CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK |...

By yasveyuk

588K 17.7K 5.3K

Gözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmaya... More

BAŞLAMADAN ÖNCE
~CÜRETKÂR~
1. Bölüm: ''DÜNYA'NIN MERKEZİNE BİLET''
2. Bölüm: ''RİNG''
3. Bölüm: ''ELENDES'İN MİRASI"
4. Bölüm: ''TEHLİKELİ BİR KADIN''
5. Bölüm: ''ZARF''
6. Bölüm: "EV"
7. Bölüm: "BANT"
9. Bölüm: ''DOKUNUŞ''
10. Bölüm: ''İSTEK''
11. Bölüm: ''YATAK''
12. Bölüm: ''ZİYARET''
13. Bölüm: "HEDİYE"
14. Bölüm:"SENİ İSTİYORUM"
15. Bölüm:"SINIRLAR VE İHLALLER"
16. Bölüm: ''KABUS''
17. Bölüm: "KALP VE ZİHİN"
18. Bölüm: "KORKUNUN SAHİBİ"
19. Bölüm: "PLAN"
20. Bölüm: "GÜVEN OYUNU"
21. Bölüm: "KUCAĞIMA OTUR"
22. Bölüm: "TENDEKİ KEŞİFLER"
23. Bölüm: "ÇİÇEKLER VE ZEHİRLER"
24. BÖLÜM:"ONUNLA BİR GECE"
25. BÖLÜM:"TUTKUNUN NABZI"
26. BÖLÜM: "GEÇMİŞİN YALANI"
27. BÖLÜM:"YILAN DÖVMESİ"
28. BÖLÜM: "KRALLAR VE BAHİSLER"
29. BÖLÜM: ''İN''
30. BÖLÜM: "AİDİYET"
31. BÖLÜM: "ARALIK DUDAKLAR, KAPALI GÖZLER VE İNİLTİLER"
32. BÖLÜM:"RİNG'İN ÖTEKİ YÜZÜ"
33. BÖLÜM: ''TESLİMİYET''
34. BÖLÜM: "DUDAĞA FISILDANAN DİLEK"
35. BÖLÜM: "SONSUZ SIFIR"
36. BÖLÜM:"GERÇEKLERİN RULETİ"
37. BÖLÜM: "GÜNAHIN KENDİSİ"
38. BÖLÜM: "FEDA EDİLENLER"
39. BÖLÜM: "DUVAR"
40. BÖLÜM:"VALOR'UN MESAJI"
41. BÖLÜM: ''ZENBAR'IN KRALLIĞI''
42. BÖLÜM: ''HİLEKAR DOKUNUŞLAR''
43. BÖLÜM: ''GERÇEKLİK YANILGISI''
44. BÖLÜM: ''SENİ GERİ ALACAĞIM''
45. BÖLÜM: ''ZAMANI AŞAN ÖPÜCÜK''
46. BÖLÜM: "KAOSUN DÜZENİ"
47. BÖLÜM: ''YAŞAYAN ÖLÜ''
48. BÖLÜM: "İHANETİN İZİ"
49. BÖLÜM: ''SAHTE ZAMAN''
50. BÖLÜM: ''KEDİ VE FARE''
51. Bölüm: "YALANIN YANIK YÜZÜ"
52. BÖLÜM: ''ŞİŞE ÇEVİRMECE''
53. BÖLÜM:''GÖLGE''
54. BÖLÜM: ''MEZARDA BİR NEFES''
55. BÖLÜM:''İYİLİĞİN VE KÖTÜLÜĞÜN SAHİBİ''
56. BÖLÜM: ''BÜYÜK MAÇ''
57. BÖLÜM: ''ŞEREFE SEVGİLİM''
58. BÖLÜM:''ZİRVE''
59. BÖLÜM: ''KAPAN, KANAN''
60. Bölüm:''AKIL VE YALAN''
61. Bölüm: ''KELEBEK ETKİSİ''

8. Bölüm: "TUTKU VE ÖFKE"

23K 441 60
By yasveyuk

Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤

ARKADAŞLAR NEDEN BENİM YORUMLARIM AZ NEDEN NEDEN... HAK ETTIYSEM EYW.

Bir de anlamadığınız bir mevzu olmuş sanırım, eğik yazılan yerler genelde geçmişten kesittir. Onu da söyleyeyim, kafanız karışmasın çocuklarım.

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ÇOKÇA YORUM!

İyi okumalar... <3

🌙

8. TUTKU VE ÖFKE

Paradoks.

Zenbar ile birlikte içinde olduğum durumu niteleyen tek kelime.

Ona karşı attığım her adım, ona yaklaşmam için gereken mesafenin her defasında yarısına denk geliyordu ve her defasında attığım yarım adımlar, bizi denk düşürmüyor, aramızda sonsuz kez yarım mesafe bırakıyordu.

Zeno Paradoksu gibi.

Zeno paradoksu bir hedefe gitmek isteyen birisinin her defasında alması gereken yolun yarısını kat etmesi ve o hedefe asla ulaşamamasıydı.

Kafamı kaldırdım, karşımdaki ekranı kapalı olan televizyonda ikimizin yansıması vardı. Dışarıdan bakan gözler aramızda tutku olduğunu öne sürerdi, çekim. Lakin aramızdaki şey öfkeydi ve öfkenin duvarları bazen nefretin duvarlarından daha aşılmaz olabiliyordu.

''Zenbar,'' diye fısıldadım yavaşça. Sesim titredi, ondan korkmuyordum ancak bu kadar yakınımda olması... Bedenimin sürekli diken üstünde olmasını sağlıyordu. ''Biraz uzaklaş, konuşalım.''

Arka arkaya üç kez cıkladı. Kaşları kavislendi ve o da benim gibi televizyonun ekranına baktı.

''Belki de,'' dedi yavaşça. Sesi zehirli bir sudan farksızdı ve ben onun için çölde, bir damla suya muhtaç kalan insandım. Zehirli suyun olduğu bardağı dudaklarıma dayadı, ''Belki de sana daha yakın olmak istiyorum Vasmina?'' dudaklarımı araladım ve ''Yeterince yakın değilim, henüz.'' Suyu içtim. ''Boynunu parçalayacak kadar yakın değilim.''

''Benim değiller,'' diye ona açıklama yaptım. Sesim düzdü, bakışlarım kahverengi gözlerim kadar sıradandı.

''Benim ikiyüzlü madalyonum,'' diye seslendi, bir elini ensemden öne doğru sarkıtarak yanağıma yasladı ve işaret parmağının yüzeyiyle yanağımı okşadı. Nabzım hızlandı, nefeslerim nabzımın aksine oldukça azaldı. ''Söyle bana, o zaman neden masandalar?''

''Birisi verdi,'' diye bildim. ''Dün, evime sen gelmeden on on beş dakika önce posta deliğinden onu bana attı. Kim olduğunu bilmiyorum sadece... sadece...''

Kim olduğunu çok iyi biliyorum ama benim saf ve salak bir kız olduğuma inanman gerek, aksi halde bu oyun ikimiz içinde bir çıkmaz olur.

Masum.

Dilime yalan diye doladığım kelime masumiyetti ve ben şeytanın boynuzunu çalan o hırsızdım.

''Sadece ne?'' sesi, fırtına öncesi sessizliği andırırcasına büyük bir sakinlikle yanıp tutuşuyordu.

''Evimin köşesindeki yoldan bir motor sesi duydum, zarfı alıp kimin attığına bakmak için çıktığımda. Motor sesi, silahlılarla aynıydı.''

''Norm.'' Diye mırıldandığında sessiz kalmayı tercih ettim. ''Norm senden ne istiyor?''

Terk, Dünya... Ring'te oynanan Boks'un çok tehlikeli bir oyun olduğunu ve zarın her an şekil değiştirebileceğini hep söyler.

Ring'in zarı, insanların yüzü derler Terk'te.

Lakin bilemedim.

Ring'in zarından daha tehlikeli olan zarları benim elime veren Norm'un, kartlar arasına hayatımı koyacağını bilemedim.

''Norm seninle hiçbir sebebi yokken uğraşmaz,'' dedi. ''Bunu ikimiz de biliyoruz. Özellikle seni piyon yapıp önce sana benimle ilgili bilgiler verip sonrasında da evini taramaz.''

Dilimi yaladım. ''Beni,'' dedim yavaşça. ''Beni istediler. Kimliğimi, yüzümü, fikirlerimi...''

Kaşları çatıldı. ''Seni aralarına almak istediler?''

Onu onayladım.

Her şey bu kadar yüzeysel değildi elbette sadece Zenbar bu kadarını bilecek konumdaydı.

''Bana yeraltını gösterdiler. Beni İn'e soktular. İşleyişi, kuralları, beni dönüştürecekleri kişiyi ve daha fazlasını anlattılar. Her İn'e girenin bilemeyeceği şeyleri söylediler.'' Kafamı ona çevirmek ve gözlerine bakmak istedim fakat televizyonun ekranından bakmakla yetindim. ''Kabul etmedim, bu bir teklifti ve cevapları evet, hayır olmalıydı. Hayır demenin bedeli olmamalıydı.''

Benden uzaklaştığında sıkkın bir nefes verdi.

''Sen de o gün Ring'te betona inince, onlara haber uçtu ve onların her şeyini bana anlattığını sandılar.'' Dudaklarını dışa doğru büktü, gözleri boştu ve bakışları yere odaklıydı. Ne düşündüğünü veya ne hissettiğini anlayamıyordum. Kafasından bir sürü kelimenin sırasıyla bir işlem gibi yazıldığını tahmin etmekte zor değildi.

''Seni bu şehirde istemiyorlar, ilk üç uyarı. Birincisi dündü. İkincisi ne zaman gelecek bilmiyorum. Eğer üç uyarıyı alıp buradan gitmezsen seni muhtemelen öldürürler.''

Seni muhtemelen öldürürler.

Sesi oldukça olağan çıkmıştı. Sıradan, gündelik muhabbetleri benimle yapıyormuşçasına sarf etmişti kelimelerini. Bu tavrına karşı gülmek istedim ancak o kadar boştu ki zihnim, bir kuşun ağzındaki ötüşe bile muhtaçtım.

''Buradan gitmek istemiyorum.'' Diye net bir şekilde isteğimi söyledim.

''Gideceğini kim söyledi?'' dedi sakince. ''Terk'in yüzde ellisi Ring'tir, yüzde yirmi beşi halk, yüzde yirmi beşi Norm.''

Kelimelerinin bana açtığı kapı şuydu: Ben, Norm'dan daha baskınım.

Kaşları kavislendi ve koltuğun önüne dolandı, karşımdaki ahşap, yüzeyi çizilmiş eski masaya oturduğunda bacaklarını bir miktar araladı ve dirseklerini dizlerine yaslayıp parmaklarını birbirine kenetleyerek ellerini çenesine yasladı.

Bana gülümsedi ve bu gülüşü ilk defa merhamet barındırıyordu. Bana karşı öfkesi, rüzgarla süpürülmüş yaprak gibiydi.

''Neden gülümsüyorsun?'' diye sordum. ''Hem de insan gibi...''

Kelimelerim onun gülüşünü büyüttü ve tebessümü kahkahaya döndü. Erkeksi kahkahası boş evimin odalarına dağıldığında dudaklarım aralandı.

Zenbar Elendes, sinir ve öfke haricinde bir duygu belirtisi gösterebiliyordu.

''Ben yardım etmeyi seven bir adamım.'' Diye bahsetti kendisinden. ''Bana yardım edeni, baş tacı ederim.''

Benden bir karşılık istiyordu. İşte şimdi anlaşmaya başladık Elendes...

''Bir tablet.'' Dedi sakince. ''Ve bir anahtar. Üç büyük tablet ve üç büyük anahtardan birisi. Bunlar, Terk'in rütbesidir şayet elde edersen, başkan bile önünde diz çöker.''

Zenbar Elendes, hükmetmek istiyordu.

''Bana onları bul, sana taç vereyim.'' Kaşlarım kavis aldı. Dudaklarım aralanıp kapanırken kelimeler ağzımdan dökülmedi. ''Norm'a hükmetmek istemez misin Vasmina? Seni kurşuna dizen insanların sana itaat etmesini? Dilersen... Onlara kendilerini bile öldürtebilirsin. Çünkü bilirsin, sadakat bir köpeğe kendi kendisini parçalatır.''

Onların sadakatini almamı ve sonra bana, benden aldıklarını vermemi istiyordu.

Dudaklarıma dayayıp bana zehirli suyu içirdiği bardak beni değil, benim istediklerimi zehirleyecekti ve Zenbar bunu izleyecekti.

''Bir yüzü bana olan sadakatini, diğer yüzü onlara olan ihanetini gösterecek. Bir yüzü bana olan dürüstlüğün ve doğruluğun, diğer yüzü onlara olan yalanın ve yanlışın.'' kısa bir nefes aldı ve kıstığı bakışlarını ona donukça bakan gözlerime değdirdi.

''Şimdi bana söyle... Benim ikiyüzlü madalyonum...'' öne doğru eğildi, elini boğazıma yasladı ve parmakları bir yılan gibi enseme dolanarak saçlarımı arasına dağıldı. ''Madalyonunun bir yüzü bana ait olacak mı?''

🌙

Eee?

Norm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce Vasmina, Zenbar'ın teklifini kabul edecek mi?

Olaylar giderek karışıyor???

Biliyorum kısa, bölümler çoğunlukla bu şekilde olacak ve her hafta 2 BÖLÜM GELECEK. Pazar ve çarşamba.

Bir saniyenin önemini bilin, zamanı çağlara ayırın ve her dönemde devrimler yaratın.
Sizi seviyorum.
-yas ve yük

Continue Reading

You'll Also Like

818K 37K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
7M 407K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
1.2M 88.2K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
167K 10K 25
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...