8,9,3/Yakuza -I- (GxG)

By RQMorrigan

9.1K 2.1K 2K

Şiddet ve vahşet içerikli bölümler vardır. Midesi ve psikolojisi hassas olanlar lütfen okumasın. Uyarıya rağm... More

Kurye (I)
Kurye (II)
Kurye (III)
Kurye (IV)
Kurye (V)
Sadece Bir Efsane (I)
Sadece Bir Efsane (II)
Sadece Bir Efsane (III)
Sadece Bir Efsane (IV)
Sadece Bir Efsane (V)
Hesaplanmayan Aksaklık (I)
Hesaplanmayan Aksaklık (II)
Hesaplanmayan Aksaklık (III)
Hesaplanmayan Aksaklık (IV)
Hesaplanmayan Aksaklık (V)
Ufak Detaylar (I)
Ufak Detaylar (II)
Ufak Detaylar (III)
Ufak Detaylar (IV)
Ufak Detaylar (V)
Değişim (I)
Değişim (II)
Değişim (III)
Değişim (IV)
Sadece Biz Varız (I)
Sadece Biz Varız (II)
Sadece Biz Varız (III)
Sadece Biz Varız (IV)
Sadece Biz Varız (V)
Arı Kovanı ve Çomak (I)
Arı Kovanı ve Çomak (II)
Arı Kovanı ve Çomak (III)
Arı Kovanı ve Çomak (IV)
Arı Kovanı ve Çomak (V)
Titanyum, Roket ve Kül (I)
Titanyum, Roket ve Kül (II)
Titanyum, Roket ve Kül (III)
Titanyum, Roket ve Kül (IV)
Titanyum, Roket ve Kül (V)
Kodo-mei*: Oni (I)
Kodo-mei: Oni (II)
Kodo-mei: Oni (III)
Kodo-mei: Oni (IV)
Kodo-mei Oni (V)
Kodo-mei: Oni (VI)
Kodo-mei: Oni (VII)
Tepkisiz Esirler (I)
Tepkisiz Esirler (II)
Tepkisiz Esirler (III)
Tepkisiz Esirler (IV)
Tepkisiz Esirler (V)
10, 10, 1* (I)
10,10,1 (II)
10,10,1 (III)
10,10,1 (IV)
10,10,1(V)
10,10,1 (VI Final)

Titanyum, Roket ve Kül (VI)

132 32 12
By RQMorrigan

Ertesi gün erken saatte uyanan Nova, uzandığı koltukta diğer omuzu üzerine dönüp hafifçe doğruldu ve dizleri üstüne çökmüş, gözleri kapalı 9'u gördü. Ne yaparsa yapsın onu bir türlü bu şekilde uyumaktan vazgeçirememişti. Elinin tersini ağzına kapattı ve esnemesini bastırdı. Hemen ardından doğrulup bacaklarını koltuktan aşağı sarkıttı ve koltuktan kalktı.

           Nova'nın çıkarttığı ufak tefek sesleri algıladığı an gözlerini açan 9 omuzlarını esnetti. Saatlerce dizleri üzerinde durmamış gibi doğruldu ve bacaklarını salladı. 

           Ağzında diş fırçasını tutan Nova kısa bir an 9'a bakıp kapıya yöneldi. Böylesi insan vücudu özelliklerinin hiçe sayılmasına artık alışmıştı. Koridorun ortasındaki kapıyı araladı ve lavaboya girip aynanın önünde durdu. Burada kaldıkları süre boyunca muslukları ayarlamayı ve etrafa su sıçratıp kendini ıslatmamayı da öğrenmişti. Dikkatle vanayı çevirip suyu açtı hemen ardından dişlerini fırçalayıp yüzünü yıkadı. Omuzuna astığı havluyla yüzünü kurulayıp son kez aynaya bakınca, yerinden sıçramamak için kendini zor tuttu. 

            "Şu hareketinden vaz geçmen için kaç kez daha söylemem gerek?" 

            9, Nova'nın aynadan ona dikilmiş gözlerine karşılık verdi. "Nasıl fark etmediğini anlayamıyorum." 

            "Herkes senin gibi özel bir eğitimden geçmiyor," Nova suyu kapattı ve 9'a döndü. "Neyse ki artık eskisi gibi tamamen hazırlıksız yakalanmıyorum." 9'un yanından geçip banyodan çıktı. 

             Odaya vardığında güneş çoktan sarı ışığını pencere içinden yansıtmıştı. Hoodieyi kollarından sıyırıp çıkarttı ve diğer kirli kıyafetlerinin yanına doğru gönderdi. Eğilip koltuğun yanında 9'un valizinin yanında duran bez valize uzandı. Fermuarını açıp bir t-shirt almıştı ki, odanın kapısı açıldı. 

             9 içeri girip kapıyı kapatırken, Nova'nın üstünde sadece sütyen ve gri bir alt eşofman olduğunu fark etti. Çıplaklığın kelime anlamını bilse de insani anlamını Nova sayesinde öğrenmişti. Bakışlarını anında yere çevirdi ve "İstersen," 

             "Hayır." dedi Nova. Tişörtü kollarından geçirip, 9'un son ana kadar bel çizgisine baktığını fark etmeden giyindi. "Birbirimizin bu halini defalarca gördük." 

             Belli belirsiz başıyla onaylayan 9 yerde duran siyah valize yöneldi. Nova'nın vücuduna dikkat ederek uzandı ve valizin kulplarını kavradı. 

             Durumu kavrayan Nova ani bir hareketle 9'un elindeki kulpları kapıp valizi koltuğa bıraktı. "Aslında bir şey denemek istiyorum." 9'un havada kalan eli inerken, valizin fermuarını açtı ve yeni bir gömlek çıkartıp koltuğa serdi. Hemen ardından 9'a dönüp aralarındaki mesafeyi bir adımda kapattı. Başıyla gömleğini işaret edip, "İzin veriyor musun?" diye sordu. 

             Birkaç saniye süren sessizliğin ardından 9 başıyla onayladı. 

            Nova'nın dudakları kısa bir an kıvrılıp düzeldi ve 9'un gömlek düğmelerini açmaya başladı. Elleri yavaş, hareketleri kontrollüydü. Son düğmeye kadar ikisi de sessiz kaldı. 

            "Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum," diyerek sessizliği bozdu Nova. Elleri son düğmeyi de çözünce tekrar gömlek yakalarına çıktı ve 9'un gözlerinin içine baktı. 

            Nova'nın bakışları vücudunda heyecan verici bir ürpertiyle reaksiyon uyandıran 9 yutkundu. "Dinliyorum." Sesindeki çatallaşmayı duyunca konuştuğu için pişmanlık duydu. 

            Nova'nın bakışları 9'un dudaklarında bir süre oyalanıp, gömleği ve sütyeni altında kalan ejderha dövmesine indi. Gömleğin yakalarını omuzlarından sıyırıp ejderhanın 9'un omuzuna işlenmiş kısmını açığa çıkarttı. Parmak uçları temkinli bir yavaşlıkta dövmeye uzanırken, bakışlarını tekrar 9'un gözlerine çıkarttı. "Dokunabilir miyim?" 

           9, başıyla onayladı. Hemen ardından Nova'nın parmak uçları derisine işlenmiş ejderhanın pullarında gezinmeye başladı. Dokunuşundan aynı anda hem tedirgin olmuş hem de teninde bıraktığı hissi sevmişti. Göğsünü hareketlendiren derin bir nefes aldı. Duruşunu bozup gözlerini kapatmamak ve tamamen bu tuhaf hisse teslim olmamak için direndi. Derken, Nova'nın dokunuşlarını artık göğüs boşluğunda hissediyordu. 

            "Dövmenin tamamını merak ediyorum," diye fısıldadı Nova. Dokunuşuyla tuhaf hissettirdiği sadece 9 değildi; parmak uçlarının altındaki tene her şeyiyle, dudaklarıyla diliyle ve gözleriyle tapmak istiyordu. Alt dudağını ısırıp parmaklarını biraz daha aşağıya indirdi ve 9'un göğüsleri arasına gelmeden hemen önce durdu. Ejderha pullarının sütyenin altında kaybolduğu kısmı gözleriyle takip etti. 

             Ne diyeceğini bilmeyen, daha doğrusu bir şey demek istiyor mu, emin olamayan 9 kaskatı bir halde bekledi. Kol içlerine yayılan titremeyle gözleri irileşti ve kendine hâkim olmaya çalıştı. 

             Nova elini 9'un boyun yanına çıkartıp yumuşak okşayışlarla hareket ettirdi. 9'un yeşil gözleri göz kapakları altında kaybolurken, aslında aralarında hiçbir mesafe kalmadığını fark etti. Ama bu konuda ilk adımı 9'a attıracaktı; tek taraflı bir istekle öpüşmek istemiyordu. Dudaklarını ince birer çizgi olana dek birbirine bastırdı ve elini 9'un teninden çekti. "Arabayı aldıktan sonra benimle yarışacaksın," 

              Gözlerini açan 9, Nova'ya baktı ve dediklerini dikkatle dinlemeye başladı. 

              "Ve eğer kaybedersen, istediğim zaman dövmeni göreceğim." 

               "Bu mantıksız," dedi 9.     

               "Biliyorum." Nova'nın eli 9'un çenesine çıktı. "Sadece sana bir şans veriyorum." 

               "Sonu uzatıyorsun." diye anında karşılık verdi 9. 

                "Belki zamanı ayarlıyorumdur?" 

                Kaşları bitişen 9, Nova'nın ne demek istediğini anlamadığını açıkça belli etti. "Dövmemi görmek istiyorsan,"

                Nova, 9'un sütyen kopçasına uzanmasınlar diye ellerini tutup durdurdu. "Hayır, şimdi değil. Önce yarışacağız ve istediğim zaman bunu tekrar dile getireceğim." 

                9, Nova'nın amacını anlayamadı; ne düşünürse düşünsün, neden dövmesini görmek için bu yola baş vurduğunu ömrü boyunca düşünse de anlayamazdı. 

                Temiz gömleği alan Nova, 9'un dirseklerine kadar sıyrılmış duran gömleğini işaret etti. "Çıkart artık, fazla zaman kaybettik." 

              9 kirli gömleği kollarından çıkartıp koltuğa bıraktı. Nova'nın uzattığı temiz gömleği giyindi ve Nova'nın bir an dahi yüzüne bakmadan düğmelerini iliklemesini bekledi. Nova'da kesinlikle bir tuhaflık vardı. Valizden yeni bir kravat çıkartan Nova, 9'un gömlek yakalarını yukarı kaldırdı ve kravatı bağladı. 

            "Bunu yapmaya alışkın gibisin." 

             Nova'nın yüz ifadesi bir anda buruklaştı ve elleri durdu. "Akari'nin kravatlarını ben bağlardım." Kravatı son bir dokunuşla düzeltip valizin fermuarlı gözünü açtı ve içinden aldığı ejderha motifli iğneyi 9'a uzattı. 

            Kravat iğnesini Nova'nın parmakları arasından alan 9, fazla merakın iyi olmayacağının bilincindeydi. İğneyi üçüncü ve dördüncü düğmenin arasından geçirip kravatı sabitlediği sıra, Nova'nın karşısında eşofmanını çıkarttığını fark etti. İlk kez onu bu kadar çıplak gördü. Bu sayede karın yanı ve sırtının bir kısmını kaplayan yanık izlerinin külotu altından uzanıp baldırına kadar indiğini öğrendi. 

             Nova göz ucuyla 9'a bakıp görüntüden ne derece rahatsız olduğunu merak etti. Ama yüzü hiçbir duyguyu ele vermiyordu. Sadece bir ara hatlarına sinirli bir ifade yayılır gibi olsa da çabucak durumu kontrol etmeyi başarmıştı. Bu yaptığından, 9'a karşı tamamen görsel anlamda açık olmasından pişman olmamayı dileyip, ayak bileklerinden geçirdiği dar paça siyah kotu bacaklarını hareket ettirerek yukarı çekti ve belini ilikleyip tişörtünü üzerine indirdi.  

             "Hellcat ile gideceğiz." 

             9, aniden değişen ruh hali sesine yansıyan Nova'nın odadan çıkışını sessizce izledi. Az önce yaptığı şeyin nedenini düşünürken, yeni bir ceket ve pantolon giyip odadan çıktı. Aşağı indiğinde Nova'yı aracın sağ kapısına yaslanmış beklerken buldu. 

            Nova güneş gözlüğünün üstünden 9'a baktı ve göğsünde birleştirdiği kollarını çözdü. "Sen kullan," kolunu kaldırdı ve avucundaki anahtarı 9'a attı. "Sürüş stilini merak ediyorum." 

           9 kısa bir an duraksayıp anahtarı yakaladı ve sürücü koltuğuna yöneldi. Nova ise çoktan sağ koltuğa oturmuş emniyet kemerini takıyordu. 9 arabaya binince araç motorunda ve yaptıkları birkaç diğer değişikliği hızlıca anlattı ve sürüş boyunca nelerin etki edeceğinden bahsetti. 

           "... kısaca, araç sistemini drift için baştan ayarladık. Geriye sadece senin sürüş stiline göre yapılacak ufak tefek değişiklikler kaldı." diye cümlesini tamamladı Nova ve hafifçe kaputa vurdu. 9 kontağı çevirince kükreyen motorun sesi içini titretti ve gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Dudakları, dünyanın en güzel şarkılarından ikincisini -birinci Supra'sının motor sesiydi- duyuyormuş gibi kıvrıldı. "Bir isim düşündün mü?" 

           9'un kaşları bitişti ve Nova'ya baktı. "Gerekli olduğunu düşünmüyorum." 

           Nova gözlerini kıstı. "Bu muhtemelen ilk araban. Ve uğurlu olması için bir isim bulman gerekiyor." 

           El frenini indirmeden gaz pedalına hafifçe dokunan 9 motorun ikinci kez kükremesine sebep oldu. 

          "Sen ciddi misin, ya?" diye çıkışan Nova, 9'a ters bir bakış attı. "Vites boştayken motoru boğarsın." 

          9, Nova'nın yüz ifadesini ve tepkisini sevimli bulsa da kendi yüzünü tepkisiz bırakmaya özen gösterdi. Vitesi bire takarken, "Kuruma," dedi aniden. 

           Gözlerini deviren Nova başını iki yana salladı. "Gerçekten, ilk arabana Japonca "araba" mı diyeceksin?" 9'un ciddi olduğunu anlayınca kaşlarını kaldırdı ve derin bir nefes verdi. "Hadi sür şunu, Kyū ." 

Nova'nın tarif ettiği yolda süren 9, arabaya şimdiden alışmıştı. Direksiyon hantallığını ve arabanın ağırlığının etkilediği fren mesafesini tamamen hesaplamayı, milimetrik hareketlerle şeritler arasında geçişi hızlı ve sabit yapmaya da alışmıştı. 

           Bakımsız ve tek şeritli bir tenha yolun üzerinde bulunan, iki katlı garajın önüne park etmesini isteyen Nova'nın dediğini yapan 9 bir süre etrafa baktı. Nova ise 9'un aksine ikizlerin güncel kontrollerini yapmalarına ve herhangi bir aksilikte atacakları mesaja güvenerek emniyet kemerini açıp araçtan çıkmıştı. 

            Araç kapısını dikkatle kapatan Nova, asma bir kilitle yere sabitlenmiş iki ayrı otomatik garaj kapısına baktı. Demir kesme makasını kendi arabasından almak tamamen aklından çıkmıştı. Sinirle yanaklarını şişiren bir nefes verdi ve dudaklarını birbirine bastırdı. 9'un kapıyı kapatış sesiyle dönüp ona baktı ve elini kaldırdı. "Boşuna gelme, demir kesme makasını unutmuşum. Gidip bir yerden... Hey! Kime söylüyorum?" Nova, tamir hanenin araç giriş kapısına yönelen 9'un ardından baktı. 

             9, kilitlerin ikisini de kontrol etti ve açmasının imkânsız olduğunu anladı; kilitler doğru şifreleri çarkla ayarladıktan sonra anahtarla açılan türdendi. Hatta demir makasıyla bile kolay kolay açılacak gibi durmuyorlardı. Yaya girişi için kullanılan kapıya yöneldi ve kolunu yoklamak gibi gereksiz bir hareketi denemedi. Bunun yerine dirseğini dik cama vurup kırabilir ve eğer bir anahtar varsa kapıyı açabilirdi. Fakat yaklaşınca fark etti ki, toz kaplı camın arkası görünmüyordu. Bir nesne kapıya dayanmış ve ziyarete gelenlerin camı kırsa da içeri girmelerini imkânsız kılmıştı. 

          Ön tekerlek çamurluğuna yaslanmış Nova bıkkınca bir nefes aldı. Pantolonunun cebinden telefonunu çıkarttı ve birinin anahtarlardan haberdar olduğunu umdu. 

          9 geri adımlar atıp etrafa bakındı, binanın sol tarafına yürüyüp arkasındaki tel örgü çevrili boşluğu gördü. Adımları binanın arkasına yönelirken, Nova'da telefonun diğer ucundaki kişiye ufak tefek lanetler savurarak ardından ilerledi. 9, tel örgüye yaklaşıp binanın arka camlarına baktı. Orta camdan sarkan kirlenmiş perdeyi görünce, bir giriş yolunun olduğunu anladı. 

        "Plana başka bir araba ekleyelim," diyen Nova, 9'un baktığı pencereyi gördü ve bir şey planladığını anladı. Telefonu kulağından çekip, "Saçmalama, teli nasıl aşacaksın?" Sorusu yanıtsız kalmıştı. 

            Binadan yeterince uzaklaşan 9 aniden koştu ve duvara üç adım tırmanıp vücudunu tellere doğru attı. Parmaklarıyla sıkıca yapıştığı telden ayaklarıyla destek aldı ve diğer yana atladı. Ayaklarının üzerine çömelerek bir iniş yaptı ve bacağındaki sancının dinmesini bekledi. Ağrı gidince doğrulup telin diğer tarafında ağzı açık onu izleyen Nova'ya döndü. 

             "Plandan Subaru'yu iptal etmeyin, yeni bir terslik olursa döneceğim." dedi Nova ve çağrıyı sonlandırıp telefonu cebine tıkıştırdı. Tel ile arasındaki mesafeyi birkaç adımda kapatıp parmaklarını tel örgünün boşluklarından geçirdi. Bu his ona 9'un dövüştüğü çukuru hatırlatmıştı ama düşüncelerini çabucak dağıttı. "Peki, ya şimdi? Cama nasıl ulaşacaksın?" 

             9, telin son tarafına bakıp duvarla arasındaki mesafeyi ölçtü. Araları oldukça açıktı. Tekrar etrafa bakındı ve tırmanacak bir şeyler aradı. Şansına içi hurda ve paslanmış araba parçalarıyla dolu koliler yığın halinde duvar dibinde duruyordu. Nova'ya "Ön kapıya git ve bekle." dedikten sonra kolilere yöneldi. 

            Üst üste koyduğu altı kolinin her katına destek olarak ufak parçalar sıkıştırdı ve yanlara kayıp dengesini bozmasını engelledi. Son kolinin de üstüne çıkınca ayakları altındaki sarsıntı çoğaldı ve destek parçalarından biri yerinden çıktı. Son anda bacaklarından kuvvet alıp sıçradı ve cam kenarına tutunmayı başardı fakat hasarlı sol köprücük kemiğinden bıçak saplanmış gibi bir ağrı yayıldı. Dudakları arasından acı bir inilti bırakırken kolunu tekrar cama attı ve vücudunu yukarı çekip içeri girdi.

             Duvara monte edilmiş oluklu demir koridorun sol tarafında ofis, sağ tarafındaysa merdiven vardı. 9 merdivenlere doğru ilerledi ve aşağı indi. Tahmin ettiği gibi kapının önüne bir dolap çekilmişti. Sırtını dolaba dayadı ve topuklarından destek alıp kapı açılana kadar iteledi. Anahtarı çevirip kolu indirince açılan kapının ardında kollarını göğsünde birleştirmiş, önde duran ayağıyla tok bir ritim tutan Nova göründü. 

             "Daha önce senin mükemmel bir şans olduğun konusunda bir şeyler söylemiş miydim?" diyen Nova sırıttı ve kollarını çözüp yürümeye başladı. 

             9, tamamen araladığı kapının yanında durdu ve Nova önünden geçerken ceketini düzeltti. Hemen ardından Nova'nın peşine takıldı. 

            Nova, sarı renkli motor kaldırma vincinin yanından geçip beyaz masa üzerinde duran bilgisayarı açtı ve parolasını girdi. Ekranda beliren birkaç pencerenin ardından 9'a bakmadan, "Yanıma gel." dedi ve bekledi. Klavyede son bir tuşa basıp ortada kalan boşluğu dikkatle izledi. 

             Borulara sıkışan havanın boşalması gibi çıkan bir sesin ardından zeminden kare bir plaka yükseldi ve zemin altına gizlenmiş 2004 model, jantları altın sarısı, gövdesi siyah, Subaru Impreza 2.0 WRX STI açığa çıktı. 

             Hâlâ yükselmeye devam eden platformu izleyen 9, "Peki, ya sonra?" diye, Nova'nın dışarıda sorduğu soruya bir atıfta bulundu. 

             Yüzünde memnun bir gülümsemeyle arabaya bakan Nova, "Sonrası: Titanyum, roket ve kül." diye cevapladı. Masa çekmecesinin raylarına ek olarak geçirilmiş gizli bölmeyi açıp Subaru'nun anahtarını aldı ve araca yöneldi. "Otomatik kapı kilitlerinin yedek anahtarları çekmecede. Anahtarlardan birini alıp kapıyı açar mısın? Ben de aracı kontrol edeyim. Şifreler  anahtarlıkta yazıyor." 

               9 çekmeceye yöneldi ve anahtarı alıp dışarı çıktı. Şifreyi çarkta ayarlayıp kilidi açtı ve Nova'nın aracı çıkartmasını bekledi. İşleri bitince 9 tekrar kapının önüne dolabı çekti ve kapanmak üzere olan otomatik kapının altından geçip dışarı çıktı. 

               Camı sonuna kadar indiren Nova, 9'a bakıp, "Hazır mısın?" diye sordu ve 9 başıyla onaylayınca ekledi: "Anayoldaki ilk lambada yarış başlar, üçüncü lambaya ilk ulaşan kazanır." 

               9 ceketinin cebinden anahtarı çıkarttı ve araca yöneldi. İki araçta yola çıkıp Nova'nın belirlediği yarış başlangıcına gelene kadar peş peşe ilerledi. Şanslarına tek tük araç olan yolda en önde, yan yana durdular ve gözlerini kırmızı yanan lambaya diktiler. Nova sabırsızca gaz verip motoru kükretirken, 9 direksiyonu sıktı ve eldivenlerinden tok gıcırtılar yükseldi. Lamba nihayet sarıya dönmüştü ki, Nova gazı kökledi. 9 da Nova'nın hemen ardından pedala bastı ve tekerlekler patinaj yapıp, arkalarında hafif bir duman bırakarak yarışa başladılar.

              Yavaş yavaş artan sabah trafiğinde araçlara tehlikeli makaslar atarak ve sollayarak ilerlediler. Üçüncü lambaya gelene kadar neredeyse başa baş gidiyorlardı fakat Nova taviz vermeyi bırakıp ciddi sürüş moduna geçti ve iki burun farkıyla yarışı kazandı. Neyse ki ters soldan ve sağdan akan trafiği yöneten lamba hâlâ sarı renkteydi; Nova el frenini çekip direksiyonu kırdı ve korna çalan araçlara aldırmadan kusursuz bir kaymayla yola oturdu. Hemen ardındaki 9 ise hızını kesip dönmeyi tercih etmişti. 

                 Yol boyanca önde kalan Nova'nı rehberliğinde, kafasını toplamak için; sözlere ya da kağıtlara dökmediği planlarının üstünden geçmek için, ara sıra diğerlerinden de habersiz geldiği boğazı açıkça gören tepeye doğru yol aldılar. 

                Boşluğun ucuna kadar ilerleyen Nova kontağı kapattı ve arabadan indi. Ön tarafa doğru ilerleyip kalçalarını kaputa yasladı ve kendi aracını park eden 9'u sessizce izledi. 

               9 sakin hareketlerle araçtan indi ve Nova'ya doğru yürürken ceketini çıkarttı. 

              "Ne yapıyorsun?" 

               Ceketini kırışmamasına özen göstererek kaputa bırakan 9, kravatını gevşetti ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. 

                Kaputtan tedirgince kalkan Nova, 9'a yaklaştı. "Hey! Ne yapıyorsun?" 

                "Yarışı kazanırsan dövmemi görmek istediğini söyledin,"

               "Kyū... Saçmalamayı ve soyunmayı kes," 9'un ellerini tutup aşağı çekti ve gömlek düğmelerini geri iliklemeye başladı. "İstediğim bir zaman görmek istediğimi de söylemiştim, hemen değil." Düğmeler bitince kravatı sıkılaştırdı ve 9'un öne doğru eğilmesini sağlayıp gözlerinin içine baktı. 

                 Kaşları kalkan 9 biraz daha eğilince Nova ile yüz yüze geldiler. 

                 Nova sırıttı ve 9'un burnuna dokundu. Ne yaptığını fark edince endişelenip 9'dan bir tepki bekledi; ama 9 olduğu gibi kalmıştı. Başını hafifçe yana doğru yatırıp iç geçirdi. Özellikle son iki haftadır bencilce bir düşüncenin içinde debelenip duruyordu: Akari'den sonra 9'un her şeyi bir kenara bırakmasını ve onunla beraber Havai'ye gelmesini istemeyi düşünüyordu. 

                 9, düşüncelere dalmış Nova'nın elinde duran kravatını yavaşça çekince, Kırpıştırdığı gözlerine baktı. Sabah güneşi yüzünün sağına vuruyor, sağ gözünü kızıl bir kahverengi tona bürüyordu. Bakışlarını bir süre yüzünde ve saçlarında gezdirdi. Platin beyaz saçları ve siyah perçemleri parıldıyordu. 

                  "Biraz daha böyle bakarsan, aramızda farklı şeyler olacak." dedi Nova. Birkaç adım atıp 9'dan uzaklaştı ve gözleri İstanbul Boğazı'nda gezinirken, "Kargoyu taşıyan gemi buradan geçecek," dedi. 

                   Nova'nın yanına ilerleyen 9 uçurumun tam kenarında durdu ve hesap yaptı; roketin kargoyu vurması imkânsız değildi fakat daha büyük bir sorun vardı. "Alan çok açık," arkasına dönüp geldikleri yola göz gezdirdi. "Yol çok dar ve virajlı." 

                  Nova başıyla onayladı. "Bilerek burayı seçtim," bir adım daha atıp 9'a yaklaştı ve istemsizce aşağı baktı. Korksa da bakışlarını hemen Asya Yakası'na çevirdi. "Şu karşıda daha gizli alanlar var ama bu yoldan aşağı inmek alışkanlık ister." Kolunu indirip 9'a döndü. "Bu yol benim yolum; polisleri bu yolda atlatmayı ve aşağı kadar hasarsız inmeyi başaran sadece ben varım." 

                  9 fark ettirmese de etkilenmişti. Nova'nın araçlar üzerinde sihirli gibi bir hakimiyeti olduğu doğruydu ama bu yolu hızlı ve hasarsız tamamlamak sihirden fazlasını gerektirirdi. "Saygı duydum." dedi birden ve eğildi.

                "Hımm," Nova başını eğip gülümsedi. 

                 9, Nova'nın bu görüntüsü karşısında kalbi duracakmış gibi hissetti. Kaşları farkında olmadan bitişti ve yutkundu.  Nova'da 9'un tuhaflaşan bakışlarının farkındaydı. Ani bir dürtüyle ona yaklaşmak istedi fakat vücudu hareket etmeye fırsat bulamadan cebinden yükselen sesle irkildi. Telefonu çıkartıp ekrana baktı; arayan Aylin'di. Çağrıyı yanıtladı ve telefonu kulağına dayadı. 

                  "Küçük paket patladı, sıra sizde." 

                   Nova, "Haber vereceğim," dedi ve telefonu kapattı. "Dikkat dağıtacak paket polisin eline geçmiş." Mavi gök yüzünün rengini alan boğazın güzelliğine bakarken dudakları kıvrıldı. "Haydi, gidelim artık." Araçlara bindiler ve taş ocağına doğru sürdüler. 

Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak ve kurguyu önererek destek olabilirsiniz. RQs Discord sunucusu davet linki ve Spotify/YouTube linkleri profil biomda mevcut. Herkese iyi okumalar dilerim.

Continue Reading

You'll Also Like

25.2K 1.7K 46
"Seni kurtaracağım" diye fısıldadı Adımı dahi bilmeyen kız, iplerimin Ailemin yönettiğini farkındayken..
237K 12.2K 44
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
35.7K 2.5K 46
"Ateş ve Barut yan yana gelebilir mi?"
100K 5.5K 47
Clarke Griffin, 17 yaşında harika arkadaşlara ve erkek arkadaşına sahip bir liseli. Lexa Woods 18 yaşında Clarke ile aynı senede okuyan kızlara ilgi...