HAYAL

By kitapkurdumkk

7.4K 319 249

**Hayalleri için ailesini geride bırakan bir kızın dünyası başına yıkılırsa ne olur? **Pişman olarak tekrar e... More

~1~ Sapık!
~2~ Hatalı öpücük?
~3~ Cenk!
~4~ Büşra?
~5~ Arda'dan
~6~ Randevu!!
~7~ Azra'dan
~8~ Azranın ailesi..
~9~ Dağ evi
~10~ Kurt!
~11~ Kaza
~12~ Komşu
~13~ Büşrayla Cenk?
~14~ Yangın
~15~ Mehmet
~16~ Hamile?
~17~ İpucu!
~19~ Gerçekler?
~20~ İş yemeği
~21~ Sevgilim
~22~Seni seviyorum
~23~ Arada kalmak?
~24~ Planlar!
~25~ Kaçış
~26~ Polis
~27~ Parti - FİNAL

~18~ Şirket

215 8 8
By kitapkurdumkk

  Azra ve ben korkak bakışlarla adamlara bakarken polislerden biri yanımıza yaklaştı. '' Hadi!'' dedi sert bir şekilde. Yaşlı adam kapıdan çekilmişti ama bize hala kin dolu bakışlar atıyordu.

Azra ve ben emin olmayarak yürüdük dışarı doğru. Kapıdan çıkarken adamın bastonu kaldırdığını gördüm. Bana doğdu savurdu ki polis tuttu bastonu. '' Tamam amcacım. Cezaları zaten verilecek. '' dedi yaşlı sinirliyi sakinleştirmeye çalışarak.

'' Ceza mı? '' dedim Azraya bakarak. Korkuyordum. Hapse girebilir miydik? Bi bu eksikti! Polislerden biri arabaya girdi ve diğeri arkamızda duruyordu. Arabanın kapısını açıp içeri doğru girdim. Azra da arkamdan. Arkamızda duran polis de yanımıza oturmuştu.

'' Hapse tıkın onları! Hırsızlar! '' dedi yaşlı sinirli. Azra ve ben bir şey demedik. Arabadan bağıracak mıydık? Polislerin keskin bakışları beni çok korkutuyordu. Ah Gizem! Ne ipucusu? Ya hapse girerseniz. Arkadaşının da başını yaktın!

Polis arabayı sürmeye başlamıştı bile. Ben tedirginlikle dışarı bakıyordum. Pencereden bi kaç kişi polis arabasına bakıyordu. Beni gördüler. Çok büyük bir suç işlemiş gibi baktılar bana.
 
Gerçi bu arabadaysam zaten bi suç işlemişsindir. Ama biz bir şey yapmadık ki! O yaşlı bunağı boğmak istiyorum! '' Iı.. Bu karakol nerde acaba? '' dediğini duydum Azranın. Polise soruyordu.

Polis cevap vermişti ama duymamıştım. O sıra bütün dikkatim dışardaki çocuğa yöneldi. Elindeki su şişelerini gördüm. Bu o çocuktu! Paramı çalan! Asıl hırsız o. Şuan bu arabada olması gereken o.

Azranın dürtüşüyle irkildim. Bana yaklaştı. '' Kızım çok iyi haberlerim var sana. '' garipser bir şekilde baktım. '' Cidden mi? Polis arabasında, karakola giderken, hırsızlıkla suçlanıyorken nasıl iyi bi haber verebilirsin bana? '' dedim onun gibi fısıldayarak.

Yanınızdaki polis '' Siz ne konuşuyorsunuz aranızda? '' dedi sinirle. Ben '' Hiiç.. '' diyebildim kırık, korkak sesimle. Azra da sus pus olmuştu. Bahsettiği haber de neydi?

Bi süre sessizlik olmuştu ve araba durdu. Arabadan inip yaslandığım kapıyı açtı. Afalladım. Arabadan düşecekken kalktım ayağa. Adam kolumdan tuttu. Bu beni daha da tedirgin yaptı.

Azra da arabadan indiğinde diğer polis onun da kolundan tutmuştu. '' Cidden buna gerek yok. '' dedi. '' Neyin gerek olup olmayacağını sizden öğrenmeyeceğiz hanımefendi. '' Polis gayet ciddiydi. Azra tekrar sus pus olmuşken karakola giriş yapmıştık.

Etraftaki insanların delici bakışları eşliğinfe koridorda ilerledik. Büyük salona girdiğimizde bi masaya doğru yaklaştık. Masadaki koltuk boştu. Polisler kolumuzu bıraktılar ama arkamızda durmaya devam ettiler.

'' Oturun. '' demişti polislerden biri. Azra ve ben birbirimize baktıktan sonra masanın önündeki iki siyah koltuğa oturduk. Tedirgin bir şekilde etrafa bakınırken bi adam yaklaştı ve büyük koltuğa oturdu.

'' Evet.'' dedi emince. Polislerden biri '' Hırsızlık efendim. '' dedi. Adam bi bana baktı. Beni süzdükten sonra Azraya döndü. Ben de öyle. Benim aksime Azranın yüzünde güller açıyordu. Delirmiş mi bu?

'' Azra? Senin burda ne işin var? '' dedi adam. Bi dakika, bu adam Azrayı nerden tanıyor? '' Ya Taner abi bi yanlış anlaşılma oldu. Yoksa hırsızlık falan.. Yapar mıyım? '' Azra bu aramı nerden tanıyor? Noluyo yahu?

Azra bana baktı. Olayları anlamadığımı anlayınca açıkladı. '' Taner abi benim kuzenim. Amcamın oğlu. Ara sıra görüşürüz. Bu karakola gelmiştim bi kaç kez. '' dedi salonu süzüp. Vereceği iyi haber bu muydu?

'' Aa.. Bu arada ben de Azranın yakın arkadaşıyım. '' diyip adamın elini sıktım. '' Yani çok yakın arkadaşım. Öyle böyle değil. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez..'' derken adama kocaman gülümsüyordum.

Adam da gülüp elimi bıraktı. '' Peki.. Anlatın bakalım. Neymiş bu yanlış anlaşılma? '' Beni yine ter bastı. Şimdi oraya gelme nedenimizi anlatırsak daha öncesini de anlatmamız gerekir. Azra ağzını açacakken birden ben konuştum.

'' Iı şimdi Taner bey. Biz oradan geçiyorduk. Hatta ben önceki gün de oradayım. Ve kaybolmuştum. '' Adam gözlerini açıp '' Yaa.. '' dedi. '' Evet. Yaşlı adamdan yardım almak için içeri girdim. Yani iyi birine benziyordu. Kapı açıktı ve ben içeri girdim. Yaşlı adamda beni görüp hırsız olduğumu düşündü. ''

Yaşlı adamı sorguya alırlar mıydı? Bence alamazlar ya. İki de bir unutan, balık hafızalı bi adamı sorguya alırlar mıydı? '' Aynı bugün olduğu gibi. '' dedi Azra bana katılarak. Taner bey Azraya döndü. '' Yani bugün de mi kaybolup, adamdan yardım istediniz? ''

'' Yok yok.. Bugün gitmemizin nedeni şeyden.. '' derken bana bakıyordu.. Söyleyeyeyim mi der gibiydi. Sağa sola kafa salladım hafiften. '' Ben dün oraya gittiğimde saatimi düşürmüştüm.. Ve o saat benim için çok değerli. Manevi değeri için geri gelmek istedim. ''

Diyip kolumdaki durmuş saati gösterdim. Saat çalışmıyordu bile ama süs için arada takıyordum. Ta er bey bana baktı ve baktı. '' Neden gizlice girdiniz eve? Adamdan isteseniz-'' '' Mümkün değil. '' dedi Azra. '' E adam Gizemin önceki gelişinden zaten baya sinirliymiş. Polisler de gördü. Adam bize vurmaya kalktı. ''

Azra aramızdaki polislere baktı. Taner bey de öyle. Polislerden biri '' Evet öyle oldu efendim. '' dedi. Taner bey tekrar bana bakıyordu. Yüzümden terler akmasını engelleyemiyordum. '' Peki, eve nasıl girdiniz? ''

'' Biz de onu düşünüyorduk. Ki o sora yaşlı adam evden çıktı. Biz de aralık olan kapıdan içeri girdik. Saatimi ararken de adam geldi. '' Taner beye baktım. O da bana bakıp Azraya döndü. Azra ona kocaman gözleriyle bakıyordu.

'' Asılsız ihbar yani. Biz bir şey yapmadık. '' dedi Azra. Taner bey Azrayı tanıyordu. Böyle bir şey yapmayacağı aşikardı. '' Tamam gidebilirsiniz. Daha fazla zamanımı almayın. '' dedi Taner bey. Azra heycanla kalktı yerinden.

'' Saol Taner abi.'' Ben de yerimden doğruldum. Teşekkür eder şekilde kafamı salladım. Biz Azrayla hızla çıkışa yönelirken polisler kendi aralarında konuşuyorlardı.

-

Karakoldan uzaklaşmış ilerken elimde evde bulduğumuz kart vardı. Onu incelerken Azra söylendi. '' Kızım keşke anlatsaydık olayları. Hem bize yardımcı olurdu. Mehmeti bulurdu-'' '' Hayır Azra. Lütfen bu konu zaten beni çok geriyor. Onu kendim bulmak istiyorum. '' Azra kafası salladı. Bana hak veriyordu ama anlamasın mümkün değildi.

'' Ee şimdi? '' '' Şirkete gidiyoruz. '' dedim emin olmaya çalışarak. Kartın üzerinde tanıdık bi adres yazılıydı. Oraya gidip Mehmetle yüz yüze görüşeceğim!

-

Şirketinin önünde durup bakarken önümdeki kocaman ' Bakırcı ' yazısı dikkatini çekti. O gün üstündeki kıyafetlerle böyle bi yerde çalıştığı belliydi. Hem kartta ismi yazıyor. Belki burayı o işletiyordur.

'' Hazır mısın? '' dedi Azra. Bana destek olmaya çalışıyordu. Derin bi nefes verdim '' Evet. '' diyip şirketin kapısına doğru yürüdüm. Azrayla içeri geçtiğimizde ilk gördüğümüz tabikide güvenlikli görevlileriydi. Geçilmesini gereken dikdörtgen yerden geçip ilerledik Azrayla.

Burası o kadar büyük bi yer ki, güvenlik olması normal. Azra koluma girmişti. Beraber yürüyorduk. '' Nası bulacağı bu... '' Küfür edecekti ama zor tuttu kendini. ''.. Bu Mehmeti! '' İleri doğru bakarken büyük bir masanın ardında bi kadın gördüm. Görevliydi. Ona Mehmetin yerini sorabilirdik.

'' İşte. '' diyip hızla oraya ilerledim Azrayla. Kadın '' Hoşgeldiniz. '' dedi sinirden patlayacak bize bakıp. '' Nerde şu Mehmet? '' dedi Azra. '' Mehmet? Mehmet bakırcı dan mı-'' '' Evet o! Odası nerede? '' Hışımla konuşuyorduk.

Kadın garipseyerek baktı bize. Yanındaki telefonu tuşlayıp kulağına tuttu. '' Mehmet bey iki genç kız geldi. Sizi görmek istiyorlar. '' dedi. Azra brn dik dik kadına bakıyorduk. '' İsminiz ne? '' dedi kadın bize bakıp.

Azra sinirle gözlerini çevirdi. '' Gizem, bak şurda! '' dedi koridorunda sonundaki odayı gösterip. Ön kısmı camdan olduğu için onu görebiliyorduk. Elinde telefonu tutuyordu. Pişkin pişkin de koltuğa yayılmıştı.

Azra hızla sıçradı yerinden. Kolundan tuttuğum için ben de öyle. Kadın '' Bi dakika. Durun. '' derken biz odanın kapısına çoktan gelmiştik. Mehmet telefonu kulağında, cam kapıdan bizi gördü. Gözleri kocaman açılmıştı ki ben kapıyı hızla açtım.

İçeri hışımla girerken Mehmetin kulağındaki telefon kayıyordu. Azra gelen güvenlik görevlilerini gördüğünde kapıyı hızla kapadı. Alttaki düğmeye çevirdiğinde kapı kitlenmişti sanırım.

Mehmet şaşkınlıkla bana bakıyordu, gözlerinden alevler çıkan bana. Koltuğuna yaklaştım ve elindeki telli telefonu alıp boynuna doladım hızla. '' Öldürürüm lan seni! '' diye haykırdım. Şuan beni kontrol eden o koca öfkemdi.

Mehmet, boynuna sıkıştırdığım telefon telini çıkarmaya çalışıyordu ama izin vermiyordum. '' Gizem.. Gizem napıyorsun?'' biraz zorlanıyordu çünkü boynunu iyice sıkmıştım. Kapıya yanaşan güvenlik görevlileri kapıyı açmaya çalışıyorlardı. Azra da bi adım geri çıkmıştı.

'' Senin amacın ne ha?! O not, psikopat tavırlar! Naptın bana o gece!? '' diye haykırdım kulağına. Mehmet '' Tamam, anlatıcam.. Du.. Dur. '' derken hala telden kurtulmaya çalışıyordu. Azraya baktığımda bırak der gibi kafa sallamıştı bana.

Teki sıkmayı yavaşça bıraktım. Mehmet te derin derin nefes almaya başladı. '' Çıldırdın mı sen..? '' dedi zorlukla. '' Asıl çıldırcam sensin. Röntgenci pislik! '' dedi sinirle Azra. Mehmetin oturduğu koltuğa baba doğru döndürdüm.

'' Anlat! '' dedim. '' Ben.. Ben o gece sana hiçbir şey yapmadım..'' dediğinde gözlerim kocaman açıldı. Azra da yanıma geldi hızla. '' Neydi o not o zaman?! '' Mehmet normal nefes almaya başlarken söylendi. '' Ben onu bi gazla yazdım. Yani notta yazdığımı yapacaktım ama ben.. Yapamadım! ''

Hızla kaldırdığım elimi yapıştırdım Mehmet suratına. '' Yapacaktın demek! '' diye haykırdım dolan gözlerimle beraber. Halim.. Acınasıydı. '' Hayır.. Yapamazdım. Ben seni seviyorum Gizem. Sana bu şekilde sahip olmak istemedim. '' dediğinde elim yine havaya kalkmıştı ki Azra elimi tuttu yavaşça.

'' Sakin ol. '' dedi sessizce bana. Elimi indirdim. Yüzü kızaran Mehmete baktım. '' Beni takip mi ettin gerçekten, bunca zaman!'' derken Mehmet kafasını sallıyordu. '' Ya Allahım nası bi cins psikopatsın?! '' diye haykırmıştım, kendime gelemiyordum.

  '' Özür dilerim Gizem. '' dedi Mehmet. Kafasını öne eğdi. Böyle ruh hastası bi adamın bi şirkette nası müdür yaparlar?! Akıö hastanesinde olması gerek bunun! '' Belki bir çocuğun olursa.. Benden. '' dediğinde durup parlayan gözlerimle baktım ona.

'' Beraber olacağımızı - '' '' Mehmet aptal mısın sen?! Hangi kız kendine böyle bir şey yapan bir erkekle beraber olsur! '' diye çıkıştı Azra. Mehmet '' Biliyorum.. '' dedi. Suçlu olduğunu biliyordu. Ve şuan kıpkırmızı kesilmişti. Bu ruh hastaları beni mi bulur hep?!

'' Notu hışımla yazıp kanepede uyuyan Gizemin cebine sıkıştırdım. Eğer sabah ona söyleyemezsem notu okuyacaktı. Ama ardından aklım başıma geldi. Bu delice bir şeydi. Ben öyle biri değilim Gizem!'' diye bana bakıyordu. Bu hala bi şansı olduğunu mu düşünüyor?!

'' Nası bi insan olduğun çok açık Mehmet! Tecavüzcü, psikopat, röntgenci bi pisliğin tekisin! '' diye haykırdı avazım çıkıncaya kadar. Dışardaki insanlar olayı anlamaya çalışıyordu. Bi kaçının durup bize baktığını görüyordum.

Cam odanın perdesini çekmemiştik ve herkes görüyordu bizi! Mehmetin yüzüne baktım tekrar. O pişkin suratına odaklandım. Gülümsüyordu. Ardından sesli gülmeye başladı. Çatık kaşlarımı altındaki gözlerimi kocaman açtım. Azra da şaşırıp kaldı.

Mehmet kahkahalar içinde boğulurken ona tokat atmamak için kendimi zor tutuyordum. Azraya baktım. Bi kaşı havadaydı. O da anlam verememişti. Bu çocuk cidden deli! '' Seni takip etmek, sana takıntılı olmak bi hataydı. Aklımda bu planları kurduğuma.. Gerçekten inanmıyorum!'' dedi gülmesi durulan Mehmet.

'' Beni bir daha asla takip etme! Yanıma yaklaşma! Pislik! '' diye ittim onu sinirle. Tekerli sandalyesiyle savruldu arkaya doğru. Azra ve ben kinle gülümseyen Mehmete bakarken kapı açılmış içeri güvenlik görevlileri dalmıştı.

Neredeyse üstümüze atlayıp bizi 'etkisiz hale' getireceklerken Mehmet yavaşça ayağa kalktı. '' Durun!'' dedi. '' Ama müdürüm.. '' '' Size durun dedim. Gidin. '' Mehmetin pişkin suratı ciddi bi hal almıştı. Bu kaç karakterli yahu. Duyguları çabuk değişen bi psikopat!

Görevliler mecbur çıktı odadan. Dışardaki oluşan ufak topluluk da dağılıyordu. İşi gücü bırakıp bizi mi izliyordu bunlar? '' Seni polise verebiliriz! '' diye haykırdı bi anda Azra. Bunu beklemiyordum açıkçası. Merakla Mehmete döndüm.

'' Neden? Gizeme bir şey yapmadım ki.. '' dediğinde hafif durulan ateşim tekrar alevlendi. '' Beni takip etmen! Hep 'bi adım' arkamda olman! '' dedim hafif sesimi yükselterek. Dışarda yine bizi dikizleyen insanlar görmek istemiyordum.

'' Merak etme. Bir daha 'bi adım' arkanda olamayacağım. Senle zamanda kaybetmişim açıkçası.. '' diyip sandalyesine oturdu. Kendini masaya doğru çekti. Şuan beni mi aşşağılıyor? Ağzımı açacaktım ki koltuğunda dimdik oturan Mehmet birden kafasınu masaya yapıştırdı.

Birden ağlamaya başlamıştı. Gözünden yaş akıyor mu bilmem ama sesler çıkartıyordu. Azra ve ben şaşkınlıkla bakıyorduk. Mehmet kafasını kaldırdı. Yüzü tekrar kızarmıştı. '' Özür dilerim Gizem. Ben çok.. Çok iğrenç bi insanım. Biliyorum. Sana öyle bir şey yapacağımı nasıl düşündüm ki.. ''

Sızlanmaya devam ediyordu.. Arkamda duran Azra kulağıma doğru yaklaştı. '' Bu gerçekten deli. '' dedi. Mehmet ise hala sızlanıyor, omuzlarını oynatıyordu. Azra aynı ses tonunda kulağıma doğru sordu. '' Napsak? Bıraksak mı böyle? ''

Mehmetin bu tavırları beni ürkütmedi değil doğrusu. O sıra sızlanan Mehmet ellerini masasına koyup iki yana açtı ve masasındaki her şeyi yere düşürdü. Kafasını tekrar masaya yapıştırdı ve sesler çıkarmaya devam etti. Azra '' Ayy.. Gizem gidelim.'' dedi.

Yavaşça kafa salladım. Azra da kapıya doğru bi kaç adım attı. Ben de ellerini yumruk yapıp masaya vurmakta olan Mehmete bakıp bakıp kapıya doğru gittim. Azra ve ben hızla çıktık dışarı. Arkama bi kaç kez döndüğümde Mehmetin aynı halde olduğunu görmüştüm.

Azra ve ben hızla yürüyorduk binanın çıkışına doğru, tabii etraftaki insanların keskin bakışları eşliğinde. Kapıdan geçerken güvenliği görmüştük yine. Aralarında sert bakışlı, kaba bıyıklı olan adamın yanında durdu Azra. Üzerimize saldırmakta olan görevlilerden biri de oydu.

'' Git burdan, kurtar kendini. Buranın müdürü deli. '' Azranın bu sözü ardından adamın kafa salladığını gördüm. Azra da kafa salladı. Ardından hızla kapıdan çıktık.

-

'' Çıkmadan akıl hastanesini mi arasaydık? '' dediğinde Azraya döndüm. Şaka yapmıyordu, gayet ciddiydi. '' Numara yapmış olabilir mi? '' aklımdaki düşünceyi söyleyivermiştim. Azra şaşkınca bana baktı.

'' Yok ya.. Yapmış mıdır? '' '' Her şeyden şüphe edeceğim artık! '' dedim emin bir şekilde. Güven duygum kalmamıştı artık ! Cenk, ardından Mehmet. İkisi de birbirinden psikopat! '' Umarım bir daha rastlamam ona! ''

-

Azradan bi sokak öncesinde ayrılmıştık ve ben evime doğru yürüyordum. Gözüm Ardaların evindeydi. Sakindi. Ardanın penceresi de açık değildi. Evde değiller mi acaba?

Neyse diyip bizim evin kapısının önüne geldim. Cebimden anahtarımı çıkardım ve evin kapısına sokup kapıyı açtım. Beni taşımakta zorluk çeken bacaklarımla girdim içeri. Çok yorgun ve bitkindim. Başım da bu sefer gerçekten ağrıyordu! O haptan atacağım sanırım..

İçeri doğru yürürken annem mutfaktan çıktı. '' Gizem?'' '' Annee.. Uyanmışsın. '' Ah, ne diyeceğim ben şimdi? '' Neredeydin kızım? '' diye sordu annem haliyle. Meraklı gözlerlerle bana baktı. '' Azrayla dolaştık.. '' Ne dolaşma ama..

'' Ne dolaşmasıymış bu? Haber verseydin ya.. '' '' E verdim. Kağıt. '' annem garipseyerek baktı '' Sahi not bırakmalar falan. Nereye gittiğini yazmamışsın ki? '' Annem olayları çakmış olsa gerek, beni iyice köşeyi sıkıştırdı.

Cevap veremez, gevelerken annem bi adım daha yaklaştı bana ve ondan kaçırdığım gözlerime baktı. '' Gel.. '' dedi annem yumuşak sesiyle oturma odasına giderken. Tedirgin bi şekilde geldim arkasından. Annemin oturduğu koltuğu oturdum. Annem bana döndü.

'' Anlat bakalım. '' dedi. '' Ne anlatıyım? '' dedim. '' Garip davranıyorsun kaç gündür. '' Cevap vermezken annem yutkunup devam etti.'' Yoksa.. Hala Ardanın babası ve benle - '' '' Hayır anne.. Alakası yok. " deyiverdim. Annem rahatlamıştı ama içindeki merak da artmışa benziyordu.

'' Peki bu olaydan başka bir şey geldi mi başına? '' '' Nasıl yani? '' '' Bilmiyorum.. Kötü gözüküyorsun. Eğer üzüntünün sebebi ben değilsem, ne? '' Anlamıştı. Anlayacağını biliyordum. Ama şimdi ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

Gerçeği anlatmalı mıyım?

###

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim..:)

Continue Reading

You'll Also Like

2.8M 203K 53
Kayra: Kuryeniz çok yakışıklıydı vallahi! Çiçek Pastane: Lütfen, kuryemizin aklını çelip iş performansını düşürmeyiniz Çiçek Pastane: Hem kuryelerin...
3.1M 7.2K 1
'Umudun gece ise, ay'a tutun.' ∞ (15/08/2018; Başlama tarihi.)
2.3M 73.9K 39
Hırslı bir iş adamı. Ve onun asi küçük 'asi'stanı. Hazel ve Yiğit'in hikayesi. Asi mi asi ama bir o kadar da neşeli olan genç kızımız Hazel, Yiğit'i...
1.9M 57.6K 46
Mert KESKIN Görüp görebileceğiniz en acımasız insandı. Ama onun bir zaafı vardı. Zaafı olduğunu bile bilmeyen sıradan bir kadın... 12.03.2021♡