HASTANE

4.6K 222 24
                                    

Ali KANDEMİR

Neşe adamın tanıdık sesini duyunca birden doğrulup arkasını döndü. Çağan elini omzuna bastırmış gülüyordu.

"Lan telefonu veriyorsun madem niye şifresini söylemeden kaçıyorsun? Gerçi paramparça oldu. Borcum olsun..."

Mert ve komandolar hemen Çağan'a doğru koştular. Çağan çok bitkin görünüyordu. Omzundan çıplak vücuduna yayılan kana bakılırsa çok kan kaybetmişti. Kollarının altına girip ona destek olan arkadaşlarına yaslansa da daha birkaç adımda bilincini yitirip yere yığıldı.

Mert hızla Çağan'ın yanına diz çöküp adamın başını kaldırdı.

"Lan olum sakın ölme! Dev gibi adamsın bir mermi mi çökertecek seni ha?"

Neşe de tedirginlikle eğilmiş askerlerin adamı kaldırmalarına yardım ediyordu. Elleri titreyen kızı Halil sakince adamdan ayırdı. Neşe Halil'in yüzüne biraz baksa da bir şey demeden geri çekildi. Ayak bağı olmamalıydı.

Halil sürekli etraflarını süzüyordu. Sınırı geçmişlerdi ve başlarına her an her şey gelebilirdi. Hiçbir şeyin hesabını veremezlerdi! Çağan'ı taşıyan askerlere yardım eden Teğmenin yanına geldi.

"Komutanım bir an önce sınırımıza girip Çağan için helikopter istemeliyiz."

Komandolar da uzmanın sözüne katıldıklarını belli edip hızlanmışlardı. Teğmen de başını sallayıp Halil'in omzuna vurdu. Hızla geldikleri yolu geri döndüler.

Sınırın ucunda onları bekleyen Nur komiser, Ali ve birkaç asker vardı. Her saldırıya hazırlıklı bir pozisyonda onları bekliyorlardı.

Mert ve yanındakiler sınırı geçtiğinde  Nur komiser hızla yanlarına geldi. Baygın haldeki adamı görünce direk ona yöneldi. Gövdesi kan içindeydi!

"Aman Allahım Çağan!"

Bir Neşe'nin soluk suratına bir de Teğmenin ne hissettiği belli olmayan ifadesiz suratına baktı.

"Yoksa?.."

"Yo korkacak bir şey yok. Yaralı ama çok kan kaybetti. Hastaneye yetişmesi lazım. Helikopter istedik burda olur birazdan."

Teğmenin aynı yüzü gibi ifadesiz sesiyle yaptığı açıklamayla Nur'un içine su serpilmişti. Tekrar baygın yatan adama döndüğünde Teğmenin sözlerindeki haklılığı gördü. Çağan'ın suratı ve dudakları bembeyazdı. Teğmenin sesiyle tekrar ona çevirdi bakışlarını.

"Kanı tutan birini de onunla gönderelim. İşi uzamasın."

Halil başını sallayıp askerlere döndü.

"A Rh- kan grubundan olan var mı?"

Askerler homurtuyla başını sallarken öne Neşe atıldı.

"Benim kanım uyuyor! Ben giderim!"

Mert Teğmen başıyla onaylamadan önce Nur komisere kısa bir bakış atıp onun da onayını aldı.

"Tamam Neşe sen Çağanla git."

Nur Çağanla ilçedeyken saldırıya uğradığı aklına gelince birden Teğmene döndü. Her ihtimale karşı yanlarına birkaç adam daha göndermelilerdi.

"Teğmenim birini daha gönderelim. İlçede ne olacağı belli değil. Kanı bozuk çok orda."

Teğmen başını sallayıp askerlere baktı. Halil hemen öne atılmıştı.

"Ben giderim komutanım!"

Mert Halil'i gönderemezdi. Yanında bölgeyi en iyi bilen adamı oydu.

TEĞMENİMWhere stories live. Discover now