Birkaç saat sonra Dolly ağladığı İçin yukarı çıktım. Kucağıma alıp yatağa oturduğumda Dolly ellerini havada sallamaya başladı.
"Sen büyü seninle dans edeceğiz biz" diye mırıldandığımda ayağa kalktım ve sopalarımı alıp aşağı indik. Mutfağa girip Dolly'i kendi sandalyesine oturtarak çekmeceleri açıp kapamaya başladım. Hâlâ ağlıyordu.
"Biliyorum bebeğim açsın ama önce sütünü bulmalıyım. Evet baban kendi koyduğu şeyleri kaybediyor"
Tozu bulduğumda biberona koydum ve daha önce ısıttığım suyu üzerine koyup Dolly'i kucağıma alıp biberonu ağzına verdim. O yıllardır yemek yememiş gibi süte saldırırken yanımda duran telefonu aldım ve fotoğrafını çektim.
Bebek 1 ♥️
Şuna bak
Çok tatlı
Gerçek mi o?
Tipe bak
Tamam sütünü de içti
şimdi baba desin
Tamam başka demesini
istediğin bir şey var mı
İleteyim kendisine
Yok teşekkür ederim baba
desin sadece
Bir de Dolly dedi ki ben
babacığımı çok özledim, bir fotoğraf
gönderse de görsem onu
Dolly mi dedi
Kesinlikle Dolly dedi
Dolly öldü
Dedi ki bu kim
Gözleri de pek güzel dedi
Benimkiler de öyle değilse dedi
Sonra bi durdu
Seninkiler daha güzel dedi bana
Sonra da seninki gibi
olmadığı için ölüyom dedi
Gitti bebeğimiz
Bizim miydi?
Neyse ciddi oluyorum
Bu büyüyecek Tyler
Gelcek trip atcak bize
Sen kimsin de bana karışıyorsun diyecek
Beni hiç sevmeyecek 😭😭
Ne diyorsun sen
Daha baba demesine
bile çok var
Ama yürümesine bile az kaldı
Zaman hızlı geçiyor
Bunun hesabını umarım
kızıma sormazsın gitmem
gerek. birkaç saate gelirim
Dolly çabuk olmanı söyledi
Şimdiden emir veriyor
Tamam dediğimi söyle
Telefonu kapattığımda biberonu Dolly'nin ağzından çektim ve yanağına bir öpücük bıraktım. "Gelecekmiş baban. Birkaç saate"
Koltuğa yattığımda onu bacağımın üzerine aldım ve bacaklarımı biraz havaya kaldırdım.
"Uçuyorsun" diyerek gülümsediğimde Dolly bir kahkaha attı.
Onun bir kahkahası İçin bile her şeyi yapardım. Onun ağlaması benim ağlamam demekti. Kapı çaldığında hızla kapıyı açtım ve Berk'i içeri aldım. Oliver bir daha ne mesaj atmıştı ne de kapıma gelmişti. O yüzden rahatım. Her zaman yaptığı gibi benden yine vazgeçmişti.
"Ay ay ay amcan kurban olsun sana. Tipe bak"
Berk Dolly'i kucağına aldığında havaya kaldırdı ve burnuna bir öpücük bıraktı. "Sana hediye getirdim" dedi. Sonra da fısıldayarak "en sevdiğin amcan benim tamam mı?"
Dolly'i bir koluna geçirip elinde ki poşeti bana verdi ve koltuğa oturdu. "Eğer olmazsa değiştirirsiniz herhalde"
Kafamı salladım ve poşeti açtım. İçinden bir tulum çıktığında bebeğimi Berk'in kucağından aldım ve koltuğa yatırıp üzerine giydirdim.
"Sen gerçek bir ördeksin" diyip ayağa kalktı ve Dolly'i de alıp sağa sola sallanmaya başladı.
"Ördeklerin gücü adına!"
Dolly kahkahalarla gülerken Berk'e borçlu olduğumu düşündüm. Ayağa kalkmak benim için çok zordu ve o bana çok yardımcı oluyordu.
"Sen aç mısın Dylan?" Diye sordu bana dönüp. "Hazır buradayken yemek yapayım mı? Melis'ten yeni bir tarif buldum. İsmini hatırlamıyorum"
Kafamı iki yana salladım. O ise "tamam" deyip bebeğimi benim kucağıma verdi. Mutfağa geçerken "Melis sınavlara hazırlanıyor. Öğretmen olmak en büyük hayaliymiş. O yüzden gelemedi ama görecek yeğenini merak etme"
"Önemli değil baksana Scott ve Isaac bile gelmedi daha"
"Tencereler nerde"
"Üstte ki en sağda ki dolap"
"Ya kepçe?"
"En aşağıda ki çekmece"
"Havuç?"
"Dolapta Berk!"
"Aw pardon hemen alıştım gördün mü?"
Biraz gülümseyip Dolly'e baktım. Dikkatlice önünde ki Tyler'la benim resmime bakıyordu. Yavaşça çerçeveyi aldım ve eline verdim. Atmaması İçin bir elimle desteklerken "Zor günler geçirdik Dolly" diye mırıldandığımda beni anlamış gibi elini yanağıma koydu ve uzanmayı denedi ama ayağa kalktığı an göğsüme devrildi.
Havaya kaldırıp yanağıma yaklaştırdığımda dudaklarını yanağıma değdirdi.
"Sen beni mi öptün?"
Berk arkadan "Aras kargo öpücükleri... bir alana bir bedava" diye seslendiğinde gülümseyip bende Dolly'i öptüm.
Birkaç saat sonra Berk evde mükemmel yemek kokuları bırakıp gitmiş, ben Dolly'le sürekli gülmüştüm. Kapı açıldığında yerimden kalkıp o tarafa gittim ve Tyler'ın ayakkabılarını çıkarmasını bekledim. Sonunda kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde Dolly'i aldı ve dudağıma bir öpücük bırakıp Dolly'i de alıp salona geçti.
"Baba dedin mi" diye sordu hemen. Şaşkın bakışlarla karşı karşıya kaldığında gülümseyip sıkıca ona sarıldı. "Ne yaptınız" diyerek bana döndüğünde omuzlarımı silktim. "Gidip yemeğini yesene"
Tyler kafasını salladı ve ayağa kalkıp Dolly'i kucağıma bıraktı. "İyi misin" diye sorduğunda kafamı salladım ve sekerek koltuğa oturdum. Tyler'ın da duyabileceği şekilde fısıldayarak Dolly'e "ilk bana baba de tamam mı" diye sordum.
"Dylan!"
Bir kahkaha attığımda bebeğim de beni taklit edip güldü. O bir melekti.
Tyler tekrar aşağı indiğinde yemeğini yedi ve mutfağı toparlayıp koşarak yukarı çıkarak bir çarşaf ve battaniyeyle döndü.
"Hadi dışarı çıkalım" dediğinde kafamı salladım ve Dolly'i ona verip yavaş adımlarla onu takip ettim. Bahçeye çıktığımızda Tyler Dolly'i yere bırakıp çarşafı serdi ve bebeğimi bu sefer çarşafa yatırdı. Bende oturduğumda Dolly'i kucağıma çektim ve Tyler'da battaniyeyi üzerimize örttü. Kendi üzerinde hırkası vardı o yüzden bacağıma yattı ve gözlerini kapattı ama ben Dolly'i düz bir şekilde tam gözlerinin önünde tuttum.
"Gel" diye mırıldanıp Dolly'i çekti ve göğsüne yatırdı. Üzerinde ki hırkayı çıkartıp Dolly'nin üzerine örttü.
"Sanki emanet gibi" diye mırıldandım. "Birkaç hafta sonra gidecek gibi. Ama değil. O bizim ve her saniyesini bizimle geçirecek. Büyüyene kadar."
"O bizim Dylan. Şuna bak. Burnu aynı sen, gözü aynı ben..."
Gülümseyip kafamı salladım ve uykuya dalmış Dolly'e çevirdim gözlerimi. "Kendi kızım diye söylemiyorum çok tatlı" diyip ayağa kalktım ve ikisini de kaldırıp yukarı çıkardım. Tyler onu beşiğine yatırırken bende boyumdan daha uzun olan camın karşısına geçtim. Tyler arkama geçip kollarını önümde birleştirdi ve boynuma birkaç öpücük bıraktı. "Terfi edildim" diye mırıldandığında hızla ona döndüm ve burnumuz birbirine çarptı.
"Ne!?"
"Muhasebe alanının müdürü oldum. Maaşıma da zam yapıldı"
"Sen şaka yapıyorsun"
Yavaşça eğilip dudaklarımızı birleştirdi ve kafasını iki yana salladı. "Yapmıyorum"
"Çok sevindim Tyler"
Geri çekilip beni kucağına aldı ve cama yasladı.
"Şimdi beraber aşağı düşüyormuşuz" diye mırıldandığımda kafasını iki yana salladı ve dudaklarımızı birleştirdi.