Koparılmış Kalpler (+18)

By iremburcuboza

261K 91.8K 22.1K

Hediye almayı sever misiniz? Peki ya aldığınız hediye kutularının içinden eski sevgililerinize ait kalpler çı... More

Bilgilendirme
Koparılmış Kalpler Prolog (+18)
Koparılmış Kalpler 1
Koparılmış Kalpler 2
Koparılmış Kalpler 3
Koparılmış Kalpler 4
Koparılmış Kalpler 5
Koparılmış Kalpler 6
Koparılmış Kalpler 7
Koparılmış Kalpler 8
Koparılmış Kalpler 9
Koparılmış Kalpler 10
Koparılmış Kalpler 11
Koparılmış Kalpler 12
Koparılmış Kalpler 13
Koparılmış Kalpler 14
Koparılmış Kalpler 15
Koparılmış Kalpler 16
Koparılmış Kalpler 17
Koparılmış Kalpler 18
Koparılmış Kalpler 19
Koparılmış Kalpler 20
Koparılmış Kalpler 21
Koparılmış Kalpler 22
Koparılmış Kalpler 23
Koparılmış Kalpler 24
Katil Özel Bölüm +18
Koparılmış Kalpler 25
Koparılmış Kalpler 26
Koparılmış Kalpler 27
Koparılmış Kalpler 28
Koparılmış Kalpler 29
Katil Özel Bölüm 2 (+18)
Koparılmış Kalpler 30
Koparılmış Kalpler 31
Koparılmış Kalpler 32
Koparılmış Kalpler 33
Koparılmış Kalpler 34
Koparılmış Kalpler 35
Koparılmış Kalpler 36
Koparılmış Kalpler 37
Soru
Koparılmış Kalpler 38
Koparılmış Kalpler 39
Koparılmış Kalpler 40
Koparılmış Kalpler 41
Koparılmış Kalpler 42
Koparılmış Kalpler 43
Koparılmış Kalpler 44
Katil Özel Bölüm 3 (+18)
Koparılmış Kalpler 45
Koparılmış Kalpler 46
Koparılmış Kalpler 47
Koparılmış Kalpler 48
Koparılmış Kalpler 49
Koparılmış Kalpler 50
Koparılmış Kalpler 51
Koparılmış Kalpler 52
Koparılmış Kalpler 53
Koparılmış Kalpler 55
Koparılmış Kalpler FİNAL
Katil Özel Bölüm FİNAL
Duyuru
Kelimelerin Sırrı Prolog
Kelimelerin Sırrı 1.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 2.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 3.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 4.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 5.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 6.Bölüm
Katil Özel Bölüm 1 (+18)
Kelimelerin Sırrı 7.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 8. Bölüm
Kelimelerin Sırrı 9.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 10. Bölüm
Kelimelerin Sırrı 11.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 12.Bölüm
Katil Özel Bölüm 2 (+18)
Kelimelerin Sırrı 13.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 14.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 15.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 16.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 17.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 18.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 19.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 20.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 21.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 22.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 23.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 24.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 25.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 26.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 27.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 28.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 29.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 30.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 31.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 32.bölüm
Kelimelerin Sırrı 33.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 34.Bölüm
Katil Özel Bölüm 3 (+18)
Kelimelerin Sırrı 35.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 36.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 37.Bölüm
Kelimelerin Sırrı 38.Bölüm

Koparılmış Kalpler 54

2K 1K 113
By iremburcuboza


Pınar;

Zihnimdeki altın kafese hapsedilmiş, ebedi özgürlüklerine kavuşabilmek için kanat çırpıp duran düşünce kuşları kadar çaresizim ama onlar gibi çabalamaktan vazgeçemeyecek kadar da umut dolu...

İçimdeki dolmak bilmez boşluk hissi giderek tüm benliğimi ele geçirirken hıçkırıklara boğulmuştum. Korktuğum şey olmuştu işte. Onu da kaybetmiştim. Hayata güçlükle tutunmaya çalışan bebeğim başarısız olmuştu. Sanki hiç var olmamış gibi silinmişti hayattan.

Savaş kollarını bana sarmış, ben ağlarken saçlarımı okşuyordu. Başımı ona çevirdiğimde onun da gözlerinin dolduğunu gördüm. İçimden 'nasıl bir adamasın sen?' diye geçirdim. Nasıl bir adam bir başkasının bebeği ardından böylesine üzülür?

Kollarımı boynuna dolamaya çalıştım. Serum kabloları işimi zorlaştırdığında bir küfür savurdum. Yüksek sesle küfretmem karşısında Savaş şaşkınca bana baksa da tek kelime etmedi ve yatağın ucuna oturup o kollarını bana doladı.

Uzunca bir süre ağladım. Artık ağlamaktan bitap düştüğümde ayrıldım sevgi dolu kollardan. Toparlanmam gerekiyordu. Kendim için olmasa bile Savaş için. Elimde kalan tek umudum için.

Gözlerimi kuruladığımda Savaş yataktan kalkıp beni izlemeye başladı. Meraklı gözlerini "İyiyim." diyerek yanıtladım.

"Buse de seni görmek istiyordu. Kapının önünde bekliyor. Eğer hazır değilim diyorsan evine yollayabilirim."

"Hayır, gelsin lütfen." diyerek gülümsemeye çalıştım. O kadar zor geldi ki gülümsemeye çalışmak, çarpılmış gibi göründüğüme neredeyse emindim. Buse'ye ihtiyacım vardı. Evet Savaş da destek olmaya çalışıyor başarılı da oluyordu ama benim dostuma ihtiyacım vardı. Beni tamamen tanıyan, gözlerimden ne hissettiğimi anlayan dostuma.

Savaş çıktı ve odaya tüm enerjisini saçan Buse geldi. Elinde kocaman bir papatya buketi, burnunda kırmızı bir palyaço burnu.

"Seni neşelendirmeye geldim küçük hanım." diyerek burnuna bir kez bastırdı. Çıkan ses karşısında şaşkınlığımı koruduğumu görünce "İnanamıyorum, hâlâ palyaçolardan hoşlanmıyor olamazsın Pınar. O çocukluğunda kalan bir korkuydu hani?" diyerek burnundakini çıkarttı.

"Öyle, korkmuyorum artık ama yine de sevimli gelmiyor. O kırmızı burun, boyalı yüz ve dev ayakkabılar. Allah aşkına bunlardan kim keyif alabilir ki?"

"Oysa yapacağım şakaları bile hazırlamıştım." diyerek dudak büzdü Buse ve anında bu halinden çıkıp kocaman gülümsemeyle yatakta ayak ucuma kuruldu.

"Senin refakatçin olmaya karar verdim Pınar. Böylece bu sıkıcı odada canının sıkılmasını engellemiş olacağız. Bir sürü moda ve magazin dergisi getireceğim. Bir de makyaj malzemeleri. Tıpkı sana, pijama partisine geldiğim zamanlardaki gibi birbirimizin yüzünü boyayacağız."

El çırpıp anlattıkları karşısında benden tepki bekledi ve umduğunu alamadı. Nihayet pes edip ciddi ve üzgün haline büründü.

"Hey, yaşadıkların çok ağır şeyler biliyorum. Sadece biraz olanları aklından çıkartmak istedim. Bana kızdın mı?" Dolu dolu boncuk gözlerini gözlerime dikmiş, titreyen dudağıyla cevap bekliyordu.

"Kızmadım Buse, rol yapmayı kesebilirsin. Şu tiyatro dersi gerçekten faydalı olmuş. İki dakikada bambaşka karakterlere büründün."

"Ahh evet, modacı olamazsam bir B planım olsun istedim. En kötü oyuncu falan olurum. Ne dersin?"

"Biraz uyusam iyi olacak derim." diyerek başımı diğer tarafa çevirip, yastığa gömüldüm. Evet Buse'yi yanımda istemiştim ama oturup dertleşmek için değil. Sadece sessizce yanımda durup başımı okşaması, elimi tutması için. Öyle de oldu. Buse yatakta kalan küçücük yere sığışarak bana arkadan sarıldı ve saçlarımla oynamaya başladı. Verdikleri ilacın da etkisiyle gözlerimi yumdum.

Yumduğum gözlerimi birkaç saatin ardından şiddetli bir ağrıyla açtım. Verdikleri ilacın etkisi geçmiş olmalıydı. Buse gitmiş başucumda Savaş oturuyordu.

"Buse'yi sana temiz kıyafetler hazırlaması için yolladım." dedi odada dolanan gözlerimi gördüğünde.
Hafifçe başımla onayladım.

"Necdet sorgu için kapıda nöbet tutuyor. Şimdi yapmak zorunda değilsin, yollayabilirim."

"Ne kadar erken anlatsam o kadar iyi olacak sanırım." dedim. Filmlerde hep anılar tazeyken sorgulamanın daha sağlıklı olduğu söylenmez miydi? Hayatım da giderek bir filme dönüştüğüne göre ayak uyduracaktım.

Savaş onaylayarak dışarı çıktı ve Necdet kapıdan başını uzatarak müsade istedi.

Elinde kayıt cihazı ve not defteri olan bir komiserle içeri girdi. Birkaç klasik sorunun ardından benim eklemek istediğim bir şey var mı, diye sordu.

"Katilin bir Pınar köşesi var. Benim fotoğraflarım, hatta çamaşırlarımın olduğu bir köşe."

"Bu da ne kadar takıntılı olduğunun bir ispatı işte." dedi Necdet kadın polis memuruna not almasını işaret ederken.

"Kafamı karıştıran şey eşyalarımı nasıl ele geçirdiği. Evime kolayca girip çıkabiliyor olmalı."

Necdet kaşlarını çatıp araştıracağını söyledi. Neyi araştıracaksa? Kilidimi değiştirmeme rağmen sonrasında evime girmeyi başaran bir herifi nasıl araştıracaktı acaba?

Bulunduğum mekan, katilin konuşmaları gibi soruların ardından asıl soruyu sordu.

"Katilin fiziksel görünüşü ile ilgili ne söyleyebilirsiniz? İlk kaçırılmanızda olduğu gibi yine arkanızda mı durdu hep?"

"Hayır, başta şapka takıyordu ama onu tanımamı istediği için şapkasını da çıkarttı. "

Necdet şok olmuş gibi görünüyordu.

"Tanıdınız mı peki? Kimmiş?"

"Yağız. Karşı komşu oğlu. Annesi babam yüzünden intihar etmiş. Babamın onun babası olduğunu söyledi. "

Yüzündeki şaşkınlık yerini heyecana bıraktığında neşeli denebilecek bir sesle konuştu.

"Yani size yüzünü de gösterdi öyle mi? Hatırlıyor musunuz? Robot resmini çizdirecek kadar yakından görebildiniz mi?"

"Hem de her hücresine kadar hatırlıyorum." Dediğimde katilin yüzü zihnimde canlanmaya başlamıştı bile. Kabuslarıma konu olacak o yüzü uzun bir süre unutabileceğimi de sanmıyordum.

Necdet katil hakkında bir ipucu bulmanın heyecanını kenara bırakıp düşünceli bir hale geldi.

"Size yüzünü göstermesine rağmen hayatta mı bıraktı yani?"

Bunu neden yaptığını pek anlayamamış olsam da başımla onayladım.

"Peki Pınar Hanım, nasıl kurtuldunuz? Sizi bir hastane bahçesinde buldular. Oraya nasıl getirildiğinizi anlatır mısınız?"

Bilmediğim şeyi nasıl anlatacaksam!

"Hatırlamıyorum. En son hatırladığım şey katil yanımda oturuyordu. Sözlerine çok sinirlenmiştim. Sonra şiddetli bir sancı hissettim ve kanamamın olduğunu gördüm. Bana bir şey olmasına izin veremedi sanırım. Ben bayıldığımda beni çıkarıp hastaneye bırakmış olmalı."

Necdet duyduklarına sevinmemiş görünse de robot resim için en kısa zamanda bir uzmanın geleceğini söyleyip dışarı çıktı. Diğer polis memuru da defterine son cümlelerini yazıp baş ucuma geldi.

"Pınar hanım, bu ifade verme işinin bu kadar erken yapılmaması için amirime direttim ama ikna edemedim. Kaybınız için çok üzgünüm." dedi içten bakışlarla. Sanırım kadın memurlar halden anlayıp Necdet gibi öküz olmuyordu.

Teşekkür ettiğimde Savaş da içeri dalmış, gülümseyerek beni selamlamıştı.

"Sevda ile tanıştınız demek. O Zeynel salağından sonra seni kollayacak sağlam bir komiser istedim Polat Amirden. Sevda da bizi kırmadı ve kabul etti sağ olsun."

"Bana o kadar iyiliğiniz dokundu başkomiserim, sevdiğiniz kadını korumak benim için bir onur meselesi artık. Müsaade ederseniz bu notları Necdet başkomisere verip kapıdaki nöbetime başlayacağım."

Savaş tekrar teşekkür edip yanıma oturdu.
"Sevda'nın genç olduğuna bakma. Zeynel ayısından daha dikkatli ve tetiktedir her zaman. Ona güvenebilirsin."

"Beni kimin koruduğunun bir anlamı yok Savaş. Ben bebeğimi koruyamadıktan sonra..."

Yine gözlerim dolmuş, ağlamamak için mücadele verir olmuştum. Savaş tek kelime etmedi ve yanımda oturmaya devam etti.

On beş, yirmi dakikalık sessizliğin ardından kendimi toplayıp sordum:
"Bir gelişme var mı? Haber alabildin mi?"

"Bergüzar'ı araştırıyorlar. Merkeze almışlar. Telefon kayıtlarında sistemde kayıtlı olmayan bir numaradan şüpheli görüşmeler tespit edildi. Merkezde seninle görüşeceği günün tarihinin olduğu bir mesaj almış. Sanırım Necdet haklıydı. O da bu işin içinde."

"Beni bulmasını katil mi istemiş yani? Sebebi ne ki? Kadının benimle bir ilgisi bile yok."

"Ama benimle var. Ben öz kardeşimin derdine düşüp seni yalnız bırakacaktım. Ki bir yerde isteği de oldu. Sana bu şekilde ulaştı. Benim yüzümden."

Gözlerinin dolduğunu gizlemek için benden kaçırdı ve telefonuna yöneltti. O telefonla meşgulken kaçırılmamdan kendini sorumlu tuttuğu için bu kadar sarsıldığının farkına varmıştım nihayet.

"Savaş, seninle bu yaşadıklarımın bir bağlantısı yok. Sen, ben kaçırılırken yanımda olsan da olabilirdi bu. O çoktan planını yapmış. Baksana en ince detayına kadar. Bugün olmazdı da belki yarın olurdu. Ben her şekilde bebeğimi kaybedecektim. Kendini bundan sorumlu tutma lütfen."

Sanki bu sözlerimi hiç duymamış gibi kaldırdı başını.

"Yağız Solak. Eskiden sizin komşunuzun oğluymuş!"

Gerçekmiş. Bana gerçek ismini vermiş! Sonunda bir adım daha yaklaştığımızı hissettim. Katili yakalamaya bir adım daha yakındık artık ama neden? Bu kadar plan yapan bir adam kendini niye ele versindi?

"Sonuç? Nerde oturduğunu bulmuşlar mı? Yakalamış mı polis?"

Başını iki yana salladı öfkeyle.

"Annesi o henüz 10 yaşındayken ölmüş. Kokudan rahatsız olan insanların şikayeti üzerine kadının cesedini iki sokak aşağıda çöp konteynırında bulmuşlar. İnthar ettiğine göre onu çöpe biri taşıdı demektir ki 10 yaşındaki bir çocuk bunu tek başına yapamaz. Bu işte başka bir iş daha var Pınar. Kadının kimliği tespit edildiğinde çocuğundan iz yokmuş. Polis sisteme kayıp olarak işlemiş ama bunca sene hiç ses seda çıkmamış."

"Yani? Yine mi bulunamadı bu pislik?"

"Bizimkiler araştırıyormuş. Annesini tanıyan komşularla tekrar konuşulacak. Üzerinden bunca sene geçtikten sonra insanların bir şeyler hatırlayacağını sanmıyorum gerçi. Annenle de konuşacaklar. O yaşta bi çocuğun parmak izi yoktur sistemde. Yine de babanın DNA'sıyla bir arama yapmalarını söyledim. Eğer dediği doğruysa, Bekir Bey, onun öz babasıysa katile bu şekilde ulaşabiliriz sadece."

Tam ağzımı açmıştım ki kapı tıklatıldı ve Sevda içeri girdi.
"Bir ziyaretçiniz var Pınar Hanım, içeri alayım mı?"


Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi unutmayınız lütfen.

Sorulara gelecek olursaaaak, sonunda Bergüzar'ı sorguya aldılar. Katile bu şekilde ulaşabilirler mi dersiniz?

Ve katil nasıl izini kaybettirmiş olabilir?

Bir diğer soru da bölüm sonu, Pınar'ın ziyaretçisi sizce kim?

Tabii klasik sorumuzla bitiriyoruz, bu Yağız Solak kim?
Koparılmış Kalpler'i beğeniyorsanız okuma listenize eklerseniz beni çok mutlu edersiniz. Hepinize şimdiden teşekkürler 🥰
Çarşamba görüşmek üzere, heyecan dolu bir bölüm olacak

Continue Reading

You'll Also Like

83.2K 1.5K 42
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim "Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sını...
2.4K 248 11
'Ah Mine'l-Aşk' Mem ile Zin'in öyküsü tanıdık bir macera. Leyla ile Mecnun'un, Yusuf ile Züleyha'nın, Arzu ile Kamber'in, aşk ateşiyle birbirini y...
111K 2.7K 30
Doğa Vural'ın babası Kayhan Vural, en büyük düşmanı Karan Karademir tarafından öldürülür ve bunun ardından Doğa Vural'ı tutsak olarak evine kapatır...
1.7K 941 65
" Başlatma, kızının yaşından okulundan yeter artık okul okumıyacak. Evlenecek çoluk çocuk sahibi olacak." Tamam bey sen nasıl istersen öyle olsun de...