8,9,3/Yakuza -I- (GxG)

By RQMorrigan

9.1K 2.1K 2K

Şiddet ve vahşet içerikli bölümler vardır. Midesi ve psikolojisi hassas olanlar lütfen okumasın. Uyarıya rağm... More

Kurye (I)
Kurye (II)
Kurye (III)
Kurye (IV)
Kurye (V)
Sadece Bir Efsane (I)
Sadece Bir Efsane (II)
Sadece Bir Efsane (III)
Sadece Bir Efsane (IV)
Sadece Bir Efsane (V)
Hesaplanmayan Aksaklık (I)
Hesaplanmayan Aksaklık (II)
Hesaplanmayan Aksaklık (III)
Hesaplanmayan Aksaklık (IV)
Hesaplanmayan Aksaklık (V)
Ufak Detaylar (I)
Ufak Detaylar (II)
Ufak Detaylar (III)
Ufak Detaylar (IV)
Ufak Detaylar (V)
Değişim (I)
Değişim (II)
Değişim (III)
Değişim (IV)
Sadece Biz Varız (I)
Sadece Biz Varız (II)
Sadece Biz Varız (III)
Sadece Biz Varız (IV)
Sadece Biz Varız (V)
Arı Kovanı ve Çomak (II)
Arı Kovanı ve Çomak (III)
Arı Kovanı ve Çomak (IV)
Arı Kovanı ve Çomak (V)
Titanyum, Roket ve Kül (I)
Titanyum, Roket ve Kül (II)
Titanyum, Roket ve Kül (III)
Titanyum, Roket ve Kül (IV)
Titanyum, Roket ve Kül (V)
Titanyum, Roket ve Kül (VI)
Kodo-mei*: Oni (I)
Kodo-mei: Oni (II)
Kodo-mei: Oni (III)
Kodo-mei: Oni (IV)
Kodo-mei Oni (V)
Kodo-mei: Oni (VI)
Kodo-mei: Oni (VII)
Tepkisiz Esirler (I)
Tepkisiz Esirler (II)
Tepkisiz Esirler (III)
Tepkisiz Esirler (IV)
Tepkisiz Esirler (V)
10, 10, 1* (I)
10,10,1 (II)
10,10,1 (III)
10,10,1 (IV)
10,10,1(V)
10,10,1 (VI Final)

Arı Kovanı ve Çomak (I)

129 41 56
By RQMorrigan

Kara yağmur bulutlarıyla kaplı kasvetli gökyüzünün altında uzanan, ışıkları küçük birer noktacıklar gibi yanıp sönen şehrin içindeki canlı hayatın tam ortasında olan dövme dükkanının içinden tiz sesler yükseliyor, dişçi koltuğuna benzer siyah deri koltuğa uzanmış müşterinin derisi siyah mürekkeple renkleniyordu. 

        "Katiyen olmaz!" 

        "O karavanı size veren benim, unutmadın değil mi?" Nova parmaklarını, Eylem'in dövmelerle kaplı koluna uyarıcı bir sıkılıkla sardı. Avucunun içinde Eylem'in fileli kol çorabının dokusunu hissediyordu.

         Eylem sabırsız bir nefes verdi ve omuzlarını silti. Bunu yaparken, başının iki yanında topladığı ucu tozpembe boyalı mor saçları dalgalandı. "Orası bizim evimiz. Biz ne yapacağız?" 

        Nova'nın parmakları Eylem'in teninden çekildi. Oldukça abartılı bir şekilde siyah boyayla çevrelenmiş gözlerinin içine baktı. "Benim evimde kalacaksınız." 

      Eylem'in dudak kenarı büküldü ve bir süre düşündü. Açık mavi ve kehribar rengi lensli gözleriyle  Nova'nın gözlerine baktı ve başıyla onayladı. "Yine de Serhan'dan onay almalısınız." 

       "Ah, tabii." dedi Nova ve sağa doğru eğilip Eylem'in arkasında kalan odaya baktı. "Onu abim hallediyor olmalı." 

       Eylem iç geçirdi ve dirseklerini, örnek dövme şablonlarıyla dolu tezgâha yaslayıp öne doğru eğildi. Başıyla dükkânın kapısının iki yanında dikilmiş hareketsizce bekleyen, ara sıra bakışlarını dışarıdan duydukları en ufak seste dahi kuşkuyla cama diken 9 ve 8'i gösterdi. "Şu Ajan J ve Ajan K*¹'nin olayı ne?"

       Nova omuzunun üstünden geriye baktı ve 9 ile göz göze geldi. İkisi de bakışlarını aynı anda birbirlerinden kaçırdılar ve Nova tekrar önüne dönüp tıpkı Eylem gibi tezgâha yaslandı.  "Emin ol, daha çok Kaptan Marvel ve Wonder Woman*² gibiler."

       "Ciddi olamazsın." Eylem bir an şüpheye düştü. İkilinin oldukça tuhaf davrandığının farkındaydı. Bakışları bu kez bir alıcı titizliğiyle 9 ve 8 üzerinde dolaştı. 

          İkisinin arasındaki muhabbeti az da olsa duymayı başaran 9 ve 8 bir an kısılmış gözler ve şüpheyle bitişmiş kaşlarla birbirlerine baktılar.

           Nova, Eylem'in yüzündeki ifadeyi görünce aceleyle dikleşti ve görüş açısına girdi. "Hayır, Hitwoman*³ değiller." 

          "Ah, cidden mi?" dedi Eylem alaycı bir tavırla. Parmak uçlarını dövme şablonlarının üzerinde tıklatırken, "Sizin karman çorman işlerinize burnumu sokmayacağım." diye ekledi bir süre sonra. Gözleri tekrar 9'a döndü ve yüzünde imalı bir gülüş belirdi. "Sağdakiyle aranda ne var?" 

            Nova'nın yüzü az da olsa düştü ve sırıtmaya çalıştı. "Hiçbir şey." 

           "Bakışları öyle demiyor." 

           Nova biraz daha öne eğildi ve fısıldadı: "Bana mı bakıyor?" 

          "Neredeyse ona bakmadığın her an." 

         Nova içinde bir volkan gibi patlayan arkaya dönme ve 9'u kendisine bakarken yakalama isteğini bastırmaya çalışırken, Eylem'in arkasında kalan odanın kapısı aralandı ve dışarıya ses sisteminden yükselen elektro gitarın sesi yayıldı. 

          "O zaman akşam dokuzda karavanı belirlediğimiz konuma getirirsiniz." Tuna, odadan dışarı çıktı ve kapının ağzında beliren Serhan'a elini uzattı.  

          Boyu Tuna'dan on santim daha uzun olan Serhan kapıdan dışarı çıkmak için eğildi. Dükkânın giriş kısmını aydınlatan sarı lambanın ışığı, saçları kazınmış ve iki yanından ensesine uzanan tribal dövme sembolleriyle dolu başını parlattı. Sol kaşının üstünden başlayıp şakağına uzanan ve göz çukurunda son bulan tribal dövmesi gülümseyince hareketlenip buruştu. Tuna'nın uzanan elini kavradı ve sıktı. "Saat dokuzda, belirlediğimiz konumda." 

          Nova ve Tuna dükkândan çıkarken 8 arkaları sıra ilerledi. 9 ise Serhan ve Eylem'e donuk bir bakış attıktan sonra dışarı çıkıp siyah boyalı demir kapıyı ardından kapattı. 

        Tek elini diğer kolunun dirseği altına sıkıştırmış, işaret parmağıyla saç uçlarını yuvarlayan Eylem, "Bir işler karıştırıyorlar." dedi. Gözleri, diğerleri gibi kaldırımın sağına yönelen 9'un yan profiline sabitlendi. Ceketine damlayan yağmur damlalarının parıltısını görebiliyordu. "Takım elbiseli iki kadınla işleri ne olabilir?" 

         "Sanırım yaşananlardan sonra koruma olarak," 

          "Hiç sanmıyorum." diye eşinin sözünü kesti Eylem, "Korunmaya ihtiyaçları yok. Akari'den sakladıklarını biliyoruz. Kurohebi (Siyah Yılan) kendi ailesini sokmaz." 9 gözden kaybolurken ekledi. "Akari'ye bundan bahsedecek miyiz?" 

          Serhan'ın dudakları büzüldü. Bakışları bir anda yüzük parmağındaki altın alyansa indi ve "Şimdilik hayır." dedi. "Ama şu iki kadının kim olduğu hakkında ağzını arayabilirim." 

"Taş ocağına dönüp tekrar buraya gelmek tamamen zaman kaybı. Buluşma saatine kadar bir yerlerde takılır, karavanı alıp gelirim." Nova, 9'u es geçip 8'e baktı. "Araba kullanmayı biliyor musun?" 

        8 başını bir kez sallayıp onayladı. 

       "Benim arabamı sen götür." 

       "Burada tek başına vakit doldurmana izin veremem, Akari'nin tanıdıkları her yerde olabilir. Ayrıca polis seni görürse-" 

        "Kalabalıkta saklanacağım." dedi Nova ve hoodiesinin kapüşonunu iyice öne çekip saçlarını gizledi. "Kalabalığın içinde uslu uslu gezinen, bir altmış beş boyunda bir kız fazla ilgi çekmez." 

         Tuna başını iki yana salladı. İkna olmamıştı. 

         "Gidin ve karavana taşınacakları ayarlayın. Zaten orada oturmaktan canım sıkıldı. Biraz hava almak istiyorum." 

            "Ama," 

           "Ben yanında kalırım." Bütün gözler yüzüne dönen 9, Nova'nınkiler hariç, diğer iki bakışa tepkisiz bir karşılık verdi. "O, haklı," 

            "Benim bir adım var." diye mırıldandı Nova. 

             9, Nova'nın mırıltısına aldırmadan konuşmaya devam etti. "Benim yanımda güvende olur." 

            "Korunmaya ihtiyacım yok." dedi Nova, 9'un aksi yönüne bakarak. 

            "Nova!" 

          Nova'nın bakışları aniden keskin bir ikazla dolu sesle ismini anan Tuna'ya döndü. 

           "Uzatma. Minnet duymalısın." Tuna, başını 9'a bakıp salladı ve sessizce teşekkür etti. 8'e dokunmaya yeltenip son anda durdu ve elini indirdi. "Sen de ikizlerle nasıl bir yol izleyeceğini planlarsın." 8'den herhangi bir yanıt gelmeyince, "Anahtarları Sekiz'e ver, Nova." 

         Somurtmuş biz yüz ifadesine sahip Nova iç geçirip cebinden araba anahtarını çıkarttı ve 8'e doğru attı.  

       O an imalı bakışlarını 9'a sabitlemiş 8, anahtarları havada yakaladı. "Hachi," dedi donuk bir ses tonuyla. "İsmim Hachi." Bakışları bir anda Nova'nın kaldırım kenarına park ettiği Supra'ya döndü ve sabit adımlarla ilerledi. Tuna'nın kullandığı Mazda RX-7'nin ardına takılıp henüz yoğunlaşmamış İstanbul trafiğine karıştı ve gözden kayoldular.

       Nova üşüyen parmaklarını ısıtmak için ellerini hoodiesinin cebine soktu. Bir süre sessizce ve birbirlerine bakmayı reddederek beklediler. Sonunda sessizliği bozan Nova oldu. "Ne yapmak istersin?" 

       9 boş bir ifadeyle Nova'ya baktı. 

        Bir süre sonra "Of!" diye sızlandı Nova, sessizce. "Çok sıkıcısın." Etrafına bakındı ve yüzünün dönük olduğu yöne doğru ilerledi. "Peşimden ayrılma." 

       9'un tek kaşı hafifçe kalktı ve kayalara çarpıp yürüdükleri yolun yarısına kadar sıçrayan dalgalardan korunmaya çalışarak yürüyen Nova'nın ardından ilerledi. Yaklaşık on dakikalık yürüyüşten sonra denize demirlemiş, kıyıya balık ekmek servisi yapan teknelerin önündeki kalabalığa karıştılar. Kızarmış balık, deniz yosunu, tuz ve yağmur kokusunun, parfüm ve sigara dumanıyla karışıp havaya hâkim olduğu bölgedeki kalabalıktan uğultular yükseliyor, satıcılar aldıkları siparişleri tamamlamak için büyük bir hızla çalışıyorlardı. 

       Kalabalığın arasında 9'u kaybettiğini sanan Nova endişeyle etrafa baktı. Arkasını ikinci kez döndüğü sırada 9'u görür gibi oldu ve hızla ona doğru uzandı. Fakat tuttuğu elin başkasına ait olduğunu, orta yaşlı kadının beklentiyle yüzüne bakışı sayesinde anladı. Gülümsedi ve "Pardon," diyerek kadının elini bıraktı. Sürekli hareket halindeki kalabalığın ortasına doğru ilerleyip parmak uçlarında yükseldi ve 9'u aramaya devam etti. Birkaç dakika sonra içinde tuhaf bir endişe filizlendi ve deli gibi bakışları etrafında döndü. Böylesine aceleci hareketleri yüzünden üzerine dikkat çektiğinin farkındaydı fakat 9'u gerçekten kaybettiyse işte o zaman işler balık çorbasına dönecekti. Yutkundu; burnundan aldığı nefes ona yetmemeye başladı. Kalabalığın sesi onu yavaş yavaş sıkıyor, balıkçıların birbirlerine bağırarak söylediği siparişler içini hoplatmaya yetiyordu. Sürekli gözleri önünden gelip geçen, değişen yüzlerde 9'un tanıdık yüzünü görememek yüreğini daha çok sıkıştırdı. Derken, kolunun kavrandığını ve arkasına doğru çekildiğini hissetti. Anında arkasını döndü ve siyah ceket içinde kaybolan, beyaz gömlek yakasına bağlanmış kravatla göz göze geldi. Bakışları biraz daha yukarı çıkınca 9'un ıslanmış çenesini ve gözlerini buldu. Tenindeki yağmur suyu izleri, teknelerin sarı ışıklarının yansıması sayesinde parıldıyordu.

             9, Nova'yı kalabalığın dışına doğru sürükledi ve aralarında bir adım kadar mesafe bırakıp durdu. "İyi misin?" 

            Nova yüzündeki endişeyi silip 9'a gıcık olmuş gibi baktı. "Sana beni takip et demiştim." 

            "Ediyordum zaten." dedi 9 ve başıyla arkasını gösterdi. "O kalabalığın içinde, peşinde iki tur döndüm." 

            "Kayboldun çünkü. Ben de seni arıyordum." 

           9'un yüz hatlarına bir gülümseme yayılır gibi oldu. "Kaybolmadım. Sadece azarlamak için bahane arıyorsun." 

           "Hiçte bile!" Nova kaşlarını çattı. "Neden böyle bir şey yapayım?" 

            "Cevabı bilmek için daha çok gözlem yapmalıyım." 

             9'un ciddi ses tonuyla Nova'nın kaşları kalktı. Başını geçiştirme amacıyla salladı ve 9'un ceket kolunu tutup çekiştirdi. "Yine kaybolayım deme." 

            "Gözlerimi "beni takip et" dediğin andan itibaren senden ayırmadım. Kaybolmam imkânsız."  

       "Demek öyle," omuzunun üstünden 9'a bakan Nova'nın yüzünde imalı bir sırıtış belirdi. Bu diyalog bir oyuna çevrilebilirdi ve bu fırsatı kaçırmayacaktı.  "Bakışların bunca zaman neremdeydi, doğru söyle?" 

         9'un yüzü buruştu ve  Nova'nın sorduğu soruyu düşündü. Bunda bilmeyecek ne vardı ki? Tabii ki sırtında ve başındaydı. Cevaplamak için bakışları Nova'nın yüzüne çıkıp dudakları ayrılırken, Nova'nın sırıtışının büyüdüğünü gördü. Hemen sonra aklına bir yıldırım gibi bu sorunun cevabını düşünürken, Nova'nın kalçalarına baktığı geldi ve aralık dudaklarını kapatıp yutkundu. 

        "Terbiyesizsin." dedi Nova, yapmacık bir tavırla ve önüne döndü.  9'un yüzünün halini ve yanaklarının kızarışını anımsadıkça sırıttı. İçinden, bir-sıfır, diye geçirip 9'un kolunu çekiştirerek ve kalabalığı ortadan ikiye ayırarak yürümeye devam etti. 

         En yakın balık ekmek teknesinin yanına gelince durdular ve Nova ikisi için sipariş verdi. Bunun hemen öncesinde 9'un çiğ balık tercihi üzerine ufak bir tartışma yaşasalar da ikisinin de elinde artık kese kağıdına sarılı balık ekmekler vardı. Nova büyük bir iştahla elindekini yiyip sahil yolunda yürürken, yüzü asılan 9 bir lokma dahi almamıştı. 

         9'un somurtkan ifadesini görünce kıkırdamamak için kendini zor tutan Nova, ağzındaki lokmayı aceleyle çiğneyip yuttu ve 9'un önünde durdu. "Mızıkçılık yapma da soğumadan ye şunu. Emin ol seveceksin." 

        9 tek elinde tuttuğu kâğıt sarılı kabarıklığı yukarı doğru kaldırdı ve somurtkan bir ifadeyle sağını solunu çevirip inceledi. "Balığı bu kadar pişirmek doğru değil." 

        Nova gözlerini devirdi ve elindeki ısırık izleriyle dolu ekmeği 9'a uzattı. "Tut şunu," 9'un elindekini aldı ve hızlıca kâğıdı yırtıp içindekini açığa çıkarttı. 9'un dudaklarına yakınlaştırıp, "Hadi," dedi, "sadece bir ısırık. Sevmezsen yemezsin."  

          Yüzünü daha çok buruşturan 9, ekmekten bir ısırık aldı ve donuk hareketlerle çenesini oynattı. Bir süre sonra buruşan yüz hatları normalleşti, gözleri aldığı tatla büzüldü. 

          Nova, 9'un elinde duran kendi ekmeğini aldı ve yerine diğerini tutuşturdu. "Umarım bundan sonra beni dinlersin." Göz ucuyla 9'a baktı ve iştahla aldığı ısırıklar yüzünden yanaklarının şişmesini izledi. Gülümsemesinin görülmemesi için başını denize doğru çevirip yürümeye devam etti. Birkaç adım atmışlardı ki, yemeyi bitiren 9 yanından uzaklaştı ve elindekileri çöp kutusuna attı. O an Nova doyduğuna karar verdi ve ekmeğinden kalanı 9'a uzattı. 9 ikramını geri çevirmeyince tuhaf bir mutluluk hissetti. Onun bu hallerini görmek iyi hissetmesine sebep oluyordu. 

Saat 20:45'i gösterirken hava kararmış, yağmur da şiddetini arttırmıştı. Buluşma yeri olarak belirledikleri ara sokakta göze batmayan bir otoparka erkenden giden Nova ve 9, otoparkın olduğu sokaktaki bir apartmanın giriş kısmına sığınmış yağmurdan korunmaya çalışıyorlardı. 

    "Daha önce kızarmış balık yemediğine gerçekten inanamıyorum!" dedi Nova gülerek.  

     "Pirinç ve çiğ balık." dedi 9, Nova'ya bakarken. 

      "Başka hiçbir şey yemedin mi?" 

      "Tapınak öğünü olarak hayır." bir saniyelik sessizlikten sonra 9, detay vermeye karar verdi. "Ormanda bulduğum meyveler ve mantar eğitiminde özelliklerini tanımak için bana öğretilenler hariç, başka bir şey yemedim." 

       "Çok şey kaçırmışsın," 

        Derken, merdiven önünde siyah şemsiye altında başları görünmeyen iki figür belirdi. İkiliden daha uzun olanı şemsiyeyi kapatırken, apartman merdivenlerine adım atan diğeri sayesinde otomatik lamba yandı ve yüzleri aydınlattı. Yabancı kadın şaşkınlıkla en üst merdiven basamağında aralarında yarım metrelik bir mesafeyle oturan 9 ve Nova'ya bakarken, muhtemelen eşi olan adam da ona katıldı. 

          Boğazını temizleyen Nova, "Çok yağmur yağıyor ve şemsiyemiz yok. Umarım burada beklememiz sizin için bir sorun yaratmıyordur."

         "Tabii, tabii," dedi kadın ve elini havada sallayıp gülümsedi. "Yağmur gerçekten çok şiddetli, buraya sığınmakla iyi yapmışsınız." Son basamağa üç adım kala kadın durdu ve 9'un yüzüne bakıp bekledi. 

        Nova olayı anlayıp 9'un kolunu çekiştirdi. 9 bacakları birbirine değene kadar yaklaşınca kadın ve adama teşekkürlerini sunup iyi akşamlar diledi. 9'un yakınlaşmasıyla yavaşça ısınan bacağı az da olsa rahatlamasını sağlamıştı fakat üst vücudu ürperiyor, ara sıra titriyordu. Islanan hoddienin tenine yapışması da kötü hissettiriyordu. 

        9'un bakışları, Nova'nın birbirine sürttüğü ellerine indi. Ara sıra dudaklarına götürüyor ve nefesiyle ısıtmaya çalışıyordu. Oralı olmamak için çabalarken, Nova'nın farkında olmadan ona yavaş yavaş sokulduğunu hissetti. Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi ve ceketinin düğmelerini açtı, kalktı ve ceketini Nova'nın sırtına sarmak için eğildi. 

       "Ne yapıyorsun?" 

       9, Nova'ya hiçbir cevap vermeden ceketini omuzlarına attı ve iki alt basamağa indi. 

       "Ama sen üşüyeceksin, gömleğin çok ince," 

        "Alışkınım." dedi 9 durgun bir ses tonuyla. Çömeldi ve Nova'nın ellerini avuçları arasına aldı. Bir şekilde ona yakın kalarak hatta ona gereğinden fazla yakınlaşarak aslında ondan uzak durma konusunda kendini eğitmeye karar vermişti. Ya da bunun bir bahane olmadığını kendine kanıtlama derdindeydi. 

          Nova, 9'un avuçlarından ellerine yayılan sıcaklığı hissedince rahatladı. Çekingen bakışları yüzünde gezindi ve tekrar ellerine indi. "Bunu neden yapıyorsun?" 

          "Neyi?" diye sordu 9, ciddiyetle. 

          "Neden beni hâlâ umursuyorsun?" Nova yutkundu ve çenesini kaldırdı. "Seni kırdım..." 

          "Üşüyorsun." dedi 9 ve Nova'nın sözünü kesti. Bu konuyu konuşmak istemiyordu. Ellerini iyice avuçları içine aldı ve soğukla olan temasını kesmeye çalıştı. 

           Nova, 9'un yüzündeki hâlâ tam anlamıyla geçmemiş morluklara bakındı. "Sana itiraf etmek istediğim bir şey-" sözü bu kez cep telefonundan gelen bildirim sesiyle kesildi. Ellerini 9'un avuçları arasından istemeyerek de olsa kurtardı ve telefonuna baktı. "Gelmişler." Hareketlendi ve merdivenlerden kalktı. Omuzlarındaki ceketi çıkartıp 9'a uzattı. "Gidelim." Beraber apartmandan çıktılar ve birkaç metre ötedeki otoparka doğru, yağmur suyunun sel gibi aktığı çukurlu asfaltta koşar adım ilerlediler.  

___

*¹ Siyah Giyen Adamlar 

*² Marvel ve DC evreni kadın kahramanları. 

 *³ Hitman serisine bir gönderme.

___

Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak ve kurguyu önererek destek olabilirsiniz. RQs Discord sunucusu davet linki ve Spotify/YouTube linkleri profil biomda mevcut. Herkese iyi okumalar dilerim.



Continue Reading

You'll Also Like

85.8K 3K 40
Siyahmısın, beyazmısın yoksa grimisin? O ise siyahtan beyaza, beyazdan siyaha gidiyordu hep. Sonunda dediki, ben griyim. Ama oda henüz farkında değil...
38.8K 3.8K 17
Böyle gittiğim için üzgünüm ancak gerçekten artık oyun oynayacak zaman bulamıyorum. Oyun beni kötü etkiliyor ve gerçek hayattan uzaklaşıyorum. Seni a...
23.8K 1.9K 16
"Bana yardım et. Ben... Ben... ilacımı evde unutmuşum." Deniz kızın sıcak nefesini her kelimesinde boynunda hissetmişti ve bu durumda düşünmek onun i...
100K 5.5K 47
Clarke Griffin, 17 yaşında harika arkadaşlara ve erkek arkadaşına sahip bir liseli. Lexa Woods 18 yaşında Clarke ile aynı senede okuyan kızlara ilgi...