8,9,3/Yakuza -I- (GxG)

By RQMorrigan

9.4K 2.1K 2K

Şiddet ve vahşet içerikli bölümler vardır. Midesi ve psikolojisi hassas olanlar lütfen okumasın. Uyarıya rağm... More

Kurye (I)
Kurye (II)
Kurye (III)
Kurye (IV)
Kurye (V)
Sadece Bir Efsane (I)
Sadece Bir Efsane (II)
Sadece Bir Efsane (III)
Sadece Bir Efsane (IV)
Sadece Bir Efsane (V)
Hesaplanmayan Aksaklık (I)
Hesaplanmayan Aksaklık (II)
Hesaplanmayan Aksaklık (III)
Hesaplanmayan Aksaklık (IV)
Hesaplanmayan Aksaklık (V)
Ufak Detaylar (I)
Ufak Detaylar (II)
Ufak Detaylar (III)
Ufak Detaylar (IV)
Ufak Detaylar (V)
Değişim (I)
Değişim (II)
Değişim (III)
Değişim (IV)
Sadece Biz Varız (I)
Sadece Biz Varız (II)
Sadece Biz Varız (III)
Sadece Biz Varız (IV)
Sadece Biz Varız (V)
Arı Kovanı ve Çomak (I)
Arı Kovanı ve Çomak (II)
Arı Kovanı ve Çomak (III)
Arı Kovanı ve Çomak (IV)
Arı Kovanı ve Çomak (V)
Titanyum, Roket ve Kül (I)
Titanyum, Roket ve Kül (II)
Titanyum, Roket ve Kül (III)
Titanyum, Roket ve Kül (IV)
Titanyum, Roket ve Kül (V)
Titanyum, Roket ve Kül (VI)
Kodo-mei*: Oni (I)
Kodo-mei: Oni (II)
Kodo-mei: Oni (III)
Kodo-mei: Oni (IV)
Kodo-mei Oni (V)
Kodo-mei: Oni (VI)
Kodo-mei: Oni (VII)
Tepkisiz Esirler (I)
Tepkisiz Esirler (II)
Tepkisiz Esirler (III)
Tepkisiz Esirler (IV)
Tepkisiz Esirler (V)
10,10,1 (II)
10,10,1 (III)
10,10,1 (IV)
10,10,1(V)
10,10,1 (VI Final)

10, 10, 1* (I)

158 23 8
By RQMorrigan

*Japon kart oyunu Oicho-Kabu'da kazanan en yüksek rakam. 

Arabanın bagaj yanına yaslanmış Nova, kafasındaki planın her adımı üzerinden tekrar tekrar geçti. İhtimalleri de devreye katınca, hesaplamadığı hiçbir aksilik kalmadığını düşündü. Hareket halindeki bir araçtan, denizin ortasında duran bir kargo gemisine roket göndermek düşüncede kolay gibi görünebilirdi. Eğer fiziğe ve matematiğe sadık kalınır, hesaplamalar doğru yapılırsa, uygulamada da hiçbir sorun kalmazdı. 

          Bagajdan çıkarttığı iki sırt çantasından birini Nova'ya uzatan 9, diğerini sırtına taktı. Hemen ardından roket atarı çıkarttı ve roket başlığına uzandı. Kılıfından çıkarttığı başlığın üzerinde Kodo-mei: Oni Ni (Kod Adı: Oni İki) yazılıydı. Başlığı yuvaya yerleştirdi ve Nova'nın önünden geçip roketi dikkatle arka koltuğa bıraktı. Ceketini kavrayan eli fark edince doğruldu ve Nova'ya yaklaştı.

            Nova, önünde duran 9'un ceket düğmelerini açtı ve kravatıyla parmaklarını oyalamaya çalıştı. Her ne kadar planı kusursuz gibi görünse de heyecanı yüzünden elleri titriyordu. "Hesaplamalarında bir sıkıntı olmaz değil mi?" 

           9, sekizinci kez sorulan soruya aynı cevabı verdi. "Hayır." 

           Nova çenesini kaldırıp derin bir nefes aldı. Parmakları ucunda doğrulup 9'un yanağını öptü ve ona sarıldı.

            "Zaman geldi,"  

             Nova, tek kulağına taktığı kulaklıktan yükselen Sinem'in sesiyle düşüncelerden sıyrıldı ve 9'u bırakıp, telefonunu cebinden çıkarttı. İkizlerin ve arkadaşlarının hackleyeceği yayın kanallarından birini açıp telefonu araç tavanına bıraktı. Pantolon beline sıkıştırdığı direksiyon eldivenlerini giyinip telefonu tekrar eline aldı. Bu sırada 9 çoktan kravatını düzeltip ceket düğmelerini iliklemeye başlamıştı. 

            "Kodo-mei: Oni Ni'nin başlamasına son on," diye ekledi Nidem. 

            Geri sayımın bitmesine son beş saniye kala 9 arka koltuğa, Nova ise direksiyon ila arasını genişlettiği şoför koltuğuna yerleşip kemerini taktı. Kontağı çevirip hazırda bekledi. 9 ile aynı anda neon ışıklı oni maskelerini indirdiler. 

             "Yayındayız, Kodo-mei aktif. " Nildem'in heyecanı sesine de yansımıştı. 

             Nova, onay cümlesini duyar duymaz gaza yüklendi. Torpidoya sabitlenmiş tutacaktaki telefonda, ulusal kanallardan birinin canlı yayını açıktı. Milyonlarca insanın TV'sinde açık olan sekiz kanalın yayını bir anda parazitlendi ve karardı. Görüntü geri geldiğinde tıpkı ilk videodaki gibi oni maskeli biri ekranda belirdi. Ekranın küçük bir kısmında ise birazdan patlayacak olan geminin görüntüsü ve altmış saniyeden geriye giden sayaç vardı. 

            "Görüntüdeki gemiden uzaklaşın," dedi oni maskeli. "Sivil halkın ya da kolluk kuvvetlerinin zarar görmesini istemiyoruz." Saniyeler geri sayımla azalmaya devam ederken, robotik sesiyle ekledi: "Önderlerinin benim olduğu iddia edilen bir grup oni maskeli saldırganın kundaklama, yaralama ve cinayet işleme suçlarını katiyen reddediyorum. İnsanlık dışı bu iftiralar, sadece sizlerin gözünde beni şeytanlaşma çabasıdır." 

               Nova frene bastı ve köprüye giden yola girdi. 

               "Verdiğiniz karşılığa şaşırdığımı belirterek başlamak istiyorum; halkımızın büyük çoğunluğunun korkup ses çıkartmayacağını sanmıştım. Bu kadar büyük bir tepkinin yankılanacağını tahmin etmedim. Bunun için her birinize ve özellikle halkının tarafını seçen asker ve polislerimize teşekkür ediyorum." 

                TV ekranlarında oni maskeli olan çoğu evdeki insanlardan alkışlar yükseldi. Açık pencerelerden dışarı çıkan alkış sesleri sokaklarda ve mahallelerde birbirine karıştı. 

                "Şimdi izninizle sizlere bir şey dinletmek istiyorum." 

                 Oni maskeli ekrandan kayboldu ve yerine Selimhan'ın büyük boy bir fotoğrafı belirdi. Hemen ardından milyonlarca TV'den Selimhan'ın şu sözleri yükseldi: "Dağıtın şu köpekleri! Gerekirse tarayın her birini gebersinler! Bu aptallar hâlâ neyi bekliyorlar? Coplarını süs diye mi taşıyor bu aptallar!"

                 Sayaç son otuz saniyeyi gösterirken, Oni maskeli tekrar belirdi. "Sesin sahibini tanıdınız, değil mi? Sizlerin sayesinde var olan bu kişi, sizlere köpek diyor ve güvenliğinizden sorumlu olan insanları size karşı kullanıyor." Ekran ikiye bölündü ve diğer tarafta, üzerlerinde üniformayla vesikalık çektirmiş polis memurları ve isimleri belirdi. "Bu kokuşmuş düzenin baskısı altında kaç polis intihar etti, şüphelerini dinlediği için intihar süsü verildi, haberiniz var mı?"  Fotoğraflar yarımşar saniye arayla sürekli değişti. Sayılamayacak kadar çoktular. 

                 "Son on saniye," diye hatırlatma yaptı Nildem. 

                  Nova yutkundu ve gaza yüklenip vitesi yükseltti. Arka koltuktaki 9 ise sol dizini koltuğa, sağ dirseğini Nova'nın koltuğunun başlığına yasladı ve ateşleme sırasında dengesini kaybetmemek için destek aldı. Roket atarı omuzuna alıp ucunu arka kapı camından dışarı çıkarttı. Yüzeyinde fırça darbeleriyle atılmış çizikler gibi beyaz köpükler olan mavi suyun kıyısındaki eski limana demirlemiş kargo gemisini görebiliyordu. 

                  Fotoğraf gösterimi bitince ekran büyüdü ve oni maskelinin son sözleri, "Artık uyanın!" oldu. Sayaç son beş saniyeyi gösteriyordu. 

                  Beş saniye sonra kulaklıklarından "Şimdi" diyen Sinem'in sesi yükseldi. 9 nişangahı gemiye ve düşme payına uygun ayarlayıp hemen ardından roketi gönderdi. Sarsıntı o kadar güçlüydü ki, arka sağ kapının camı patladı ve araba sarsıldı. 

                Direksiyon hakimiyetini toparlayan Nova başını sola çevirip gemiye baktı. Arkasında kuyruk gibi duman bırakan roket hedefi vurduğu an denizin içinden gökyüzüne, içten dışa doğru genişleyen gri bir duman ve alev bulutu yükseldi. Trafik bir anda birbirine karıştı. Birkaç araç çoktan kaza yapmıştı bile.

              Görüntü tekrar parazitlenip geri gelince, şaşkınca arkalarındaki ekranı izleyen iki spiker ekranda belirdi. Gözlüklerini burun kemerine iten gri, kıvırcık saçlı spiker hemen ardından, "Az önce maalesef yine bir terör eylemiyle sınandık, bu teröristler..." diye konuşmaya başladı. Fakat reji, kanalın sosyal medya hesaplarına spiker hakkında yağan hakaret mesajlarına yetişemiyordu. 

                Olan biteni o an merkezde Halit ile izleyen Aylin'in telsizine atışın köprüden yapıldığı ihbarı alındığı, ekiplerin köprüye yönlendirildiği bilgisi geldi. Aylin odadan çıkıp kulaklığına dokundu ve "Doğru ihbar bilgisi geldi; tarif Oni'nin arabasıyla birebir." diye fısıldadı. Etrafında koşuşturan kimsenin dikkatini çekmemişti. 

               Halit ellerini birbirine vurdu ve odadaki ekibe bakıp, "Çıkıyoruz." dedi. Artık tepeden emir bekleme sıkıntısı yoktu; "Oni" dosyasını ona vermişlerdi. 

              Nova gaza yüklendi, delirmiş gibi sollama yapmaya çalışan bir aracı geçip önüne kırdı ve ön ve arka tamponda beşer santimlik arayla iki araç arasından makas attı. Direksiyon manevrasının etkisiyle savrulan aracı tekrar dengeledi ve bir makas daha attı. Karşı şeritten sirenlerini çalarak ilerleyen 4x4 arazi aracı tipi polis arabalarını görünce şaşırdı. Şehir içinde polisler bu araçları kullanılmıyordu.  

              Ön tamponları koruma demirleriyle güçlendirilmiş aracalar zorlanmadan yön şeritleri arasındaki bariyerleri yerlerinden söküp karşıya geçtiler ve Nova'nın peşine takıldılar. 

               Dikiz ve yan aynalardan sürekli arkadaki polisleri izleyen Nova, bir yandan da önüne kıracağını tahmin ettiği araçları atlatmaya uğraşıyordu. Bu konu hakkında Aylin ve Halit'den bir bilgi almamıştı. Bunun hesabını sonra soracaktı fakat şimdilik planın üçüncü adımına kadar polislerin ona yetişmesine izin vermemeli ve sakin kalmalıydı. Hızlanan nefesi ve çoktan başlayan panik atak belirtilerine kendini iyice kaptırırsa bu köprüden çıkışları olmazdı. 

           Siren sesini duyan sürücülerden bazıları araçlarını yan şeritlere çekip orta şeridi açtılar. Nova buna şükretti ve gaza yüklendi. Panik ya da korkudan yoldan çekilmemiş araçlar arasından makas atıp ilerlemeye devam etti. Hedeflediği konuma birkaç on metre kala karşı şeritteki 4x4 polis arabası birden bariyerlere kırdı ve demiri söküp Nova'nın önüne atladı. 

           Gözleri irileşen Nova frene asılıp yavaşlamayı ve el frenini çekmeyi düşünebilmişti. Göğüs kafesini delip geçecek gibi atan kalbine rağmen direksiyonu doğru hesapla kırdı ve son anda üç yüz altmış derece dönmeyi başardı. Polis arabasına çarpmaktan son anda kurtulmuştu fakat bu yüzden yavaşlamıştı. Arkasındaki araçlardan yükselen sirenler giderek daha da yükseliyordu. Vitesi bire takıp direksiyonu köprü çıkışına doğru kırdı ve arabanın kıçını şeride oturttu. Vitesi dörde alana kadar ibreyi bir kez dahi aksatmadı. Yolu kapatmış uzun polis araçlarına daha da yaklaştıkça, yola boylu boyunca serilmiş çivili teli ve araçların arkasına istiflenmiş, namlularını ona doğrultan memurları görebiliyordu. Gaza daha da yüklendi ve vitesi beşe taktı. Motoru sınırlarına kadar zorlayıp bağırtırken, Dinçer'in temiz bir iş çıkartmış olmasını diledi ve direksiyonu sağa kırdı. 

              Şeridi kapatan araçların arkasındaki polisler bağırarak, siyah aracın şoförünü durdurmaya çalıştı. Bir tırın dahi kolaylıkla sökemeyeceği trabzanlara doğru sürmesi, resmen intihardı. 

               Nova, torpidodaki tutacaktan telefonu kaptığı gibi cebine koydu ve cep fermuarını çekti. Aracın burnunu işaretli alana doğru kırdı ve trabzanlarla aynı renk boyanmış tahtayı ortadan ikiye ayırıp geçti. Polislerin görüntü karşısındaki surat ifadeleri maalesef göremeyecekti. Tekerleri dönmeye devam eden araç, tahta parçalarını etrafa saçarak, havada bir süre daha ilerlemeye devam etti.  İvme kaybetmeye başlayınca, mavi çöl gibi her tarafı kaplayan denizi ön camdan gördü. Parmakları resmen direksiyona kenetlenmiş, nefes almayı unutmuştu. 9'un ısrarla ismini söylemesini ve bir süre sonra kemerini açıp sırt çantasından tutuşunun farkındaydı fakat hiçbir tepki veremiyordu; panik ve korku, vücudunu ele geçirmişti. 

                Bir anda saçları suratına dağıldı ve rüzgâr yüzünden sırtı koltuğa yapıştı. Hemen ardından vücudu arabadan dışarı çekildi, tuhaf bir gürültü kulaklarını doldurdu. Düşüşü yavaşlamıştı. Ayakkabılarını ve bacaklarını, altında düşmeye devam eden arabayı görebiliyordu. Mavi suların beyaz köpüklere dönüşüp etrafa saçılışını, arabanın bir canavarın beyaz dişleri arasına gömülüşünü ve yok oluşunu izledi. 

                9 güçlükle paraşütü kontrol etti. Kontrolü ara sıra kaybetse de çabuk toparlıyor, bir yandan da sıkıca kıpırtısız kalan Nova'yı tutmaya çalışıyordu. Sonunda paraşütü rüzgâra oturtmayı başardı ve Nova'yı iki koluyla tutup sarstı. Kulağının dibine yaklaşıp yüksek sesle, "Nova!" diye bağırdı. 

                 Nova irkildi ve gözleri irileşti. Nerede olduğunun farkına varınca suya düşmek üzere olan bir kedi gibi 9'a yapıştı. Kulaklıktan sürekli ismini söyleyen ikizler ve Aylin'in sesini de artık tepki verecek kadar kendine gelmişti. "İyiyim," dedi nefes nefese, altındaki denize bakarken. Sonra aklına Akari'nin küçükken ona verdiği tavsiye geldi ve gözlerini kapatıp iyice 9'a sarıldı. 

                 9, paraşütü tekrar kıyıya hizalayıp ejder dilini ceket kolundan çıkarttı ve Nova'nın sırt çantasının kulplarını kesti. Canta aşağı düşüp denize gömüldü. Ağırlıkları yüzünden hedefledikleri noktaya inemeyeceklerini biliyordu. Elinden gelenin en iyisini ortaya koydu ve sadece diz altları su içinde kalacak kadar kıyıya yakın bir konuma inmeyi başardı. Nova'yı bıraktı, paraşüt çantasını aceleyle kollarından çıkartıp denize attı ve çoktan koşmaya başlamış Nova'ya yetişti. 

                 Birkaç metre ilerideki balıkçı barakasına koştular. 9, tek tekmeyle kapıyı kırdı ve Tuna'nın dün yerleştirdiği Honda CRF 450 Rally'nin yanından koşarak geçti. Yaklaşan polis sirenlerini duyabiliyordu. Barakanın kapısız girişini kapatan sarı renk brandayı ejder diliyle ortadan ikiye ayırıp motora yöneldi. Çoktan kendi kaskını takmış Nova'nın uzattığı kaskı başına geçirdi ve seleye atladı. Nova arkasına yerleşince hafifçe gaz verdi, sarı brandanın arasından çıkıp yola girdi ve gazı kökledi. 

               İki polis ekibi yanından geçip gittiler fakat üçüncü ekip ikisinden şüphelendi. Megafondan yapılan dur uyarısını dikkate almayan 9, araçların arasından ve motorun geçebileceği her boşluktan ilerlemeye devam etti. Sonunda ara sokaklara girip yavaşladı ve bekleyecek bir yer bulmaya çalıştı. Fakat ara sokakların bazılarında az da olsa insanlar vardı. Oldukları konuma yönlendirilen yeni ekiplerin siren seslerini duyan 9, gaz kolunu çevirdi. 

              "Son durumunu bildir, Oni,"      

              Tedirginliğini dindirmek için sürekli arkasına bakma ihtiyacı duyan Nova, "Henüz atlatamadık," dedi. Tam o an sireni çalışmayan bir polis aracı, önlerindeki ara sokaktan dışarı fırladı. 

              Ani fren yapan 9, Nova'nın kaskını sırtında hissetti. Sol ayağını yere koyup motoru hafifçe yana yatırdı ve gidonu kırıp kıvrak bir dönüş yaptı. Fakat konum bilgisi tüm ekip araçlarına anons geçilmişti. Geldiği yoldan geri sürerken, birkaç ara sokaktan aniden fırlayan polis aracını kıl payı, zor manevralarla atlattı. Küfürler savuran ve sürekli dur uyarısı yapan polisler sirenlerini çalarak peşine takıldı. 

             "İki sokak ötenizdeyim, sonuncu araç tam önünüze çıkacak," dedi Aylin ve gaza yüklendi. 9 ve Nova'nın yardımına yetişmeyi başarmıştı. "Sokaktan çıkıyorum," dedi Aylin ve iki eliyle sıkıca direksiyona yapışıp gaza yüklendi. Tam karşısından gelen polis aracı daha sokaktan çıkamadan, yolunu kesmişti. Göz ucuyla dikiz aynasına baktı ve arkasından geçen 9'la Nova'yı gördü. 

               Sinirlenen polis araç sirenlerini ve kornasını aynı anda çaldı. Polis ısrarla el kol hareketleri yaparken Aylin torpidoda duran sireni aldı ve camdan çıkartıp aracının tepesine yapıştırdı. Vitesi geri taktı ve -sözde- 9 ve Nova'nın peşine takıldı. Meslektaşının ettiği hakaretler hakkında daha sonra tutanak tutacaktı. 

               9, ara sokaklardan çıkıp trafiğin yoğun olduğu caddelere girmekten başka şansının kalmadığını çok iyi biliyordu. Sağ kolunu arkaya uzatıp Nova'nın kolunu el yordamıyla buldu ve ona sıkıca tutunması inin karnına sardı. Yaptığı çok tehlikeliydi fakat Nova'nın düşmesini göze alamazdı. Kulaklığın hâlâ çalışıyor olmasını umarak, "Rulsomnia, yolumdaki lambaları kontrol et." dedi. 

               "Anlaşıldı," diye karşılık verdi Nildem. Klavyesinin yanında duran kahvesi buz gibi olmuştu. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, Nova'nın buna nasıl dayandığını düşünüp duruyordu. Gözlerini ekrana kilitledi ve yeni pencereler açıldı. İstanbul'un trafik lambaları ve Mobeseleri artık emrindeydi. 

               Nova, 9'un amacını anlayınca selede biraz daha öne kaydı ve kaskın yanağını 9'un sırtına yasladıktan sonra, kollarını sıkıca ona sardı. Vücudu, 9'un motoru yönlendirmesiyle bir sağa bir sola yatıyor, sarsıntı yüzünden başı allak bullak olmuş gibi hissediyordu. Gözlerini sıkıca yumup yutkundu ve midesinden yükselen acı tadı bastırmaya çalıştı. Peşleri sıra çalınan sirenler uzaklaşmaya başlayınca gözlerini araladı ve etrafa bakındı. Araçların arasına dalmış, polis ekiplerini arkalarında bırakmışlardı. 

                Aynalardan arkasını devamlı kontrol eden 9, bir yandan da duran trafikten çıkmanın bir yolunu arıyordu. Gitmeleri gereken konumun etrafında yarım tur döndüklerini hesaplamıştı ve çıktıkları ara sokağın sonunda olduklarını biliyordu. Hareket edeceği sıra önüne kırdığı taksinin tamponuna hafifçe sürtününce, taksicinin dışarı çıkmasını ve bağırışlarını duydu. Aynalardan adama bakıp koştuğunu gördü fakat yetişemeyecek kadar gerideydi. Araçlar hızlanmaya başlayınca, 9'da hızlandı. 

                 İlk dönüşe kadar ara sıra yavaşlayan trafikte ilerlemeye devam ettiler fakat dönemeçte onları, altlarında BMW R 1250 GS olan yunuslar karşıladı. Dönüşü karşılıklı tutmuş, motorları harekete hazır halde bekliyordu. 9, sağ ayağını yere koydu ve gidonu kırıp yarım bir dönüş yaptı. Kendini orta şeride atınca, yunuslar amacını anladı ve sirenleri çalarak peşine takıldılar. 

                 Trafiğin ve güvenli hamlelerin izin verdiği kadar ilerlediler fakat trafik yine bir anda sıkıştı ve 9'un manevra alanı daha da kısıtlandı. Neyse ki kullandığı motor, yunusların kullandığından daha hafifti ve dar aralıklardan geçerken denge de kalabiliyordu. İkinci dönüşe ulaşmasına altı sıra araba kala, solundan hızla ilerleyen yunus onu sıkıştırdı ve dengesini bozdu. 

                  9 son anda sağındaki aracın bagajını tutup dengesini korudu ve orta şeritte ilerlemeye devam etti. Nova'nın sağ dizini kavrayıp, "bacaklarını motora yakın tut." diye bağırdı. Nova dediğini yaptı ve bacaklarını sıkıp motora yakınlaştırdı. 9, aynaya bakınca, yunusun kolunu Nova'ya uzatacak kadar yakınlaştığını gördü. Ani bir kararla frene asıldı ve dirseğini polisin göğsüne göre ayarladı. Yunus polis, göğsüne aldığı darbeyle motoru yatırdı ve tek bacağı altında kaldı. 9 tekrar gaza asılıp araç kapılarını açan birkaç meraklı vatandaşı ardında bıraktı. Aynaya son kez baktığındaysa, yunuslar araç kapılarını kapattırmaya çalışıyor, peşinden ilerleyemiyorlardı.  

                "Karşı şeridin lambasını kırmızıya ayarladım, tek şansınız bu." dedi, sesi titreyen Sinem. Klavye kasasına yasladığı elleri titriyordu. Nildem gözlerini kırpmadan, ekrana yansıyan kamera görüntüsündeki 9 ve Nova'yı izliyorlardı. 

                9, araçların arasından geçti, sağ bacağını açıp motoru hafifçe eğdi ve gidonu kırdı. Gaza asılınca motorun tekerlerini sürütüp gidonu ters yöne çevirdi ve kayarak karşı şeride girdi. Vitesi arttırdı ve hedefledikleri konuma doğru sürmeye başladı. Duran trafik hemen ardından ilerledi ve U dönüşü için bırakılan boşluğu kapattı. Sonunda konuma ulaşmayı başaran 9, motoru eskiden market olarak kullanılan boş bir dükkâna soktu. Ayaklığı indirip seleden indiler ve en başından beri dükkânda bekleyen 3 ve 8'e kasklarını verdiler.

               "Oni bir ve iki takas noktasında." dedi Nova nefes nefese.

                Aynı anda "Anlaşıldı," dedi ikizler ve bir beşlik çaktılar.  "Rulsomnia kontrole devam edecek. Ordu beklemede." diye ekledi Nildem. Tekrar önlerindeki ekrana döndüler ve polis araçlarının önünü tamamen kapatmaya yarayacak ne varsa yapmaya devam ettiler.

                3, 9'un kullandığı motorun selesine oturup önünü çıkışa çevirdi. Bu sırada aynı motordan bir tane de kendinde olan 8 ayaklığı kaldırıp 3'ün ardından dışarı çıktı. Ara sokakları arkalarında bırakıp göz önünde olmak için caddeye çıktılar. 

              İhbara uygun yan yana iki motorlu gören sivil polisler hemen yeni bir anons geçtiler ve ekipler 3 ile 8'in peşine takıldı. Ekipler ilk ayrımda birbirlerinin zıt yönüne dönen motorlardan hangisini takip edeceğine karar veremedi. Frene bastıkları an lambalar kırmızıya döndü ve karşı şeritteki trafik akmaya başladı. Geç kalan iki polis, karşı yönün sol şeridinin tıkanmasına sebep olacak bir kazaya sebep oldular. 

                Duvar dibinde duran çantaları açan Nova hızla üstünü değiştirip yeni oni maskelerini çantaların en üstüne koydu ve birini 9'a uzattı. Dükkândan çıkıp etrafa bakındılar, herhangi bir tehlike olmadığını anlayınca iyice hızlandılar. 

                 "Hey! Siz, ikiniz!" 

                 Nova ve 9, arkalarından yükselen sesle anında durdular. 9 arkasını dönünce, üniformalı bir polisin hızlı adımlarla yaklaştığını gördü. 

                "Kimliklerinizi çıkartın," dedi polis, yürümeye devam ederken. Kaldırımın köşesinden geçtiği evin diğer tarafından yeni polisler belirdi ve diğerinin işaretiyle 9 ile Nova'ya yaklaşmaya başladı. 

                 "Kızlar bir sorunumuz var," diye mırıldandı Nova. 

                 Bir süre sessizlikten sonra, "Aylin çok uzakta, koşun!" diye karşılık geldi. 

                 9 tam belindeki silahı çekecekti ki, Nova koluna yapıştı ve "Koş!" diye bağırdı. Tabana kuvvet, bayır sokaktan aşağı koşmaya başladılar. Polisler de hemen peşlerine takıldı. 

                Birkaç metre koşup, meydana ulaşmak için yeni yol ayrımından sola döndükleri sıra, karşılarında bir anda bir polis belirdi. 9 hızını kesmeden koştu, polis memurunun önüne gelince yerden destek alıp yükseldi ve göğsüne ardı ardına iki diz attı. Memur yere kapaklanırken, koşmaya devam ettiler. Kurtuluşları olacak eylemci grupların arasına karışmak için çok az mesafeleri vardı. Eylemcilerin yaktığı ateş ve meşaleler, batan güneşi aratmayacak cinstendi. Alanda havai fişekler patlıyor, binlerce insan devrim için dans ediyor, şarkılar söyleniyordu. 

               Kalabalığın içine belirli aralıklarla yerleşmiş, kendilerine "LotC (Lords of the Code" diyen grup, platin beyaz saçlıyla yanındaki Asyalıyı görünce, ikizlere haber verdi ve aynı anda harekete geçti. Hepsinde ışıklı oni maskesi vardı. 

                Aralarında en kıdemlilerden biri olan Reyhan yürürken kollarını kaldırdı ve "Maske ışıklarınızı yakın, bugün bizim günümüz!" diye bağırdı. Daha önceden dağıttıkları maskeleri takan ve sesini duyan büyük bir kalabalık maskelerinin ışığını açtı. Bunu gören diğerleri de hiçbir uyarıya gerek kalmadan maskelerinin ışıklarını açtı. Reyhan, domino etkisini seviyordu. "Devrim!" diye bağırdı son kez ve şarkılar daha gür söylenmeye, fişekler ardı ardına patlamaya başladı. 

                "Maskelerinizi ışığı açık takın, sizi karşılamaya geliyorlar." 

                Nova ve 9, Rulsomnia'dan gelen uyarıyla sırt çantalarındaki maskeleri çıkarttılar. Diğerlerinden daha hızlı koşan iki memurla aralarında ramak kalmıştı. Biraz daha hızlı koşan 9 maskesini takıp Nova'nın elini tuttu ve onu son anda kalabalığın içine çekmeyi başardı.

              Önleri ışıklı oni maskesi takmış, giderek çoğalan ve çoğaldıkça kızgınlaşan bir etten duvarla kesilen polisler direnmeye ve kalabalığı yarıp geçmeye çalıştılar fakat başaramadılar. Ellerinden gelen tek şey geriye doğru temkinli adımlar atıp, dudaklarına yapıştırdıkları telsizlerle merkeze bilgi vermek oldu. 

               Kalabalığın ortasında el ele ilerlemeye devam eden Nova ve 9, sonunda boşluk bulabildikleri yerde durdular. Hemen yanı başlarında büyük bir ateş yanıyor, tepelerinde rengarenk fişekler patlıyordu. Aynı anda maskelerini çıkartıp soluklandılar ve birbirlerine baktılar. 

               Ateşin kızılıyla yarısı aydınlanan yüze hayranlıkla baktı 9. Hemen ardından gök yüzünü aydınlatan yeni fişeğin rengarenk benekleri, Nova'nın gözlerine yansıdı. 9'un içine sıcak bir şey aktı. Nefes alamıyor gibiydi. Yutkundu ve etraf bir anda donuklaştı, sesler soldu. Sadece Nova'yı görüyordu. Burnuna dokunan yanık odun ve fişeklerden yayılan barut kokusunu dahi unutmuştu. Aklı başından gitmiş gibi hissetti. Hiç düşünmediği halde eğildi, elleri ondan habersiz Nova'nın yüzünü kavradı ve dudakları Nova'nın dudaklarını buldu. Gözleriyse çoktan kapanmıştı. O an meydan, ikisi içinde bomboştu. 

Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak ve kurguyu önererek destek olabilirsiniz. RQs Discord sunucusu davet linki ve Spotify/YouTube linkleri profil biomda mevcut. Herkese iyi okumalar dilerim.


Continue Reading

You'll Also Like

104K 6.7K 36
Bakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşları...
45.5K 2.4K 15
28 yıl önce karıştırılmış bir binbaşının hikayesi.Ben Asena Doğu namı değer Kızıl Dağların Kızılı ismini duyanların korkudan titrediği kadın Bu ben...
32.6K 3.4K 22
"sen kimsen osun ve kimse bunu değiştiremez." dedi doktor. "neden bilmiyorum ama kurtarıcım olacağınızı hissediyorum." diye cevapladı kız. bir dalga...
86K 5.1K 33
Bir suçlu ile mektup arkadaşlığı...