Çıkmaz

By gunesisteya

164K 8.9K 4.8K

Ortaya çıkan bir çok gerçek... Geçmişte kalan birinin yaşattığı travma... Adel'i zorla isteyen ve tehdit ede... More

~1~
~2~
~3~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
Final

~4~

5.9K 281 65
By gunesisteya

Medya: Bora

Yemek sonunda bitmişti. Yamaç babama döndü.

"Kenan Amca ve baba size iyi akşamlar biz çıkıyoruz." Ben daha ne olduğunu anlamadan Yamaç beni kapının önüne getirmişti. Kendime gelip durdum. Yamaç da ben durunca durdu.

"Yine mi seni zorla arabanın içine sokmamı istiyorsun?" Başımı anında 'hayır' anlamında salladım.

"Hadi gel o zaman." Yine kıpırdamadım. Gözlerimi beyaz spor arabaya kilitledim. Yine başıma dün geceki gibi şeyler gelsin istemiyordum.

"Ya sadece bizim mekana gideceğiz, bizimkilerden başka kimse yok merak etme." Alper ile Deniz'in dediği şeyler beynimin içinde yankılanıp duruyordu.

Mal ayağına yatmayı kessen mi artık belki o zaman daha az pick me olursun.

Yani diyoruz ki bu orospuluklarını keşke bize önceden gösterseydin de biz de sana güvenmeseydik.

Yamaç'ın kolumdan tutmasıyla kendime gelebildim. "Yamaç oraya gitmek istemiyorum, lütfen." Kolumu bırakıp tam karşımda durdu.

"Bana nedenini söyle?" Sanki nedenini bilmiyordu.

"İnsanlar bana iğrenç imalar yapıyor sonra ve kendimi rahat hissetmiyorum." Haklıydım.

"Bundan sonra kimse yapamayacak tamam mı yaparlarsa başlarına gelecekleri biliyorlar çünkü."

"Yamaç lütfen anlayış göster!"

"Sen bundan sonra bizle takılırken napacaksın?" Ne diyordu ya o?

"Ne? Sizle takılmak derken?" Eliyle saçlarını karıştırdı.

"Niye bu kadar şaşırdın ki? Başka ne bekliyorsun, yine Denizlerle filan takılacağını düşünüyorsan ciddi şekilde yanılıyorsun." Herkes bana eşya muamelesi yapıyordu. Bu cidden can sıkıcıydı.

"Ben bundan sonra sadece yalnız takılmak istiyorum anladın mı?" Belimden tutmasıyla ve beni arabaya doğru sürüklemesiyle yine çırpınmaya başladım ama yine ona engel olamıyordum en sonunda pes edip onun beni yönlendirmesine izin verdim. Arabaya oturtturdu beni daha sonra o da yanıma oturup kapıları kilitledi.

"Emniyet kemerini tak!" Tepki vermedim. Sinirliydim şu an. O da aynı hırsla benim üzerime eğilip emniyet kemerimi taktı.

"Ne yapacağız acaba biz senin bu inatçılığını?" Arabayı çalıştırdı. Olması gerekenden daha hızlı sürüyordu. Bu çocuğun cidden psikolojik sıkıntıları vardı. Bir psikiyatrist filan şarttı. Şu an aşırı stres olmuştum.

Yamaç bir süre sonra arabayı yavaşlattı. Gelmiştik. Arabadan indi. Sanırım benimde arabadan inmemi bekliyordu ama inmeyecektim bana ne. En son kapımı açtı.

"İnmeyi düşünüyor musun?" Bir de inmeyi düşünüyor musun diyor ya çıldıracağım. Kafamı 'hayır' anlamında salladım.

"Kızım hadi insene uğraştırma beni." Tam benim kolumdan tutacakken arkamı ona dönüp koltuğa kollarımı doladım, onların mekanına girmeyecektim.

"Ben senin kadar yaramaz bir kız görmedim." Telefonu çalınca telefonunu açtı.

"Ne var?" Telefondaki ne dediyse devam etti.

"Mekanın önündeyiz zaten de inmiyor arabadan." Karşıdaki ne dediyse telefonu kapattı. Deponun açılma sesini duyunca gözlerimi kapatıp daha çok sarıldım. Bora'nın sesini duymamla kalakaldım.

"Adel, hadi in artık arabadan." Benim cebimdeki telefonun çalmasıyla ikisinin de dikkati dağıldığında koşmaya başladım. Bu kaçma serüvenim fazla sürmemişti. Birinin beni omzuna almasıyla havalandım.

"Ya istemiyorum diyorum niye anlamıyorsun ki?" En sonunda sırtımı koltuğa bıraktığında mekanın içinde olduğumuzu anlamıştım. Yamaç da kendini yanıma bıraktı. Enis gülerek bana baktı.

"Adel, merak etme seni yemeyiz." Beni attığı yerden toparlandım. Telefonumun bir kez daha çalmasıyla yine bütün gözler bana dönmüştü. Telefonumu cebimden çıkartıp tam kimin aradığına bakacaktım ki Yamaç telefonumu elimden çekti. Küçük bir ıslık sonrası telefonu karşıya çevirdi. Tepkilerinden Alper'in aradığını anlamam zor olmamıştı. Savaş,

"Oy o minik oğluşumuz yeni oyuncağını kaybedince çılgına dönmüş sanırım." Ben diyorum işte bana eşya muamelesi yapılıyor diye. Oyuncak ne abi? Bu sefer Bora lafa girdi.

"Abi bak Adel'i sınıftan çıkartmaya gittiğimizde Alper ile Deniz'in yüzlerini görmeniz lazımdı." Bu sefer hepsi güldü. Telefon yeniden çalmaya başladığında telefonu Yamaç'tan almak için hamle yaptım.

"Telefonumu ver!" O telefonu arkasına sakladı.

"Vereceğim zaten." Telefon kapanınca bana dönüp konuşmaya başladı.

"Telefonun şifresi ne?" Ya çıldıracağım cidden çıldıracağım. Telefonun şifresi mi ne?

"Sana ne?" Abi sana ne ya sana ne? Yamaç telefonumu cebine koyup bana döndü.

"Bundan sonra senin her şeyin bizi de ilgilendiriyor anladın mı?" Abi ne alaka ne alaka?

"Ne alaka?" Benim sorumu Bora yanıtladı.

"Yani şu alaka, artık bizdensin Adel." Hızlıca ayağa kalktım. Ne diyordu ya o?

"Değilim, buna siz karar veremezsiniz anladın mı?" Yamaç da ayağa kalktı. Tam önüme geçti. Aramızda neredeyse 20 santim olduğu için onun gözlerini bulmak için kafamı kaldırmam gerekiyordu.

"Bundan sonra ne o Alperle ne o Denizle ne de İdil ile konuşmak yok anladın mı?" Gözlerimi devirdim.

"İdil ile ne olursa olsun konuşacağım anladın mı?" Yüzüne yine o sırıtışını yerleştirdi.

"İlla bana her seferinde zor olanı kullandırtacaksın değil mi?" Neyden bahsediyordu o? Enis aramıza girdi.

"Yamaç saçmalama. Tamam bir sakin olun!" Yamaç Enis'in önüne geçip kolumdan tutup geri beni koltuğa savurdu. Bu erkeklerdeki itekleme sevdasına da artık ne diyeyim yani. Alper'in itmesi üzerine Yamacın da beni savurması... Bora yanıma geldi.

"Yamaç yapma şu kıza böyle şeyler, bugün Alper onu iteklediğinde deliye döndün şimdi kendin aynısını yapıyorsun. Amacın ne?" Bunu derken aynı zamanda benim elimden tutup beni düzeltti. Bir an hepsinin gözü koluma takılınca ben de o tarafa baktım. Ceketim sıyrılmıştı. Ve kolum mosmordu. Harika cidden (!) Tek sorumlusu Alper ile Yamaçtı. İkisi de beni çuval gibi sürükleyip bir yerlere attıkları için... Hızlıca ceketimi geri düzelttim. Yamaç tam önümde durup koluma bakmak için hamle yapacağı sırada kendimi geriye doğru çektimn.

"Sakın bir daha dokunma bana!" Pişman olduğunu biliyordum. Enis Bora'nın eline bir şey verdi. Krem... Bora yanıma oturdu.

"Krem sürmemiz lazım, daha kötü olur yoksa." Tam geriye doğru gidecekken soluma oturan Yamaç ile kalakaldım. Ceketimi çıkardı. Kolumu da Bora'ya doğru uzattırdı. Ne oluyordu buna?

...

Aradan yarım saat filan geçmişti. Enis ile Savaş oyun oynuyorlardı. Bora ile Yamaçta birileri hakkında konuşuyorlardı. Hala telefonum ondaydı. Alperler her dakika arıyordu ve Yamaç da her seferinde reddediyordu. En sonunda bir kez daha telefon çaldığında Yamaç telefonu açıp kulağına dayadı.

"Ne var orosbu çocuğu ne var?" Karşıdan gelen bağırma seslerini duyabiliyordum ama kelimeler tam anlaşılmıyordu. Bora ile Yamaç'ın yüzünde sırıtış meydana gelip bana baktıklarına göre benle ilgili bir şeyler diyorlardı. Bende neymişim ya bir salsa herkes beni, çok güzel olacak ama salmıyorlar. Bora konuşmaya başladı.

"Eee Alper, tercih meselesi..." Arkadan gelen sesler biraz daha haraketlendiğinde bu sefer konuşan Yamaç oldu. Ne diyordu acaba?

"Merak etme biz iyi bakarız." Ardından Yamaç telefonu yüzüme kapadı. Enis ile Savaş da başlarını oyun konsolundan kaldırmış onlara bakıyorlardı en sonunda Savaş lafa girdi.

"Yamaç ne oluyor?" Yamaç sadece bana bakıyordu. Çok korkunç. Gözlerimi ondan çektim. Bora cevapladı.

"Aynı muhabbet yine." Yamaç ayağa kalkıp konuştu.

"Hadi kalk gidelim artık." Enis lafa atladı.

"Hoppa, oturuyoruz işte ne yapacaksınız?" Ben de ayağa kalktım. Yamaç kafasıyla beni gösterdi.

"Rahat değil belli. Görmüyor musun?" Bora yanıma gelip elini yumruk şeklinde uzattı ben de aynen ona uzattım.

"Görüşürüz şampiyon." Ben de zorla da olsa gülümseyerek görüşürüz dedim. Enis ve Savaşla da aynı şekilde vedalaştık. En sonunda Yamaçla dışarıya çıktık. Arabaya doğru yürürken ikimizden de ses çıkmadı. En sonunda arabaya bindik. Kafamı cama yasladım. Başım acayip ağrıyordu. Yamaç arabayı çalıştırdı.

"İyi misin?" Başımı evet anlamında salladım ama iyi değildim.

"Acıyor mu kolun?" Soğuk bir sesle cevap verdim.

"Hayır." Ne hakla böyle bir soru soruyordu ki?

"Güzel." Ney güzel? Kolumu o hale getiren sensin zaten. Hayret bir şey ya.

"Telefonumu ne zaman bana vereceksin?" Bir eli direksiyondayken bir eliyle de cebindeki telefonumu çıkarıp bana uzattı. Sonra kimse konuşmadı zaten. Yamaç direk beni bizim eve bıraktı. Babam bizim eve geçmişti zaten. Kendimi yatağın üzerine attım.

Her gün yeni bir şey çıkıyor başıma zaten. Şimdi kesin bütün okuldaki kızlar da bana düşman kesilir. 10/10 hayat diye buna denir. (!) Harika bir arkadaş çevrem var. On numara. Gözlerimi kapadım uyumam lazımdı.

Gözlerimi araladığımda saatin 13:40 olduğunu gördüm. Okula geç kalmıştım. Hatta dört ders kaçırmıştım. Harika! Babam niye beni uyandırmamıştı. Hızlıca aşağı indim. Tam üçüncü merdiveni de inecekken aklıma gelen şeyle kalakaldım. Bugün cumartesiydi. Off! Geri yatağa dönüyordum ki telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım.

"Ekip" adlı gruba eklendiniz.

Bir bu grup eksikti hayatımda zaten...

Bu bölümü de böyle bitirdiğimize göre iyi okumalar.

Bundan sonra sanırım bölümleri iki günde bir veya üç günde bir atarım. Böylece acaleye gelmez

Oy atanlara teşekkürlerimi sunuyorum ❤️

İyi tatiller...

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 38.5K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
55.3K 1.7K 23
- #ezik içinde, #içses içinde, #eziğindeğişimi içinde 1. ve #değişim içinde 5. oldu - Bölümlerin ilk satırına reklam yapabilirsiniz. Asya sadece diğe...
15.5K 879 27
Çok oldu biliyorum ama yine ben. Bu hikayeyi çok önceden yazmıştım sadece 1. Bölümü ve şimdi devamını getirmek için geri geldim . Tanıtım O gece iki...
1.1K 171 36
5 yaşındayken yetimhaneye terk edilen Papatya, kendini korkunç olayların içinde bulur. Kötü yetimhaneler, insanlar ve talihsizlikler sonucunda arkada...