GÖKYÜZÜ ÇOCUKLARI (DÜZENLENEC...

By _hayatacimasiz_

31.6K 2.8K 1.6K

Ben kimdim? Hiçbir şey bilmiyordum. Hafızam yoktu. Hiçbir şey yoktu. Hatırlamıyorum. Geçmişim var mıydı? Aile... More

1.BÖLÜM
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28. Bölüm
30.Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40. BÖLÜM

29. Bölüm

570 66 47
By _hayatacimasiz_

Selamın aleyküm

Nasılsınız?

Sınır:40 oy 20 yorum

Allah aşkına bir şey söyleyeceğim. Bölümü 100-200 kişi okuyor. Sırf sınır geçsin diye oy atıyorsunuz. Sonra devamı gelmiyor. Ben de emek veriyorum Allah aşkına ya. Bazen o kadar zoruma gidiyor ki. Biraz destek olun!

Lütfen sınır geçsin diye sadece harfler yazmayın.

İyi okumalar Gökyüzü Çocukları'mın prensesleri, prensleri

🖤


"Gizli"

Lara Elzem Keskin

Gözlerimi evden gelen sesler ile açtım. Yavaşça yataktan doğruldum. Adım sesleri geliyordu. Biri mi uyanmıştı? Belki de Berkan'dır. O gece aç olduğu için yemek yer. Geri yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım. Tam uykuya dalacakken aniden bir kapının çarpma sesini duymamla hızla yataktan doğruldum. Berkan bu kadar ses yapmaz. Gidip bakayım en iyisi. Yataktan kalkıp odadan çıktım.

Boş koridorda sadece ben vardım. Yavaşça ilerlemeye başladığımda adım sesleri daha çok geliyordu. İçimde korku artmaya başladı. Terleyen ellerimi pantolonuma sürdüm. Bu sese Arat'lar nasıl uyanmadı? Duvara bir sürtünme sesi gelince olduğum yerde durdum. Metal bir şey duvara sürtüyordu.

Kalbim ağzımdan çıkacak şekilde artıyordu. Bu Arat'lar değildi. Evde biri vardı. Yavaş adımlarla Arat'ın odasına doğru ilerledim. Bir yandan da arkama bakıyordum. Arat'ın odasına gelince kapıyı çalmadan girdim. Ancak Arat yoktu. Yatakta bozulmamıştı. Kaşlarımı çatıp odadan çıktım. İmge'nin odasına doğru ilerledim. Koridorun duvarda olan  aynasından arkaya baktığımda hızlı bir gölge geçmişti. Hızla İmge'nin odasına girdim. Ancak İmge'de yoktu. Ayaklarım titremeye başlamıştı. Duvara tutunup odadan çıktım. Neredeler? Diğerlerinin odasına da baktım ama yoktular. Evde sadece ben ve biri vardı. Yutkunup odama döndüm. Adım sesleri yaklaşıyordu. Yatağımın yanında ki komidinin üzerinde olan telefonumu alıp Arat'ın numarasını tuşladım. Kulağıma götürüp onun sesini duymak istesemde hattı kapalıydı. İmge'nin numarasını tıkladım. Elim arama tuşuna gidecekken koridordan gelen  cam kırılma sesiyle çığlık atarak elimde ki telefonu düşürdüm. Buradaydı. Ne yapmalıyım?

Hızla dolabımın içine girdim. Elbiselerimle önüme kapattım. Korkuyordum. Kapı açılma sesiyle gözlerimi kapattım. Odamdaydı. Adım seslerini duyuyordum. Allah'tan dolaba girmeden önce telefonumu alabilmiştim. Hızla mesaj kutuma girip Arat'a mesaj attım.

Kime: Arat

"Evde biri var. Bana yardım et lütfen. Siz neredesiniz? Ölmek istemiyorum."

Telefonu komple kapatıp elbiselerimin arasında ki tulumun cebine koydum. Allah'ım lütfen mesajımı görsün.

"Neredesin?"

Bu ses,Servet'in sesi. Servet buradaydı. Bu demek oluyor ki beni öldürecekti. Sakin kalmalıydım. Ellerimin titremesini zar zor durdurup göz yaşlarımı sildim. Güçlü olabilirdim. Adım sesleri gittikçe uzaklaşıyordu. Dolabın kapağını biraz açıp dışarıya baktım. Odamda kimse yoktu. Hızla dolaptan çıktım. Şimdi ne yapmalıyım? Yatağın altında olan sopaya gözüm takıldı. Onun orada ne işi vardı? Bunu düşünecek vaktim olmadığı için direkt sopayı aldım. Evin içindeydi hâlâ. Odamdan çıkıp koridorda yürümeye başladım. Bir kaç dövüş hareketi biliyordum. Onu yenebilirdim. Ya silahı varsa? Ben neden bunu yapıyordum ki? Salağım! Arkamı dönüp odama doğru ilerleyecekken karşımda Servet ile karşılaştım. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken, yutkundum.

O ise elinde ki bıçakla sırıtıyordu.

Korku bedenimi ele çokta geçirmiş, salaksın diye bağırıyordu. Ellerimin içi terlemeye başlıyordu. Korku dolu  gözlerle ona bakmayacaktım. Boğazımı temizleyip ona döndüm. Korkak olduğumu görsün istemiyorum.

"Senin ne işin var burda?"

"Seninkiler neden seni evde tek bıraktı? Şaşırdım doğrusu."

"Ne istiyorsun?"

"Seni."

"UZAK DUR BENDEN!"diyerek bir adım geri çekildim.

"Bağırma geri zekalı!"

Hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. Önümde ki merdivenleri ikişer ikişer iniyordum. O da arkamdan geliyordu. Önümde ki dış kapıya doğru koştum. Elim kulpa gideceği sıra tişörtümün yakasından tutulup yere düşürüldüm. Dizlerim acısa da belli etmedim. Ona döndüğümde bana doğru yaklaşıyordu. Olduğum yerde geri geri gidiyordum.

"Kaçamazsın!"

"UZAK DUR BENDEN İT HERİF!"

"Tüh Arat'ta yok. Bu sahneyi kaçırmasını istemezdim."

"UZAKLAŞ!"

Boğazım ağrımaya başlamıştı. Arat ya geç kalırsa. Göz yaşlarım hızlanmaya başlarken boğazıma dayanan metalle gözlerimi kapattım. Ölmek istemiyorum. Ölmek istemiyorum.

"Ölmenin zamanı geldi değil mi?"

Bıçak boğazımda keşfe çıkmıştı. Biraz daha bastırırsa kanardı ve ben acımı gizlemek için susuyordum. Midem bulanıyor, kalbim de bir acı vardı. Metal biraz daha bastırınca acı dolu bir inleme döküldü boğazımdan. Kanı hissediyordum.

Elimi kaldırıp kolunu tuttum ancak o kollarımı arkamda bağlayıp bıçağı daha çok bastıracakken üzerimden çekildi. Hızla geri çekildim. Elimi boğazıma götürüp kanı sildim.

Servet'i kim üzerimden çektiğini görünce tanımadığım biriydi. Şervet'i biraz dövdükten sonra bana döndü. Gözüm Servet'e kaydığında yerde baygın yatıyordu.

Adam bana bir adım yaklaşınca geri çekildim. Tanımıyordum sonuçta. Bana zarar verir miydi?

"Yenge."

Yenge mi? Bana tek Feyzullah öyle seslendirdi. Bu kimdi?

"S-sen kimsin?"

"Yenge korkma benden. Ben Ahmet. Arat'ın adamlarındayım."

"Sana neden inanayım? Arat nerede?"

"O gelemez yenge."

"Neden? Bir şey mi oldu ona?"

"Yok öyle değil. Sonra anlatayım. İlk önce yaranı temizleyelim."

"Ben hallederim. O ne olacak?"diyerek Servet'i gösterdim.

"Onu sen boşver."

İçeri adamlar girince onlara döndüm. Bana bakmadan Servet'i yerden kaldırıp odadan çıkardılar. Mutfağa girip masanın üzerinde ki peçeteyi aldım. Yarama bastırıp, salona geri döndüm. Çok fazla derin değildi yara.

"Yenge doktor çağırayım mı?"

"Yok. Arat nerede? Neden beni kurtarmaya gelmedi?"

"Sen bunu boşver. Daha iyi misin?"

"Evet. Arat nerede? O iyi mi? Günal'de yok. Berkan, Tekin ve İmge'de yok."

"Yenge onlar gitti."

"Nereye?"

"Almanya'ya."

⏳💙

On iki saat, yirmi dakika, kırk saniye.

Arat'lardan hâlâ bir arama ve ya mesaj da almamıştım. Neden ben tehlike de olduğum zaman gitmişlerdi? Benim tehlike de olduğumu bile bile mi?

Şimdi ise saat on iki. Hâlâ bu evdeydim. Bir süre dışarı çıkmayacaktım. Ahmet'te beni hiç yanlız bırakmamıştı. Hep yanımdaydı. Şuan koltukta oturduğu gibi.

Boğazımda ki yaraya pansuman yapmış oturuyordum. Boş boş camdan bahçeye bakıyordum.

Onları biraz özlemiştim. Özellikle Berkan'ı. Bana çok iyi bir arkadaş olmuştu. Şimdi o da gitti. O da beni yanlız bıraktı. Gözlerimin dolduğunu hissedince tavana bakıp derin bir nefes aldım.

"Yenge iyi misin?"

"Bana 'yenge' deme! Ben senin yengen değilim. Bir de Arat benimle sevgili olacaktı. İnsan sevdiği kızı tehlikede olduğu zaman gider mi?"

Ahmet sustu. Susmak canımı sıkıyordu. Sessizlik istemiyordum. Şimdi ne yapacaktım? Onları mı bekleyecektim? Galiba. Hesap sormak istiyorum. Neden gittiklerini bilmek istiyorum.

"Neden? Niye gittiler?"

"Bilmiyorum yenge."

"Senin kafan yerinde mi? Bana yenge, deme."

"Tamam yenge."

Sinirle ona bakıp odama geçtim. Yatağıma uzanıp yorganı kafama kadar çektim. Göz yaşlarım yastığa damlıyordu. Yastıkta ıslak yere baktım. Bu göz yaşlarımın sebebi Arat'tı.

İnsan sevdiğine zarar verir miydi? Ya da seviyorum diyerek kandırır mıydı? O beni sevse de beni bırakmazdı. Pekâlâ madem sevmiyorsun neden beni tehlikeye atıyorsun? Evde tek olacağımı biliyordu. Başıma bir şey geleceğini de bilmeliydi.

Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Buradan gitsem, nereye gidecektim? Hiçbir yere!  Ama gitmek zorundayım. Artık gelseler bile onların yüzünü görmek istemiyorum. Yarın bir şeyler yapıp bir ev bulmaya çalışacaktım. Zaten annemin bana yaptığı yatırım benim için bir süre yeterdi. Bu aralar okula da gitmiyordum. Sınıfta kalır mıydım? Umrumda değildi. Şuan tek düşündüğüm Arat'tı. Bana neden bunu yaptığıydı?

Kapımın çalması ile oraya döndüm. Ahmet'ti. Zaten başka kim olabilir ki?

"Yenge bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Yok sağol."

"Yenge yapma böyle."

"Ne yapıyor muşum?"

"Kendini yıpratma."

"Neden? Farkında mısın? Daha dün gece konuştuğum adam gece ben tehlikedeyken Almanya'ya gitmiş. Bari diğerleri benimle kalsaydı."

"Bilmediğin şeyler var."

"Bilmediğim çok şey var Ahmet."

"Bir şeye ihtiyacın olursa salondayım."diyerek odadan çıktı.

Sinirle yatağa geri uzandım. Annem burada olsaydı böyle olmazdı. İmge bana annemin gerçek olmadığını söylemişti. Doğru olabilir miydi? Hayır. Öyle olsaydı annem söylerdi.

Derin bir nefes alıp balkona çıktım. Hava gayet sıcaktı. Elimle anlımda birikmiş teri sildim.

Aşağıdan gelen takırtı sesiyle balkondan aşağı baktım. Kimse görünmüyordu. İçeri girip odadan çıktım. Merdivenlerden indiğimde karşımda tanımadığım bir adam ve Ahmet vardı. Ne konuştuklarını dinlemek istesem de Ahmet'in bakışları hemen beni bulmuştu.

"Buyur yenge."

"Bir sorun mu var?"diyerek tanımadığım adama baktım. Yere bakıyordu.

"Hiçbir şey yok yenge."

"Siz kimsiniz?"diyerek adama doğru ilerledim.

"Ben gideyim."diyerek önümden geçip evden çıktı.

Şaşkınlıkla Ahmet'e döndüğümde gergin yüzünde bir gülümseme oluştu. Bir şeyler oluyordu. Acaba Arat'lara mı bir şey oldu?

"Bir şey olmadığına emin misin?"

"Evet yenge. Sen neden gelmiştin?"

"Sesinizi duydum. Bakayım dedim."

"Anladım. Ama bir şey yok."

"Peki. Arat'lardan bir haber var mı?"

"Y-yok."

Kafamla onaylayıp yanından ayrılıp odama geçtim. Yatağıma uzanıp hiçbir şeyi düşünmeden gözlerimi kapattım.

Boşlukta gibiydim, ama yaşıyorum.

⏳💙

Gözlerimi güneş ışıklarının yüzüme vurması ile uyandım. Ellerimle gözlerimi ovup yataktan doğruldum. Ne çabuk sabah olmuştu? Yataktan kalkıp banyoya girdim. Küveti ayarlayıp, üstümde ki kıyafetleri çıkardım. Küvete girip sıcak suyun bedenimi ele geçirmesine izin verdim.

Bugün ev bakacaktım. Günlerden cumartesi. Pazartesi günü de düzenli olarak okula gidecektim.

Aklımda hâlâ Arat vardı. Neden onu düşünüyorum? Hiçbir fikrim yoktu. Ne olursa olsun bunu neden yaptığını bilmek istiyorum. Elim yara izine gitti. Yavaş yavaş geçecekti. Biraz durduktan sonra duştan çıktım. İç çamaşırı ve kırmızı kazağımı, siyah taytımı giyip saçlarımı kuruttum.

Kapımın çalması ile 'gel' diye bağırdım. Kapı açılınca gelene baktım. Ahmet'ti.

"Yenge bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Yok sağol. Hayırdır? Bir şey mi oldu?"

"Yok yenge."

"Peki. Şey ben bugün ev bakmaya gideceğim sende benimle gelir misin?"

"Ne evi yenge? Arat kızar."

"O beni ilgilendirmez. Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum."

"Yenge ama Arat dedi k-"

"Bana ne Ahmet. Ben sadece benimle ev bakmaya gel."

"Peki yenge. Bir şey olursa seslenirsin. Salondayım."diyerek odadan çıktı.

Aynada kendime bakıp tarağı elime aldım.

Bundan sonra böyle olacaktı.

Yeni bir hayat, yeni bir yaşam.

Madem beni çok seviyordun, o zaman yanımda olurdun Arat Ataoğul.

......

Bölüm nasıldı?

Bölüm gecikti özür dilerim.

Sınır:40 oy 20 yorum

10 BİN OLDUK! SİZİ ÇOK SEVİYORUM. HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. İYİ Kİ VARSINIZ.

Sizi seviyorum 💕

Allah'a emanet olun 🙏

Continue Reading

You'll Also Like

6.4M 279K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
561K 35.3K 12
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri g...
1.7M 81.4K 49
Bir kız var, içine kapanık kız. Belli bir alanı var kendince güvenli olan. Bu güvenli alanın dışına çıkmayan bir kız. Bu kız arkadaşı telefonlarına c...
385K 21.2K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...