alaeddin Bey! İmdi tartışmanın vakti değildir. Hatunları bulmak için akıl yürütmek lazım gelir. Gonca sen de bir şeyler de hele!" Diyen Esma, ikiliyi durdurmayı başaramayınca son çare Gonca'ya bakmıştı.

Üzerindeki şaşkınlığı atan Gonca, Alâeddin'e yaklaştı usulca.

"Sakin olasın medreseli. İmdi sırası değildir." Diye fısıldayan Gonca'yla, Alâeddin geri çekildi. Hâlâ öfkeyle solusa da Gonca'yı ikiletmemişti.

"Osman Ben imdi ne edecez?" diye sordu bala.

Osman, öfkeden kıpkırmızı olmuştu. En kıymetlisini biriciğini almışlardı ve bedelini ödeyeceklerdi. "Moğol değilse Bizans'tır bu işi eden"

"Elbet ya! Eğer hatunları kaçıran da bu işi moğoldan bilseydik Moğolun üzerine yürüyecektik. Bu vakitte pek kan akacak pek güçten düşecektik. Yaşanacak olan hengameden de en çok Bizans yararlanırdı." Dedi Gonca, sakince. Aklını kurcalayan o kadar çok şey vardı ki düşünceleri enerjisini sömürüyordu.

"Onca kale, onca tekfur vardır. Nereden bileceğiz hangi tekfurun bu işin içinde olduğunu? Hem bir yandan da Moğol gelir üzerimize. Bunun içün de hazırlık etmek icap eder." dedi Mehmet.

Yakup, Şahin ve Osman bey birbirlerine bakarak başlarını salladılar. Anlaşılan beyler kafalarında vazife dağılımını çoktan yapmıştı bile.

"Alaeddin, bacını bulmak vazifesi senindir evlat." dedi Osman.

"Gonca, hastasın gitme desem, vazifeyi başkasına versem de durmazsın sen. Bundan sebeptir ki birbirimizi heç yormayalım. Gülce'yi bulma vazifesi de senindir." Dedi Şahin bey. Aksi düşünülemezdi bile.

Alaeddin, Gonca'ya bakarak göğsünü gerdi. Acaba imdi burada 'merak etmeyin ben onu kendi gözümden bile sakınır, korur kollarım' dese ne olurdu? Alaeddin ağzını açacağı sırada Yakup bey konuşunca susmak mecburiyetinde kaldı.

"Esma, kızım sen de Alaeddin bey ve Gonca hatunla birlikte gideceksin."

Mehmet derin bir sabır çekerek, çaktırmadan birbirine bakmaya çalışan ikiliye baktı. "Ya biz?" dedi bıkkınca.

"Orhan bey de gelende biz beyler oturup moğol işini konuşacaz evlat. Hayde Alaeddin, Gonca, Esma; tez vazifenizin başına gidin, bize evlatlarımızı sağ salim geri getirin! Her kim bu işin arkasındaysa başını ezmekten sakın ola çekinmeyesiniz!" dedi Şahin bey.

Gonca, Alaeddin ve Esma otağdan çıktıktan sonra birbirlerine baktılar.

"Nerden başlayacaz?" dedi Esma, Alaeddin'e bakarak.

Alaeddin ise çatık kaşlarla Gonca'ya bakıyordu. Gonca'nın aklını kurcalayan bir şey var gibiydi. Daha da solgun görünürdü. Aklındaki her neyse Fatmalarla alakalı değildi zaar çünkü öyle olaydı imdiye değin söyleyerek kurtulmuştu. Neydi o vakit aklını kurcalayan?

"Vuruşmanın yaşandığı yere gidelim. Alpların gözünden kaçan bir şey buluruz belki." dedi Alaeddin dalgın dalgın, Gonca'ya bakmaya devam ederken.

"Aykız gel hele" diyen Gonca'nın yanına yaklaştı Aykız. Gonca, Aykız'ın kulağına bir şey söyledikten sonra ok gibi fırlayıp gitti Aykız.

"Neler olur Gonca?" dedi Esma, giden kadının arkasından bakarak.

"Yoktur bir şey. Hayde" diyerek onları gerisinde bırakıp ata doğru gitti Gonca.

Atına binmeye çalışan Esma yalandan inleyerek binememiş gibi yapıp Alaeddin'e döndü yüzünü.

"Alaeddin bey, yardım edesin hele sana zahmet. Yaram vardır, binemezim" diyen Esma'yı duymuyordu Gonca, aklı o denli meşguldü ki emmi kızının yalanlarını işitecek vaziyette değildi.

Aklını kurcalayan çok şey vardı da imdi sırası değildi elbette.

Alaeddin o tarafa heç bakmadan atına oturup Baysungur'a döndü. "Baysungur, Esma hatuna yardım edesin"

Baysungur, Esma'ya atılınca morali bozuldu Esma'nın. Ama çaktıramadı çünkü o vakit onun için heç iyi olmazdı. Zaten yarası neyin de yoktu. Yara dediği Gülce'nin açtığı ufak sıyrıktı ki o da kapanmıştı.

Gonca, aklındakilerle birlikte atını son hız sürüp ayrıldı yanlarından. Hemen arkasından da Alaeddin ayrıldı ok gibi.

Vuruşmanın yaşandığı yere vardıklarında gördükleri karşısında dişlerini sıkmışlardı. Etrafta epeyce kan vardı. Büyük bir vuruşma olduğu açıktı. Fatma hatun ve Gülce hatun yiğit hatunlardı. Anlaşılan pusuya düşende kendilerini eyi savunmuşlardı lakin kurtulmalarına yetmemişti bu.

Bir müddet her yere baktıktan sonra heç bir şey bulamayınca tekrar yan yana geldiler. Gonca'nın dolan gözleriyle, Alaeddin'in öfkeden parlayan gözleri kesiştiğinde etraflarında heç kimse kalmamıştı sanki.

Gonca, başını çevirerek yanında duran taşa ilerleyip oturdu. Alaeddin'in öfkeli bakışları bir pus gibi dağıldı gitti. Gonca'nın yanına ilerledi ve önüne diz çökerek yüzünü ondan tarafa çevirmeyen hatunun gözlerinin içine bakmaya çalıştı.

"Hileci hatun..." dedi fısıltıyla.

Gonca, başını ona doğru çevirdiğinde gözünden akan yaşlar Alâeddin'in canını bir oktan daha fazla yaktı sanki. Sertçe yutkunan Alaeddin, zırhına sıkıştırdığı mendile doğru uzandı.

Mendili avucunda toplayan şehzade, Gonca'nın gözünden akan yaşları sildi usulca.

"Sen ağlamayasın hileci hatun. Eyi olacaklar. Bacımı da Gülce bacıyı da bulacaz. Sen akıtmayasın incilerini" dedi zayıf bir ses tonuyla.

"Koruyamadım medreseli" dedi Gonca acı dolu bir sesle.

Alaeddin kafasını iki yana salladı hemen.

"Ben de Fatma'yı koruyamadım o vakit. Bizle ne alakası vardı hileci hatun? Göle gelmemeleri gerektiğini bilirlerdi, onca düşmanımız olduğunu bilirlerdi lakin o iki deli bir başına iş etti! Elbette bulduğumuzda bunun hesabını soracağız lakin sakın ola sen kendini suçlama!" diye hiddete konuşan şehzadeye baktı Gonca.

Alaeddin, sağ gözden akan yaşları sildiğinde sol göze geçti. İsterdi ki sildiği her yaş yüreğini hafifletsin Gonca'nın. Bundan sebep daha yavaştı dokunuşları, daha narindi bakışları. Gözyaşları değil de yüreği vardı sanki avuçlarında. O yüreği incitmekten korkardı.

"Bana inanır mısın? Beni suçlamaz mısın?" dedi Gonca, titreyen bir sesle.

Başını iki yana salladı şehzade tekrar.

"Asla! Asla seni suçlamam hileci hatun. Söz vermemiş miydim sana? Kim karşında durmak isterse istesin yanında beni bulacaksın demedim mi? Öyle ederim işte. Kim ki karşında durur, o vakit benim de karşımdadır. Ben yalnız sana inanırım hileci"

Gülümsedi Gonca.

Alaeddin de gülümsediğinde mendili geri çekti. Avuçlarında toplayıp sıkıca tuttuğu mendile göz ucuyla baktıktan sonra gerisin geri zırhına, yüreğinin üzerine yerleştirdi. Kendi kanını silmeye kıyamadığı mendile, Hilecisinin incilerini toplamıştı.

"Ya sen hileci hatun, sen bana inanır mısın?"

"Öhmm- Öhmm!" diyerek boğazını temizleyen Esma, konuşmanın bölünmesine neden oldu. Gonca, medreseliye cevabını verememişti. Alaeddin, Gonca'sından işitmek istediklerini işitememişti.

Alaeddin gözlerini yukarı çevirip sabır diledi. Ne deyu iki kelam edemezlerdi Allah aşkına?

Bakışlarını kaçırıp hızla ayaklanan Gonca etrafta göz gezdirdi hemen. Bu sırada yanlarına koşarak gelen Baysungur yeni bir haber getirmiş olmalıydı.

"Beyim! Az ilerideki çalılıkların arasından ağaca saplı bulduk bu oku." dedi baysungur ve oku, ayaklanmış olan şehzadeye uzattı.

"Bizim değildir bu!" dedi Alaeddin, yanındaki Gonca'ya bakarak.

"Ağaca saplı olmasından sebep bizim derdim, zira Gülce'nin hedeftense ağacı vurması daha yüksek ihtimaldir lakin bu ok bizim de değildir." dedi gonca.

"Gonca doğru der, Gülce okları yanlış yere atmaya bayılır" diyerek ağzında bir şeyler geveledi Esma. Bir eli istemeden kolundaki ok yarasına gidip okşadı orayı. Gonca bıyık altından güldü onun bu haline.

Onlar oka bakarken atıyla son sürat gelen Aykız başı ile Gonca'ya selam verip yanındaki yerini aldı hemen. 'hallettim' bakışlarını Gonca'ya yollayan Aykız meseleye odaklanmaya çalıştı.

"Ok bizans okudur. Her şeyi toparlayanda bunu gözden kaçırmış olmalılar." dedi Alaeddin.

"Üzerinde tamga var mıdır? Hangi tekfura aittir?" dedi Gonca.

"Kite'deki askerlerin kullandığı oklardandır! Hatunları kite tekfuru kaçırtmış olmalı!" diyen Alaeddin'in sinirden bakışları çatıldı.

"O vakit alplar ile tez kiteye varalım!" diyen Esma'yı reddetti Gonca.

"Olmaz! Kite, bizans için pek mühimdir. Bundan sebep pek eyi korunur. Kuşatmaya kalksak aylarımızı alır. Hazırlıksız, plansız bir şey etmeye kalksak çok büyük zararlar alırız. Tekfurun haçlıları çağıracağını da unutmamak gerekir. Eh, elbet hatunları da bize karşı kullanacaklardır." diyerek neden olamayacağını da eyice açıkladı.

"Hileci doğru der. Başka bir yoldan girmek lazım gelir" diyen Alaeddin elini çenesine koyarak düşünmeye başladı. En nihayetinde aklına bir şey geldiğinde hemen hatunlara döndü.

"Buldum! Bugün cumadır. Cuma günleri Kite'ye Konstantinopolis'ten eğlence içün şaraplar gelir. O arabaları durdurup girebilirsek kaleye sızmış oluruz. Gece basana değin kendimizi gizlesek yeterdir ben zati zindanın yerini bilirim. Nöbetçileri de uyutmak içün ilaç ederim. Hatunlar zindandaysa çeker alırız. Nasıl çıkacağımızı bilmem lakin." dedi Alaeddin.

"Onu da ben bilirim!" diye öne atıldı Gonca hemen. "Bana güvenesin medreseli. Eğer hatunarı alıp zindandan sorunsuz çıkar isek kaleden çıkmamız kolaydır!"

Gonca'ya bakan Alaeddin gülümseyerek başını salladı. "Eyi o vakit Girmek benden Çıkmak senden. Gazamız mübarek ola. De hayde gidip alalım bacılarımızı kahpe Bizans'ın elinden!"

-----------------🌼---------------

Kesmek için iyi bir yer olmadı sanki ama kesmeseydim bugün bölüm gelmezdi büyük ihtimalle.

Gelecek bölüm görüşürüz kendinize çok iyi bakın🥰💫



Continue Reading

You'll Also Like

Cem'in Oğlu By -Arman-

Mystery / Thriller

2.6K 830 69
Kimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hes...
9.4K 290 11
Bilgilerin yanı sıra kısa yazılar da olacak.
15.4K 742 18
-Anni , baba gelirse konuşabiliy miyim? Derin derin nefes aldı gonca fakat artık ciğerinin yandığını hissediyordu . Diyemedi oğluna o bizi bıraktı a...
KRALIN KIZLARI By 𝓜🦋

Historical Fiction

3K 583 25
Gorg Kralı Harold'ın birbirinden güzel dört prensesi; Alberta, Diana, Emilia ve Artemis yaşayacakları kaderlerden habersiz babaları ve annelerinin ya...