Çıkmaz

By gunesisteya

164K 8.9K 4.8K

Ortaya çıkan bir çok gerçek... Geçmişte kalan birinin yaşattığı travma... Adel'i zorla isteyen ve tehdit ede... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
Final

~18~

4K 230 81
By gunesisteya

Medya:Tolga

Allah'ım sana geliyorum ya. Delireceğim. Gerçekten delirmek üzereydim. Kimdi bu şimdi? Kim bana böyle bir mesaj atardı ki? Saçmalıktan başka bir şey değildi.

O mesaj geldikten bir kaç dakika sonra bir konum gelmişti ama tabii ki de gitmeyecektim. Öyle bir salaklık yapmazdım.

Bizimkiler olduğunu düşünsem de bilmiyordum ki. Cidden kafam o kadar karışıktı ki. Saat on birdi ve benim annemle şu okul mevsuzunu konuşmam lazımdı. Gerçi bu saatte bilmiyordum uyuyor olabilirlerdi. Şansımı denemek için yavaşça aşağı indim. Abi tayfası da kendi odalarındaydılar. Tek Bora yoktu. Aşağı indiğimde salonu aralayıp baktım kimse yoktu. Oturma odasının kapısını araladığımda televizyon izlediğini gördüm.

Yavaşça içeriye girip kapıyı geri kapattım. Gülmeye çalışarak konuştum.

"Müsait misiniz?" O da benim gibi gülümsedi.

"Tabii ki kızım, gel." Gidip karşısına oturdum.

"Ya benim sizinle konuşmam gereken bir konu var." Başıyla onayladı.

"Ben okul değiştirmek istiyorum." Nedenini sorgularcasına bana baktı.

"Neden kızım?" Nedenini nasıl diyecektim.

"Yani gerçekten okuldaki insanlar çok kötü insanlar, rahat değilim. Böyle bir devlet okuluna gitsem aslında daha iyi olmaz mıydı?" Bence gayette iyi bir açıklama yapmıştım.

"Adel, yani biliyorsun okulun müdürü yani sahibi de bizim çok yakın bir dostumuz. Hem orada bizim çocuklar da var ayrıca nitelikli bir okul da."

"Yani olmaz mı diyorsunuz?" Kafasıyla beni onayladı. Gülümsemeye çalıştım.

"İyi geceler." Oturduğum yerden kalktım. Allah okuldaki insanların belasını vermeli bence.

Odama çıkıp yatağa uzandım. Oyalanmak için telefonu aldığımda bir kaç saat önce gelen mesajın üzerine tıkladım. Hiç düşünmeden mesaj attım.

"Kimsin?" Anında mesaj gelince kalakaldım.

"Bazı gerçekleri öğrenmek için gönderdiğim konumda ol." Allah'ım delirecektim kimdi bu?

"Kim olduğunu söylemedin bana zarar vermeyeceğini nereden bileyim?" Bir kaç dakika sonra yeni bir mesaj geldi.

"Neden sana zarar vereyim ki? Gel ve olacakları uzaktan izle. Böylece bazı şeylerin farkına varacaksın." Allah'ım ne? Neyin farkına varacaktım ki ben?

"Gelmeyeceğim." Yeni bir mesaj gelince tam engelleyecektim ki merakıma yenik düşüp mesajı açtım.

"Adel, gelmen lazım işte. Olacakları görmen lazım." Abi ne olacaktı?

Üzerimdekileri değiştirip siyah montumu da alıp sakince odamdan çıktım. Nasıl çıkacaktım ki ben evden? Arka kapıda kimsenin olmayacağını düşünerek arka kapıya yönelmiştim. Tahmin ettiğim gibi de kimse yoktu zaten. Hızlıca çıkıp bir taksiyi durdurup bindim. Şu an doğru olanı mı yanlış olanı mı yapıyordum hiç bir fikrim yoktu ama sanki olması gereken oraya gitmek gibi hissediyordum.

Bir daha eve nasıl girecektim bilmiyordum. Kimseye haber vermeden çıkmıştım sonuçta. Anahtarım da yoktu ki.

Durun bir tık geceyi evin bahçesinde geçireceğim gibi görünüyordu. Tabi eve sağ salim gidersem durum böyleydi. Ya gidemezsem? Eğer bu bir tuzak filansa ne yapacaktım ki? İşte orasını düşünmemiştim. Hava da karanlıktı zaten. Hiç bir yer gözükmüyordu ki.

Taksici durunca ben de indim. Burası boş bir araziydi. Daha araziye gitmemiştim ama ortalıkta birileri var gibi de durmuyordu yani. Biraz yürüyünce duyduğum sesler ile kalakaldım. Birileri birilerini dövüyordu. Ama bu seferki normal bir dövüş değildi. O kadar kavga sahnesine şahit olmuştum ama bu tek taraflı bir kavga gibi duruyordu. Bahsedilen şey bu muydu yani? Sanırım aşağı tataflarda bir şeyler oluyordu ama ben bir adım bile atamıyordum. En sonunda yavaş yavaş yürümeye başladım.

Gördüklerim karşısında kalakaldım. Abi hayır olamazdı bu kadar da. Cidden şok olmuştum.

6-7 kişinin elleri bağlıydı ve Yamaç, Bora, Enis, Savaş ve bir kaç tane çocuk da onları dövüyordu. Hatta resmen işkence yapıyorlardı.

Görüntülerin daha da netleşmesiyle elleri bağlı olanların Alperlerin gruptan çocuklar olduğunu anlamam uzun sürmedi ve tabii ki Alper ile Deniz. Yamaçların grup onların sayısının neredeyse iki katıydı. Kahretsin.

Bağırışlar kulağıma her çarptığında ellerim daha fazla titriyordu. Hızlıca koşup Yamaç'ın önüne geçtim.

"Ne yapıyorsunuz sen?!" Yamaç beni görmesiyle Alper'i bıraktı. Eliyle diğerlerine de işaret verdi. Onlar da durunca geri bana döndü.

"Ne yapıyorum acaba?" Nolmuştu buna? Bu cidden Yamaç değildi, olamazdı. Bakışları beni görünce daha da sertleşti. Yumuşaması gerekmez miydi?

"Delirmişsin sen!" Sırıttı sadece sırıttı.

"Adel git buradan!" O sesini yükseltince ben de yükselttim.

"Çöz o insanları hemen!" Beni dinlemesi gerekiyordu.

"Adel sana git diyorum anlamıyor musun?" Birinin koluma dokunmasıyla ona döndüm. Bora...

"Kim getirdi seni buraya?" Tek sorun bu muydu yani? Beni buraya kimin getirdiği miydi? Boraya sinirli bir şekilde baktım.

"Çözün onları!" Yamaç iki çocuğa işaret verince çözmeye başladılar. Oradan Alper konuşmaya başladı.

"Noldu Yamaç? Sen ne zamandan beri bir kızın dediklerini dinler oldun?" Ya çocuğu kurtarıyorum ama yine Alper kaşınıyor. Sussa her şey çözülecek.

Yamaç yumruğunu Alper'in yüzüne geçirdi. Enis bana sarılıp arkamı döndürttü onlara. Hiç bir şey göremiyordum ki. Sanırım onun da amacı oydu.

"İyi misin?" Başımı hayır anlamında salladım.

"Enis bir şey yap dursunlar." Enis daha bir şey diyemeden Yamaç'ın bağırma sesi geldi.

"Lan sen ne hakla o kızı öpebilirsin?" Bora'nın da sert sesini duymamla titredim.

"Biz senin yüzünden o kıza neler yaptık." Daha fazla dinlemek istemiyordum. Hızlıca Enis'ten kendimi kurtarıp önlerine geçtim.

"Yapmasaydınız o zaman. Siz bana inanmadınız. Suçlu olan tek o değil. Suçlu olan sizlersiniz. Artık insanları bırakın." Ben daha sözümü bitirmeden Alper'in elindeki bıçağı görmemle kalakaldım. Tam Yamaç'a doğru savuracakken bıçağı Yamaç hızlı bir şekilde bıçağı elinden aldı ama eli de az da olsa kesilmişti. Gözüm Alper'in karına doğru kayınca şok oldum. Ciddi bir şekilde şok oldum. Bıçak onun karnına mı saplanmıştı.

Benim yüzümden.

İdil ne ara gelmişti bilmiyorum ama çığlık atarak Alper'in yanına koştu. Ben hiç bir tepki veremiyordum. En sonunda ona doğru bir adım atınca kendimi birinin omzunda bulduğumda çırpınmaya başladım.

"Yamaç bırak ona bakmam lazım." Kendimi arabada bulunca tam inecektim ki Yamaç üzerine doğru yaslanmıştı.

"Yamaç çekil benim yüzümden oldu. Bakmam lazım."

"Adel sakin ol, sadece ufak bir sıyrık... Başka bir şey değil. Bir şey olmadı yani sakin olur musun." Benim yüzümden olmuştu.

"Benim yüzümden oldu." Gözümden düşen yaşları elimle sildim. Her şey benim yüzümdendi.

"Saçmalama."

"Bu şehire geldiğim için herkesin hayatını mahvettim. Siz de benim hayatımı mahvettiniz." Yamaç onaylamadı ama öyleydi.

"Yok öyle bir şey kimse kimsenin hayatını mahvetmedi. Böyle düşünme." Doğru olan buydu ama. Belki de Alper şu an benim yüzümden ölecekti. Bu ihtimaller daha fazla ağlatıyordu beni. O kadar suçlu hissediyordum ki kendimi... Enis'in sesini duymamla ona baktım.

"Bak sakinleştirici vermek istemiyoruz sana bir kez daha. Adel lütfen bir sakinleş. O şerefsiz hâlâ iyi. Hastaneye götürüyorlar."

"Enis her şey benim yüzümden." Enis de beni onaylamadı.

"Adel hiç bir şey senin yüzünden değil. Şu an mantıklı düşünemiyorsun." Gayette mantıklı düşünüyordum oysaki.

"Bora ile Faruk da hastaneye gittiler. İdil Bora'dan hoşlanıyor ya onun gelmesine itiraz etmez diye düşündük. Gerçekten de etmedi." Yamaç Savaş'a döndü.

"Tamam haber alırız." O kadar kötü hissediyordum ki kendimi midem bulanıyordu artık. Yamaça döndüm.

"Beni de hastaneye götür!" Yüzüme ciddi misin dermiş gibi baktı.

"Bak şu an saçma bir şekilde kendini suçlayıp Alper'e bir şey olmuş gibi düşünüyorsun ama kötülere bir şey olmaz." Son bir kez bana bakıp üzerimden kalkıp kapıyı kilitledi. Enis ile Savaşla konuşuyordu dışarıda. Sinir krizi geçirecektim. Yamaç en sonunda kapıyı açıp emniyet kemerimi taktı. Başıma öyle bir ağrı girmişti ki sadece kafamı koltuğa atıp gözlerimi kapadım. Neyin ağrısıydı bu şimdi?

"Benim eve gideceğiz ve sen kendine geleceksin tamam mı?" Yanıma oturup elini elimin üzerine koyup sıcaklığımı ölçtü. Klimadan sıcak havayı açtı. Bu bana şu an o kadar iyi gelmişti ki mayışmaya başlamıştım. Zor da olsa konuştum. O da arabayı çalıştırdı.

"Kendi evime gitmek istiyorum." Beni duymazdan geldi.

"Kim seni buraya getirdi veya kim haber verdi sana?" O kadar mayışmıştım ki başımın ağrısı da bir taraftan çok bastırıyordu. Bir an önce uyumak istiyordum.

"Telefonuma bilinmedik bir mesaj geldi." Kelimeler gittikçe ağzımdan çıkarken kısılıyordu. Onu göremiyordum ama ne tepki verdiğini artık tahmin edebiliyordum. 

"Gelmeden önce bana haber vermezdin biliyorum ama en azından böyle bir mesaj geldiğini Enis'e söyleseydin." Başımın ağrısından mı sıcaktan mı bilmiyorum ama uyku beni esir alıyordu. Yamaç'ın ne dediğini bile neredeyse hiç duymamış ama kafa sallamıştım.

...

Uyandığımda Yamaç'ın da dediği gibi Yamaç'ın kendi evindeydim. Başımın ağrısı biraz da olsa geçmişti. Şu an bulunduğum oda da Yamaç'ın odasıydı. Ama Yamaç ortalıkta yoktu. İyi ki de yoktu. Uzun bir süre gelmese iyi olabilirdi diye düşünürken bir anda kapı açıldı.

Yamaç gelip odanın perdelerini açınca şiddetli bir ışığın yüzüme vurmasını düşünürken havanın yağmurlu olduğunu gördüm. Oturduğum yerden diklenecekken üzerimdeki kıyafetlerde takılı kaldım.

"Yamaç?" Bir üzerimde bana ait olmayan ve Yamaç'a ait olduğunu düşündüğüm kıyafetlere bir de Yamaç'a baktım.

"Efendim." Neyi kastettiğimi anlamış olacakki yüzünde keyifli bir ifade oluştu.

"Üzerimdekileri sen mi değiştirdin?" Sırıtarak başını salladı. Elime aldığım ilk yastığı ona doğru fırlattım.

"Sapık!" Yastık onun kafasına kavuşmadan Yamaç yastığı eline aldı.

"Ne yapsaydım? O kalın şeylerle yatmana izin vereceğimi düşünmedin umarım." Bir tane daha yastık alıp kafasına attım. Bu sefer isabet ettirmiştim.

"Sapığın tekisin cidden!"

"Ya valla karanlıkta değiştirdim üstünü ne sapıklığından bahsediyorsun?" Bak bir de hâlâ sırıtıyordu.

"Çok şey değişti şu an cidden." Gülümsedi.

"Sen sinirlenince seni fazla ciddiye alamıyorum." Ya öyle yani.

"Allah Allah gülünce mi ciddiye alacaksın?" Gülümseyerek yanıma yaklaştı.

"Belki." Ayağa kalktım bir de dalga geçiyordu.

Kıyafetlerimi odasındaki koltuğun üzerine koymuştu. Onları alıp üzerimi değiştirmek için banyoya girip kapıyı arkadan kilitledim. Onun sağı dolu belli olmazdı. O kadar sinirlendiriyordu ki beni. Dünkü kıyafetlerimi giyip banyodan çıktım. Yamaç'ın kıyafetlerini de koltuğun üzerine bıraktım. O da yatağın üzerine oturmuş benim yaptıklarımı izliyordu. Ayakkabılarımı da giyip tam kapıdan çıkacakken Yamaç'ın önüme geçmesiyle kalakaldım.

"Özür dilerim, çok özür dilerim ama dayanamadım sen Alperlerin gruba gireceğim diyince cidden çok sinirlendim. Ve zaten o şerefsizin seni zorla öptüğü de aklıma gelince daha da sinirlendim. O bıçaklanma olayı da yemin ederim yanlışlıkla oldu." Bunları söylerken üzülmüştü ama umrumda değildi. Ben her olay sonucu herkesten daha çok üzülüyordum.

"Hep aynı şeyi yapıyorsun." Anlamayarak bana baktı.

"Ne yapıyorum?"

"Her şeyi yapıp özür diliyorsun."

"Hayatımda ilk defa senden özür diledim. Ve bütün hayatım boyunca da sadece senden özür dileyeceğim." Ne demem gerekiyordu şimdi benim? Kalakalmıştım.

"Hastaneye gitmem lazım."

"Vazgeçmeyeceksin değil mi?" Başımı sağa sola salladım.

"Hayır." 

...

Oy verirseniz mutlu olurum. ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

88.7K 3.2K 23
Masalın çirkinliğinden dolayı okulunda kötülenen bir kızdı.Birinden tokat yedi ve İnat etti çok güzel bir kız oldu.Kuzeni ile birlikte değişmeyi baş...
41.1K 2.4K 67
Pelin: Çok tuhaf bir şey oldu! Petek pastanesi: Noldu Pelin hanım? Pelin: Aldığım çikolatalı pastanın içinden çikolata çıktı! Petek pastanesi:...
165K 10K 25
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
773K 34.6K 36
0544: Sen ciddi ciddi bu grubu hackledin? 0532: Allah için bi anlatır mısın nasıl yaptın bunu? Siz : Evet hackledim , çok da basit yaptım. 0555: Baya...