TEĞMENİM

By Alnes1

134K 5.9K 714

Ne olursa olsun yüreğim seninkinin yanında çarpmayacaktı, yüreğim sana çarpmasaydı... Ölüm her zaman ayırır... More

TAYİN
KOMİSER
BASKIN
İNTİKAM
TOPARLANMA
İLK KIVILCIM
ÇAKMAK
YARA
HASTANE
GERİ DÖNÜŞ
ÖZÜR
SALDIRI
MİSAFİR
GÖREVE DÖNÜŞ
BAŞKOMİSER
İTİRAF
KURŞUN
ASTSUBAY
BERE
ŞEHİT
ÜSTEĞMEN
YALAN
AYRILIK
BİTTİ
KAVUŞMA
YARBAY
TUTUKLU
GÖNÜL
PİŞMANLIK
YENİDEN
ARZU
GÜVEN
İKNA
CESARET
HER ŞEY
ANKARA
KAYSERİ
GEÇMİŞ

İKİLEM

953 67 4
By Alnes1

Mert kucağında neredeyse bir saattir taşıdığı Nur'la birlikte karakola vardığında onları, endişeyle kapıda bekleyen Neşe ve Yarbay karşıladı. Neşe hızla onlara doğru geldi.

"Ne oldu vuruldu mu?"

"Kızım kenara çekil de içeri geçsinler."

Yarbayın sesiyle Neşe kenara çekildi. Mert kızı revire yatırırken Neşe ve Yarbay onu takip ettiler. Neşe kızın cansız gibi görünen yüzünü ve kapalı gözlerini görünce gözleri dolmuştu.

"Teğmenim ne oldu!"

"Sakin ol bir şeyi yok. Ayağını zorladı yine. Uyuyor, korkma."

Kız yolun yarısında uyuyakalmış Mert onu indirmediği için tüm yol kucağında taşımak zorunda kalmıştı. Nefesini sertçe dışarı üfledi. Altına çektiği sandalyeyle kızın yaralı bacağını açtı. İyileşmeye başlamış yara izini görünce derin bir nefes aldı.

"Bandajı getirir misin Neşe?"

"Sen bırak Neşe ben hallederim."

Herkesin gözü kapıda beliren Üsteğmene kaydı. Eda dolaptan bandajı çıkardı ve üzerindeki bakışları umursamadan Mert'e doğru yürüdü.

"Bundan sonrasını ben hallederim Teğmenim."

Mert oturduğu yerden uzun boylu kadına bakmak için başını kaldırdı. Neşe kaşlarını çatmış rahatsız görünürken Yarbay onları ilgiyle izliyordu. Mert kadının elindeki bandaja uzandı.

"Sağolun ama ben yaparım komutanım."

Eda bandajı adamın elinden kaçırdı.

"Sağlıkçı yok. Sağlık eğitimi alan sadece benim.O yüzden kalk Teğmen."

"İlk yardım eğitimim var Üsteğmenim."

Eda adamın ısrar etmesine sinir oluyordu. Gözleri sedyede uyuyan kız ve Teğmenin güzel gözleri arasında gidip geldi.

"Bir kadınla benim ilgilenmem yaralı açısından daha rahat olur Teğmen."

Mert kadının gereksiz ısrarına anlam veremiyordu. Nur'u onun ellerine bırakmakta tereddütlüydü. Çünkü kim baksa ikisinin birbirinden haz etmediğini görebilirdi.

"Daha önce de tedavisini ben uyguladım. Herhangi bir rahatsızlık duymadı."

Üsteğmen sinirle dişlerini sıktı.

"Emrime karşı gelmeyi kes Teğmen."

Mert'in gözleri Yarbay'a kaydığında Yarbay başıyla onu onayladı. Mert derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve sandalyeyi kızın oturması için önüne çekti.

"Emredersiniz..."

Eda keyifle sandalyeye kurulurken zafer edasıyla bakıyordu Teğmene. Mert durup onları izlemek istese de Yarbayın baş işaretiyle adamı takip etti.

"Ekibin geri kalanı nerede oğlum?"

Mert adamın samimi tavrıyla gözleri adamınkilere takıldı.

"Taramayı bitirmek üzereler komutanım. Komiser yürüyemeyecek durumdaydı."

"Sen de destek istemek yerine kucaklayıp getireyim mi dedin?"

Adamın imalı sesiyle Teğmen kaşlarını çattı.

"O an yapılması gereken buydu komutanım."

Yarbay ellerini arkasında birleştirip derin bir nefes verdi. Kızının buraya gelmesine izin vererek büyük hata etmişti. Mert'in Nur'a bakışlarının herkes farkındaydı. Kötü olan şuydu ki Yarbay da kızının Mert'e olan bakışlarının farkındaydı. Ergenliğinden beri Mert'e duyduğu ilgi çok açık olsa da Mert bunu görmemekte ısrar ediyordu. Yarbay kimsenin kalbine karışacak değildi ama kızının üzülmesine göz yumamazdı. Üstelik Mert'ten daha iyi bir damat adayı düşünemiyordu.

"Anlaşıldı Teğmen. Bir dahaki sefere böyle bir durumda destek ekip istemen daha iyi olur."

Mert adama baş onayı verse de neden böyle bir tavır aldığını anlamamıştı. Yarbay onun kararlarını bu zamana kadar hiç sorgulamamıştı.

Yarbay karakola geri girdiğinde Mert bir süre arkasından bakıp dağlara doğru ilerlemeye başladı. Telsizini eline aldı. Askerlerine ulaşsa iyi olacaktı.

###

Yağız peşinde sürükledikleri iki teröristle karakolun bahçesine girdiğinde herkes onları bekliyordu. Mert'in baş işaretiyle teröristleri kilit altına almışlardı. Yarın ilk uçakla cezaevine yollanacaktı.

Mert ve Neşe Yağız'dan olayları dinlerken Çağan hırsla onlara yaklaştı.

"Komutanım bunları niye cezaevine gönderiyoruz? Öldürelim gitsin!"

Mert'in sert bakışları Çağanı buldu.

"Saldırıda bulunmamışlar."

"E fırsatları olmadı ki komutanım. Adamlar çiftleşmekle meşguldü."

Neşe'nin dehşete düşmüş yüz ifadesi ve iğrendiğini belli eden sesiyle Çağan ellerini kaldırdı.

"Hiç kusura bakma yavrum. Onları sen öyle görseydin Yağız gibi kusardın yol boyu sen de!"

Neşe daha fazla dayanamadı ve göz devirerek yanlarından uzaklaştı.

Yağız gülerek adamın kolunu dirsekledi.

"Oğlum ne saçmalıyorsun sussana kızın yanında!"

Çağan sırıtsa da Mert'in bakışları yumuşamamıştı bile.

"Saçma sapan konuşmayı kes de git dinlen. Sakın aptallık edip esirlere yaklaşma. Yarbayın emri yarın gönderilecekler."

Çağan memnuniyetsizce homurdandı ama başıyla onayladı. Yağız da olayın geri kalanını anlattığında dağılmışlardı.

Mert karakolun arkasına doğru yürümeye başladı. Biraz kafa dinlemek iyi gelecekti. Haftalardır olaylar bitmiyor üst üste denk geliyordu. Sürekli değer verdiği insanlar zarar görüyor hatta yaşamını yitiriyordu. Ufak yaraları sarardı ama ya ölümcül olanlar? Devran'ın başında çaresizce oturduğu o dakikaları düşündü. O çaresizlik hayatının sona ermesi kadar çözümsüzdü. İlerledi ve bir taşın üzerine oturup sigarasını yaktı.

Bu mesleğin bedeli de bu değil miydi? Bunları bile isteye gelmemiş miydi buralara? O halde ne diye mızmızlanıyordu yüreği? Nasıl huzurlu bir hayatın hayalini kurmaya cüret ediyordu? Gözlerini kapattı. Onun sarışını, o ve güzel bebekleri. Çok mu imkansızdı?

"Bu yakışıklı adam neden üzgün acaba?"

Duyduğu sesle başını kaldırıp ona yaklaşan Eda'ya baktı. Eda ona gülümseyince yana kayarak ona yer açtı.

"Buyrun Üsteğmenim."

Eda adamın yanına otururken omuzundan destek aldı.

"Eda yeterli Mert."

Kızın samimi tebessümüne karşılık vermek istese de yapamadı. Şuan yanında görmek istediği yüz Üsteğmeninki değildi.

Adam cevap vermeyince Eda elini uzattı. Mert kadının eline anlamsız bakışlar atarken Eda elindeki sigarayı işaret etti.

"Bir tane de ben alabilir miyim?"

Mert başını salladı ve cebinden çıkardığı paketi kıza doğru uzattı. Eda bir tane çekip dudaklarına götürdüğünde yine Mert'in uzattığı çakmakla yaktı.

Mert tekrar önüne döndüğünde Eda hala gözlerini adamdan çekmemişti. Gecenin karanlığı bile yüzünün keskin hatlarını saklayamıyordu. Bu kadar yakışıklı olmasaydı ondan vazgeçmesi daha kolay olabilirdi. İçine çektiği dumanı adama doğru üfledi.

"Komiser... güzelmiş."

Kadının duraksayan sesiyle Mert ona döndü. Nereden öğrenmişti?

"Şaşırmana gerek yok. Kim olsa anlar ona nasıl baktığını."

Mert bir şeyler söylemek istiyor ama söyleyecek doğru kelimeleri bulamıyordu. Başını sallamakla yetindi.

"Neyi merak ediyorum biliyor musun Mert? Onda olup da bende olmayan ne var?"

Mert derin bir nefes aldı. Yine mi bu mevzu? Kapattıklarını düşünmüştü.

"Eda biz bu konuyu kapattık."

"Sen kapattın Mert, ben değil."

Mert elindeki izmariti dağlara doğru fırlattı. Bu kadına ondan vazgeçmesi için daha ne demesi gerekiyordu?

"Sen benim kardeşimden farksızsın."

Eda sinirle güldü.

"Yapma ama Mert. Benim sana yaklaşımımı en başından beri biliyordun. Sadece ilişki adamı olmadığın için benden uzak durduğunu sanmıştım. Oysa sen sadece benden uzak duruyormuşsun."

Kadının kırık çıkan sesi Mert'in yüreğini sızlatmıştı. Eda'ya karşı hiçbir zaman kaba olmamıştı ve olmaya niyeti de yoktu. Gözleri dolmuş kızın yanağına elini uzattı ve şefkatle okşadı.

"Yapma böyle. Kardeşimden ayırmadığım birine başka gözle bakmamı bekleme benden. Sen daha iyilerine layıksın."

Eda bir an yüzünü adamın avucuna dayadı. Ona acımasını istemiyordu. Sadece merak ediyordu. O kadında olan neydi?

"Evet biz beraber büyüdük sayılır. Yani seni benden iyi tanıyan hiçbir kadın yok Mert."

Elini uzatıp yanağındaki adamın elini tuttu. Şimdi gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı.

"Yaralarımız aynı. Annesizliğimiz, çaresizliğimiz, zorluklarımız aynı. Ne zaman üzgün olsan, umutsuz olsan ben yanındaydım. Olmaya da devam edeceğim. Yıllarım seninle geçti. Sen bana her şey oldun ve ben kimseye bakamadım bile. Senden sadece beni görmeni istiyorum. Ne kadar uyumlu olduğumuzu sen de göreceksin."

Adamın bakışları kadının yüzünde donmuştu. Eda onun gözlerindeki kafa karışıklığını görebiliyordu. Buna sevinmeli miydi?

Mert kızın gözyaşlarına daha fazla dayanamayıp kolunu omuzlarına doladı ve kızı göğsüne çekti. Eda ona sıkıca sarıldığında derin bir nefes aldı. Eda haklıydı. Bu zamana kadar her anında yanında Eda ve babası olmuştu ve Eda yıllarca onu sevmekten hiç vazgeçmemişti...

Continue Reading

You'll Also Like

548K 4.8K 26
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
81.2K 8.8K 17
Etine dolgun, bol kıvrımlı ve birazcık, çok azıcık tombul bir kız olan Evrim ile sporu takıntı haline getirmiş, sağlıklı yaşam gurusu ve kas yığını D...
334K 19.3K 6
Nisa'nın bir iş çıkışı durakta otobüs beklerken eski eşini kanlar içinde görmesi ile hikayeleri tekrardan başlar... Yanlışlıkla olan "tesadüfler" baz...
3.6M 133K 74
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...