CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK |...

By yasveyuk

606K 18K 5.4K

Gözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmaya... More

BAŞLAMADAN ÖNCE
~CÜRETKÂR~
1. Bölüm: ''DÜNYA'NIN MERKEZİNE BİLET''
2. Bölüm: ''RİNG''
3. Bölüm: ''ELENDES'İN MİRASI"
4. Bölüm: ''TEHLİKELİ BİR KADIN''
5. Bölüm: ''ZARF''
6. Bölüm: "EV"
7. Bölüm: "BANT"
8. Bölüm: "TUTKU VE ÖFKE"
9. Bölüm: ''DOKUNUŞ''
10. Bölüm: ''İSTEK''
11. Bölüm: ''YATAK''
12. Bölüm: ''ZİYARET''
13. Bölüm: "HEDİYE"
14. Bölüm:"SENİ İSTİYORUM"
15. Bölüm:"SINIRLAR VE İHLALLER"
16. Bölüm: ''KABUS''
17. Bölüm: "KALP VE ZİHİN"
18. Bölüm: "KORKUNUN SAHİBİ"
19. Bölüm: "PLAN"
20. Bölüm: "GÜVEN OYUNU"
21. Bölüm: "KUCAĞIMA OTUR"
22. Bölüm: "TENDEKİ KEŞİFLER"
23. Bölüm: "ÇİÇEKLER VE ZEHİRLER"
24. BÖLÜM:"ONUNLA BİR GECE"
25. BÖLÜM:"TUTKUNUN NABZI"
26. BÖLÜM: "GEÇMİŞİN YALANI"
27. BÖLÜM:"YILAN DÖVMESİ"
28. BÖLÜM: "KRALLAR VE BAHİSLER"
29. BÖLÜM: ''İN''
30. BÖLÜM: "AİDİYET"
31. BÖLÜM: "ARALIK DUDAKLAR, KAPALI GÖZLER VE İNİLTİLER"
32. BÖLÜM:"RİNG'İN ÖTEKİ YÜZÜ"
33. BÖLÜM: ''TESLİMİYET''
34. BÖLÜM: "DUDAĞA FISILDANAN DİLEK"
35. BÖLÜM: "SONSUZ SIFIR"
36. BÖLÜM:"GERÇEKLERİN RULETİ"
37. BÖLÜM: "GÜNAHIN KENDİSİ"
38. BÖLÜM: "FEDA EDİLENLER"
39. BÖLÜM: "DUVAR"
40. BÖLÜM:"VALOR'UN MESAJI"
41. BÖLÜM: ''ZENBAR'IN KRALLIĞI''
42. BÖLÜM: ''HİLEKAR DOKUNUŞLAR''
43. BÖLÜM: ''GERÇEKLİK YANILGISI''
44. BÖLÜM: ''SENİ GERİ ALACAĞIM''
45. BÖLÜM: ''ZAMANI AŞAN ÖPÜCÜK''
46. BÖLÜM: "KAOSUN DÜZENİ"
47. BÖLÜM: ''YAŞAYAN ÖLÜ''
48. BÖLÜM: "İHANETİN İZİ"
49. BÖLÜM: ''SAHTE ZAMAN''
50. BÖLÜM: ''KEDİ VE FARE''
51. Bölüm: "YALANIN YANIK YÜZÜ"
52. BÖLÜM: ''ŞİŞE ÇEVİRMECE''
53. BÖLÜM:''GÖLGE''
54. BÖLÜM: ''MEZARDA BİR NEFES''
55. BÖLÜM:''İYİLİĞİN VE KÖTÜLÜĞÜN SAHİBİ''
56. BÖLÜM: ''BÜYÜK MAÇ''
57. BÖLÜM: ''ŞEREFE SEVGİLİM''
59. BÖLÜM: ''KAPAN, KANAN''
60. Bölüm:''AKIL VE YALAN''
61. Bölüm: ''KELEBEK ETKİSİ''

58. BÖLÜM:''ZİRVE''

2K 115 70
By yasveyuk

Beni Wattpad üzerinden takip etmeyi unutmayın❤️

Yorumlarınız lütfen sadece harften oluşmasın, ben düşüncelerinizi okumak, sizinle yorumlarda sohbet etmek istiyorum. Lütfen bu hususa dikkat edelimm..

Sınır 75 OY 95 YORUM

İyi okumalaaaar, bölüm sonundaki sorularda görüşelim.

Merhaba, bölüme geçmeden önce buraya minik bir duyuru eklemek istiyorum. Kitabımızın adı Cüretkar, seri halde olduğu için  SONSUZU YAŞAMAK ise serinin adı. Bu yüzden CÜRETKAR ismine veda ediyor ve kitabımızın adını SONSUZU YAŞAMAK olarak değiştiriyorum. Hepinize iyi günler dilerimmmm 

58.  ZİRVE

Buraya ilk geldiğimde damarlarımın içerisinde dolaşan kanın tek arzusu bedenimi sağlam tutmak, korumak ve gelecek en ufak bir zararı dahi engelleme pahasına çırpınmaktı.

Dövme yaptırdığım an hissettiğim şey; arzu, şehvet ve daha fazlası ile tutuşmanın yanı sıra utanç kuyusunun içinde karanlıkta kalmış olmaktı.

Şimdi ise utanç kuyusu yıkılmış, üzerinden yangınlar geçmişti. Arzu, şehvet hala oradaydı. Zenbar Elendes benim tutkumun sığ ateşiydi ve asla sönmüyordu. Her şeyin daha fazlasını istemek ise insanoğlunun lanetiydi.

7 büyük günah. Şehvet, aç gözlülük, yalan, öfke... Zenbar Elendes'in beni o sığ ateşiyle yakarak çevirdiği kişi, yedi büyük günahın karşılığıydı.

Bardağı geri adamın önüne bıraktığımda adam bana göz kırparak bardağı aldı ve ruj izimin çıktığı yeri dudaklarının üstüne koymak üzereydi ki Zenbar kafasını adama çevirdi.

Kaşlarını kaldırdı, başını hafif bir açıyla eğdi ve adamı göz hapsine aldığında adam kolunu uzatarak bardağı yavaşça Zenbar Elendes'in önüne koydu. Gözlerimiz ile kuşandığımız kılıçlar hazır olda bekliyorken Zenbar'ın karşısında oturan iki adamın arasına girerek bardağından içtiğimi değil diğerinin sandalyesinin sırtından tutarak hafifçe çekiştirdim.

Adam kafasını çevirip bana baktığında çenemle kalkması için işarette bulundum. Kaşlarım çatıldı, dişlerimi birbirine bastırırken kusmamak için arka arkaya yutkundum.

Alkol hızla kanıma karışırken tenimin ısındığını, saç diplerimde nem biriktiğini hissediyordum, nabzım hızlandı. Bu bir atak değildi, adrenalindi ama dirayetimi yitirir ve pes edersem, Zenbar Elendes'in karşısında düşersem o zaman ciddi bir atak geçirebilirdim.

Adam sandalyeden kalktığında boş bıraktığı yere ben oturdum.

''Boşaltın.'' Dedi sakince. ''Üç saniye,''

Geri kalan iki kişi hızla sandalyelerinden kalktığında kıkırdadım. ''Nereye?'' dedim eğlenircesine. ''Daha üç saniye dolmadı ki?''

Adamlar bana ruh hastasıymışım gibi baktı, yadırgamadım çünkü normal birisi olduğumu asla savunmuyordum ama bilmelerini isterdim ki beni bu hale, taptıkları adam getirdi.

İyi kızlar kötü çocuklara aşık olur, kötü çocuklar iyi kızları kötü kadınlar yapar sonrasında da masumu oynar. Tıpkı onun yaptığı gibi. İçimdeki öfke sönmeyen bir ateş çukuruydu.

''Sevgilim,'' dedi kaşlarını kavislendirerek. Dudaklarında memnun ve aynı zamanda da cüretkar bir tebessüm vardı. Onu öpmek istiyordum.

Önümdeki ekrandan dövmemi, biletimi girdiğim esnada sistem kartları ve pulları saydı. Boks'a özel anlamları olan kartlar ve kağıtlar masanın üstüne çıktığında onun gözlerinin içine bakarak yanımdaki boş sandalye için de çıkan kartları ve pulları kendime çektim. Beni taklit etti.

''Beni neden çağırdın?''

Masanın üzerinde bir tabla açıldı, Altıncı Ring'in Boks'u elbette alt ringlere benzemeyecekti. Burası şampiyonların ringiydi. Kartlarını masaya dizdi, kartların yüzü masaya yaslıydı, sırtı bana dönüştü ve görebildiğim tek şey siyahın üstüne işlenmiş gold detaylardı.

Onun gibi kartlarımı dizdim. Masa kartlarımızı okudu ve düzenimizi bize bir ekranda gösterirken onun düzenini de görebiliyordum. Kartlarımı düzenlemeye başladığımda en ideal permütasyon ve kombinasyonla alt alta dizip puan yükseltmeye çalışıyordum. Ben dizdikçe Zenbar kendi kartlarını düzenliyor, özel kombinasyonlar yakaladığımızda da sistem ek kart çıkararak sana skor ekliyordu.

''Kazanan kazanır.'' Dedi sakince. ''Bende kazandım.''

Öfkeyle elimdeki kağıtları avuçlarımın altında ezecek şekilde ellerimi iki yana sertçe koydum. ''Vaktimi çalıyorsun!''

''Ah,'' dedi eğlenircesine. ''Ne kadar sabırsızsın sevgilim.''

Derin bir nefes alıp kartlarla ilgilenmeye devam ediyorken masa ek skor çıkararak beni Elendes'in önüne attı. Elendes'i yenen, altın kaplama elmas yumurtayı alırdı.

Ona ihtiyacım vardı.

''Buraya Norm köpekleriyle gelmişsin,'' dedi her ne kadar sesi sakin çıksa bile kan donduracak kadar ürkütücüydü. Çünkü Ring sınırına giren her Norm'un cesedi çöp poşetiyle geri yollanırdı.

''Onlar Norm değil.'' Dudaklarım kıvrıldığında kartlarda dolanan gözü hızla bana döndü. Dudaklarım kıvrıldı. ''Koşulsuz sadakat bir köpeğe kendi kendisini bile parçalatır Zenbar, Norm'a koşulsuzca sadakat edeceğimi mi düşündün sahiden?'' kafamı yana doğru yatırdığımda yaptığım ek kombinasyonla masa bana bir skor daha yazarak kart çıkardı.

Zenbar Elendes hala altımdaydı.

Yüksek, bir hangarı anımsatan bombeli tavandan aşağıya düşen endüstriyel büyük siyah lambalar tam tepemizdeydi, yüzümüze çarptığı beyaz ışık, aşağının karanlığından bizi sıyırıyordu.

Her bir zerresine düşen ışık, ona aşıktı. Her bir zerresine bakan gözlerim ona aşıktı lakin öfkem ve bana hissettirdiği hiçe sayılmışlık ona hala koşulsuzca kendimi verebileceğim anlamına gelmiyordu.

''Valor onları yanında barındırıyorsa, kendilerini parçalayacaklarından emindir.''

''Onları yanımda taşıyorum çünkü onlar benim için Valor'u bile parçalar, şansını çok zorlarsan seni bile.''

Arka arkaya cıkladığında gözleri kısıldı. ''Oysa seninle güzel bir ittifak olabileceğimizi düşünmüştüm Güzel Vasmina...''

Masaya koymak için tuttuğum kart elimde kaldı, kaşlarımı çatarak ona baktığımda omuz silkti.

''Detay.'' Dedim daha fazla açıklama yapmasını istediğimi belirtecek şekilde, emredercesine.

''Kazanan kazanır.'' Dedi.

''Sıktın artık.'' Dediğimde masa bana skor ekledi. ''Bak, sistem bile bana hak veriyor görüyor musun?''

''Kazandım,'' dedi umursamazca. ''Bahsi merak etmiyor musun?''

''Bahis ben olmadığıma göre beni ilgilendirmiyor.''

''Ya sensen?''

''İkiniz de bir kadını bahis mevzusu yapacak kadar alçak adamlar mısınız?''

Geriye yaslandığında geriye yaslandım. Gülümseyerek az önce adamın onun önüne bıraktığı, benim ruj lekemin olduğu bardağı şerefe dercesine havaya kaldırdı ve dudaklarını, ruj lekemin üstüne yaslayarak bardaktaki sıvıyı yudumladı.

Dudaklarımı yaladım, susamıştım.

''Bahis Norm'du.'' Dedi yavaşça. Bardağı masaya bırakmadan sandalyeyi itti ve ayağa kalktı.

Oturuşumu bozmadan elime aldığım kartı düzene ekledim. Zenbar Elendes kaybediyordu ama bu pek umurunda gibi gözükmüyordu.

Kazandı. Maçı kazandı ve Norm'u aldı.

Zenbar Elendes, Terk'e sahipti.

Siktir, bu felaketti.

Soğukkanlılığımı koruyarak kafamı kaldırıp ona baktım. ''Yani?'' dedim salağa yatarak. ''Ben hala, beni ilgilendiren kısmı göremiyorum.''

Masaya eğildi, bardağı yanıma, elimin yanına koydu ve ruj izimi başparmağıyla okşadı. Bardakta kalan son izlerde parmağının dokunuşuyla silindi.

Masaya eğilerek düğmeye bastığında maç bir anda sonlandı ve karşı taraf pes etmiş gibi gözüktü. Rakip oyuncunun kartları düşüp skoru bana yazılırken, ekranlardaki yazıda ikimizin ismi belirdi.

Vasmina Hanse 19687- Zenbar Elendes 00000

KAZANAN SONSUZU YAŞAMAK.

''Kazandın Vasmina.''

Kaşlarımı çatarak ona baktığımda elini bardağın içine daldırarak bardağın dibindeki buzu alarak dudaklarımın etrafında gezdirdi.

Hissetmem gereken şey buzun soğukluğuyken, parmak uçlarının sıcaklığını hissediyordum. Buzun soğutması gerekirdi, ben giderek yanıyordum.

''Norm sana koltuk vadettiği için Norm olduğunu söylemiştin.'' buzu dövmemin açıklığından içeri bıraktığında titreyerek kendimi geriye attım. Bununla beraber ellerine saçlarımı dolayı tutkulu bir şekilde geriye asıldığında aramızda bir nefes kadar bile boşluk yoktu.

Anlamıyordu.

Mesele Norm'un bana koltuk vermesi değildi, Norm'un bana değer vermesiydi. Zenbar Elendes'in bana sunduğu yalanlar silsilesi kendimi bir akıl hastasından farksız hissetmemi sağlıyordu. Riyakardı ve biat istiyordu.

Zenbar Elendes bana yalandan başka hiçbir şey vermemişti. Koltuk değil, değer istiyordum ve artık değersiz hissettiğim yerde bir saniye bile durmamayı öğrenmiştim.

''Norm bana çok şey vadetti, sense sadece yalan verdin.''

Gerçekleşme ihtimalinin bir olasılık dizisi olduğu vaatler bile yalanların kadar zarar vermiyor bana sevgilim.

''Vaatlerde yalandır.'' Dedi sakince.

''Gerçekleşene kadar.'' Diyerek onun sözlerine muhalefet çıktım.

Önüme bir zarf attığında kaşlarımı çatarak ona baktım. Saçlarımın diplerindeki baskı azaldı, ellerini uzaklaştırdı ve önümdeki kağıda bakmak için doğrulmamla öne düşen saçlarımı yavaşça omuzumun arkasına itti.

''Artık Norm sana bir vaatte bulunamaz Güzel Vasmina,'' dedi yalaz bir sesle. Kelimelerinin arkasında bir yangın vardı. ''Ben altıgende kazandım, sen ringte kazandın. Kazanan Kazanır, anlaşma buydu.''

''Anlamıyorum.''

''Zarfa bak.''

Ellerim masanın üstüne bıraktığı gri zarfa gittiğinde yapıştırılmış kısmı yırtarak açtım. Zarfın içinden çıkan beyaz kağıdın üstünde mürekkepli kalemle yazılmış el yazısı vardı.

Altıgen Arena'da yapılacak maç sonunda rakip ZENBAR ELENDES kazanırsa Norm'un %51'lik hissesine VASMİNA HANSE sahip olacaktır. Yapılan maçı, maçın ev sahibi olan Norm'un yürütücüsü ve kurucusunun varisi olan VALOR SİLVAN kazanırsa ZENBAR ELENDES'in kurucusunun varisi olduğu RİNG'in %100 hissesi VALOR SİLVAN'a ait olacaktır.

Tarih ve sırasıyla ikisinin adlarının altında yazan imzalar vardı.

Tekrar, tekrar ve tekrar okudum. Kelimeler illüzyon muydu yoksa gerçek miydi anlayamıyordum. Elim, gerçekleri idrak etmek istercesine kağıttaki mürekkebin üstünde dolaştığında kafamı hızla Zenbar'a çevirdim.

Şaşkın yüz ifademi parıltılı gözleri ve dudaklarına yerleşen belli belirsiz tebessümüyle inceledi.

''Sen-'' dedim. Kelimeler ağzıma tıkıldı.

''Ben.'' Dedi net bir şekilde. ''Senin için dünyaları birbirine katabilecek ben.'' Diye ekledi. ''Senin isteklerin için her şeyi yapabilecek ben.'' Diye devam etti ve fısıltıyla tekrar konuştu. ''Senin için... Senin için kendisini parçalayabilecek ben.''

''Zenbar...'' teşekkür mü etmeliydim?

Kağıda tekrar baktım. Valor Ring'in %100'ünü talep etmişti, Zenbar kaybetme ihtimalinin olduğu bir maça girmişti, Altıgen'e çıkarak bedeninin yara bere içinde kalmasını, kan revan içinde kalmasını göze almıştı.

Sadakat.

''Norm'un hepsini talep etmedim.'' Dedi sakince. ''Çünkü Valor'un senin gücünün altında an be an ezilişini görmek ve buna ses çıkarmaya yetkisi olmadığını izleyeceğim. Benim güzel sonsuzluğum... Dilersen Valor'dan, babasının ona bıraktığı tableti alabilirsin.''

Tablet. Norm'un hükmünün hür olduğunun, Valor'un onu göstererek açamayacağı kapının neredeyse hiç olduğu o tablet...

Hızla masadan kalktığımda önümdeki kağıdı aldım.

Ayağa kalkmamla Zenbar birkaç adım geri çekildiğine ne olduğunu anlamak istercesine bana bakıyordu.

Tablet.

''Altın kaplama elmas yumurtayı nakit olarak istiyorum.'' Dedim yavaşça. ''Değeri ne kadarsa ne eksik, ne fazla. Tam olarak Terk Paket'i olarak Antika'daki evime bıraktır.''

Kaşları kavis aldı. Elimdeki zarfı ona gösterircesine sallayarak arkamı döndüğümde bağırdım. ''Aksi halde Ring'e mühür vururum.'' Yetkim olduğunu da elime verdiği kağıtlardan dolayı biliyordu.

Kahkaha attı. Gülüşünü duymayı bile özlemişim, yüzünü yumruklamak istiyordum.

''İşte böyle güzelim!'' diye bağırdı beni desteklercesine.

Altın kaplama elmas yumurta... Kazanmıştım lakin kazanmama o izin vermişti çünkü bu masada birçok oyuncu Zenbar'la başa baş gelmişti ve hepsi benden tecrübeliydi. Boks'u sadece Zenbar Elendes'in kucağına oturarak oynadığım günden bu yana hiç oynamamıştım. İkinci oynayışımda da onu devirmiştim? Hayır. O izin vermişti.

Dudaklarım kıvrıldı. İndiğim merdiven basamaklarıyla birlikte işlerinin bittiğini düşündüğüm Askan ve Erzhun, Boks oynadığımız ringin merdivenlerinin önünde duruyordu.

Yüzümdeki gülümsemeyle beraber kaşları çatıldığı esnada elimdeki kağıdı Askan'a uzattım. ''Ceketine koy, kaybetme.''

Kafasını sallayarak elimden aldığı zarfı deri ceketinin iç cebine koyduğunda ceketinin önündeki fermuarı göğsüne kadar çekti.

''Valor'un elinde güç gösterisi yaptığı tableti biliyorsunuz değil mi?'' dedim sesimi yükselterek. Kalabalığın arasından sıyrılarak çıkış kapısına doğru ilerliyorduk.

''Tibr.'' Dedi Erzhun ne bir sesle. Onu onayladım. ''Tibr.''

''Babasından yadigar kalmış Vasmina,'' diye açıkladı Askan.

''Beni ilgilendirmiyor, artık o tabletin bir hükmü yok.'' Dedim yavaşça. ''Yarın ilk işiniz bana o tabletten bir tane çıkartmak olacak.'' Diye ekledim. ''Ters Düşes. Üstünde ise kraliçe tacı takmış kurukafa olacak.''

''Örgütümüz için mi?'' Erzhun'un sorusuyla ona döndüm ve cıkladım. ''Vasmina Hanse için. Norm'un %51'lik hissesine sahip olan Vasmina Hanse'nin kimliği olacak.''

Zenbar o tabletler için istersen kimlik kartı de, istersen tablet ama ben kıyamet üçlüsü demeyi tercih ediyorum demişti.

Kayıp tablet kimindi, neredeydi umurumda dahi değildi, mahşerin üçlüsü artık mahşerin dörtlüsüydü ve dördüncü tablet benimdi.

Kapıdan çıkıp, buraya gelmek için arabanın bizi indirdiği yolu takip ettik.

''Şimdi ne olacak?'' diye bir soru yöneltti Erzhun. Sesinde gücü benimsemiş, gücün tadına bakmış bir adamın tınısı vardı.

''Bilmiyorum,'' dedim. Gerçekten de bilmiyordum.

Başlarken amacım sadece kendi kuyruğumu kurtarmak, kuytuma çekilmek ve kimsenin bana zarar vermemesini sağlamaktı. Şimdi ise savaş meydanında zırhlarımdan kurtulmuş elimdeki kılıçla kan akıtıyordum.

''Paraya ihtiyacımız olacak.'' Diye Askan gerçek çıkarımda bulunduğunda onu yanıtladım. ''Yarın Zenbar Elendes bana yüklü bir miktar para ödeyecek.''

Erzhun konuştu. ''Artık paraya ihtiyacımız yok.''

Askan ile birlikte Erzhun'a baktık. Adımlarımız yavaşladığında bizden birkaç adım önde yürüyen Erzhun yüzünü kısa süreliğine bize dönerek konuştu. ''Norm'un hissesini almışsın. Maçlardan ve bardan gelen paraların %51'i senindir. Aynı zamanda da ödenecek Norm paketlerinin ve motorlarla ilgili her gelir, giderlerin yüzde elli biri senden, senin.''

''Ne?'' dedim şaşkınlıkla. Ben sadece Norm hisselerinin yarısından biraz fazlasının benim olmasına odaklanırken Erzhun mevzunun başka bir tarafından bakıyordu.

''İn'in başkanlığını da kısmen sen devralıyorsun. Hükmün peşindir.'' Erzhun konuşmaya devam etti. ''Baştasın Vasmina,'' dedi yavaşça. ''Artık gerçekten baştasın.''

Ve ötekileştirilmiş her his kuytusunu yıktı, acının vurduğu kelepçeler çıktı sonrasında da karanlık fısıldadı: Bağıracaksın ama sadece ben duyacağım. Düşeceksin tutmak istediğin en son el benimkiyken seni ben kaldıracağım.

Evim aydınlık diyeceksin ama her zaman ışıkları söndüreceksin. Her anında var olacağım.

Eee?

UNUTMAYIN, SINIR: 75 OY 95 YORUM(lütfen harf koymayın, cümleler... Cümleler...)

Bir saniyenin önemini bilin, zamanı çağlara ayırın ve her dönemde devrimler yaratın.
Sizi seviyorum.
-yas ve yük

Continue Reading

You'll Also Like

2.9M 102K 64
"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıy...
415K 22.2K 69
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
678K 45.3K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.1M 44.2K 63
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...