9 ve hemen arkasındaki Nova ile Tuna, koridorun sonundaki dik basamaklı merdivenden inip arka bahçeye açılan bir kapıya ulaştılar. 9 metal kapıyı araladığı an, birkaç kurşun kapıya çarpıp titretti ve tiz bir çınlama duyuldu.
"Biriniz ön kamerası açık bir telefon verin."
Tuna, aceleyle telefonunu çıkarttı ve 9'un açık avucuna bıraktı. 9, ön kamera dışarıyı gösterecek kadar telefonun ucunu kapı kasasının önüne çıkarttı ve korumaların yerini belirledi. Kendine en yakın olan koruma, evin köşe duvarı arkasına saklanmıştı. Diğerleriyse sırayla süs havuzundaki testi taşıyan erkek figürü arkasına ve ev ile bahçeyi birbirine bağlayan çakıl taşlı yolunun kenarındaki ağaçların ardında duruyordu. 9, telefonu biraz daha dışa dönük çevirdi ve çöp bidonu ardında bekleyen iki kişiyi daha gördü. Telefonu kapatıp Tuna'ya uzattı ve elini kaldırıp bekle işareti yaptı.
"Kaç kişiler?" diye sordu Tuna, Nova'yı sıkıca tutarken.
"Sadece sessizce bekleyin ve dışarı çıkmayın. Garajdaki araca ulaşacağınız bir koridor açacağım. İşaretimle buradan çıkın ve arkanıza bakmadan koşun," oldukları yöne yakınlaşan yeni bir grubun adım seslerini duydu ve birbirlerine verdikleri taktikleri dinledi, "diğerlerine plana başlamalarını söyle. Size zaman kazandıracağım."
"Sen nasıl?" Nova, Tuna'nın omuzlarında olan elleri arasından sıyrılıp 9'a doğru adımladı. "Bunca zamandır konuştuğum her şeyi anlıyor muydun?"
9, metal kapıyı biraz daha aralayıp arkasını döndü. Nova'nın kan sıçramış yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı. Hiçbir şey söylemeden kısa bir an Nova'ya baktı ve tekrar kapıya döndü. Silah emniyetini açtı ve kurma kolunu tutup çekti. Silahtan yükselen tok ses koridorda yankılanırken, ince ve titrek bir ses duyuldu.
"Dikkatli ol," diye fısıldadı kendine gelen Nova. "Planı yaptığım krokiyi bilerek gözünün önünde tuttum. Zaten konuşmaları... Her detayı biliyorsun." Tuna yüzüne şaşkınca fakat sinirden çatılmış kaşlarıyla bakarken, bakışlarını kaçırmaya çalıştı.
"Altıncı dönüşte yavaşlayın." dedi 9 ve dipçiği omuzuna sabitleyip şarjör dibi sağa bakacak şekilde silahı yan bir açıyla tuttu, geçeceği bir aralık oluşana kadar kapıyı omuzuyla iteledi.
Dışarı attığı ilk adımla ateş etmesi arasında sadece saliseler vardı. Hesapladığı gibi kendine yakın olan ilk korumayı indirdi ve dipçiği omuzuna dayayıp şarjörü yere bakacak konuma getirdi. Atış modunu tekliye alıp ateş ederek ilerlemeye devam etti. Birkaç kurşun gövdesini ıskalayıp ardındaki duvara saplanırken, sadece iki tanesi sağ bacağını ve omuzunu sıyırdı. 9, öldürdüğü ilk korumanın siper olarak kullandığı ilk duvarın diğer tarafına gelene kadar ateş etmeyi kesmedi. Sırtını duvara yasladı, boşalan şarjörü yenisiyle değiştirdi ve silahın emniyet pimini indirdi. Hemen ardından boynunda gevşek duran, kurumuş kan yüzünden bazı kısımları katılaşmış kravatını çözüp bacağına sardı. Omuzu için şu anlık yapacak hiçbir şeyi yoktu.
Bu sırada evin ön tarafından gelen ateş sesleri ortamda yankılanıp duruldu. 9, silahın kurma kolunu çekip kendini duvardan sağ dirseğiyle iteledi. Seri ve emin adımlarla duvarın ardından çıkıp hareket eden her şeye ateş etti. Silahın dipçiği sürekli omuz değiştiriyor, gövdesi bir sağa bir sola paralel yatıyordu. Tetikteki parmağının her hareketi kontrollü ve hesaplıydı; boşuna mermi harcamıyor, her hedefe yüzde doksan beşlik oranla öldürücü bir atış yapıyordu. Bir dakika dolmadan, evin ön bahçesine giden yol cesetlerle dolmuştu.
Gözleri hedef ararken, yanından geçtiği yüz üstü sürünen bir koruma daha da hareketlendi ve ayak bileğini tuttu. Koruma inleyip korku dolu gözlerle yüzüne bakarken, 9, anında silahı yere doğrulttu ve korumanın alnına bir kurşun sıktı. Gözleri açık ölen korumanın kan akan ağzı dikkatini çekti: Dudaklarının ortasında bir delik oluşmuş, ağızdan giren kurşun ensesinden çıkmıştı. Kurşun, ön iki dişi ve hemen altına denk gelen dişleri, damaklarının bir kısmıyla beraber delip geçmişti. Adamın başı yan yattı ve ağzına dolan kan çakıl taşları arasından süzüldü.
9, dipçiği tekrar omuzuna dayadı ve son kez etrafa bakındı. Evin ön tarafından gelen çatışma sesleri durmuş, ekibin geri kalanı planı uygulamaya koyulmuştu. Etrafın güvenli olduğuna karar verince, "Koşun!" diye bağırdı. Metal kapı hızla açıldı ve içeriden Nova'nın omuzlarına kolunu sarılmış Tuna koşarak çıktı. "Dediğimi unutmayın: Altıncı dönüşte yavaşlayın!"
Nova, cevap vermek için duraksamıştı ki, oldukları yönün arka tarafından çıkagelen birkaç koruma patırtılar çıkarttı. Öndeki üçünün karşılaştıkları manzarayı kavramaya pek zamanı yoktu; 9, silahı dik bir açıyla tutup tekli atış moduna geçti ve üç tanesinin beynine üç kurşun gömdü. Önündeki korumanın beyin parçalarını yüzünde hisseden diğer korumanın gözleri irileşirken, birkaçı savunma ateşi açtı. O sıra 9, Nova ve Tuna'nın ardından geri adımlarla ilerliyor, yüzünün dönük olduğu korumaları teker teker indirmeye devam ediyordu.
Sonunda evin ön tarafına ulaştılar ve 9'un ikazıyla durup öne geçmesini beklediler. Ön taraf temiz gibiydi fakat kapısı açık garajdan, yeni çalışan araba motoru sesleri ardı ardına yükseliyordu. Eve araç girişini sağlayan kapı da ardına kadar açıktı.
9, Nova'nın kolunu tuttu ve süs amaçlı merdiven kenarlarına ekilmiş ağaçların garaja yakın olanına kadar dikkat çekmeden ilerlediler. Bu sırada uzaklarda yankılanan siren sesleri bir bıçak gibi havayı kesti. 9, fazla zamanlarının olmadığını biliyordu. Evden hızlıca uzaklaşmalıydı; bütün bu olan bitenlerin üzerinde bir de polislerle uğraşacak vakti yoktu. Garajdan Akari'nin adamlarıyla dolu siyah Mercedes G63 AMG'ler çıkarken, Nova ve Tuna ile ilerledi. Garaj duvarının bitiminde durdu ve içeriye göz attı: son araç hâlâ içeride iki kişinin binmesini bekliyordu.
"Bu araçtan sonra içeri girin ve değişim noktasına gidin,"
Nova, 9'un kolunu sıkıca tuttu ve kulağına doğru yaklaşıp alçak sesle, "Altıncı dönüşte yavaşlayacağım, sakın geç kalma." dedi.
9 başıyla onayladı ve içeriden yükselen sesle hareketlendi. Nova'nın parmakları kolunda tatlı bir karıncalanma hissi oluşturmuştu fakat bunu hemen unutmalıydı. Odağını toplayıp kolunu silkti ve silahın emniyet pimini indirip sırtına attı. Garajdan çıkan son arabanın yanında koşup üzerine doğru atladı ve tavan çıtasına tutundu. Omuzundaki kurşun sıyrığının iyice açıldığını hissetti. Arkasına dönüp kısa bir an baktığında, şaşkınca ağzı açılan Nova'nın uyuşuk adımlar atarken kendisine baktığını gördü. Tuna ise onu garaja doğru çekmeye çalışıyordu.
9, aracın arka camı inerken, tek eliyle tutunduğu tavan çıtasından kendini yukarı çekti ve arabanın tavanına çıktı. Ardından edilen iki el ateş hedefi tutturamadı. Çömelir bir halde tavanda doğrulup, aracın peşinden gittiği diğer araçlar arasındaki mesafeyi hesapladı. Hepsinin üzerinden tek tek geçmek riskliydi fakat, diğerlerinin şaşırtma için kullanacakları rotaya ulaşıp, altıncı dönüşe kadar ilerlemesinin, hatta hesapladığı mesafenin önüne geçmesinin de bir yoluydu.
Derken, aracın sol tarafından bir kol uzandı. 9 hızlıca atıldı ve sırtındaki katanayı kınından çekti. Silah tutan el tahmini bir açıyla üzerine hedeflenirken, katanayı adamın el bileğine geçirdi ve aracın tavanına sabitledi. Koruma tabakasına gelip durana kadar, katanayı bastırmaya devam etti. Arabanın içinden acı dolu bir çığlık yükseldi ve 9, adamın elinden düşüp tavanın kenarına kayan silaha alttan bir tekme attı. Havalanan silahı sol eliyle yakalayıp sağdaki ki tavan çıtasına tutundu ve hafifçe yana eğildi. Fakat, ara sokaktan çıkan polis aracıyla paniğe kapılıp direksiyonu kıran şoför yüzünden vücudu savruldu ve ikinci kez omuzunda müthiş bir sızı hissetti. Hemen ardından gövdesi arabanın sert metaline çarptı ve sarsıldı. Neyse ki acıyla paniklemedi ve parmakları demiri daha sıkı kavrarken dengesini toparladı. Açık camın boşluğundan destek alıp içeriye ateş etti; önce ön sağ koltukta oturan adamın beyni dağıldı, ardından arkada oturan iki adamın beyinlerine sırayla birer kurşun girdi. Aracı kullananı ise sona bırakmıştı.
Elini katanayla tavana sabitleyip gözüne ateş ettiği ölü adamı kenara iten 9, bacaklarını sağ ön camdan içeri soktu ve şoförün yüzüne dik bir tekme indirdi. Sarsılan şoför, arabayı da sarstı ve kaldırıma çıktı. 9 tek ayağını direksiyona dayayıp aracı tekrar yola soktu ve adamın suratına tekmeler geçirmeye devam etti. Aynı anda camları kontrol eden tuşların ve ekranın bulunduğu panele uzanıp, şoför camını açtı. Koruma bir yandan silahını 9'a doğrultmaya, bir yandan da aracı kontrolde tutmaya çalışıyordu. 9, silah her doğrulduğunda ya tekme atıyor ya da direksiyonu sağa sola kırıyordu. Ayağıyla kontrol ettiği direksiyonu sağa çektiği bir an yan şeritteki araca çarptılar ve darbeyle sarsıldılar. Tekme atma fırsatı yakalayan 9'un afallayan adamın suratına indirdiği her tekme daha da sertleşti. Korumanın burnundan ve ağzından akan kanlar direksiyona, ön cama ve torpidoya sıçradı. Sonunda 9, aracın kontrolünü tamamen -ayağıyla- ele geçirdi ve nişan alabileceği bir sabitlikte tuttu. Adamın başına hedeflenen namlu iki kez parıldadı ve 9, cansız bedeni camdan dışarı tekmeleyerek atmayı başardı. Boşalan koltuğa oturdu ve iki şeridi birden kaplayan arabayı yoluna sokup araçlar arasında makas atmaya başladı. Diğerlerinden oldukça uzak kalmıştı.
Gaza abandı ve önündeki korumalarla dolu diğer araca ulaşıp sıkıştırdı. Yalpalayan aracı kontrol etmekte zorlanan koruma, çareyi ara soka sapmakta buldu ve 9'un amacını da böylelikle yerine getirmiş oldu. Bu sırada 9 ara sıra bilerek hız kesiyor, daha çok polis aracının peşine takılmasını sağlıyordu. Öndeki aracın sağa gireceğini anlayıp hızını arttırdı ve sağına yerleşti. Direksiyonu hızla sola kaydırıp diğer aracı sarstı ve bir sonraki dönemeçten el frenini çekerek dönüp caddeye bağlanan ara sokağa girdi. Diğer araç ise takla atıp yolu kapattı ve polis araçlarının yolunu kesti.
9 caddeye ulaşınca frene basıp el frenini çekti ve direksiyonu sağa kırdı. Arabanın arka tamponuyla yanına darbe indirdiği koruma aracı yoldan çıkıp caddenin karşı kaldırımındaki bir dükkândan içeri girdi. Tuna'nın kullandığı Seat, hemen arkasındaydı. Caddenin karşısından gelen siren seslerine ve kırmızı-mavi ışığa baktı. Plana göre Tuna iki sokak ileriden dönmeliydi fakat bu, polislerin kucağına düşmesi demekti. 9, kolunu camdan çıkarttı ve hemen önlerindeki sokağı gösterip dönmelerini işaret etti. Tuna'nın yaptığı selektör dikiz aynasına yansıdı ve 9'un göz kısmını aydınlattı.
Tuna frene basıp arabanın arkasını kaydırarak 9'un dönmesini istediği sokağa girerken, dikiz aynasından izleyen 9 gaza bastı. Aracı polisler ulaşmadan önce ilerideki sokağa sürmeli ve polislerin yolunu tıkamalıydı. Gözünü kapatmayı planladığı dar sokağın kenarından uzanan balkon çıkıntısına dikti ve polislerle arasındaki boşluğu hesapladı. Aralarındaki mesafe istediği kadar düşünce, direksiyonu önce sağa sonra da sola kırdı ve el frenini çekti. Hesaplaması tamı tamına tutmuştu: arabanın ön tekeri kaldırıma değip takla atmadan hemen önce kendini camdan dışarı çekti ve arabanın dönüş açısı boyunca tavana doğru geniş bir adım attı. Katanayı sapladığı yerden çıkarttı ve hâlâ takla atmaya devam eden arabanın kapısından destek alıp vücudunu yukarı iteledi. Sokağın köşesinde duran balkonun koruma demirlerine tek eliyle tutunmayı başardı, belinden destek alıp kendini ileri iteledi ve tutunduğu demiri bıraktı. Bu sırada benzin bidonu delinen yan yatmış araba, sokaktaki ilk binanın duvarına çarpıp gövdesi üzerinde yan döndü.
9'un altıncı dönüşün yapılacağı sokağa yaya ulaşması gerekiyordu. Katanayı sırtındaki kına soktu ve sağa sola bağırarak kaçışan şaşkın insanlara doğru hızlı adımlar atmaya başladı. İki polis arabası hızlarını kontrol edemeyip sokağa taklalar atarak giren arabaya büyük bir gürültüyle çarparak dururken, 9 koşmaya başladı. Kendini sokağın sonundaki binanın dönemecine atmıştı ki, Mercedes büyük bir gürültüyle patladı ve 9'un saçlarının uçuşmasına neden olan sıcak hava dalgası genişleyerek yayıldı. Sokağın iki yanındaki evlerin camları dahi patlamıştı.
Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak ve kurguyu önererek destek olabilirsiniz. RQs Discord sunucusu davet linki ve Spotify/YouTube linkleri profil biomda mevcut. Herkese iyi okumalar dilerim.