Kapının tıktıklanması ile gözlerimi açmadan "Efe sen kapıya bakar mısın?" diye sordum.
"Çalar çalar giderler." diyen Efe ile "Mantıklı," dedim ve Efe'ye sarılıp uyumaya devam ettim.
Kapı çalmaya devam edince "Gitmiyor bunlar." diye mırıldandım.
"Bir süre sonra sese alışılıyor." diyen Efe'yi "Kalk bak şu kapıya," dedim.
"Sen baksana." diyen Efe'ye "Hangimizin giyinmesi daha hızlı olur?" diye sordum.
"Ben yavaş bir canlıyım." diyen Efe ile ofladım.
"Efe sen vampirsin." diye söylendim.
"Uykum var." diyerek arkasını dönüp yatmaya devam eden Efe'ye tekme attım ve yataktan düşürdüm.
Efe acıyla inlerken "Bir daha yatağa falan da almam git bak kapıya," dedim.
Efe söylenerek giyinirken gözümü açtım ve "Söylenmeden giyinsen olmaz mıydı?" diye sordum.
"Olmazdı." diyerek yanağımdan öpen Efe'ye "Şu kapı kırılmadan defol git, bak. Yoksa o kapıdan önce seni kuracağım," dedim.
"Anlaşıldı." diyerek odadan çıkan Efe'nin üzerine yataktan kalktım ve üzerimi giyindim.
Aşağıya indiğimde sentor Efe ile sohbet ediyordu.
"Günaydın," dedim ve mutfağa geçip dolaptan su aldım.
"Ee dün kulübenin önünde evlenmek hakkında konuşmuşsunuz da benim de size bir haberim var," dedi sentor.
Konu ilgimi çekerken yanlarına gittim ve "Siz bunu nereden biliyorsunuz?" diye sordum.
"Cüceler duymuş. Önemli olan bu değil. Kahin ile az önce bir konuşma içerisine girdim ve bazı endişelerim var," dedi sentor.
"O kadını sevmiyorum. İlla bir bokluk çıkaracak," dedim.
"Ee ne dedi bu sefer?" diye sordu Efe.
"Bağlılıkları ile daldıkları bu yolda,
Kavuşmaları ile oluşan yaşam,
Hayal edildiği gibi harikulade olmayabilir,
Izdırap çekecekleri bu yolda bazı kayıplar yaşayacaklar,
Belki de kaybedecekler kendi parçalarını..."
"Bu kadının ağzından niye hâyırlı söz çıkmıyor?" diye sordum.