#35#

2K 75 209
                                    


"Bazen arpam fazla geliyor anne"

BEYZA'NIN ANLATIMIYLA...

"Sen kendini ne sanıyorsun lan şerefsiz!"

"Sakin ol Burak lütfen!"

"Ulan sen kimsin! Bak hala aklıma geldikçe deliriyorum!"

"Kendine gel! Bağırmayı kes, tamam otur şuraya biraz sakinleş"

Gözleri dolu dolu oldu, ve bana yakalaştı, gözlerimin içine baktı, saçlarımı okşadı.

"Biz eskiden nasıldık, şimdi nasılız? Beyza, ben o günleri özledim, ben seni özledim. Ama var ya o or*spu çocuğu karşıma çıkmasın! Onu mahvedeceğim!"

"Sakin ol, ben sana inanıyorum tamam mı! Bizden ne istiyorlar, bilmiyorum ilk önce bunu bulacağız ama kimseye çaktırmayacağız hiçbirşeyi"

"İnandın mı bana gerçekten!" dedi gözündeki yaşlar ve acı bir tebessümle.

"İnandım, bu adamın yaptığı pislikleri de öğrendim, sana inandım ben, tamamıyla inandım içimde en ufak bir şüphe yok artık!"

***

SABAH SAATLERİ...

Sabahın köründe kalkmış kahvaltı hazırlıyordum, malum Barış okula, Burak'ta işe gidecekti. Bense yorgunluktan sabah sabah zombi gibiydim. İki koca adamı da uyandırdıktan sonra çayları doldurdum.

"Gün-ay-dııın! Çekirdek aileeeem!" diye mutfağa Barış girdi! Bu çocuk bana hiç çekmemiş! Aynı babası! Sabah bir insan nasıl bu kadar enerjik olabilir! Yarısını bana verse o enerjinin de sabahları bu zombi halimden kurtulsam!

"Günaydın şövalye, ne bu enerji sabah sabah!"

"Bazen arpam fazla geliyor ya anne sem öyle diyorsun, öyle birşey herhalde"

"Arpası fazla gelmiş şövalye kahvaltısnı etsin! Çeneyi bırakalım lütfen!"

"Nereye bırakayım anne bir yer söyle" dedi gülerek, kendince benimle dalga geçiyordu. Vardı bunda da birşeyler!

"Masaya bırakıver" dedim gülerek.

***

Burak'ta gelip kahvaltımızı ettikten sonra onlar çıktı. Bana ise kahvaltıyı toplamak kaldı.

Bir şekilde işlerimi bitirmiş sonunda televizyon başına geçmiş bir şeyler izliyordum. Sonra birden içim geçmiş uyuya kalmışım. Kapı yıkılırcasına çalınıyordu bende o ara uyandım, kapıya öyle sert öyle hızlı vuruluyordu ki hem uykudan yeni kalkmanın verdiği mahmurluk hem de o korkuyla iyice gerilmiştim. Kapıya açtığımda karşımda Burak vardı.

"Ne oluyor Burak, kapıyı alacaklıdan beter çalıyorsun! Anahtarın suyu mu çıktı!"

"Evet çıktı! Çıktı! Bana inanacaksın sonunda!" diye bağırdı hem heyecanla. En son Fenerbahçe maçında bu heyecanla bu kadar bağırıyordu sevinçten, şaşırtıcı!

"Burak geç içeri düzgünce anlat anlamıyorum hiç birşey!"

İçeri geçti koltuğa da oturmuyor, bir oraya bir buraya gidip geliyordu.

"Ay Burak! Otur da anlat artık, başım döndü!"

"Sen bana inanmıyordun ya hani, birde en son bu telefonlar falan gelmişti, bulalım diyorduk seninle-"

"Evet, ne olmuş?"

"Kim olduğunu buldum! Ama elimde kalacak!"

"Kimmiş?"

"Bora şerefsizi!"

"Kim, kim, kiim!"

"Bora diyorum kızıım Bora! Şerefsizin önde gideni!"

"Bizimle ne alakası var ki onun, amacı ne yani niye böyle birşey yapmış?"

"Sana baştan anlatayım hepsini, bizim şirkette benim odamda yedek kıyafetlerimin olduğu dolap var ya, bu şerefsiz gitmiş o gömlek işini benim gömleğimi alıp halletmiş, kamera kayıtları var benim odama girerken izletebilrim"

"Tamam, boşver onu, peki niye yani? Bizi ayırmakla eline ne geçecekmiş?"

"Bilmiyorum, ama bu ihale işinden beri bana kızgın! Ben nereden bileyim böyle bir şerefsizlik yapacağını! Tam bir or*spu çocuğu ya! İnsan işte ayağımı kaydırmaya çalışır, bu şerefsiz anlamış en hadsas noktamın sen olduğunu oradan vurmuş belli ki"

"Senin odana nasıl girmiş peki? Siz aynı yerde çalışmıyorsunuz ki?"

"Geçenlerde bir toplantı vardı, üç şirketle, biri de bunun şirketi işte! Bir ara telefonla konuşmaya çıkmıştı, büyük ihtinalle o zaman girdi odaya işte!"

"Karaktersiz, adi pislik! İşte gücü yetmemiş böyle pis işlerle seni yıkmaya çalışıyor!"

"Bana inandın mı artık, lütfen, bak ben çok yoruldum artık! Beyza!"

"İnandım, ben sana tamam mı sakin ol!"

"Gel buraya" dedi ve bana sarıldı. O kadar sıkı sarılıyordu ki kemiklerim kırılacak gibi hissettim.

"Burak, biraz fazla sıkı sarılmıyor musun?"

"Yoo, bana inanmadığım zamanın acısını çıkarıyorum, seni çok özledim ben ya! Aynı evin içinde yabancı oldun bana, o bizim sıpayla bile daha çok konuştun sana küsebilirim bu yüzden, ama yapmayacağım niye biliyor musun?"

"Bilmiyorum, niye? Söyle bileyim"

"Çünküü! Ben karımı çok özledim, şu an ne kadar uykulu olsa da!" dedi gülerek.

"Gel beraber uyuyalım, birde film açmışsın!"

"Evet açtım da, sen geri dönmeyecek misin?"

"Hayır, bugün çok işim yoktu zaten, Barış'ı da Nilay'lar alacakmış Melisa'yla projeleri mi ne varmış, Ege söyledi bugün"

"Benim haberim var zaten, Nilay söylemişti bana da konuştuk onunla"

"Eee ne izliyoruz Sherlock?" diye takıldım Burağa.

"Hesapta Aşk diye bir film var, aç onu izleyelim, güzele benziyor"

***

BURAK'IN ANLATIMIYLA...

Uyuyakaldı, omzumda. Hiçbir filmde ya da dizi de dayanamıyor uyuyor. Görseniz birde güzel uyuyor! Sonunda inandırdım bizim inatçıyı! Ama o şerefsizle de bir hesabım var unutmadım! Hiçbir zaman, hiçbirşey yıldırmadı beni. Ondan hiç vazgeçmedim. O ne kadar gitmek istese de benden. O da çok kırılmıştı geçmişte, ancak böyle koruyabilirdi kendini. Kaç parçaya bölündük, neler yaşadık! Ama şimdi! Beyza'm yanımda, bana inanıyor, bana görünmez duvar örmüyor artık. Benden mutlusu yok bugün! ULAN BURAK! İNANIRDIN SONUNDA! Böyle bağırmak herkese duyurmak istiyordum!

***

Ben geldiim🥳

Neler yapıyorusnuz canlaar! Bu bölüm hep yarım kalmıştı sonunda tamamladım ve şimdi sizlerle! Sizde özlediniz değil mi! Biliyoruum :) Ama ödevlerrden fırsat bulamıyorum ki! Beyza ve Burak'ta barıştı sonunda rahat bir nefes alabiliriz bence! Sizce?

Neyse şimdilik benden bu kadar! Kendinize çok iyi bakın! Birde diğer kitabıma da bir göz atmayı unutmayın, üvey evlat muammelesi görüyor resmen!😂

DİĞER KİTAPLARIMA HESABIMDAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

Kendinize ve sevdiklerinize çok iyi bakın, ben bu bölümü geç yükledim ama olsun size yine de MUTLU YILLAR, HOŞÇAKALIN...💗

KİMSİN SEN? | YT  Where stories live. Discover now