İKİLEM

919 63 4
                                    

Mert kucağında neredeyse bir saattir taşıdığı Nur'la birlikte karakola vardığında onları, endişeyle kapıda bekleyen Neşe ve Yarbay karşıladı. Neşe hızla onlara doğru geldi.

"Ne oldu vuruldu mu?"

"Kızım kenara çekil de içeri geçsinler."

Yarbayın sesiyle Neşe kenara çekildi. Mert kızı revire yatırırken Neşe ve Yarbay onu takip ettiler. Neşe kızın cansız gibi görünen yüzünü ve kapalı gözlerini görünce gözleri dolmuştu.

"Teğmenim ne oldu!"

"Sakin ol bir şeyi yok. Ayağını zorladı yine. Uyuyor, korkma."

Kız yolun yarısında uyuyakalmış Mert onu indirmediği için tüm yol kucağında taşımak zorunda kalmıştı. Nefesini sertçe dışarı üfledi. Altına çektiği sandalyeyle kızın yaralı bacağını açtı. İyileşmeye başlamış yara izini görünce derin bir nefes aldı.

"Bandajı getirir misin Neşe?"

"Sen bırak Neşe ben hallederim."

Herkesin gözü kapıda beliren Üsteğmene kaydı. Eda dolaptan bandajı çıkardı ve üzerindeki bakışları umursamadan Mert'e doğru yürüdü.

"Bundan sonrasını ben hallederim Teğmenim."

Mert oturduğu yerden uzun boylu kadına bakmak için başını kaldırdı. Neşe kaşlarını çatmış rahatsız görünürken Yarbay onları ilgiyle izliyordu. Mert kadının elindeki bandaja uzandı.

"Sağolun ama ben yaparım komutanım."

Eda bandajı adamın elinden kaçırdı.

"Sağlıkçı yok. Sağlık eğitimi alan sadece benim.O yüzden kalk Teğmen."

"İlk yardım eğitimim var Üsteğmenim."

Eda adamın ısrar etmesine sinir oluyordu. Gözleri sedyede uyuyan kız ve Teğmenin güzel gözleri arasında gidip geldi.

"Bir kadınla benim ilgilenmem yaralı açısından daha rahat olur Teğmen."

Mert kadının gereksiz ısrarına anlam veremiyordu. Nur'u onun ellerine bırakmakta tereddütlüydü. Çünkü kim baksa ikisinin birbirinden haz etmediğini görebilirdi.

"Daha önce de tedavisini ben uyguladım. Herhangi bir rahatsızlık duymadı."

Üsteğmen sinirle dişlerini sıktı.

"Emrime karşı gelmeyi kes Teğmen."

Mert'in gözleri Yarbay'a kaydığında Yarbay başıyla onu onayladı. Mert derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve sandalyeyi kızın oturması için önüne çekti.

"Emredersiniz..."

Eda keyifle sandalyeye kurulurken zafer edasıyla bakıyordu Teğmene. Mert durup onları izlemek istese de Yarbayın baş işaretiyle adamı takip etti.

"Ekibin geri kalanı nerede oğlum?"

Mert adamın samimi tavrıyla gözleri adamınkilere takıldı.

"Taramayı bitirmek üzereler komutanım. Komiser yürüyemeyecek durumdaydı."

"Sen de destek istemek yerine kucaklayıp getireyim mi dedin?"

Adamın imalı sesiyle Teğmen kaşlarını çattı.

"O an yapılması gereken buydu komutanım."

Yarbay ellerini arkasında birleştirip derin bir nefes verdi. Kızının buraya gelmesine izin vererek büyük hata etmişti. Mert'in Nur'a bakışlarının herkes farkındaydı. Kötü olan şuydu ki Yarbay da kızının Mert'e olan bakışlarının farkındaydı. Ergenliğinden beri Mert'e duyduğu ilgi çok açık olsa da Mert bunu görmemekte ısrar ediyordu. Yarbay kimsenin kalbine karışacak değildi ama kızının üzülmesine göz yumamazdı. Üstelik Mert'ten daha iyi bir damat adayı düşünemiyordu.

TEĞMENİMWhere stories live. Discover now