♢11♢

3K 255 61
                                    

"Onu öptüm!'"
"Ben!"
"Park Jimin!"
"Öptüm bildiğin!"

Jimin odasında volta atıyordu. Taehyung ve Jungkook ise sadece hareketlerini izliyorlardı.

"Tamam, biraz bencillik etmiş olabilirim."
"Uyuyup uyumadığına pek dikkat etmedim ama uyanık olsa bana kızardı, değil mi?"

Jungkook kedi formunda olmasa kesinlikle göz devirirdi. Jimin yaklaşık iki saattir öpücükten bahsediyordu ve Jimin'in bu kutsal anı sürekli dile getirmesi sinirini bozmaya başlamıştı.

"Bak şimdi tekrar anlatmaya başlıyorum. Biz arkadaşlarla oyun oynuyorduk ve o hoşlandığı birisi olduğunu söyledi. Kim olduğunu da söylemedi, yani.. o kişi ben de olabilirim demek! Neyse, benim o an moralim bozuldu tabii. Jungkook ile çadıra girdiğimizde üzgün olduğunu söyledi. Peki neden üzgün olduğunu söyledi?! Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama ben uyuyamadım. Jungkook'a baktığımda çok güzel görünüyordu. Uyuduğunu varsayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım!"

"Tamam Jimin, az dur da motorun soğusun canım arkadaşım."

"Ee.. o zaman ben bir mutfağa gidip su içeyim." dedi ve odadan çıktı. Taehyung ise sırıtarak Jungkook'a döndü.

"Seni gidi şanslı pisicik." Kahkaha attı.

"Öpücüğün etkisi olsa gerek, Jimin'i ilk kez böyle gördüm."

Jimin sırasında oturmuş Jungkook'u dikizliyordu. Jungkook ise dikizlendiğinin farkındaydı, hoşuna gitmiyor da değildi tabii. Taehyung arkadaşını dürttü.

"Biraz daha bakarsan çocuğun içine düşüceksin." Jimin göz devirdi. İlk kez bu duyguları tadıyordu, böyle güzel duyguları da mı yaşamayacaktı?

"Sus Taehyung."

"Bak ne diyeceğim Jimin, sen bu çocuğuna teneffüste açıl. Yarın da düğününüzü yaparız her şey biter."

"KIM TAEHYUNG!" Öğretmenin bağırması ile yerine sindi. O kısacık anda bile Jimin'in gözleri Jungkook'u bulmuştu. Jimin bakışlarını kaçırıp öğretmene döndü.

"Evet, melez hayvanlar veya insanlar iki farklı türün birbiri ile çiftleşmesine mi denir çocuklar?"

"Tür değil de ırk olabilir mi hocam?"

"Tür deyince insan-hayvan ilişkisine girmiyor mu?" demesiyle sınıftaki herkes gülmeye başladı.

"Gülmeyin be! Ben sizin dersi dinleyip dinlemediğinizi test etmek için sormuştum. Demek ki dinliyormuşsunuz, aferin size."

Ardından çıkış zili çalmıştı. Herkes sınıftan teker teker çıkarken Jimin bilerek oyalanıyordu, Jungkook'un aksine. Jungkook çantasını sırtına takıp kapıdan çıkacaktı ki kendisine seslenildi.

"Jungkook!" Bakışlarını seslenen kişiye çevirdi.

"Acaba direkt eve gitmesen de beraber takılsak?" dedi utangaç bir tavırla Jimin.

"Olmaz! Yani şey.. yapacağım ödevlerim var Jimin-shii." Jimin dudaklarını büzünce Jungkook yutkundu.

"Pekala tavşancık, yarın görüşürüz o zaman." Sözünü bitirip Jungkook'a yaklaştı. Her saniye daha da yakınlaşmasıyla Jungkook'un kalbi gittikçe hızlandı. Jimin yanağına uzun süreli bir öpücük bırakıp geri çekildi. Jungkook ise yere çivilenmiş gibiydi âdeta. Jimin hızlıca yanından ayrılıp giderken aklına Jimin'den önce eve varması gerektiği gelmişti. Okulun arka kapısından çıkıp eve doğru son hızda koşmaya başladı.

●●●

Merhaba~ Bölüm atmamı beklemiyordunuz değil mi?
Bu bölüm kısa oldu ama çarşamba günü bir bölüm daha atıcam, yani ikisi birlikte 1 bölüm etmiş gibi düşünün.

Biliyorsunuz sınavların ne zaman başlayacağı açıklandı ve bizim okul 1 hafta erken yapmayı düşünüyormuş. O sebeple uzun bir süre giremeyeceğim.

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. ☆

Kendinize iyi bakın!~ ♡

Kendinize iyi bakın!~ ♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hybrid Cat | JikookWhere stories live. Discover now