GÖKYÜZÜ ÇOCUKLARI (DÜZENLENEC...

By _hayatacimasiz_

31.6K 2.8K 1.6K

Ben kimdim? Hiçbir şey bilmiyordum. Hafızam yoktu. Hiçbir şey yoktu. Hatırlamıyorum. Geçmişim var mıydı? Aile... More

1.BÖLÜM
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30.Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40. BÖLÜM

35. Bölüm

558 60 14
By _hayatacimasiz_

Selamın aleyküm

Nasılsınız?

Sınır:40 oy 30 yorum

İyi okumalar Gökyüzü Çocukları'mın prensesleri, prensleri

"Fırtına"


Her güzel bir hikayenin kötü bir sonu olabilir miydi?

Olurdu.

Tam karşımda arkadaşımın düşmanı duruyordu ve yanımda kimse yoktu. Ne yapacaktım? Onunla dövüşsem yenemezdim. Çünkü o güçlüydü.  Arat yoktu, Berkan yoktu, Günal yoktu, Tekin yoktu ve İmge yoktu. Yanlızdım.

Korkuyor muydum? Hayır. Sadece biraz daha bu dünyada kalıp sevdiğim ile vakit geçirmek istiyordum.

Anlımda kocaman bir silahın avlusu vardı. Tetiğe bastığı anda ölecektim.

"Arat Ataoğul nerede?"dedi sakin sesiyle. Ona cevap vermeyecektim. Arat'ı tehlikeye atmayacaktım. "Sanane!"

"Fazla cesursun küçük kız!"dedi. "Ben küçük değilim. Defol git."dediğimde kahkaha attı. Bir umut kapıya döndü bakışlarım. Gelmediler.

"Arat'ın yerini öğrendiğimde gideceğim zaten."diyerek koltuğa oturdu. Gözüm korumalarına kaydı. Kapının önünde duruyordular. Kaçmam imkansız. Derin bir nefes alıp dışarıya baktım. Gelen giden yoktu.

"Niye öyle duruyorsun? Gelip otursana."dediğinde ona cevap vermedim. Vermeyecektim.

"İnatçı birisin."dediğine yine cevap vermedim. "Hadi ama. Böyle çok sıkıcı."dediğinde dayanamayıp konuşmaya başladım.

"Çık."diyerek kapıyı gösterdim. Beni dinlemedi. Dinlemeyecekti. Sanırım.

"Çıkmazsam ne yaparsın?"dediğinde hızla biraz ondan uzaklaşıp yukarı çıktım. Arkamdan koşmaya başladı. Kendi odama geçip kapıyı kilitledim. Hızla banyomada girip kapıyı kilitledim. Zar zor kenarda duran büyük dolabı kapının önüne çektim. Bağrışlarını duyuyordum. Arka cebimden telefonumu çıkarıp Arat'ı aradım. Çok şükür ki hemen açtı.

"Arat yardım et."dedim titreyen sesimle. "Noldu Elzem? İyi misin?"

"Arat Alex burada. Beni öldürecek. Yarım et lütfen."diyerek göz yaşlarımı sildim. "Geliyorum sultanım. Sen korkma. Telefonu da kapatma."dedi.

Kapı açılıp kapanma sesi duyunca odasından çıktığını anladım. Koşuyordu. "Senin gibi asonsörün, Elzem korkma. Şirketten çıktım. Yaklaşık yarım saate oradayım."

Odamın kapısı açılınca korkum daha çok artmaya başladı. Ne yapabilirdim? Ölmek istemiyordum. Banyonun kapısıda zorlanmaya başlamıştı. "Arat geldiler."

"Dayan. Allah kahretsin. Ahmet nerede?"diyerek sinirle derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum."

"Pekâlâ. Sen sakin ol ve ağlama. Ben yetişeceğim sana. Ağlama kurban olduğum."

"Yolun sonu küçük kız."

Alex'in sesini duyunca elimi kalbime koydum. Hızlı atıyordu. Peki bu öleceğimin işareti miydi? Galiba.

"Elzem beni duyuyor musun?" Arat'ın sesiyle telefonu kulağıma daha çok bastırdım. "Evet."

"Kapının önündeyim. Bak gördün mü? Yetiştim."

Ancak Alex'in sesi de gitmişti. Kaçmış olmalıydı. Aptal herif. Telefonun kapandığını duyunca telefon elimden düştü. Kapı tıklanınca birkaç geri adım attım. Geri mi gelmişti?

"Benim sultanım."

Arat'tı. Hızla zar zor dolabı çekip kilitli kapıyı açtım. Bedenime sarılan kollar güvende olduğumun kanıtıydı.

"Ağlama."dediğinde daha çok ağlamaya başladım. Bela beni buluyordu her zaman. "Bak geldim. O piç için ağlama sultanım. Allah benimde belamı versin. Özür dilerim. Özür dilerim."

"Senin suçun yok."diyerek ona daha çok sarıldım. Çete içeri girince Arat'tan ayrıldım. Bu sefer Berkan bana sarıldı. Karşılık verdim.

"İyi misin kankilerin en iyisi?"diyerek daha çok sarıldı. "dediğinde kafamla onayladım. "Özür dileriz."

"Özür dilemeyin. Sizin hiçbir suçunuz yok."diyerek ondan ayrıldım. "Alex nasıl içeri girdi? Ahmet neredeydi? KORUMALAR NE HALT YİYİYORDU!?"

Arat'ın bağırması ile Tekin ile aynı anda yerimizde sıçramıştık. "Bağırma."diyerek göz ucuyla bana baktı İmge. Sonra hiçbir şey demeden odadan çıktı. Arat biraz daha sakinleşmiş olmalı ki yanına geldi. Bir elini saçıma atıp okşamaya başladı. "Özür dilerim."

"Eğer bir daha özür dilersen seni öldürürüm."dediğimde yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. "Hadi aşşağı inelim."diyerek elimi tuttu. Çete gördü ama bir şey dememişti. Hep birlikte aşşağı inip koltuğa oturduk. İmge'de kafası elleri arasında yere bakıyordu. "Sana zarar verdi mi?"dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım.

İyi yırtık ha. Maşallah sende tazı gibi koştun.

Defol!

"Akşam yurtdışına çıkacağız."diyen Arat'a döndüm. "Neden?" Sesimle gülümseyip bana döndü. "Bir kaç iş var. Sende bizimle geleceksin."dediğinde kafamla onayladım.

⏳💙

"Biraz hızlı olun!"diyen Arat'a göz devirdim. İkimizde salonda önümüzdeki bavullarla diğerlerini bekliyorduk. Günal sonunda siyah valiziyle içeri girince gülümsedim. Tekin ve İmge'de gelince hâlâ Berkan'ı bekliyorduk. Sabır!

"Berkan seni burada bırakır giderim."diyerek bağırdı Arat.

"Ay geliyorum. Çatlama!"diyerek iki valizle içeri girdi Berkan. İkisi de hemen hemen en büyük boydu.

"Oha! Ne yapacaksın oğlum bunlarla?"dedi Günal. Berkan ona kinayeli bakışlar atıp güneş gözlüklerini taktı.

"Sen anlamazsın canım."diyerek evden çıktı. Hepimiz arkasından göz devirip peşinden gittik. Tekin, İmge ve Günal diğer arabaya binince ben , Arat ve Berkan'da diğer arabaya bindik.

Arat arabayı çalıştırınca Berkan öne eğilip radyodan şarkı açtı.

Bülent Serttaş/ Bodrumun Akşamları

Arat gaza basıp biraz daha hızlı sürmeye başlayınca  Berkan bağırarak şarkıyı söylemeye başladı.

"Aşk Bodrum'da yaşanıyor güzelim. Bordum bana ben bodruma özelim. Senin ile cehenneme giderim. Hayat güzel devam ediyor."

Arat hafiften gülmeye başlayınca bende kahkaha attım. Yanımıza araba yaklaşınca oraya döndüm. İmge'nin arabasıydı. Günal bu sefer camı açıp bağırmaya başladı.

"Ben kendime özelim kimene! Sen bakış yine güzelim sanane! Alem öyle böyle demiş banane! Hayat güzel devam ediyor."

"Salaklar."diyen Arat'a göz devirdim. Kendisi de gülüyordu. İmge kornaya basıp gaza bastı. Önümüze geçince Arat'ta gaza bastı. Yarış yapacaklardı. Kemerime sıkı tutundum.

"Uu heyecanlı."diyen Berkan'a göz kırptım dikiz aynasından. Kafamı dışarıya çevirdim. İmge bizden bayağı öndeydi.

"Siktir!"

Arat daha çok gaza basıp İmge ile eşit oldu. İmge camı açıp bağırmaya başladı. "SALAK! BENİ GEÇEMEZSİN!"diyerek daha çok gaza bastı.

Arat'ta anlamış olmalı ki hızını yavaşlattı. İmge'de bunu fark edip normal sürmeye başladı.

"Arat yanlız fena gaza geldin."

"Berkan yaklaşsana."

"Niye?"diyerek biraz daha Arat'a yaklaştı. Arat elinin tersiyle kafasına vurdu.

"Ağzını açma. Seni aşşağı atarım."dediğinde Berkan geriye yaslandı. Kollarını göğssünün altında birleştirdi ve dudak büzdü.

"Geldik."

Araba durunca etrafa baktım. Burası havaalanıydı. Akşam olduğu için terminalin ışıkları etrafı çok güzel aydınlatıyordu.

"Hadi inelim."

Hepimizin arabalardan indik. İmge'ler yanımıza yaklaşınca etrafı inceledim. Gözüm tabelaya takıldı.

Ataoğul Havalimanı.

Arat'ın havalimanı. Berkan ıslık çalınca ona döndüm. Bana dönerek göz kırptı. "Uçak hazır."diyen Günal'e döndüm. Yanıma gelerek elini belime yerleştirdi.

Çok güzel bir uçağın önünde durunca şaşkınlıkla uçağa baktım. Çok güzeldi.


Ön tarafında durduğumuz için tam gözükmüyordu. Bir kaç görevli gelip bavulları almıştı. Gözüm ön camlara kaydı. Pilot yerinde değildi. Gözlerimi camdan çekip Arat'a döndüm.

"Arat pilot nerede?"dediğimde hızla bana döndü.

"Arkanda."dediğinde arkama döndüm. İmge vardı.

"Ne yani? İmge mi uçağı kullanacak?"dediğimde kafasıyla onayladı.

Hepimiz uçağa bindiğinde kapılar kapanmıştı. Orta koltuklardan birine oturdum. Özel uçak olmalıydı. Bizden başka kimse yoktu çünkü.  Tam Arat'la konuşacağım sıra uçağı İmge'nin sesi doldurdu.

"Kemerlerinizi takın, sakın ayaklarınızı koltuğa uzatmayın, Berkan'ı camın önünden geri çekin, şımarmayın. Yoksa gelir hepinizi atarım aşşağı."

Sıkıntıyla nefes verip göz devirdim. Hadi ama burada da olmaz. "Elzem benim canım sıkılır böyle."diyen Berkan'a gülümsedim. Aklıma hain planlar geliyordu.

"Ne yapalım?"

"Uçağı düşürelim mi?"dediğinde Günal kafasına vurdu. "Salak mısın?"

"Bak gördün mü Elzem? Kıskanıyor işte."

"Gördüm."diyerek kahkaha attım. Gözüm Arat'a kaydığında Tekin ile oyun oynuyordular. Bu demek oluyor ki biraz yaramazlık yapabilirdim.

"Berkan."

"Efendim."

"Aklıma bir fikir geldi."

⏳💙

"Oturun dedim, yapmayın dedim, şımarmayın dedim."

Korku gözlerle İmge'ye bakıyorduk Berkan ile. Bu sefer gerçekten bitmiştik. Arat bile bana kızgındı. Biricik sevgilim benim.

"Özür dileriz."dedi Berkan.

"Özür mü dilersin? Söyle Berkan, ne ceza vereyim sana?"

"Ya vallaha benim suçum değildi. Fikir Elzem'den çıkmıştı."

"Ama uygulayan oydu."diyerek atıldım.

Ne mi olmuştu? Berkan ile camı açıp dışarı bakalım derken Berkan yanlışlıkla telefonu düşürdü. Telefonda kanata denk gelip motora zarar verdi.

Allah'tan Günal erken fark etmişti ki hemen müdahale etmişti. Yoksa hep birlikte tahtalı köyü boylayacaktık.

"Ölecektik. FARKINDA MISINIZ?!"diyerek bağırdı İmge. Bir yandanda uçağı kullanıyordu. Hep birlikte yanına gelip azar yiyorduk.

"Özür dilerim. Söz bir daha olmayacak."diyerek ellerini önünde birleştirdi Berkan.

"Bir daha olmasın. Arat hariç çıkın."dediğinde hızla dışarı çıktım. Oh be!

"Hemen de ispiyonluyorsun Elzem!"diyen Berkan'a döndüm.

"Ne yapsaydım? Azar mı yeseydim?"

"Ama ben azar yedim."

"Yapacağım bir şey yok."dediğimde suratı düşmüştü. Zaten asıktı. Yanımdan geçip en köşeye geçip oturdu. Kafasını cama yaslayıp etrafa baktı.

Git özür dile! Çocuğu üzdün.

Haklısın. Yanına gidip oturdum. Bana bakmadı. Hâlâ dışarı bakıyordu. "Özür dilerim."

Duymuştu ama cevap vermemişti. Gerçekten kırılmıştı. Hadi ama ya! "Kanka bana bir şey demeyecek misin?"dediğimde hızla bana döndü.

"Deneyeceğim kanka."diyerek tekrar cama döndü. Oflayıp etrafa bakınmaya başladım. Arat'ı görünce gidip yanına oturdum. En arkada oturuyordu.

"Sence ne yapmalıyım?"diyerek yanına oturdum. Ellerimi beline dolayıp kafamı göğsüne yasladım.

"Berkan inattır. Özür dilesen bile bir faydası olmaz. Fakat o sonradan gelip yanına şımarıklık yapar."

"Emin misin?"dediğimde kafasıyla onayladı. Bir eli saçıma gidip okşamaya başladı.

"Arat nereye gidiyoruz?"

"Kanada."

"Ne yapacağız orada?"

"Benim hastane kontrollerim var ve bir kaç işim var."

Bu huyunu seviyordum. Benden asla bir şey saklamazdı. "Bende seninle hastaneye geleyim mi?"

"Hayır!"

"Neden?"

"Eğer sonuçlar kötü çıkarsa senin üzülmeni istemiyorum."

"Ben sana üzülmüyorum. Çünkü iyileşeceksin. Hissediyorum."

"Sanmıyorum."dedi. Çok kısık söylemişti. Benim duymadığımı sanıyordu ama duymuştum.

Umudumu kaybetmeyeceğim.

Gözlerim yavaşça kapanmaya başlarken kendimi tutamayıp uykuya daldım.

⏳💙

Kulaklarıma gelen seslerle gözlerimi açtım. Aynı koltukta uyuyordum. Arat yoktu. Hatta Berkan ve Günal sinir ve korku gözlerle etrafa bakıyordu. Arat ise biraz uzakta ağlayan Tekin'i sakinleştirmeye çalışıyordu.

Hızla yerimden doğruldum. Ne oluyordu? Berkan'ın yanına gittim.

"Berkan kanka noldu?"

"Önümüzde fırtına var."diyerek camı gösterdi. Cama yaklaşıp etrafa baktım.

Gördüğüm şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Önümüzde kocaman şimşekler çakıyordu. Tam anlamıyla bir felaketin ortasındaydık. Tekin sakinleşmiş olmalı ki Arat yanıma geldi.

"Sultanım korkma tamam mı? Allah'ın izniyle bundan da kurtulacağız."dediğinde kafamla onayladım.

Uçak sallanıyordu. Arat'ın yanından ayrılıp İmge'nin yanına gittim. Kapıyı açıp içeri girdim.

"İmge."

"Biliyorum korkuyorsun. Bana bak korkak sakın korkmaya başlama. Kurtulacağız."diyerek bir kaç düğmeye dokundu.

"Resmen mahsur kaldık."dedim kısık sesimle.Elini küçük bir telsiz aldı. Ağzına yaklaştırıp konuşmaya başladı.

"Merhaba. Ben Ataoğul Havalimanı'ndan son kalkışa geçen uçağın pilotuyum. Acaba beni duyuyor musunuz?"

Karşı taraftan ses gelmedi. Duymuyor muydular? Siktir! Gerçekten bu sefer kurtulma şansımız yoktu. "Çekmiyor."

İmge'nin sözüyle kendime geldim. İçeri Arat'ta girince İmge'nin yanında ki koltuğa oturdu. Eline büyük bir kulaklık alıp kulağına yerleştirdi. "Ne yapmam gerekiyor İmge?"

"Motor iyi durumda. Benzin de var. Hava şartları stabil. Önümüzdeki fırtına yaklaşık bir buçuk saat sürecek. Uçakla etrafında geçersem atmosfer boşluğuna denk geliyorum ve anında yere çakılırız."

Arat ona dönük bıkkınca nefes verdi. Bugün fazla olay yaşamıştık. Sanırım bu son çizgiydi.

"Ne yapacağız?"dedim. İlk Arat'a sonra bana döndü.

"Fırtınanın içinden geçeceğiz."

İkimizde şokla ona bakıyorduk. Ne demek fırtınanın içine girecektik? Ölme ihtimalimiz yüksekti. "Saçmalama! Bu asla olmayacak."dedi Arat.

"Aklından ne geçiyor Ataoğul? Söyle! Ancak böyle kurtuluruz."

"Çocuklarımı ve sevgilimi tehlikeye atamam."dedi ayağa kalkıp. İmge sevgili olduğumuzu anlamıştı zaten. O yüzden şaşırmamıştı.

"Senin kadar bende onları düşünüyorum. Şimdi içeri gir ve onları güvenliğini koru. Ben elimden geleni yapacağım."dediğinde Arat son kez ona bakıp yanıma geldi. Anlımdan öpüp geri çekildi.

"Korkma sultanım. İmge çok zeki bir pilot. Üstesinden geleceğiz."dediğinde kafamla onayladım. İkimizde odadan çıkıp diğerlerinin yanına geldik.

"Fırtınanın içinden geçeceğiz. Korkmayın. Sadece sıkı tutunun."

"Ne demek fırtınanın içinden geçeceğiz? Kanatlar donar Arat."dedi Günal.

"Bu uçağın normal bir uçak olmadığını biliyorsun Günal. Sıkı tutun ve şovu izle."diyerek yanıma oturdu. İkimizde kemerlerimizi taktık. Elimi koltukların kenarlarına koydum. Arat'ta bir elini elimin üstüne koydu ve sıktı. Güven vermek adına.

"Kemerlerinizi takın, arkanıza yaslanın. Korkmayın."

İmge'nin sesiyle daha çok arkama yaslandım. Şimşek sesleri daha çok kulağıma geliyordu. Yavaşça gözümü açıp camdan baktım. Şimşekler birbirine çarpıyor ortaya muhteşem ve korkunç bir manzara sunuyordu. Resmen içindeydik şimşeklerin.

Arat daha çok elimi sıktı.

"Allah'ım sen ne günahım varsa affeyle. Yemin ederim ben bu işlere girmedim. Ne kadar günahım varsa Günal devralabilir. Ben cennete o cehennemin dibine gitsin Yarabbim."dedi Berkan.

"Allah belanı versin."dedi Günal. Hâlâ şimşeklerin ortasındaydık. Aradan biraz zaman sonra etraf aydınlanmaya başlamıştı. Derin bir nefes verip göz yaşlarımı sildim. Yerimden doğrulup İmge'nin yanına gittim.

"Noldu? Kurtulduk mu?"

"Sanırım."diyerek telsizi eline aldı. Ağzına götürüp konuşmaya başladı.

"Merhaba. Ben Ataoğul Havalimanı'ndan son kalkışa geçen uçağın pilotuyum. Acaba sesimi duyan var mı?"

Hâlâ ses yoktu. Oflayıp telsizi geri yerine koyacağı sıra odayı yabancı bir ses doldurdu.

"Evet sizi duyabiliyorum."

İmge hızla telsizi alıp konuşmaya başladı. "Harika! Pekâlâ, benim iniş için yaklaşık yirmi iki dakikam var. İniş yapacağım pist hazır mı?"

"Evet hazır. Sizi bekliyor olacağım."

"Güzel."diyerek telsizi geri yerine koydu. Derin bir nefes alıp gülümsedim. Kurtulmuştuk. Çok şükür.

"Diğerlerinin yanına geç Elzem. İniş yapacağım."dediğinde kafamla onayladım. Odadan çıkıp Arat'ın yanına gittim.

"Kurtulduk."dediğimde gülümseyerek bana sarıldı. Bende hızla ona kollarımı sardım. Alkış sesi gelince oraya döndük. Günal, Tekin ve Berkan alkışlıyordu.

"Oo siz sevgili olmuşsunuz."dedi Berkan.

Kafamla onayladığımda Günal ile halay çekmeye başladılar. "Artık bir yengemiz var."diyerek halay çekmeye devam ettiler.

⏳💙

Son kez uçağa bakıp bize doğru gelen adama baktım. Hızlı adımlarla gelip Arat'ın önünde durdu.

"Ataoğul!"diyerek sarıldı. Samimi olmalıydılar. "Michael."diyerek sarılışına karşılık verdi Arat.

Michael denen adam geri çekilip Arat'a baktı. "Ah Tanrım! Uzun zamandır yoktun. Nasıl özlemişim."

"Abartma Michael."

"Bu güzel kadında kim böyle?"diyerek  gözleri ile beni gösterdi. Arat yanıma gelip elimi tuttu.

"Tanıştırayım. Sevgilim Lara Elzem Keskin."

"Aman Tanrım. Sen Arat'ın on yıldır sevdiği kadınsın. Vay canına."dediğinde gülümsedim.

"Tanıştığıma memnun oldum."

"Bende."diyerek diğerlerine sarıldı.

"Vayy İmge. Uzun zamandır sende yoktun."dedi İmge ile el sıkıştı.

Benden iyi Türkçe konuşuyordu. Galiba buranın yarısı Türk'tü. Çünkü İmge'de uçakta telsizdeki adamla Türkçe konuşuyordu.

"İşlerim vardı Michael. Söylesene, nasıl bu kadar güzel Türkçe konuşuyorsun?"

"Özel eğitim."diyerek göz kırptı.

Sanırım burada çok eğlenceli vakitler geçecekti.

.........

Bölüm nasıldı?

Sınır:40 oy 30 yorum

Sizi seviyorum 💕

Allah'a emanet olun 🙏

Continue Reading

You'll Also Like

54.2K 242 10
Her bölümde farklı bir seks hikayesi olacaktır. ona göre okuyunuz
305K 16.4K 42
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
ASYA By Su

ChickLit

281K 15.6K 31
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
45.3K 1.7K 16
Mirzah Arslan 3 yıldır aşık olduğu kızı yanına almak isterse ne olur? Mirzah Arslan ❤️ Gizay Çetin Not: -Arkadaşlar bu kitap benim kendi yazdığım k...