MAHUR-EHVENİŞER

By derinmevzular77

2.5M 172K 54.6K

"Bir kalbe iki aşk da sığıyormuş sevgilim; bir vatan bir sen..." Küçüklüğümden beri bir kalbe iki sevginin sı... More

Giriş
1.Bölüm💫
2.Bölüm💫
3.Bölüm💫
4.Bölüm💫
5.Bölüm💫
6.Bölüm💫
7.Bölüm💫
8.Bölüm💫
9.Bölüm💫
10.Bölüm💫
11.Bölüm💫
12.Bölüm💫
13.Bölüm💫
14.Bölüm💫
15.Bölüm💫
16.Bölüm💫
17.Bölüm💫
18.Bölüm💫
19.Bölüm💫
Berkin💫
20.Bölüm💫
21.Bölüm💫
22.Bölüm💫
22.Bölüm Part-2💫
Berkin-2💫
23.Bölüm 💫
24.Bölüm💫
25.Bölüm💫
26.Bölüm💫
karakterler 💫
27.Bölüm💫
Instagram 1-💫
28.Bölüm💫
29.Bölüm 💫
Beliz💫
30.Bölüm💫
31.Bölüm💫
32.Bölüm💫
33.Bölüm💫
34.Bölüm💫
Soru-Cevap💫
35.Bölüm 💫
36. Bölüm💫
37. Bölüm💫
38.Bölüm💫
39.Bölüm 💫
40.Bölüm💫
41.Bölüm💫
42.Bölüm💫
43.Bölüm💫
44.Bölüm 💫
45.Bölüm💫
İnstagram-2💫
46.Bölüm💫
47.Bölüm💫
48.Bölüm💫
49.Bölüm💫
50.Bölüm💫
51.Bölüm💫
Instagram-3💫
52.Bölüm💫
Bayram Özel Bölüm
53.Bölüm💫
54.Bölüm💫
55.Bölüm💫
56.Bölüm💫
Beha 💫
57.Bölüm💫
58.Bölüm💫
59.Bölüm💫
60.Bölüm💫
1.Kitap Final💫
2.Kitap Tanıtım💫
2.Kitap-1.Bölüm💫
2.Kitap-2.Bölüm💫
2.Kitap-3.Bölüm💫
2.Kitap-4.Bölüm💫
2.Kitap-5.Bölüm💫
2.Kitap-6.Bölüm💫
Kaldırılacak
2.Kitap-7.Bölüm💫
2.Kitap-8.Bölüm💫
2.Kitap-9.Bölüm💫
2.Kitap-11.Bölüm💫

2.Kitap-10.Bölüm💫

6.9K 783 124
By derinmevzular77

Öncelikle üniversiteye yerleşen herkese hayırlı olsun diyerek başlamak istiyorum. Aranızda anestezi bölümüne ya da herhangi bir sağlık alanına yerleşen varsa aramıza hoşgeldiniz ve Allah kurtarsın 😅

İkinci olarak da çok ama çok kısa bir bölümle karşınızdayım. Aslında sadece 'burdayım' demek için attığım bir bölüm. Araya çok uzun zaman girdi ve ben kitaba yeniden alışmakta zorluk çekiyorum ama inanın elimden geleni yapıyorum. Başka diyecek bir şeyim yok ve üzülerek söylüyorum ki düzenli bölüm gelemeyebilir. Yine de dediğim gibi elimden geleni yapacağım ve yazmaya çalışacağım 😘

İyi okumalar 💙

💫

İnsanoğlu sanırım gerçekten söylendiği kadar garip bir varlıktı. Her duruma her olaya uyum sağlayabildiği gibi fark etmese de hemen her duyguyu uçlarda yaşıyordu.

Mutluyken de mutsuzken de dünyayı unutuyor, kendisi hariç kimsenin farkında olmuyordu. Bu iyi bir şey miydi kötü bir şey miydi bilmiyorum ama mutlu olduğumuz sürece çok da fena bir şey sayılmazdı.

Gözlerim ailemin ve arkadaşlarımın üzerinde gezinirken de bunu iliklerime kadar hissediyordum. Hepimizin yüzü gülüyorken daha önemli ne olabilirdi ki?

"Çocukken de böyleydin sen. Mızmız! Yenildin işte kabul et."

İnsan gerçekten sevdiğiyle uğraşıyordu ve hayatımdaki herkese baktığımda bunu görmek değişik hissettiriyordu.

Berkin abimin eli omzumu sarmış, sıcaklığı kalbimin en derinlere sızmıştı. Herkes öbek öbek farklı sohbetlere dalmış olsa da bizden en çok kopmuş olan babamla amcamdı.

Yemeğimizi yemiş sakince çaylarımızı içiyorduk. Serkan ve Beliz de gelmişti. Asrın da gelecekti ama işi çıktığı için gelememişti.

Sakin sakin otururken babamla amcamın birden tavla oynama aşkı kabarmıştı. Annem ve yengem karşı çıkmış,'şimdi sırası mı?' diye söylenmişti ama babamla amcam onu dinlememişti.

Kazanan amcam olmuştu. Babam ise amcamın da söylediği gibi bunu kabul etmiyordu.

"Yenilmedim,sen hile yaptın! Zar tutuyorsun!"

Berkin abimle tüm dikkatimiz onlardaydı. İzel Beliz'le okulla ilgili bir şeyler konuşuyor,Beha da Feda abiyle konuşmaya çalışıyordu. Zira geldiğinden beri gözleri Belizde olmasına rağmen sessizdi.

Bera abim ve Eylem Demirle ilgileniyor,prova yapıyordu. Lale teyzemlerle bir sohbete girişmişti. Akın da Serkan'la telefondan bir şeylere bakıyordu. Cihangir ise hâlâ gelmemişti. Efdal da yarım saat kadar önce salondan ayrılmıştı.

Amcam babama kaşlarını çattı. "Akla gelen ilk bahaneyi sunamazsın bana. Ne zar tutması ya!?"

Babam çocuk gibi omuz silkti. Tavlayı tekrar açtı. Pulları dizmeye başlarken elini bize doğru sallamıştı. "Mahur fincan getir kızım,fincanla atacağız zarları. Göreceğiz bakalım zar tutuyor musun tutmuyor musun?"

Amcam memnuniyetsiz dursa da kendi pullarını önünden alarak kendi dizmeye başladı.

"Yenilen pehlivan güreşe doymaz lafının kanıtısın!"

Berkin abim nefesini oflar gibi bıraktı ve kolunu omzumdan çekti. "Git getir Allah aşkına, başka türlü durmayacaklar."

Gülerek ayaklandım. Kimsenin ilgili bakışlarına nail olamadan salondan çıkıp mutfağa girdim. Masada oturan Efdal'le kaşlarım havalandı. Başını kollarının arasına almıştı, gözleri kapalıydı. Sanırım uyuyordu. Sessizce fincanı alıp mufaktan çıktım.

Salona giremeden karşılaştığım Beha'yla gülümsedim. "Nereye?"

Ofladı. Gömleğinin yakasını çekiştirdi. "Bahçeye, bunaldım." Derin bir nefesle duraksadı. "Gelsene sende-" demek üzereyken Feda abi çıktı salondan.

Kaşları hafif çatıktı ama sinirli ya da öfkeli değildi. Daha çok mutsuz ve üzgün gibiydi. Beha gözlerini devirdi. Yanımdan geçip mutfağa girdi.

Feda abi elindeki boş bardağı kaldırarak "Çay var mı?" Diye sordu. Başımı onaylar anlamda sallayınca o da bir şey demeden mutfağa girdi.

Derin bir iç çekerek başımı iki yana salladım ve salona girdim. Elimdeki fincanı babama götürdüm. Amcamla tartışmalarının arasına girmeden de geri mutfağa döndüm.

Babamlarınkine benzer bir tartışma mutfaktada hüküm sürüyordu. Mutfağın bahçeye açılan kapısına elini atmış olan Beha öylece kalmış, çattığı kaşlarıyla Feda abiye kızıyordu. Tüm bunlardan etkilenmeyen Efdal'e içten içe gözlerimi devirdim.

"Saçma sapan iş yapıyorsunuz."

Beha bana döndü. "Yarın ilk iş tayinimi isteyeceğim sonra benim niye haberim yok falan deme. Bıktım ulan herkesten!"

Gözlerimi devirdim. Kolaydı sanki öyle hemen çekip gitmek. Tek elimi belime attım. Ağırlığımı da tek ayağıma verirken "Noluyorsunuz yine?" Diye sordum. "Niye tartışıyorsunuz?"

Feda abi muhtemelen kendini savunmak için ağzını açtı ama Beha ona fırsat vermedi. Elini Feda abiye doğru salladı. "Anlat hadi niye tartışıyoruz?"

Feda abi çattığı kaşlarıyla elindeki bardağı sertçe tezgâha bıraktı. "Senin vefasızlığın yüzünden tartışıyoruz! Geldik iki derdimizi anlattık hemen parlıyorsun. Ben az mı dinledim seni zamanında?"

Beha anlamaya çalışır gibi gözlerini açtığında benim de kaşlarım havalanmıştı. Beha'nın birilerine ki bu Feda abi bile olsa bir şeyler anlatmış olabileceği düşüncesi çok uçuk geliyordu. Zira öyle konuşkan biri değildi.

"Ne anlattım da dinledin?"

Feda abi de bir an duraksadı. Sanırım o da Beha'yla aynı düşüncedeydi ama düşünmeden konuşmuştu. Yine de bozmadan devam etti. "Anlatmışsındır bir şeyler."

Beha başını iki yana sallayarak mutfaktan çıktı. Arkasından çarptığı kapı Efdal'i yine hiç rahatsız etmedi. Uyumuyor olabilirdi ama yine de nasıl rahat ediyordu anlayamadım.

Bakışlarım bir cevap arar gibi Feda abiyi buldu. O ise çoktan tezgaha doğru dönmüş ve boş bardağına çay doldurmaya başlamıştı.

Derin bir iç çekerek biraz önce Beha'nın çıktığı kapıya yöneldim. Bahçedeydi. Zaten toplamda birkaç tane olan ceviz ağaçlarının birinin yanında, arkası dönük duruyordu.

Kapı sesini duymasına rağmen arkasını dönmemişti,muhtemelen benim olduğumu tahmin ediyordu. Hava yağan yağmurun izlerini hâlâ taşıyor olsa da rüzgar yoktu. Bu huzurlu sessizliği bozmadan ufak adımlarla yanına ulaştım.

Tek elimi sırtına sararak koluna yaslandım. Elleri cebindeydi. Temasımla bir an başını bana doğru eğmiş olsa da yeniden boşluğa dönmüştü.

"Noldunuz birdenbire?"

Sorum ona derin bir nefes aldırmıştı. "Boşver, her zamanki hâlimiz."

Kaşlarım havalanır gibi olsa da üstelemedim. "Değişik bir anlaşma şekliniz var."

Güldü. "Sizin de Doğan'la normal bir anlaşma şekliniz olduğu söylenemez."

Güldüm. Başımı yasladığım kolundan çekmeden hafif yukarı kaldırdım. "Abiler hep aynı diyorsun."

Kaşları çatılırken başını eğdi. "Abi derken?"

Gülmemek için kendimi sıktım. "Feda abi de senin abin sonuçta."

Bundan hoşlanmamıştı. "Üç beş ay önce doğdu diye abi falan olmuyor o zirzop."

Kaşlarım sahte bir ayıplamayla çatıldı. "Hih,ne kadar ayıp!"

Kolunu benden kurtardı. Beklemeden belime sarılırken beni de iyice kendine yaslamıştı. Biri bakıyor mu,biri görüyor mu diye düşünmeden eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Çok oyalanmadan geri çekilse de aklımı başımdan almaya yetmişti.

Gözlerindeki muzip pırıltılarla "Eve gidelim göstereceğim ben sana ayıbı." Diye mırıldandı. Dudaklarımdan titrek bir nefes kaçtı. Boştaki elimi göğsüne yaslayıp onu biraz uzaklaştırmak istedim.

"Biri görecek." O 'biri'nden kastım. Babam ya da abimlerdi. Bunu o da biliyordu bu yüzden omuz silkti.

"Görsün. Evliyiz biz."

Gözlerimi devirirken kollarından kurtuldum. "Bu, bu gerçeği onların gözüne sokmamız gerektiği anlamına gelmiyor."

Damağını şaklatarak itiraz etti. "Tam da o anlama geliyor." Başını yana eğerek devam etti. "Amcamın evlendiğimizi kavraması uzun sürecek gibi."

Bilmiş bilmiş "Çünkü o bir baba." Dedim. "Çok normal."

Kaşları çatılır gibi oldu. "Benim babam öyle değil." Ufak bir kahkaha attım.

Ellerim yanaklarını kavradı. "Ya kıyamam, kıskandın mı?"

Huysuzca ellerimi tutup indirdi. "Saçmalama. Hem amcam ikisi yerine de huysuzluk yapıyor zaten."

Güldüm başımı iki yana sallarken. "Seni sevdiği için uğraşıyor biliyorsun."

Bakışları yumuşarken "Biliyorum." Diye mırıldandı. Çalan telefonu aramıza girdiğinde ekrandaki 'Destan' yazısı kaşlarımın havalanmasına sebep oldu.

"Bir sorun mu var?"

Gülerek başını iki yana salladı. "Aksine her şey hiç bu kadar iyi olmamıştı."

Ben anlamazca bakarken başka bir açıklama yapmadan telefonu yanıtladı. Ona biraz daha sökülüp kulağımı telefona doğru uzattım.

"Efendim Destan?"

"Beha dediğini yaptım ama sen emin misin bundan, vazgeçmek için geç değil."

"Eminim Destan, teşekkürler her şey için."

Telefonu kapattıklarında "Noluyor?" Diye sordum. Telefonu cebine koyduktan sonra kolunu omzuma attı. Bizi içeriye yönlendirirken "Telaş yapma." Dedi. "Yalnızca Cihangir'e ufak bir şaka yapacağım."

Dudağımın kenarını ısırdım. İşin içinde Destan yani polis vardı ve kimse beni ufak bir şaka olacağına inandıramazdı.

💫

Beha'nın omzumdan sarkan elinde parlayan gümüş yüzük içimde tarifsiz bir mutluluğa yol açıyordu. En ufak şey bile heyecanlandırıyordu. Sanırım şu 'cicim ayları' denen yerdeydik yoksa bu hislerimin başka bir açıklaması olamazdı.

Serkan ve İzel'in birbirine attığı kaçamak bakışlar en çok Beha'nın gözüne batıyordu. Yanımda kasım kasım kasılıyor arada bir sessizce 'la havle' çekiyordu.

Ortamda dönen futbol muhabbeti birkaç dakika öncesine kadar rahatsız etmiyordu ama artık kapansın istiyordum. Çünkü babam Beliz ve Serkan'a hangi takımlı olduğunu soruyordu. Sıranın bana gelmesi ihtimaliyle gerildim.

Yanımda kocam, karşımda babam. Ne cevap verecektim?

"Tabiki Beşiktaş Caner amca, başka ihtimal mi var?"

Benim aksime futbolu gerçekten seven Beliz babamın istediği cevabı vermişti. Heyecanla yerinde dikleşen babam önce bana dönmüş "Güzel arkadaşlar edinmişsin aferin." Dedikten sonra "Feda'dan sonra umudum yoktu ama doğru seçim yapmışsın Beliz kızım." Diyerek kendince onu da tebrik etmişti.

Amcamsa bu fırsatı kaçırmadı. Oturduğu yerde dikleşirken göğsü gururla kabarmıştı. "Ee kimin gelini Caner,olsun o kadar." Benim tanıdığım babam bu lafın altında kalmaz senin gelininse benim kızım diyerek bana sarardı. Bu yüzden konuyu acilen değiştirmem gerekiyordu. Neyseki hangi takımı tuttuğumu bilen Beliz boğazını temizleyerek araya girdi.

"İltifatlarınız için teşekkür ederim ama alt tarafı bir takım canım,hangisi olduğunun ne önemi var?"

Gözlerimle ona teşekkür ederken yanımdaki Beha hafiften kulağıma eğildi. "Bence senin Galatasaraylı olduğunu söylemeliyiz."

Gözlerimi babamdan ayırmadan dişlerimin arasından homurdandım. "Ben Galatasaraylı değilim."

Umursamadı. İtirazla "Evet öylesin." Dedikten sonra bakışları yeniden önüne döndü.

"Ne önemi var olur mu kızım, takım demek her şey demektir."

Babamın ciddi sesiyle yutkundum. Babamın yoksa Beha'nın mı tribine dayanamazdım ayırt etmeye çalıştım ama seçim yapamadım.

Bera abim "Serkan sen hangi takımlısın?" Diye sordu. Bera abim ve Berkin abim Beşiktaşlıydı. İzel'in takımlar umrunda bile değildi. Efdal ise Galatasaraylıydı.

Bera abim öyle bir tonda sormuştu ki Serkan bir anlığına yutkundu. "Galatasaray." Cevabını verdikten sonra da aynı yutkunma yeniden ortaya çıktı.

Kaşları çatılan babam "Ne demek Galatasaray?" Dedi, ürkütücü bir sesle. Serkan "Caner amca…" dedi usulca ama devamını getiremedi.

Babam kaldırdığı kaşlarıyla "Umarım evleneceğin kızın babası da Galatasaraylı olur Serkan." Dedi. "Aksi takdirde evleneceğin kız, evleneceğin kız olmaz."

Serkan "Yani tabi şimdi, Beşiktaş da oldukça sempatik bir takım…" diye olayı kurtarmaya çalışırken amcam onun bu çabasına ufak bir kahkaha atmıştı.

Alayla babama döndü. "Sanırsın kendi damadı Beşiktaşlı."

Beha yanımda gerilirken keyifle gülümsedim. Sessizce "Noldu kocacım?" Diye mırıldandım. "Niye gerildin sen şimdi?"

Birbirine bastırdığı dudaklarıyla başını bana indirdiğinde gözleri hiç güzel bakmıyordu. "Kışkırtma beni!"

Omuz silktim. Babam ters bir sesle amcama döndü. "Sen sus! Senin kızın yok anlamazsın."

Amcamın da kaşları çatılırken elini hafif oturduğu kolun kolçağına vurdu. "Şeytan diyor yap bir çocuk daha görsün gününü!"

Etraftaki sesler susarken Beha ve Feda abi aynı anda yüksek sesle "Baba!" Diye uyarmıştı. Feda abi "Ben bu saatten sonra kardeşle falan uğraşamam." Derken Beha da onu onaylamış "Torun sevecek yaştasın ne çocuğu?" Diye eklemişti.

Amcam ters ters oğluna döndü. "Kucağıma torun verdiniz de ben mi sevmedim?"

Babam elindeki arabayla önünden geçen Demir'i belinden kavrayıp kucağına aldı. Ne olduğunu şaşıran Demir öylece kalakalırken babam yanağını sertçe öptü. Ve oldukça yüksek bir sesle konuştu.

"Güzel torunum! Gel seveyim seni biraz."

Hepimiz gülmeye başlarken şüphesiz tek gülmeyen amcamdı. Berkin abim tek kaşını kaldırdı. "Oğlumu kötü emellerine alet etme Caner Altun!"

Babam onu umursamadan Demir'in başına bir öpücük bıraktı. "Sen torunumla arama girme Berkin Altun!"

Amcam dede-toruna sevgiyle baktıktan sonra eski hâline dönerek "Mahur?" Dedi. "Kızım sen hangi takımlısın?"

Sohbet babamın da ilgisini çekti ve Demir'i kendi hâline bırakarak bana döndü. Beha yerinde dikleşti.

Sessizliğim Bera abimi harekete geçirdi. "Sahi Mahur,hangi takımlısın güzelim?"

Dudaklarımı ıslattım. Babamın beklenti dolu bakışları ve parmaklarını kasıtlı olarak omzuma dokunduran Beha beni geriyordu.

"Şey…"

Tekrar sessizleşince Berkin abim "Onda Galatasaraylı tipi var." Dedi. İrice açılan gözlerimle ona döndüğümde babam alayla güldü. "Yok daha neler."

Babamın tavrıyla Beha omzumdaki elini sıktı. "Hayatım, söylesene babana hangi takımlı olduğunu."

Oldukça sakin ve yumuşak çıkan sesiyle dişlerimi birbirine bastırdım ve ters bakışlarımı yüzüne çevirdim.

'ben takım tutmuyorum' demeye hazırlanırken Serkan araya girmişti. "Hayır Beşiktaşlı."

Bu sefer bakışlarımın hedefi o olsa da bana bakmıyordu. İzel için beni anında satmış oluşunu şimdilik görmezden gelmek istedim.

Berkin abimle Serkan arasında gergin bir bakışma başladı. "Sen ne bileceksin benim kardeşimin tuttuğu takımı?"

Serkan omuz silkti rahatça. "Kaç yıllık arkadaşım tabiki bileceğim. Beşiktaşlı."

"Değil!"

"Evet öyle!"

Beliz dişlerinin arasından "Serkan tamam abartma!" Dese de ikisi de kendini oldukça kaptırmıştı.

"Lan bak delirtme beni, değil diyorsam değil!"

Berkin abim neden bu kadar ısrarcıydı bilmiyorum ama konunun takım değil İzel olduğunu anlamamak için de salak olmak gerekiyordu. Sırf Serkan'a karşı çıkmak için çıkıyor gibiydi.

"Öyle!"

Berkin abim koltukta öne doğru eğildi. Ateş saçan gözlerinin hefedi Serkan'dı. "Var mısın lan iddiaya? Mahur Galatasaraylı!"

Gözlerim irice açıldı. Yok artık. Neyseki Serkan'ın bunu kabul etmeyeceğine emindim. İddianın bahsinden bile hoşlanmazdı.

"Girin tabi girin." Diyen Beha alaycıydı. Yanımda dikleşmiş, hafiften abimlere yönelmişti. İmayla biraz da öfkeyle "Serkan iddiaya girmeyi çok sever zaten!" Diye devam etti.

İtiraz etmek için ağzını açan Serkan şaşkınlıkla geri kapattı. Anlamsızca Beha'ya dönerken Berkin abimi çoktan unutmuştu. Takım konusunun arada kaynayışına sevinirken amcam "Beha…" diye araya girmişti. "Tamam oğlum abartmayın."

Beha babasına dönmedi, cevapta vermedi. Amcam birkaç saniye ona baksa da ayağa kalkarak elini babama salladı.

"Kalk yürü, şirketin faturalarına bakalım."

Babam gözlerini Serkan'dan ayırmadan babamı reddetti. "Yok iyi böyle, bakarız sonra."

Amcam vazgeçmedi. Elini babamın omzuna koydu. "Caner kalk diyorum. Burda oturup gençlerin muhabbettini dinlemeyeceksin heralde."

Babam öfkeyle amcama baktı. "Aynen onu yapacağım sen git nereye gidiyorsan?" Beklemeden de Serkan'a döndü. "Neymiş bu iddia meselesi?"

Serkan çattığı kaşlarıyla hâlâ Beha'ya bakıyordu. "Bende bilmiyorum Caner amca, Beha anlatırsa anlayacağız."

Beha alayla güldü. "Bilmezlikten gelmen gerçekleri yok etmiyor."

Yerimde kıpırdanırken Beha'ya baktım. "Beha noluyor?"

Bana dönmedi. Hâlâ Serkan'a bakıyordu. İzel korkuyla bir Beha'ya bir Serkan'a bakıyor, Beliz ise olayı anlamasa da elini Serkan'ın omzuna koymuş yanında olduğunu belli etmişti.

"Nerden seviyormuş Serkan iddiaya girmeyi?"

Beliz'in sorusu aslında hepimizin sormak istediği soruydu.

"Ortaya bir şey atıyorsan açıklamak zorundasın Beha?"

Beha 'öyle mi' dercesine tek kaşını kaldırdı. Bakışlarını amcamla babama çevirdi. Birkaç saniye baktıktan sonra ayağa kalktı. Elini Serkan'a doğru salladı.

"Yürü bahçeye!"

Anında bende ayaklandım. Aylardır öğrenmeye çalışıyordum aralarındaki problemi ve ilk defa bu kadar yaklaşmıştım.

Elbette tek ayaklanan ben değildim. Babam "Neler dönüyor bilmiyorum…" diyerek onları durdurdu. "Ama bu iddia meselesinin ucu…" Gözleri çok kısa bir an İzel'e dokundu. Sonra ise bana döndü. "...kızıma dokunuyorsa olacaklara karışmam."

Etrafa benden bahsediyor izlenimi verse de İzel'den bahsettiğini sanırım hepimiz anlatmıştık. Başka bir şey demeden salondan çıktığında amcam da peşinden çıkmıştı.

Beha'nın koluna dokundum. Amacım dikkatini çekmek değil eğer Serkan'a bir hamlede bulunmaya kalkarsa engellemekti.

"Asıl sen benim kardeşimle bir şeyler yaşayacaksan bize bir açıklama yapmak zorundasın!"

Anlaşılan konu Berkin abim ve Bera abimin de dikkatini çekmişti. "O ne demek Beha? İzel ne alaka şimdi?"

Benim dikkatimi çeken ise İzel'di. Beliz'in yanında sessizce duruyordu. Gözlerindeki durgun bakışlar canımı sıkıyordu. Neden böyleydi?

Serkan da Berkin abimi onayladı. "Benden hoşlanmıyorsun tamam ama İzel'i karıştırma! Derdin neyse açık açık söyle!"

Beha öfkeyle "Karıştırırım ulan!" Dedi. "Senin hareketlerin İzel'e dokunuyorsa Karıştırırım!"

Serkan da öfkelendi. "Napmışım lan napmışım!?"

Beha güldü. Gözleri bir an beni buldu. "Bir de bana soruyor! Şaka gibi ya!" Eli havalandı. Boşlukta sağa sola sallarken "Ulan sen değil misin elalemle kızların üzerinden iddiaya giren?" Deyişiyle tüm sesler sustu.

Belizle aynı anda kaşlarımız çatılırken Bera abim ürkütücü bir sesle "O ne demek?" Diye sormuştu.

İzel ise nihayet bir tepki vererek Serkan'ın yanına geçmiş ve "Yok artık!" Demişti.

Serkan'dan önce Beliz savunmaya geçti. "Serkan öyle bir şey yapmaz. Bir yanlış anlaşılma olmalı."

Beliz'i başımı sallayarak onayladım. Beha gözlerini Serkan'dan ayırmadı. "Yanlış anlaşılma falan yok,ben ne duyduğumu biliyorum."

"Anlat bizde bilelim Beha!"

Berkin abim öfkeyle araya girdiğinde yanağımın içini ısırdım. Olay çok saçma bir yere gidiyordu.

Beha'nın işaret parmağı öfkeyle Serkan'a doğru kalktı. "Bu herif, şerefsizin teki! Olan bu!"

Beha'nın kolunu tutarken "Beha saçmalama artık." Dedim. Kolunu benden kurtardı ama bana bir şey demedi.

"O arkadaşlarınla kızları kaç günde tavlarım diye iddiaya girmedin mi!?"

Serkan'ı tanıyordum ve gözümle görsem inanmazdım. Ama Beha da öyle bir ciddiyet ve netlikle söylüyordu ki 'acaba' dedirtiyordu.

Serkan da aynı netlikle "Girmedim!" Dedi. Ama biraz öncesine göre sakindi. Ortada her ne dönüyorsa sanırım anlamıştı. "Evet öyle bir mubabbet geçti ama yapmadım!"

Beha duraksadı. Kabullenmesini beklemiyor gibiydi. Serkan ise olayın aslını çözmüş olmanın rahatlığıyla Beha'ya birkaç adım daha yaklaştı.

"Gel sakince konuşalım şunu."

Beha birkaç saniye öylece yüzüne baksa da itiraz etmeden arkasını döndü ve bahçe kapısına yöneldi. Serkan da derin bir nefes vererek onu takip etti.

Berkin abim ve Bera abim de bir şey demeden peşlerinden çıktığında şaşkınca Beliz ve İzel'e döndüm.

"Noldu biraz önce."

İzel rahat bir nefes vererek koltuğa çöktü. "Her ne olduysa iyi oldu. Artık düzeltsinler aralarını da rahatlayalım. Abimlerden çok Beha abimi ikna etmek için uğraştık resmen."

Güldüm bu dediğine, haklıydı. Feda abi yalandan çattığı kaşlarıyla "O ne demek İzel hanım?" Dedi. "Bizi abiden saymıyor musun?"

İzel gözlerini devirdi. "Ne demek istediğimi biliyorsun abi."

Beliz imayla "Boşver İzelcim." Dedi. "Açık açık söylesen de anlamaz bazen birileri."

Feda abi sabırla bir nefes alırken Beliz'in kolunu tuttu. "Çok uzadı bu mesel, yürü konuşacağız."

Beliz kolunu elinden çekerken kaşlarını çatmıştı. "Ben konuşmak istediğimde konuşsaydın."

Feda abi umursamadan bu sefer elini tuttu. Salonun kapısına doğru ilerletirken hiçbir şey söylememiş Beliz'in soylenmesini de duymazdan gelmişti.

Koltuğa geri otururken içeriye giren annemlerle tüm söyleyeceklerimi yuttum. Eylem karnını tuta tuta oturdu karşımdaki koltuğa. Huysuzca bana baktı. "Gidelim artık şu dans kursuna. Yakında yerimden kıpırdayamayacağım."

Güldüm. "Yarın konuşacağım kursla. Haftasonu gidelim." Gözlerimi üzerlerinde gezdirdim. "Geliyor mu sizinkiler?"

Lale omuz silkti. "Beha bile geliyorsa onlar da paşa paşa gelecek."

Eylem dudağını ısırdı. "Ben Bera'dan emin değilim."

Hafif güldüm. "Merak etme gelir o da." Araba yarışından sonra mecburen huyuna gitmek isteyecek ve her dediğini yapacaktı.

Geçen on beş dakikanın ardından abimler gelmişti. Sorduğumuz soruları cevapsız bırakırlarken onlardan bir on dakika sonra kapıda tekrar hareketlilik oldu.

Beha ve Serkan arka arkaya salona girdiklerinde hepimiz sustuk ve onlara bakmaya başladık. Her şeyden habersiz olan yengemler "Nerdesiniz siz iki saattir?" Diye sordu. "Hava buz gibi, üzerinizde de bir şey yok zaten."

Yengemin azarlar tonda çıkan sesiyle amcam gülmüştü. "Eşek kadar adam oldular hatun, bir şey olmaz."

Beha alayla güldü. "Nasıl seviyorsun baba sen öyle ya." Kendini yanıma bıraktı. Ortamdaki seslere kulaklarımı kapatırken yüzüne baktım. Halletmiş gibiydiler.

Yine de sormadan edemedim. "Özür diledin mi?"

Ters bakışlarla yüzüme baktı. "Ona inandığıma şükretsin!"

Oflayarak önüme döndüm. Bu tepkimle bir şey demeden eğilip saçlarımı öptü. Ama haksız da değildi. Gerçekten buna da şükürdü.

💫

Kendinize iyi bakın 💙

Continue Reading

You'll Also Like

436K 38.3K 40
Siz: Yemin olson herkes çok taşaklı. Siz: Herkesi ismi soy ismi ile kaydetmişsin. Siz: Yalnız şu olayı anlamadım... Siz: Neden herkesin soy ismi büyü...
5.8K 509 10
(Gerçek ailem, erkek versiyon) Yeni bir aile mi? Bu saatten sonra bir aileye ihtiyacım yok! Ya da ben sadece kendimi kandırıyorum. ----- Batu. Yaşadı...
3.3M 126K 54
054* *** ****: Pişt yakışıklı naber? 054* *** ****: Heyt be şu endama bak. (ıslık çalma sesi) 054* *** ****: E ama baksana bana. Telefon sürekli el...
573K 15.3K 16
24/03/2024 tarihinde düzenlenmiştir! "Dedim işte, sen babamızın yüzde 99,9 kızısın." Allah aşkına bu telefonda söylenir miydi? Tamam söyle diyen bend...